Kur'an İçerisinde Arama
Sayfayı Yenile
Arapça Metin Arama (Harekeli)
Aranan Kelime : bi
Aranan Yer : Arapça Kelime Meali (Latin Harfleriyle)
Bulunan Sonuç : 4843
-
1-Fâtiha 1
bi ismi allahi : Allah'ın ismi ile
-
1-Fâtiha 2
rabbi : Rab
-
1-Fâtiha 7
el magdûbi : gadap, öfke duyulanlar
-
10-Yunus 1
el kitâbi el hakîmi : hikmetli kitap
-
10-Yunus 2
inde rabbi-him : Rab'lerinin katında
-
10-Yunus 2
mubînun : açıkça, apaçık
-
10-Yunus 3
yudebbiru el emre : işleri takdir eder, tedbir eder
-
10-Yunus 4
bi el kıstı : adalet ile
-
10-Yunus 4
bimâ : şey sebebiyle, dolayısıyla
-
10-Yunus 5
bi el hakkı : hak ile
-
10-Yunus 7
bi el hayâti ed dunyâ : dünya hayatında
-
10-Yunus 7
bi-hâ : onunla
-
10-Yunus 8
bimâ : dolayısıyla, gereğince
-
10-Yunus 9
bi îmâni-him : îmânları ile, dolayısıyla
-
10-Yunus 10
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbine
-
10-Yunus 11
bi el hayri : hayrı
-
10-Yunus 12
li cenbi-hî : yan üstü yatarken
-
10-Yunus 13
bi el beyyinâti : beyyinelerle, delillerle
-
10-Yunus 15
e'ti bi kur'ânin : bir Kur'ân getir
-
10-Yunus 15
in ettebiu : tâbî olursam
-
10-Yunus 15
rabbî : Rabbime
-
10-Yunus 16
bi-hî : onu
-
10-Yunus 16
lebistu : kaldım, bulundum
-
10-Yunus 17
bi âyâti-hî : onun âyetlerini
-
10-Yunus 18
e tunebbiûne âllâhe : Allah'a haber mi veriyorsunuz
-
10-Yunus 18
bi mâ : şey(ler)i
-
10-Yunus 19
min rabbike : senin Rabbinden
-
10-Yunus 20
min rabbi-hi : onun Rabbinden
-
10-Yunus 22
bi-him : onlarla
-
10-Yunus 22
bi rîhin : bir rüzgâr ile
-
10-Yunus 22
bi-hâ : onunla
-
10-Yunus 22
bi-him : onlarla
-
10-Yunus 23
bi gayri el hakkı : haksız yere
-
10-Yunus 23
fe nunebbiu-kum : o zaman size haber vereceğız
-
10-Yunus 23
bi-mâ : şeyleri
-
10-Yunus 24
bi-hî : onunla
-
10-Yunus 24
bi el emsi : dün
-
10-Yunus 27
bi misli-hâ : onun bir misli iledir
-
10-Yunus 29
billâhi (bi allâhi) : Allah
-
10-Yunus 31
yudebbiru el emre : işleri düzenleyip, idare eder, yürütür
-
10-Yunus 33
rabbi-ke : senin Rabbin
-
10-Yunus 36
yettebiu : tâbî oluyor
-
10-Yunus 36
bi-mâ : şeyleri
-
10-Yunus 37
el kitâbi : kitabı
-
10-Yunus 37
rabbi : Rabbi
-
10-Yunus 38
bi sûretin : bir sure
-
10-Yunus 39
bi-mâ : şeyi
-
10-Yunus 39
bi ilmi-hi : onun ilmini
-
10-Yunus 40
bi-hi : ona
-
10-Yunus 40
bi-hi : ona
-
10-Yunus 40
bi el mufsidîne : fesat (bozgunculuk) çıkaranlar
-
10-Yunus 45
bi likâi allâhi : Allah'a mülâki olmak (ulaşmak)
-
10-Yunus 47
bi el kıstı : adaletle
-
10-Yunus 51
bi-hi : ona
-
10-Yunus 51
bi-hi : onu
-
10-Yunus 52
bi-mâ : şey ile
-
10-Yunus 53
ve yestenbiûne-ke : ve senden haber soracaklar
-
10-Yunus 53
î ve rabbî : evet Rabbime andolsun
-
10-Yunus 53
bi mu'cizîne : aciz bırakan kimse
-
10-Yunus 54
bi-hi : onu
-
10-Yunus 54
bi el kıstı : adaletle
-
10-Yunus 57
min rabbi-kum : Rabbinizden
-
10-Yunus 58
bi fadli allâhi : Allah'ın fazlı ile
-
10-Yunus 58
ve bi rahmeti-hî : ve onun rahmeti ile
-
10-Yunus 58
fe bi zâlike : artık böylece
-
10-Yunus 61
an rabbi-ke : Rabbinden
-
10-Yunus 61
fî kitâbin mubînin : kitab-ı mübînde
-
10-Yunus 66
ve mâ yettebiu : ve tâbî olmaz
-
10-Yunus 66
yettebiûne : tâbî olurlar
-
10-Yunus 68
bi hâzâ : buna ait
-
10-Yunus 70
bi-mâ : şeyler sebebiyle, dolayısıyla
-
10-Yunus 71
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri
-
10-Yunus 73
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
10-Yunus 74
fe câû-hum bi \n(câe) \n(câe bi) : o zaman onlara getirdiler \n: (geldi) \n: (getirdi)
-
10-Yunus 74
bi mâ kezzebû : yalanladıklarından dolayı
-
10-Yunus 74
bihi : onu
-
10-Yunus 74
alâ kulûbi : kalplerin üzerini
-
10-Yunus 75
bi âyâti-nâ : âyetlerimizle
-
10-Yunus 76
mubînun : apaçık, açıkça
-
10-Yunus 78
bi mu'minîne : inanacak, îmân edecek
-
10-Yunus 79
bi kulli : bütün, hepsini
-
10-Yunus 81
bi-hi es sihru : o sihir iledir, o sihirdir
-
10-Yunus 82
bi kelimâti-hi : kelimeleri ile, sözleri ile
-
10-Yunus 84
bi allâhi : Allah'a
-
10-Yunus 86
bi rahmeti-ke : senin rahmetin ile
-
10-Yunus 87
bi mısra : Mısır'a
-
10-Yunus 88
an sebîli-ke : senin yolundan
-
10-Yunus 88
alâ kulûbi-him : kalplerinin üzerini, kalplerini
-
10-Yunus 89
ve lâ tettebi : ve tâbî olmayın
-
10-Yunus 89
sebîle : yol
-
10-Yunus 90
bi benî isrâîle : İsrailoğullarını
-
10-Yunus 90
bi-hi : ona, kendisine
-
10-Yunus 92
bi bedeni-ke : senin bedenin ile
-
10-Yunus 94
min rabbi-ke : Rabbinden
-
10-Yunus 95
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
10-Yunus 96
rabbi-ke : senin Rabbin
-
10-Yunus 100
bi izni allâhi : Allah'ın izni ile
-
10-Yunus 107
bi durrin : bir zarar, bir darlık, bir sıkıntı
-
10-Yunus 107
bi hayrin : bir hayrı
-
10-Yunus 107
bi-hi : onu
-
10-Yunus 108
min rabbi-kum : Rabbinizden
-
10-Yunus 108
bi vekîlin : vekil
-
10-Yunus 109
vettebi' (ve ittebi') : ve tâbî ol
-
10-Yunus 109
vasbir (ve ısbir) : ve sabret
-
100-Âdiyât 4
bi-hî : onunla
-
100-Âdiyât 5
bi-hî : onunla
-
100-Âdiyât 6
li rabbi-hî : Rabbine
-
100-Âdiyât 8
li hubbi : ...'a sevgisi
-
100-Âdiyât 11
bi-him : onlardan, kendilerinden
-
100-Âdiyât 11
habîrun : haberdar olan
-
102-Tekâsür 2
el mekâbira : kabirler, mezarlar
-
103-Asr 3
bi el hakkı : hakkı
-
103-Asr 3
bi es sabrı : sabrı
-
105-Fil 1
bi ashâbi : sahiplerine
-
105-Fil 3
ebâbîle : ebabil
-
105-Fil 4
bi hicâretin : taşları
-
107-Mâ'ûn 1
bi ed dîni : dîni
-
108-Kevser 2
li rabbi-ke : Rabbin için
-
109-Kâfirûn 3
âbidûne : kul olanlar, tapanlar
-
109-Kâfirûn 4
âbidun : kul olan, tapan
-
109-Kâfirûn 5
âbidûne : kul olanlar, tapanlar
-
11-Hûd 1
habîrin : herşeyden haberdar olan
-
11-Hûd 3
yevmin kebîrin : büyük gün
-
11-Hûd 5
bi zâti es sudûri : göğüslerde, sinelerde olanı
-
11-Hûd 6
fî kitâbin : bir kitaptadır
-
11-Hûd 6
mubînin : apaçık
-
11-Hûd 7
mubînun : apaçık
-
11-Hûd 8
yahbisu-hu : onu (hapseden), tutan, men eden
-
11-Hûd 8
bi-him : onları
-
11-Hûd 8
bi-hî : onunla
-
11-Hûd 11
kebîrun : büyük
-
11-Hûd 12
bi-hî : onunla
-
11-Hûd 13
bi aşri : on tane
-
11-Hûd 14
bi ilmi allâhi : Allah'ın ilmiyle
-
11-Hûd 16
ve habita : ve boşa gitti, heba oldu
-
11-Hûd 17
min rabbi-hi : onun (kendi) Rabbinden
-
11-Hûd 17
bi-hi : ona
-
11-Hûd 17
bi-hi : onu
-
11-Hûd 17
min el ahzâbi : hiziplerden, topluluklardan
-
11-Hûd 17
min rabbi-ke : senin Rabbinden
-
11-Hûd 18
alâ rabbi-him : Rab'lerine
-
11-Hûd 18
alâ rabbi-him : Rab'lerinin üzerine (Rab'lerine)
-
11-Hûd 19
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
11-Hûd 19
bi el âhireti : ahireti
-
11-Hûd 23
ilâ rabbi-him : Rab'lerine
-
11-Hûd 25
mubînun \n(ebâne) : ifadesi açık ve kesin olan, fasih konuşan, açıklayan, açıkça ifade eden kişi \n: (açık konuştu, kesin ifade etti)
-
11-Hûd 27
kâzibîne : yalanlayanlar, yalancılar
-
11-Hûd 28
min rabbî : Rabbimden
-
11-Hûd 29
bi târidi : uzaklaştıran, kovan
-
11-Hûd 29
rabbi-him : Rab'lerine
-
11-Hûd 31
bi-mâ : şeyleri
-
11-Hûd 32
bi-mâ : şeyleri
-
11-Hûd 33
bi-hi : onu
-
11-Hûd 33
bi mu'cizîne : aciz bırakan kimseler
-
11-Hûd 36
bi-mâ : şeyler sebebiyle
-
11-Hûd 37
bi a'yuni-nâ : bizim gözetimimiz ile, gözetimimizle gözlerimizin önünde
-
11-Hûd 41
bismillâhi (bi ismi allâhi) : Allah'ın adıyla
-
11-Hûd 41
rabbî : benim Rabbim
-
11-Hûd 42
bi-him : onlarla
-
11-Hûd 45
rabbi : Rabbim
-
11-Hûd 46
bi-hi : onun hakkında
-
11-Hûd 47
rabbi : Rabbim
-
11-Hûd 47
innî eûzu bi-ke : muhakkak ki ben sana sığınırım
-
11-Hûd 47
bi-hi : onu, onun hakkında
-
11-Hûd 48
yâ nûhu ıhbıt : ey Nuh in
-
11-Hûd 48
bi selâmin : selâmetle
-
11-Hûd 49
el gaybi : gayb (bilinmeyen)
-
11-Hûd 49
fasbır (fe isbır) : artık sabret
-
11-Hûd 53
mâ ci'te-nâ bi : bize getirmedin
-
11-Hûd 53
bi târikî : terkeden
-
11-Hûd 53
bi muminîne : inananlar
-
11-Hûd 54
bi sûin : sui olarak, kötülükle, fena halde
-
11-Hûd 56
rabbî : benim Rabbim
-
11-Hûd 56
ve rabbi-kum, : ve sizin Rabbiniz
-
11-Hûd 56
bi nâsıyeti-hâ : onun perçemini (saçların alındaki kısmını)
-
11-Hûd 56
rabbî : benim Rabbim
-
11-Hûd 57
bi-hi : onu, ona, onunla, kendisiyle
-
11-Hûd 57
rabbî : benim Rabbim
-
11-Hûd 57
inne rabbî : muhakkak ki benim Rabbim
-
11-Hûd 58
bi rahmetin : bir rahmet ile
-
11-Hûd 58
min azâbin : azaptan
-
11-Hûd 59
bi âyâti : âyetleri
-
11-Hûd 59
rabbi-him : onların Rabbi (Rab'leri)
-
11-Hûd 60
ve utbiû : ve tâbî tutulurlar
-
11-Hûd 61
rabbî : benim Rabbim
-
11-Hûd 62
murîbin : şüphe veren, şüphe edilen
-
11-Hûd 63
min rabbî : Rabbimden
-
11-Hûd 64
bi sûin : kötülükle
-
11-Hûd 65
gayru mekzûbin : yalanlanmayan, tekzip edilmesi olmayan
-
11-Hûd 66
bi rahmetin : bir rahmetle
-
11-Hûd 69
bi el buşrâ : müjde ile
-
11-Hûd 69
fe mâ lebise : bunun üzerine, çok geçmedi (gecikmeden)
-
11-Hûd 69
en câe bi : getirmesi
-
11-Hûd 71
bi ishâka : İshak ile
-
11-Hûd 73
ta'cebîne : şaşırıyorsun
-
11-Hûd 76
emru rabbi-ke : Rabbinin emri
-
11-Hûd 77
sîe bi-him : onlarla, onlardan dolayı fena oldu, üzüldü
-
11-Hûd 77
ve dâka bi-him zer'an : ve onlardan dolayı içi daralıp, telâşlandı
-
11-Hûd 80
bikum : size, size karşı
-
11-Hûd 81
rabbi-ke : senin Rabbin
-
11-Hûd 81
bi ehli-ke : (senin) ailenle birlikte
-
11-Hûd 81
bi kıt'ın : bir kısmında (bir parçasında, bir kıtasında)
-
11-Hûd 81
bi karîbin : yakın
-
11-Hûd 83
rabbi-ke : senin Rabbin
-
11-Hûd 83
bi baîdin : uzak
-
11-Hûd 84
bi hayrin : hayırda (refah ve bollukta)
-
11-Hûd 85
bi el kıstı : adalet ile
-
11-Hûd 86
bi hafîzin : muhafız, gözleyici
-
11-Hûd 88
min rabbî : Rabbimden
-
11-Hûd 88
billâhi (bi allâhi) : Allah iledir
-
11-Hûd 89
bi baîdin : uzak
-
11-Hûd 90
rabbî : benim Rabbim
-
11-Hûd 91
bi azîzin : azîz, güçlü ve üstün
-
11-Hûd 92
rabbî : benim Rabbim
-
11-Hûd 92
bi mâ : şeyleri
-
11-Hûd 94
bi rahmetin : rahmetle
-
11-Hûd 96
bi âyâti-nâ : âyetlerimizle
-
11-Hûd 96
mubînin : apaçık (beyan edilmiş)
-
11-Hûd 97
bi reşîdin : irşad edici
-
11-Hûd 98
ve bi'se : ve (ne) kötü
-
11-Hûd 99
ve utbiû : ve tâbî tutuldular
-
11-Hûd 99
bi'se : (ne) kötü
-
11-Hûd 101
rabbi-ke : senin Rabbin
-
11-Hûd 101
tetbîbin : helâk olma, ziyana uğrama
-
11-Hûd 102
rabbi-ke : senin Rabbin
-
11-Hûd 105
bi izni-hî : onun izni
-
11-Hûd 110
min rabbi-ke : Rabbinden
-
11-Hûd 111
bi-mâ : dolayısıyla
-
11-Hûd 111
habîrun : haberdar olan
-
11-Hûd 112
bi-mâ : şeyleri
-
11-Hûd 115
vasbir (ve isbir) : ve sabret
-
11-Hûd 117
bi zulmin : zulüm ile
-
11-Hûd 119
rabbi-ke : senin Rabbin
-
11-Hûd 120
nusebbitu : sabitleştiririz, sağlamlaştırırız
-
11-Hûd 120
bi-hi : onunla
-
11-Hûd 123
bi gâfilin : gâfil, habersiz
-
110-Nasr 3
sebbih : tespih et
-
110-Nasr 3
bi : ile
-
110-Nasr 3
rabbi-ke : senin Rabbin, Rabbin
-
111-Tebbet 1
ebî lehebin : Ebu Leheb
-
111-Tebbet 3
zâte lehebin : alevli
-
111-Tebbet 4
el hatabi : odun
-
113-Felâk 1
bi rabbi : Rabbine
-
114-Nâs 1
bi rabbi : Rabbine
-
12-Yusuf 1
el kitâbi el mubîni : açıklanmış, beyan edilmiş kitap
-
12-Yusuf 2
arabiyyen : Arapça olarak
-
12-Yusuf 3
bi-mâ : şey ile
-
12-Yusuf 4
li ebî-hi : babasına
-
12-Yusuf 5
mubînun : apaçık, açıklanmış, beyan edilmiş
-
12-Yusuf 6
yectebî-ke : seni seçecek
-
12-Yusuf 8
ilâ ebî-nâ : babamıza
-
12-Yusuf 8
mubînin : apaçık, açıkça
-
12-Yusuf 9
ebî-kum : sizin babanız
-
12-Yusuf 10
fî gayâbeti el cubbi : kuyunun dibine
-
12-Yusuf 13
bi-hi : onu, onunla
-
12-Yusuf 15
zehebû bi-hî : onu götürdüler (onunla gittiler)
-
12-Yusuf 15
el cubbi : kuyu
-
12-Yusuf 15
le tunebbienne-hum : mutlaka onlara haber vereceksin
-
12-Yusuf 15
bi emri-him : onların yaptıklarını, onların işini
-
12-Yusuf 17
nestebiku : biz yarış yapmak istiyoruz
-
12-Yusuf 17
bi mu'minin : inanan
-
12-Yusuf 18
ve câû \n(câû bi) : ve geldiler \n: (getirdiler)
-
12-Yusuf 18
bi demin kezibin : yalancı kan ile
-
12-Yusuf 19
bidâaten : sermaye, ticaret malı olarak
-
12-Yusuf 19
bi mâ : şeyleri
-
12-Yusuf 20
bi semenin : bir fiyat ile
-
12-Yusuf 23
rabbî : benim Rabbim, benim efendim, beni besleyip koruyanım
-
12-Yusuf 24
bi-hi : onu
-
12-Yusuf 24
bi-hâ : onu (bayanı)
-
12-Yusuf 24
rabbi-hi : Rabbinin
-
12-Yusuf 25
ledâ el bâbi : kapının yanı
-
12-Yusuf 25
bi ehli-ke : senin ailene
-
12-Yusuf 26
min el kâzibîne : yalancılardan
-
12-Yusuf 29
li zenbi-ki : senin suçun, günahın için (kadın için)
-
12-Yusuf 30
mubînin : apaçık
-
12-Yusuf 31
bi mekrihinne : çekiştirdiklerini, dedikodu yaptıklarını
-
12-Yusuf 33
rabbi : Rabbim
-
12-Yusuf 36
nebbi'nâ : bize haber ver, bize anlat
-
12-Yusuf 36
bi te'vîli-hi : onun yorumunu
-
12-Yusuf 37
bi te'vîli-hi : onun yorumunu, açıklamasını
-
12-Yusuf 37
rabbî : benim Rabbim
-
12-Yusuf 37
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
12-Yusuf 37
bi el âhireti-hum : kendi ahiretlerini
-
12-Yusuf 38
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
12-Yusuf 40
bi-hâ : ona
-
12-Yusuf 42
inde rabbi-ke : efendinin yanında
-
12-Yusuf 42
rabbi-hi : onun efendisi
-
12-Yusuf 42
fe lebise : böylece kaldı
-
12-Yusuf 42
bid'a : birkaç
-
12-Yusuf 43
yâbisâtin : kuru
-
12-Yusuf 44
bi te'vîli el ahlâmi : rüyaların yorumunu
-
12-Yusuf 44
bi âlimîne : bilenler
-
12-Yusuf 45
unebbiu-kum : size haber veririm
-
12-Yusuf 45
bi te'vîli-hi : onun yorumunu
-
12-Yusuf 46
yâbisâtin : kuru (olanlar)
-
12-Yusuf 50
bi-hi : onu
-
12-Yusuf 50
ilâ rabbi-ke : efendine
-
12-Yusuf 50
rabbî : Rabbim
-
12-Yusuf 50
bi keydihinne : onların (kadınların) hilelerini
-
12-Yusuf 52
bi el gaybi : yokluğunda, gıyabında
-
12-Yusuf 53
bis sûı : kötülüğü, kötülük ile
-
12-Yusuf 53
rabbî : Rabbim
-
12-Yusuf 53
rabbî : Rabbim
-
12-Yusuf 54
bi-hi : onu
-
12-Yusuf 56
bi rahmeti-nâ : rahmetimizi
-
12-Yusuf 59
bi cehâzi-him : zahire yüklerini
-
12-Yusuf 59
bi ahin : kardeşinizi
-
12-Yusuf 59
min ebî-kum : sizin babanızdan
-
12-Yusuf 60
bi-hî : onu
-
12-Yusuf 62
bidâate-hum : onların sermayeleri, erzak bedelleri
-
12-Yusuf 63
ebî-him : (onların) babaları
-
12-Yusuf 65
bidâate-hum : onların sermayeleri, ana malları (erzak ile takas için götürdükleri mal)
-
12-Yusuf 65
bidâatu-nâ : bizim sermayemiz
-
12-Yusuf 66
bi-hi : onu
-
12-Yusuf 66
bikum, : sizinle, sizi
-
12-Yusuf 67
min bâbin : kapıdan
-
12-Yusuf 67
min ebvâbin : kapılardan
-
12-Yusuf 69
bi-mâ : dolayısıyla, sebebiyle
-
12-Yusuf 70
bi cehâzi-him : onların yüklerini
-
12-Yusuf 72
ve li men câe bi-hi : ve kim onu getirirse
-
12-Yusuf 72
bihî : ona
-
12-Yusuf 74
in kuntum kâzibîne : eğer siz yalan söylüyorsanız
-
12-Yusuf 76
bi ev'ıyeti-him : onların heybeleri
-
12-Yusuf 77
bimâ : dolayısıyla, o şey sebebiyle
-
12-Yusuf 78
kebîren : büyük, yaşlı
-
12-Yusuf 80
kebîru-hum : onların büyüğü
-
12-Yusuf 80
lî ebî : bana babam
-
12-Yusuf 81
ilâ ebî-kum : babanıza
-
12-Yusuf 81
bimâ : şeyi, şeye
-
12-Yusuf 81
lilgaybi (li el gaybi) : gaybı, gizli olanı
-
12-Yusuf 83
bi-him : onları
-
12-Yusuf 88
bi : ile
-
12-Yusuf 88
bidâatin : sermaye
-
12-Yusuf 89
bi yûsufe : Yusuf'a
-
12-Yusuf 90
ve yasbir : ve sabreder
-
12-Yusuf 93
bikamîsî : benim gömleğimi
-
12-Yusuf 93
vechi ebî : babamın yüzüne (vechine)
-
12-Yusuf 93
bi ehli-kum : ailenizi
-
12-Yusuf 98
rabbî : Rabbimden
-
12-Yusuf 100
rabbî : benim Rabbim
-
12-Yusuf 100
bî : bana, benim için
-
12-Yusuf 100
ve câe bi-kum : ve sizi getirdi
-
12-Yusuf 100
rabbî : benim Rabbim
-
12-Yusuf 101
rabbi : Rabbim
-
12-Yusuf 101
bi es sâlihîne : salihlerle
-
12-Yusuf 102
el gaybi : gayb
-
12-Yusuf 103
bi mu'minîne : mü'min olanlar
-
12-Yusuf 106
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
12-Yusuf 107
min azâbi allâhi : Allah'ın azabından
-
12-Yusuf 108
sebîlî : sebîl, yol
-
12-Yusuf 111
li ûlîl elbâbi (lî ûlî elbâbi) : ulûl'elbab için, sır (lübb) sahipleri için
-
13-Ra'd 1
âyâtu el kitâbi : kitabın âyetleridir
-
13-Ra'd 1
min rabbi-ke : senin Rabbinden
-
13-Ra'd 2
bi gayri : olmaksızın
-
13-Ra'd 2
yudebbiru el emre : işleri düzenleyip dizayn eder, idare eder
-
13-Ra'd 2
bi likâi : mülâki olmaya, ulaşmaya
-
13-Ra'd 2
rabbi-kum : Rabbinize
-
13-Ra'd 4
min a'nâbin : üzüm bağlarından
-
13-Ra'd 4
bi mâin : su ile
-
13-Ra'd 5
bi rabbi-him : Rab'lerini
-
13-Ra'd 6
bi es seyyieti : kötülüğü
-
13-Ra'd 6
le şedîdu el ıkâbi : mutlaka ikabı (azabı, cezası) çok şiddetli
-
13-Ra'd 7
min rabbi-hi : Rabbinden
-
13-Ra'd 8
bi : ile
-
13-Ra'd 9
el gaybi : gaybı
-
13-Ra'd 9
kebîru : büyük olan
-
13-Ra'd 10
bi-hî : onu
-
13-Ra'd 10
bi el leyli : geceleyin
-
13-Ra'd 10
bi en nehâri : gündüzleyin
-
13-Ra'd 11
bi kavmin : bir kavim de
-
13-Ra'd 11
mâ bi enfusi-him : nefslerinde olan şeyi
-
13-Ra'd 11
bi kavmin : bir kavme
-
13-Ra'd 13
ve yusebbihu : ve tesbih ederler
-
13-Ra'd 13
bi hamdi-hi : onu hamd ile
-
13-Ra'd 13
bi-hâ : onu
-
13-Ra'd 14
bi şey'in : bir şey ile
-
13-Ra'd 14
bi : ile
-
13-Ra'd 15
bi el guduvvi : sabahleyin, sabah
-
13-Ra'd 17
bi kaderi-hâ : miktarınca, ona takdir edilen miktar kadar
-
13-Ra'd 17
râbiyen : üste çıkan, kabaran
-
13-Ra'd 18
li rabbi-him : Rab'lerine
-
13-Ra'd 18
bi-hi : onu
-
13-Ra'd 18
sûu el hısâbi : sorgulamanın, hesabın en kötüsü
-
13-Ra'd 18
ve bi'se el mihâdu : ve ne kötü yatak, döşek
-
13-Ra'd 19
min rabbi-ke : senin Rabbinden
-
13-Ra'd 19
ûlu el elbâbi : sır sahipleri
-
13-Ra'd 20
bi ahdi allâhi : Allah'ın ahdini
-
13-Ra'd 21
bi-hi : ona
-
13-Ra'd 21
sûe el hisâbi : kötü hesap
-
13-Ra'd 22
vechi rabbi-him : Rab'lerinin yüzünü, Zat'ını
-
13-Ra'd 22
bi el haseneti es seyyiete : kötülüğü iyilik ile
-
13-Ra'd 23
bâbin : kapı
-
13-Ra'd 24
bi mâ : sebebiyle, ...den dolayı
-
13-Ra'd 25
bi-hi : ona
-
13-Ra'd 26
bi el hayâti ed dunyâ : dünya hayatı ile
-
13-Ra'd 27
min rabbi-hi : onun Rabbinden
-
13-Ra'd 28
bi zikri allâhi : Allah'ın zikri ile
-
13-Ra'd 28
bi zikrillâhi (zikri allâhi) : Allah'ın zikri ile
-
13-Ra'd 29
meâbin : dönüş, dönme yeri, sığınak
-
13-Ra'd 30
bir rahmâni : Rahmân'ı
-
13-Ra'd 30
rabbî : benim Rabbim
-
13-Ra'd 30
metâbi : benim tövbem, dönüşüm (tövbesi kabul edilmiş olarak dönüşüm)
-
13-Ra'd 31
bi-hi : onunla
-
13-Ra'd 31
bi-hi : onunla
-
13-Ra'd 31
bi-hi : onunla
-
13-Ra'd 31
bi-mâ : sebebiyle
-
13-Ra'd 32
bi rusulin : resûller ile
-
13-Ra'd 32
ıkâbi : ikabım, cezam (azabım)
-
13-Ra'd 33
bi mâ kesebet : kazandığı şeylere
-
13-Ra'd 33
em tunebbiûne-hu : yoksa ona haber mi veriyorsunuz
-
13-Ra'd 33
bi mâ : şeyi
-
13-Ra'd 33
bi zâhirin : zahir olan
-
13-Ra'd 33
an es sebîli : yoldan
-
13-Ra'd 36
bimâ unzile : indirilen şeye
-
13-Ra'd 36
ve min el ahzâbi : ve taraftarlardan, gruplardan, hiziplerden
-
13-Ra'd 36
bi-hi : ona
-
13-Ra'd 36
meâbi : meabım, dönüş yerim, dönüşüm, sığınağım
-
13-Ra'd 37
arabiyyen : Arapça
-
13-Ra'd 38
en ye'tiye bi : getirmesi
-
13-Ra'd 38
bi izni allâhi : Allah'ın izni ile
-
13-Ra'd 39
ve yusbitu : ve sabit kılar, bırakır, tespit eder
-
13-Ra'd 39
ummu el kitâbi : ana kitap
-
13-Ra'd 41
serîu el hısâbi : hesabı çabuk gören
-
13-Ra'd 43
billâhi (bi allâhi) : Allah
-
13-Ra'd 43
ilmu el kitâbi : kitabın ilmi
-
14-İbrahim 1
bi izni : izni ile
-
14-İbrahim 1
rabbi-him : Rab'lerinin
-
14-İbrahim 2
min azâbin : (azaplardan bir) azap
-
14-İbrahim 3
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
14-İbrahim 4
bi lisâni : lisanı ile
-
14-İbrahim 5
bi âyâti-nâ : âyetlerimizle, mucizelerimizle, delillerimizle
-
14-İbrahim 5
bi eyyâmi allâhi : Allah'ın günlerini
-
14-İbrahim 6
sûe el azâbi : kötü azaba
-
14-İbrahim 6
ve yuzebbihûne : ve boğazlıyorlar (öldürüyorlar)
-
14-İbrahim 6
min rabbi-kum : Rabbinizden
-
14-İbrahim 7
azâbî : benim azabım
-
14-İbrahim 9
bi el beyyinâti : beyyinelerle (delillerle)
-
14-İbrahim 9
bi mâ ursiltum : gönderildiğiniz şeyi
-
14-İbrahim 9
bi-hi : onunla
-
14-İbrahim 9
murîbin : tatmin etmeyen, şüpheli olan, tereddüt edilen
-
14-İbrahim 10
min zunûbi-kum : günahlarınızdan
-
14-İbrahim 10
bi sultânin : bir delil, bir sultan, bir mucize
-
14-İbrahim 10
mubînin : beyan olunan, apaçık, açıklanmış, açıkça
-
14-İbrahim 11
bi sultânin : bir delil, bir mucize
-
14-İbrahim 11
bi izni allâhi : Allah'ın izni
-
14-İbrahim 12
ve le nasbirenne : ve elbette sabredeceğiz
-
14-İbrahim 17
bi meyyitin : ölü
-
14-İbrahim 18
bi rabbi-him : Rab'lerini
-
14-İbrahim 18
bi-hi : onu
-
14-İbrahim 19
bi el hakkı : hak ile
-
14-İbrahim 19
bi halkın : bir yaratma ile, halketme ile
-
14-İbrahim 20
bi azîzin : güç, zor, büyük (bir iş)
-
14-İbrahim 21
min azâbi allâhi : Allah'ın azabından
-
14-İbrahim 22
bi musrihi-kum : sizin yardımcınız (size yardım eden)
-
14-İbrahim 22
bi musrıhıyye : benim yardımcım (bana yardım eden)
-
14-İbrahim 22
bi mâ : şeyi
-
14-İbrahim 23
bi izni : izni ile
-
14-İbrahim 23
rabbi-him, : Rab'lerinin
-
14-İbrahim 24
sâbitun : sabit
-
14-İbrahim 25
bi izni : izni ile
-
14-İbrahim 25
rabbi-hâ : onun Rabbinin
-
14-İbrahim 26
habîsetin : kötü, habis, fena, çirkin
-
14-İbrahim 26
habîsetin : kötü, habis, fena, çirkin
-
14-İbrahim 27
yusebbitu allâhu : Allah sebat ettirir
-
14-İbrahim 27
bi el kavli es sâbiti : sabit söz ile
-
14-İbrahim 29
ve bi'se : ve ne kötü
-
14-İbrahim 30
an sebîli-hi : onun yolundan
-
14-İbrahim 32
bi-hi : onunla
-
14-İbrahim 32
bi emri-hi : onun emri ile
-
14-İbrahim 35
rabbi ic'al : Rabbim kıl, yap
-
14-İbrahim 36
rabbi : Rabbim
-
14-İbrahim 36
tebia-nî : bana tâbî olur
-
14-İbrahim 37
bi vâdin : bir vadiye
-
14-İbrahim 39
rabbî : benim Rabbim
-
14-İbrahim 40
rabbic'alnî (rabbi ic'al-nî) : Rabbim beni kıl
-
14-İbrahim 44
karîbin : yakın
-
14-İbrahim 44
ve nettebii : ve biz tâbî olalım
-
14-İbrahim 45
bi-him : onlara, onları
-
14-İbrahim 50
serâbîlu-hum : onların gömlekleri
-
14-İbrahim 51
serîu el hısâbi : hesabı çabuk gören
-
14-İbrahim 52
bi-hi : onunla
-
14-İbrahim 52
ûlu el elbâbi : sırların sahipleri
-
15-Hicr 1
âyâtu el kitâbi : kitabın âyetleridir
-
15-Hicr 1
mubînin : apaçık, açıklanmış, beyan edilmiş
-
15-Hicr 5
tesbiku : öne geçer, öne alır
-
15-Hicr 7
te'tî-nâ bi : sen bize getirirsin
-
15-Hicr 8
bi el hakkı : hak ile
-
15-Hicr 11
bi-hi : onunla
-
15-Hicr 12
fî kulûbi : kalplerin içine
-
15-Hicr 13
bi-hi : ona
-
15-Hicr 18
mubînun : açıkça, görünen
-
15-Hicr 20
bi râzıkîne : rızık vericiler, rızıklandıranlar
-
15-Hicr 21
bi kaderin : bir kader ile, takdir edilmiş miktarda
-
15-Hicr 22
bi hâzinîne : hazineler oluşturan
-
15-Hicr 36
rabbi : Rabbim
-
15-Hicr 39
rabbi : Rabbim
-
15-Hicr 39
bi mâ : sebebiyle, dolayısıyla
-
15-Hicr 44
ebvâbin : kapılar
-
15-Hicr 44
li kulli bâbin : herbir kapı için
-
15-Hicr 46
bi selâmin : selâm ile, selâmetle
-
15-Hicr 47
mutekâbilîne : karşılıklı, karşı karşıya
-
15-Hicr 48
bi muhrecîne : çıkarılacak
-
15-Hicr 49
nebbî : haber ver
-
15-Hicr 50
azâbî : benim azabım
-
15-Hicr 51
ve nebbi'hum : ve onlara haber ver
-
15-Hicr 53
bi gulâmin : bir erkek çocuk
-
15-Hicr 54
bime : ne ile, nasıl
-
15-Hicr 55
bi el hakkı : hak ile
-
15-Hicr 56
rabbi-hi : onun Rabbi
-
15-Hicr 60
le min el gâbirîne : mutlaka geride kalanlardan, helâk olanlardan
-
15-Hicr 63
bi mâ : şey ile
-
15-Hicr 64
bi el hakkı : hak ile, hakkı
-
15-Hicr 65
bi ehli-ke : ailen ile
-
15-Hicr 65
bi kıt'ın : bir bölümünde, bir kıt'asında, bir parçasında
-
15-Hicr 65
vettebı' (ve ittebi') : ve tâbî ol, takip et
-
15-Hicr 66
dâbire : arkası
-
15-Hicr 66
musbihîne : sabahlayanlar
-
15-Hicr 76
bi sebîlin : yol üzerinde
-
15-Hicr 79
bi imâmin : önder, rehber
-
15-Hicr 79
mubînin : açıkça, (beyan edilmiş) açıkta
-
15-Hicr 83
musbıhîne : sabahlayanlar, sabah vaktine erenler (sabaha çıkanlar)
-
15-Hicr 85
bi el hakkı : hak ile
-
15-Hicr 88
bi-hi : ona, onunla
-
15-Hicr 89
el mubînu : apaçık, açıkça açıklayan, beyan eden
-
15-Hicr 92
ve rabbi-ke : ve senin Rabbine andolsun
-
15-Hicr 94
bi mâ tu'meru : emrolunduğun şeyi
-
15-Hicr 97
bi mâ : sebebiyle, den dolayı
-
15-Hicr 98
sebbih : tesbih et
-
15-Hicr 98
bi hamdi : hamd ile
-
15-Hicr 98
rabbi-ke : senin Rabbin
-
16-Nahl 2
bi er rûhi : ruh ile
-
16-Nahl 3
bi el hakkı : hak ile
-
16-Nahl 4
mubînun : apaçık, açıkça
-
16-Nahl 7
bi şıkkı : meşakkat ile, yorgunlukla
-
16-Nahl 8
ve el bigâle : ve katırlar
-
16-Nahl 9
kasdu es sebîli : sebîlin (yolun) tayini
-
16-Nahl 11
yunbitu : bitirir, yetiştirir
-
16-Nahl 11
bihi ez zer'a : onunla ekin
-
16-Nahl 12
bi emri-hi : onun emriyle
-
16-Nahl 15
bi-kum : sizinle
-
16-Nahl 16
ve bi en necmi : ve yıldız ile
-
16-Nahl 22
bi el âhirati : ahirete (ruhu ölmeden evvel Allah'a ulaştırmaya)
-
16-Nahl 22
mustekbirûne : büyüklenenler, kibirlenen kimseler
-
16-Nahl 23
el mustekbirîne : büyüklenen, kibirlenen kimseler
-
16-Nahl 25
bi gayri ilmin : bir ilmi olmaksızın
-
16-Nahl 28
bi-mâ : şeyleri
-
16-Nahl 29
fe le bi'se : artık ne kötü
-
16-Nahl 29
el mutekebbirîne : kibirlenenler, büyüklük taslayanlar
-
16-Nahl 32
tayyibîne : hoş, güzel, kolay, en iyi şekilde
-
16-Nahl 32
bi-mâ : şeyler sebebiyle, dolayısıyla
-
16-Nahl 33
rabbi-ke : senin Rabbin
-
16-Nahl 34
bi-him : onları
-
16-Nahl 34
bi-hi : onunla
-
16-Nahl 35
illel belâgul mubînu : apaçık tebliğden başka
-
16-Nahl 36
el mukezzibîne : yalanlayanlar, tekzib edenler
-
16-Nahl 38
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
16-Nahl 39
kâzibîne : yalancılar
-
16-Nahl 42
ve alâ rabbi-him : ve Rab'lerine
-
16-Nahl 44
bi el beyyinâti : delillerle, beyyinelerle, ispat vasıtaları ile
-
16-Nahl 45
bi-him : onları
-
16-Nahl 46
fî tekallubi-him : onları dönüp dolaşmaları esnasında
-
16-Nahl 49
lâ yestekbirûne : büyüklenmezler, kibirlenmezler
-
16-Nahl 53
bi-kum : sizin için, sizin olan
-
16-Nahl 54
bi rabbi-him : Rab'lerine
-
16-Nahl 55
bimâ : şeylere
-
16-Nahl 58
bi el unsâ : kız çocuk ile
-
16-Nahl 59
bi-hi : onunla
-
16-Nahl 59
fî et turâbi : toprağın içine, toprağa
-
16-Nahl 60
bi el âhıreti : ahirete (hayattayken Allah'a ulaşma gününe)
-
16-Nahl 61
bi zulmi-him : onların zulümleri sebebiyle
-
16-Nahl 65
bi-hi el arda : onunla arza, yeryüzüne
-
16-Nahl 66
li eş şâribîne : içenler için, tadanlar için
-
16-Nahl 67
ve el a'nâbi : ve üzüm, bağlar
-
16-Nahl 69
subule \n(sebil) : yollar \n: (yol)
-
16-Nahl 69
rabbi-ki : senin Rabbinin
-
16-Nahl 71
bi râddî : verme (iade etme) hususunda
-
16-Nahl 71
e fe bi ni'meti allâhi : artık, Allah'ın ni'metini mi
-
16-Nahl 72
e fe bi el bâtıli : hâlâ bâtıla mı
-
16-Nahl 72
ve bi ni'meti allâhi : ve Allah'ın ni'metini
-
16-Nahl 76
bi hayrin : bir hayır
-
16-Nahl 76
bil adli (bi el adli) : adalet ile
-
16-Nahl 81
serâbîle \n(sirbâl) : gömlekler, zırhlar (savaşta korunmak için yapılan demir giysiler) \n: (gömlek)
-
16-Nahl 81
ve serâbîle : ve gömlekler, zırhlar (savaşta korunmak için yapılan demir) giysiler)
-
16-Nahl 82
el mubînu : apaçık
-
16-Nahl 88
an sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolundan
-
16-Nahl 88
fevka el azâbi : azap üstüne
-
16-Nahl 88
bi-mâ : şeyden dolayı
-
16-Nahl 89
bi-ke şehîden : seni şahit olarak
-
16-Nahl 90
bi el adli : adaletle
-
16-Nahl 91
bi ahdi allâhi : Allah'ın ahdine (ahdini)
-
16-Nahl 92
bi-hi : onunla
-
16-Nahl 94
bimâ : den dolayı, sebebiyle
-
16-Nahl 94
an sebîlillâhi : Allah'ın yolundan
-
16-Nahl 95
bi ahdi allâhi : Allah'ın ahdini
-
16-Nahl 96
bi ahseni : en ahseni (güzeli) ile, daha ahseni (güzeli) ile
-
16-Nahl 97
bi ahseni : en ahseni ile, daha ahseni (güzeli) ile
-
16-Nahl 98
bi allâhi : Allah'a
-
16-Nahl 99
rabbi-him : onların Rab'leri, kendi Rab'leri
-
16-Nahl 100
bi-hî : onunla, ona
-
16-Nahl 101
bimâ : şeyi
-
16-Nahl 102
min rabbi-ke : senin Rabbinden
-
16-Nahl 102
bi el hakkı : hak ile
-
16-Nahl 102
li yusebbite : sağlamlaştırmak, sebat ettirmek için
-
16-Nahl 103
arabiyyun : Arapça
-
16-Nahl 103
mubînun : apaçık, açıkça
-
16-Nahl 104
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerine
-
16-Nahl 105
bi âyâtillâhi (âyâti allâhi) : Allah'ın âyetlerine
-
16-Nahl 106
billâhi (bi allâhi) : Allah'ı
-
16-Nahl 106
bi el îmâni : îmân ile
-
16-Nahl 106
bi el kufri : küfre
-
16-Nahl 107
bi enne-hum : onların olmalarından dolayı, sebebiyle
-
16-Nahl 108
alâ kulûbi-him : onların kalplerinin üzerini, kalplerini
-
16-Nahl 112
bi en'umi allâhi : Allah'ın ni'metleri (ni'metlendirmesi)
-
16-Nahl 112
bi-mâ : dolayısıyla, sebebiyle
-
16-Nahl 115
bi-hî : onu
-
16-Nahl 119
bi cehâletin : cehaletle, cahillikle, bilmeyerek
-
16-Nahl 123
en ittebi' : tâbî olmayı
-
16-Nahl 125
ilâ sebîli : yola
-
16-Nahl 125
rabbi-ke : senin Rabbinin
-
16-Nahl 125
bi el hikmeti : hikmet ile
-
16-Nahl 125
billetî (bi elletî) : onunla ki o
-
16-Nahl 125
bi men : kimseyi, kişiyi
-
16-Nahl 125
an sebîli-hî : onun yolundan
-
16-Nahl 125
bi el muhtedîne : hidayete eren kimseler
-
16-Nahl 126
bi misli : misli ile, nispetle
-
16-Nahl 126
bi-hî : onunla
-
16-Nahl 126
li es sâbirîne : sabredenler için
-
16-Nahl 127
vasbır (ve ısbır) : ve sabret
-
16-Nahl 127
billâhi (bi allâhi) : Allah iledir
-
17-İsrâ 1
esrâ bi : gece yürüttü
-
17-İsrâ 4
fî el kitâbi : kitapta
-
17-İsrâ 4
kebîren : büyük
-
17-İsrâ 6
bi emvâlin : mal ile
-
17-İsrâ 7
ve li yutebbirû : ve helâk etmeleri için
-
17-İsrâ 7
tetbîren : helâk ederek, mahvederek
-
17-İsrâ 9
ecren kebîren : büyük bir ecir, mükâfat
-
17-İsrâ 10
bi el âhıreti : ahirete
-
17-İsrâ 11
bi eş şerri : şerre
-
17-İsrâ 11
bi el hayri : hayır için, hayra
-
17-İsrâ 12
min rabbi-kum : Rabbinizden
-
17-İsrâ 14
bi nefsike : senin nefsine
-
17-İsrâ 15
muazzibîne : azap edenler, azap ediciler
-
17-İsrâ 17
ve kefâ bi : ve ...'e kâfidir, kâfi oldu
-
17-İsrâ 17
rabbi-ke : senin Rabbin
-
17-İsrâ 17
bi zunûbi : günahlara
-
17-İsrâ 17
habîren : haberdar olarak, haberdar olan
-
17-İsrâ 20
rabbi-ke : senin Rabbinin
-
17-İsrâ 20
rabbi-ke : senin Rabbinin
-
17-İsrâ 23
ve bil vâlideyni : ve anne babaya
-
17-İsrâ 24
rabbirhamhumâ : Rabbim, ikisine de rahmet et
-
17-İsrâ 25
bi mâ : o şeyi
-
17-İsrâ 25
li el evvâbîne \n\n(evvâb) \n(evvâbin) : evvab olanlar için, (ona) yönelip tövbe ederek ulaşanlar için, \nçok tövbe edenler için \n: (çok tövbe eden) \n: (çok tövbe edenler)
-
17-İsrâ 26
vebnes sebîli (ve ibne es sebîli) : ve yolda olan
-
17-İsrâ 27
li rabbi-hî : onun Rabbi için, Rabbine karşı
-
17-İsrâ 28
min rabbi-ke : senin Rabbinden
-
17-İsrâ 30
bi ibâdi-hî : onun kulları
-
17-İsrâ 30
habîran : haberdar olan
-
17-İsrâ 31
kebîren : büyük
-
17-İsrâ 32
sebîlen : bir yol
-
17-İsrâ 33
bi el hakkı : hak ile, hak olarak
-
17-İsrâ 34
bi elletî : o şey ile, ki o
-
17-İsrâ 34
bi el ahdi : ahde
-
17-İsrâ 35
bi el kıstâsi : kıstas ile, ölçü ile, adaletle
-
17-İsrâ 36
bi-hi : onu, onun
-
17-İsrâ 38
rabbi-ke : senin Rabbin
-
17-İsrâ 40
bi el benîne : oğulları
-
17-İsrâ 42
sebîlen : sebîl, yol
-
17-İsrâ 43
kebîren : büyük
-
17-İsrâ 44
tusebbihu lehu : onu tesbih eder
-
17-İsrâ 44
yusebbihu : tesbih eder
-
17-İsrâ 44
bi hamdi-hi : onu hamd ile
-
17-İsrâ 44
tesbîha-hum : onların tesbihlerini
-
17-İsrâ 45
bi el âhıreti : ahirete (ölmeden evvel Allah'a ulaşmaya ve kıyâmet gününe)
-
17-İsrâ 46
kulûbi-him : oların kalpleri
-
17-İsrâ 47
bimâ : şeyi
-
17-İsrâ 47
bi-hi : ona, onu
-
17-İsrâ 47
in tettebiûne : eğer siz tâbî oluyorsanız
-
17-İsrâ 48
sebîlen : bir yol
-
17-İsrâ 52
bi hamdi-hi : ona hamd ile, onun hamdi ile
-
17-İsrâ 52
lebistum : kaldınız, orada bulundunuz
-
17-İsrâ 53
mubînen : apaçık, açıkça, beyan olunan, açıklanan
-
17-İsrâ 54
bi-kum : sizi
-
17-İsrâ 55
bi men : kimseyi
-
17-İsrâ 55
nebiyyîne : peygamberler
-
17-İsrâ 57
ilâ rabbi-him : Rab'lerine, kendilerinin Rabbine
-
17-İsrâ 57
rabbi-ke : senin Rabbin
-
17-İsrâ 58
fî el kitâbi : kitapta (vardır)
-
17-İsrâ 59
bi el âyâti : âyetleri, delilleri, mucizeleri
-
17-İsrâ 59
bi-hâ : onu
-
17-İsrâ 59
bi-hâ : ona
-
17-İsrâ 59
bi el âyâti : âyetleri, delilleri, mucizeleri
-
17-İsrâ 60
bi en nâsi : insanları
-
17-İsrâ 60
kebîren : büyük
-
17-İsrâ 63
tebia-ke : sana tâbî oldu
-
17-İsrâ 64
bi savti-ke : sesinle
-
17-İsrâ 64
bi hayli-ke : senin atlılarınla
-
17-İsrâ 65
ve kefâ bi : ve yeterli, kâfi
-
17-İsrâ 65
rabbi-ke : senin Rabbin
-
17-İsrâ 66
bi kum : size
-
17-İsrâ 68
bi-kum : sizi
-
17-İsrâ 69
bi-mâ kefertum : inkâr etmenizden dolayı
-
17-İsrâ 69
bi-hi : ona
-
17-İsrâ 69
tebîan : yardımcı olan, destek olan
-
17-İsrâ 71
bi imâmi-him : imamları ile
-
17-İsrâ 71
bi yemîni-hi : onun sağında
-
17-İsrâ 72
sebîlen : yol
-
17-İsrâ 79
bihî : onunla
-
17-İsrâ 80
rabbi : Rabbim
-
17-İsrâ 83
bi cânibi-hi : yanına (yan çizerek)
-
17-İsrâ 84
bi men : kim, kimin
-
17-İsrâ 84
sebîlen : sebîl, yol
-
17-İsrâ 85
min emri rabbî : Rabbimin emrinden
-
17-İsrâ 86
bi ellezî : onu
-
17-İsrâ 86
bi-hi : ona
-
17-İsrâ 87
min rabbi-ke : senin Rabbinden
-
17-İsrâ 87
kebîren : büyük
-
17-İsrâ 88
bi misli : bir misli, bir benzeri
-
17-İsrâ 88
bi misli-hi : onun bir benzeri
-
17-İsrâ 91
ve inebin : ve üzüm bağ(lar)ı
-
17-İsrâ 92
billâhi (bi allâhi) : Allah'ı
-
17-İsrâ 92
kabîlen : açıkça, karşımıza (mukabil)
-
17-İsrâ 93
rabbî : Rabbim
-
17-İsrâ 96
bi allâhi : Allah
-
17-İsrâ 96
bi ıbâdi-hi : kulları için
-
17-İsrâ 96
habîren : haberdar olan
-
17-İsrâ 98
bi enne-hum : onların olması dolayısıyla, sebebiyle
-
17-İsrâ 98
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
17-İsrâ 100
rabbî : Rabbim
-
17-İsrâ 104
ci'nâ bi : getireceğiz, derleyip toplayacağız
-
17-İsrâ 105
ve bi el hakkı : ve hakkı
-
17-İsrâ 105
ve bi el hakkı : ve hak ile
-
17-İsrâ 107
bi-hi : ona
-
17-İsrâ 108
rabbi-nâ : Rabbimiz
-
17-İsrâ 108
rabbi-nâ : Rabbimiz
-
17-İsrâ 110
bi salâtike : namazında
-
17-İsrâ 110
bi-hâ : onu
-
17-İsrâ 110
sebîlen : bir sebîl, bir yol
-
17-İsrâ 111
ve kebbir-hu : ve onu tekbir et, onu büyült, yücelt
-
17-İsrâ 111
tekbîren : tekbir ile, (onun) büyüklüğünü ifade ederek, üstün kılarak
-
18-Kehf 5
bi-hi : ona ait, ona dair
-
18-Kehf 6
bi hâzâ el hadîsi : bu söze
-
18-Kehf 12
lebisû : kaldılar
-
18-Kehf 13
bi el hakkı : hak ile, gerçek olarak
-
18-Kehf 13
bi rabbi-him : Rab'lerine
-
18-Kehf 14
kulûbi-him : onların kalpleri
-
18-Kehf 15
bi sultânin : bir delil, bir sultan
-
18-Kehf 18
bi : ile
-
18-Kehf 19
kem lebistum : ne kadar kaldınız
-
18-Kehf 19
lebisnâ : biz kaldık
-
18-Kehf 19
bi mâ lebistum : siz ne kadar kaldınız
-
18-Kehf 19
bi verıkı-kum : sizin (gümüş) paranız ile
-
18-Kehf 19
bi rızkın : bir rızkı
-
18-Kehf 19
bi-kum : sizleri
-
18-Kehf 21
bi-him : onları
-
18-Kehf 22
râbiu-hum : onların dördüncüsü
-
18-Kehf 22
bi el gaybi : gaybı, bilinmeyeni
-
18-Kehf 22
rabbî : Rabbim
-
18-Kehf 22
bi ıddeti-him : onların sayısını
-
18-Kehf 24
rabbî : Rabbim
-
18-Kehf 25
ve lebisû : ve kaldılar
-
18-Kehf 26
bimâ : şeyi (ne kadar)
-
18-Kehf 26
lebisû : kaldılar
-
18-Kehf 26
bihî : onu
-
18-Kehf 27
min kitâbi : kitaptan
-
18-Kehf 27
rabbi-ke : senin Rabbin
-
18-Kehf 28
vasbır : ve sabret
-
18-Kehf 28
bi el gadâti : sabah
-
18-Kehf 29
min rabbi-kum : Rabbinizdendir
-
18-Kehf 29
bi-him : onları
-
18-Kehf 29
bi mâin : su ile, sıvı ile, mai ile
-
18-Kehf 29
bi'se eş şarâbu : ne kötü içecek
-
18-Kehf 31
zehebin : altın
-
18-Kehf 32
min a'nâbin : üzüm bağından
-
18-Kehf 32
bi nahlin : hurmalıklarla
-
18-Kehf 34
sâhıbi-hi : onun arkadaşı
-
18-Kehf 35
en tebîde : kuruyup yok olmak, helâk olmak
-
18-Kehf 36
ilâ rabbî : Rabbime
-
18-Kehf 37
bi ellezî : ki onu
-
18-Kehf 37
min turâbin : topraktan
-
18-Kehf 38
rabbî : benim Rabbim
-
18-Kehf 38
bi rabbî : Rabbime
-
18-Kehf 39
billâhi (bi allâhi) : Allah'a, Allah'tan
-
18-Kehf 40
rabbî : benim Rabbim
-
18-Kehf 40
tusbiha : olur
-
18-Kehf 41
yusbiha : olur
-
18-Kehf 42
bi semeri-hi : onun ürünleri
-
18-Kehf 42
bi rabbî : Rabbime
-
18-Kehf 45
bi-hi : onunla
-
18-Kehf 46
rabbi-ke : senin Rabbin
-
18-Kehf 48
alâ rabbi-ke : senin Rabbine
-
18-Kehf 49
hâzâ el kitâbi : bu kitap
-
18-Kehf 49
kebîreten : büyük
-
18-Kehf 50
rabbi-hî : onun Rabbi
-
18-Kehf 50
bi'se : ne kötü
-
18-Kehf 52
mevbikan \n(evbeka) : helâk olma yeri, helâk edici (engel) \n: (helâk etti)
-
18-Kehf 56
bi el bâtılı : bâtıl ile
-
18-Kehf 56
bi-hi : onunla
-
18-Kehf 57
bi âyâti : âyetler ile
-
18-Kehf 57
rabbi-hi : onun Rabbi
-
18-Kehf 57
alâ kulûbi-him : onların kalplerinin üzerine
-
18-Kehf 58
bi : ile
-
18-Kehf 61
sebîle-hu : kendi yolunu
-
18-Kehf 63
sebîle-hu : kendi yolunu
-
18-Kehf 66
hel ettebiu-ke : sana tâbî olabilir miyim
-
18-Kehf 68
tesbiru alâ : sabredersin
-
18-Kehf 68
bi-hi : onu, onunla
-
18-Kehf 69
sâbiren : sabreden (sabırlı olan)
-
18-Kehf 73
bimâ : den dolayı, sebebiyle
-
18-Kehf 74
bi gayri : olmaksızın
-
18-Kehf 78
se unebbiu ke : sana haber vereceğim
-
18-Kehf 78
bi te'vîli : te'vîl, yorum, izah
-
18-Kehf 82
min rabbi-ke : senin Rabbinden
-
18-Kehf 87
ilâ rabbi-hî : Rabbine
-
18-Kehf 91
bimâ : şeyleri
-
18-Kehf 95
rabbî : benim Rabbim
-
18-Kehf 95
bi kuvvetin : güçle, kuvvetle
-
18-Kehf 98
min rabbî : Rabbimden
-
18-Kehf 98
va'du rabbî : Rabbimin vaadi
-
18-Kehf 98
va'du rabbî : Rabbimin vaadi
-
18-Kehf 103
nunebbiu-kum : size haber vereyim
-
18-Kehf 103
bi el ahserîne : en çok hüsrana uğrayanları
-
18-Kehf 105
bi âyâti : âyetleri
-
18-Kehf 105
rabbi-him : Rab'lerinin
-
18-Kehf 105
fe habitat : o zaman, böylece boşa gitti, heba oldu
-
18-Kehf 106
bimâ : sebebiyle, dolayısıyla
-
18-Kehf 109
rabbî : benim Rabbim
-
18-Kehf 109
rabbî : Rabbim
-
18-Kehf 109
ci'nâ bi : getirdik
-
18-Kehf 110
rabbi-hî : Rabbine
-
18-Kehf 110
bi ıbâdeti : ibadetine
-
18-Kehf 110
rabbi-hî : onun (kendi) Rabbi
-
19-Meryem 2
rabbi-ke : senin Rabbin
-
19-Meryem 4
rabbî : Rabbim
-
19-Meryem 4
bi duâi-ke : sana dua etmek ile
-
19-Meryem 4
rabbî : Rabbim
-
19-Meryem 6
rabbî : Rabbim
-
19-Meryem 7
bi gulâmin : bir oğlan çocuk ile
-
19-Meryem 8
rabbî : Rabbim
-
19-Meryem 8
min el kiberi \n(el kebîru) : ihtiyarlıktan, ihtiyarlığa \n: (büyük, yaşlı, ihtiyar)
-
19-Meryem 10
rabbic'al (rabbi ic'al) : Rabbim beni kıl, bana ver
-
19-Meryem 11
min el mihrâbi : mihraptan
-
19-Meryem 11
en sebbihû : tesbih etmeleri
-
19-Meryem 12
bi kuvvetin : kuvvetle (dikkatle)
-
19-Meryem 12
sabiyyen : sabi (sübyan) iken, çocuk iken (küçük yaşta)
-
19-Meryem 14
bi vâlideyhi : ana babasına
-
19-Meryem 16
fîl kitâbı (fî el kitabı) : kitapta
-
19-Meryem 18
bir rahmâni (bi er rahmâni) : Rahmân'a
-
19-Meryem 19
rabbi-ki : senin Rabbin
-
19-Meryem 22
bi-hî : onunla
-
19-Meryem 25
bi ciz'ın nahleti : hurma ağacının gövdesini
-
19-Meryem 26
veşrebî \n(şeribe) : ve iç \n: (içti)
-
19-Meryem 27
etet bi \n(etet) : getirdi \n: (geldi)
-
19-Meryem 29
sabiyyen : sabi, bebek
-
19-Meryem 30
nebiyyen : nebî, peygamber
-
19-Meryem 31
bi es salâti : namazı
-
19-Meryem 32
bi vâlidetî : anneme (karşı)
-
19-Meryem 36
rabbî : benim Rabbim
-
19-Meryem 38
esmi' bi-him : onlara işittir (neler neler, hayret edilecek şeyler işittirilir)
-
19-Meryem 38
mubînin : apaçık
-
19-Meryem 41
fî el kitâbi : kitapta
-
19-Meryem 41
nebiyyen : nebî, peygamber
-
19-Meryem 42
li ebî-hi : babasına
-
19-Meryem 43
fettebi'nî (fe ittebi'-nî) : bundan sonra, öyleyse bana tâbî ol
-
19-Meryem 47
rabbî : Rabbim
-
19-Meryem 47
bî : bana
-
19-Meryem 48
rabbî : Rabbim
-
19-Meryem 48
bi duâi : dualar ile
-
19-Meryem 48
rabbî : Rabbim
-
19-Meryem 49
nebiyyen : nebî, peygamber
-
19-Meryem 51
fî el kitâbi : kitapta
-
19-Meryem 51
nebiyyen : nebî, peygamber
-
19-Meryem 52
min cânibi et tûri : Tur'un yanından
-
19-Meryem 53
nebiyyen : nebî (peygamber) olarak
-
19-Meryem 54
fî el kitâbi : kitapta
-
19-Meryem 54
nebiyyen : nebî (peygamber)
-
19-Meryem 55
bi es salâti : namazı
-
19-Meryem 55
inde rabbi-hî : Rabbinin katında
-
19-Meryem 56
fî el kitâbi : kitapta
-
19-Meryem 56
nebiyyen : nebî (peygamber)
-
19-Meryem 58
min en nebiyyîne : nebî (peygamber)lerden
-
19-Meryem 61
bi el gaybi : gaybta, gıyaben
-
19-Meryem 64
bi emri : emriyle
-
19-Meryem 64
rabbi-ke : senin Rabbin
-
19-Meryem 65
vastabir : ve çok sabırlı ol
-
19-Meryem 68
ve rabbi-ke : ve senin Rabbin
-
19-Meryem 70
bi ellezîne : ki onları
-
19-Meryem 70
bi-hâ : ona, onu
-
19-Meryem 71
rabbi-ke : senin Rabbin
-
19-Meryem 76
inde rabbi-ke : Rabbinin katında, indinde
-
19-Meryem 77
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
19-Meryem 79
min el azâbi : (azaptan) azabı
-
19-Meryem 82
bi ibâdeti-him : onların ibadetlerini
-
19-Meryem 97
bi lisâni-ke : senin lisanınla
-
19-Meryem 97
bihi : onunla
-
19-Meryem 97
bi-hî kavmen : onunla bir kavmi
-
2-Bakara 3
bi : ile, ... e
-
2-Bakara 3
el gaybi : gayb, bilinmeyen
-
2-Bakara 4
bi mâ : şeye
-
2-Bakara 4
bi el âhireti : ahirete (ruhun ölümden evvel Allah'a ulaşmasına)
-
2-Bakara 5
rabbi-him : kendi Rab'leri, onların Rabbi
-
2-Bakara 7
kulûbi-him : onların kalpleri
-
2-Bakara 8
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
2-Bakara 8
bi el yevmi el âhıri : sonraki güne, ölümden evvel ruhun Allah'a ulaşacağı güne
-
2-Bakara 8
bi mu'minîne : mü'minler, mü'min olanlar
-
2-Bakara 10
kulûbi-him : onların kalpleri
-
2-Bakara 10
bi mâ : sebebiyle
-
2-Bakara 15
bi-him : onlarla
-
2-Bakara 16
bi : ile
-
2-Bakara 16
rabihat : kâr
-
2-Bakara 17
bi : ... i
-
2-Bakara 19
ke sayyibin : yağmur gibi
-
2-Bakara 19
esâbia-hum : onların parmakları, parmakları
-
2-Bakara 19
bi el kâfirîne : kâfirleri
-
2-Bakara 20
bi sem'i-him : onların işitmesi
-
2-Bakara 22
binâen : bina olarak (kubbe şeklinde)
-
2-Bakara 22
bi-hi : onunla
-
2-Bakara 23
fî reybin : şüphe içinde
-
2-Bakara 23
bi sûretin : bir sureyi
-
2-Bakara 25
bi-hi muteşâbihan : ona benziyen, ona benzer
-
2-Bakara 26
min rabbi-him : Rab'lerinden
-
2-Bakara 26
bi hâzâ : bununla
-
2-Bakara 26
bi-hi kesîran : onunla çoğunu
-
2-Bakara 26
bi-hi kesîran : onunla çoğunu
-
2-Bakara 26
bi-hi : onunla
-
2-Bakara 27
bi-hi : ona
-
2-Bakara 28
billâhi (bi allâhi) : Allah'ı
-
2-Bakara 29
bi kulli şey'in : herşeyi
-
2-Bakara 30
nusebbihu : tesbih ediyoruz, yüceltiyoruz,
-
2-Bakara 30
bi hamdi-ke : seni hamd ile, hamdinle
-
2-Bakara 31
enbiû-nî : bana haber verin
-
2-Bakara 31
bi esmâe : isimleri ile, isimleri
-
2-Bakara 33
enbi'-hum : onlara haber ver, bildir
-
2-Bakara 33
bi esmâi-him : O'nun (Allah'ın) isimleri
-
2-Bakara 33
bi esmâi-him : O'nun (Allah'ın) isimleri
-
2-Bakara 36
ihbitû : (ikiniz) inin
-
2-Bakara 37
min rabbi-hi : Rabbinden
-
2-Bakara 38
ihbitû : inin
-
2-Bakara 38
tebia : tâbî oldu
-
2-Bakara 39
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
2-Bakara 40
bi ahdî : ahdimi
-
2-Bakara 40
bi ahdi-kum : sizin ahdinizi, size olan ahdimi
-
2-Bakara 41
bi mâ : şeye
-
2-Bakara 41
bî-hi : onu
-
2-Bakara 41
bi âyâtî : âyetlerimi
-
2-Bakara 42
ve lâ telbisû : ve karıştırmayın, gizleyip örtmeyin
-
2-Bakara 42
bi el bâtılı : bâtıl ile 4 - ve tektumû
-
2-Bakara 44
bi el birri : birr'i, ebrar olmayı, maddî-manevî
-
2-Bakara 45
bi es sabri : sabırla
-
2-Bakara 45
kebîretun : büyük, zor, ağır
-
2-Bakara 46
rabbi-him : (onların) Rab'leri
-
2-Bakara 49
el azâbi : azap
-
2-Bakara 49
yuzebbihûne : boğazlıyorlar, öldürüyorlar
-
2-Bakara 49
min rabbi-kum : sizin Rabbinizden
-
2-Bakara 50
bi-kum : size, sizin için
-
2-Bakara 54
bi ittihâzi-kum(u) : edinmeniz ile, edinerek
-
2-Bakara 59
bi- mâ : sebebiyle, dolayısıyla
-
2-Bakara 60
bi asâ-ke : senin asan ile
-
2-Bakara 61
len nasbirâ : sabredemeyiz
-
2-Bakara 61
tunbitu : yetiştirir
-
2-Bakara 61
billezî (bi ellezî) : onunla ki
-
2-Bakara 61
ihbitû : inin
-
2-Bakara 61
bi gadabin : gazapla, öfkeyle
-
2-Bakara 61
bi : ile
-
2-Bakara 61
bi âyâtillâhi (âyâti allâhi) : Allah'ın âyetleri
-
2-Bakara 61
en nebiyyîne : peygamberler
-
2-Bakara 61
bi gayri : olmaksızın
-
2-Bakara 61
zâlike bi mâ : işte bu şey sebebiyle, dolayısıyla
-
2-Bakara 62
ve es sâbiîne : ve meleklere veya yıldızlara tapanlar
-
2-Bakara 62
biallâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
2-Bakara 62
rabbi-him : onların Rabbi, Rab'leri
-
2-Bakara 63
bi kuvvetin : kuvvetle
-
2-Bakara 67
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
2-Bakara 68
lâ bikrun : çok genç olmayan
-
2-Bakara 71
bi el hakkı : hak ile, gerçekle
-
2-Bakara 73
bi ba'dı-hâ : onun bir kısmı ile
-
2-Bakara 74
yehbitu : düşer (aşağı yuvarlanır)
-
2-Bakara 74
bi gâfilin : gâfil, gaflette, habersiz
-
2-Bakara 76
bi mâ : o şeyi, onu
-
2-Bakara 76
bi-hi : onunla, onu
-
2-Bakara 76
inde rabbi-kum : Rabbinizin katında
-
2-Bakara 79
bi eydî-him : elleriyle
-
2-Bakara 79
bi-hi : onu
-
2-Bakara 81
bi-hi : onu
-
2-Bakara 83
ve bi el vâlideyni : ve ana-babaya
-
2-Bakara 85
bi el ismi : günah ile, günahta
-
2-Bakara 85
bi ba'di : bir kısmı
-
2-Bakara 85
el kitâbi : kitap
-
2-Bakara 85
bi ba'dın : bir kısmı
-
2-Bakara 85
el azâbi : azap
-
2-Bakara 85
bi gâfilin : gâfil, farkına varmayan, bilmeyen
-
2-Bakara 86
bi el âhireti : ahiret ile
-
2-Bakara 87
bi er rusuli : resûlleri
-
2-Bakara 87
bi rûhi el kudusi : Ruh'ûl Kudüs ile
-
2-Bakara 87
bimâ : şey ile
-
2-Bakara 88
bi kufri-him : onların küfürleri, inkârları sebebi ile
-
2-Bakara 89
bi-hi : onunla
-
2-Bakara 90
bi'se mâ : ne kötü şey
-
2-Bakara 90
bi-hi : onunla
-
2-Bakara 90
bimâ enzele allâhu : Allah'ın indirdiği şeyle
-
2-Bakara 90
bi gadabin alâ gadabin : gazap üzerine gazap
-
2-Bakara 91
bi mâ : şeye
-
2-Bakara 91
bi mâ : şeye
-
2-Bakara 91
bi mâ verâe-hu : onun arkasındaki şeyi
-
2-Bakara 91
enbiyâe : nebîler, peygamberler
-
2-Bakara 92
bi el beyyinâti : beyyinelerle, açık delillerle
-
2-Bakara 93
bi kuvvetin : kuvvetle
-
2-Bakara 93
fî kulûbi-him : onların kalplerinin içine, kalplerine
-
2-Bakara 93
bi kufri-him : küfürleri sebebiyle
-
2-Bakara 93
bi'se mâ : ne kötü şey
-
2-Bakara 93
bi-hi îmânu-kum : onunla sizin îmânınız
-
2-Bakara 95
bi-mâ : şey ile, sebebiyle
-
2-Bakara 95
bi ez zâlimîne : zalimleri
-
2-Bakara 96
bi muzahzihı-hi : onu uzaklaştırıcı
-
2-Bakara 96
min el azâbi : azaptan
-
2-Bakara 96
bi-mâ : şeyi
-
2-Bakara 97
kalbi-ke : senin kalbin
-
2-Bakara 97
bi izni allâhi : Allah'ın izniyle
-
2-Bakara 99
bi-hâ : onu
-
2-Bakara 102
bi bâbile : Babil'de, Babil
-
2-Bakara 102
bi-hi : onunla
-
2-Bakara 102
bi dârrîne : zarar verici
-
2-Bakara 102
bi-hi : onunla
-
2-Bakara 102
bi izni : izniyle
-
2-Bakara 102
ve le bi'se : ve elbette kötü
-
2-Bakara 105
min ehli el kitâbi : kitap ehlinden, kitap sahiplerinden
-
2-Bakara 105
min rabbi-kum : Rabbinizden
-
2-Bakara 105
bi rahmeti-hi : kendi rahmetini
-
2-Bakara 106
bi hayrin : hayırlı olanı, daha hayırlısını
-
2-Bakara 108
bi el îmâni : îmân ile
-
2-Bakara 108
es sebîli : yol
-
2-Bakara 109
min ehli el kitâbi : kitap ehlinden, kitap sahiplerinden
-
2-Bakara 109
bi emri-hî : onun emri
-
2-Bakara 110
bi mâ : şeyi
-
2-Bakara 112
inde rabbi-hi : onun Rabbi katında, yanında
-
2-Bakara 114
fî harâbi-hâ : onun harap olması için
-
2-Bakara 119
bi el hakkı : hak ile
-
2-Bakara 119
an ashâbi el cahîmi : cehennem ehlinden, cehennem halkından
-
2-Bakara 120
tettebia : sen tâbî olursun
-
2-Bakara 121
bi-hi : onu, ona
-
2-Bakara 121
bi-hi : onu, ona
-
2-Bakara 124
bi kelimâtin : kelimeler ile
-
2-Bakara 126
rabbi : Rabbim
-
2-Bakara 126
bi allâhi : Allah'a
-
2-Bakara 126
ilâ azâbi en nâri : ateşin azabına
-
2-Bakara 126
ve bi'se : ve ne kötü
-
2-Bakara 131
li rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbine
-
2-Bakara 132
bi-hâ : onunla
-
2-Bakara 136
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
2-Bakara 136
en nebiyyûne : nebîler, peygamberler
-
2-Bakara 136
min rabbi-him : Rab'leri tarafından
-
2-Bakara 137
bi misli : benzeri, gibi
-
2-Bakara 137
bi-hi : ona
-
2-Bakara 138
âbidûne : kul olanlar
-
2-Bakara 140
bi gâfilin : gâfil, farkında olmayan
-
2-Bakara 143
yettebiu : tâbî olur
-
2-Bakara 143
kebîreten : zor, güç
-
2-Bakara 143
bi en nâsi : insanlara
-
2-Bakara 144
min rabbi-him : onların Rabbinden
-
2-Bakara 144
bi gâfilin : gâfil
-
2-Bakara 145
bi kulli : hepsini
-
2-Bakara 145
mâ tebiû : tâbî olmazlar
-
2-Bakara 145
bi tâbîın : tâbî olan
-
2-Bakara 145
bi tâbîın : tâbî olan
-
2-Bakara 147
min rabbi-ke : senin Rabbinden
-
2-Bakara 148
istebikû : yarışın, yarış edin
-
2-Bakara 148
ye'ti bi-kum : sizi getirir
-
2-Bakara 149
min rabbi-ke : senin Rabbinden
-
2-Bakara 149
bi gâfilin : gâfil
-
2-Bakara 153
bi : ile
-
2-Bakara 153
es sâbirîne : sabredenler
-
2-Bakara 154
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 155
bi şey'in : bir şey
-
2-Bakara 155
es sâbirîne : sabredenler
-
2-Bakara 157
rabbi-him : onların Rabbi
-
2-Bakara 158
bi-himâ : ikisini
-
2-Bakara 159
fî el kitâbi : kitapta
-
2-Bakara 164
bimâ : dolayısıyla, sebebiyle, ..... yaparak
-
2-Bakara 164
fe ahyâ bi-hi : böylece onunla hayat verdı, diriltti
-
2-Bakara 164
ve es sehâbi : ve bulutlar
-
2-Bakara 165
hubbillâhi (hubbi allâhi) : Allah'ın sevgisi
-
2-Bakara 165
el azâbi : azap
-
2-Bakara 166
ittubiû : tâbî olundular
-
2-Bakara 166
bi-him : onlar ile
-
2-Bakara 167
bi hâricîne : ile çıkacak olanlar
-
2-Bakara 168
lâ tettebiû : tâbî olmayın, uymayın
-
2-Bakara 168
mubînun : açıkça, apaçık
-
2-Bakara 169
bi es sûi : kötülük ile, şerrle
-
2-Bakara 170
ittebiû : tâbî olun
-
2-Bakara 170
nettebiu : biz tâbî oluruz
-
2-Bakara 171
bi mâ : bu yüzden, bu sebeple
-
2-Bakara 173
bi-hi : onu
-
2-Bakara 174
min el kitâbî : kitaptan
-
2-Bakara 174
bi-hi : onu
-
2-Bakara 175
bi el hudâ : hidayet ile
-
2-Bakara 175
bi el magfireti : mağfiret ile, günahların sevaba
-
2-Bakara 176
bi enne : sebebi ile
-
2-Bakara 176
bi el hakkı : hak ile
-
2-Bakara 176
fî el kitâbi : kitapta
-
2-Bakara 177
el birre : birr, ebrar kılacak davranış biçimi
-
2-Bakara 177
ve el magrıbi : ve batı
-
2-Bakara 177
el birre : birr, ebrar kılacak davranış biçimi
-
2-Bakara 177
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
2-Bakara 177
ve el kitâbi : ve kitap
-
2-Bakara 177
ve en nebiyyine : ve peygamberler
-
2-Bakara 177
alâ hubbi-hi : ona sevgi duyma, sevme
-
2-Bakara 177
ve ibne es sebîli : ve yolcu
-
2-Bakara 177
ve fî er rıkâbi : ve kölelerin, esirlerin kurtulması hakkında, konusunda (kurtulması için)
-
2-Bakara 177
bi ahdi-him : (onların) ahdlerini
-
2-Bakara 177
ve es sâbirîne : ve sabredenler
-
2-Bakara 178
bi el hurri : hür ile
-
2-Bakara 178
bi el abdi : köle ile
-
2-Bakara 178
bi el unsâ : kadın ile, dişi ile
-
2-Bakara 178
bi el ma'rûfi : iyilikle, bilinen şekilde, örfe tâbî olarak
-
2-Bakara 178
bi ihsânin : ihsan ile
-
2-Bakara 178
min rabbi-kum : Rabbinizden
-
2-Bakara 179
ulîl elbâbi (ulî el bâbi) : sır hazinelerinin (lübblerin) sahipleri
-
2-Bakara 180
ve el akrabîne : ve akrabalar, yakınlar
-
2-Bakara 180
bi el ma'rûfi : marufla, örf ve adete uygun olarak
-
2-Bakara 185
bikum(u) : size,sizin için
-
2-Bakara 185
bikum(u) : size,sizin için
-
2-Bakara 185
ve li tukebbirû : ve tekbir etmeniz, yüceltmeniz için
-
2-Bakara 186
ve li yu'minû bî : ve bana âmenû olsunlar
-
2-Bakara 188
bi el bâtılı : bâtıl ile, haksızlıkla
-
2-Bakara 188
bi-hâ : onu
-
2-Bakara 188
bi el ismi : günah ile, günaha girerek
-
2-Bakara 189
el birru : birr, ebrar yapan davranış biçimi
-
2-Bakara 189
bi en te'tû : gelmeniz, girmeniz
-
2-Bakara 189
el birre : birr, ebrar yapan davranış biçimi
-
2-Bakara 189
min ebvâbi-hâ : onun kapılarından
-
2-Bakara 190
fi sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 194
bi eş şehri : ay ile
-
2-Bakara 194
bi misli : misli kadar, onun gibi, onun kadar
-
2-Bakara 195
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 195
bi eydî-kum : (sizin) kendi ellerinizle
-
2-Bakara 196
bi-hi : onunla
-
2-Bakara 196
bi el umreti : umre ile, umreden
-
2-Bakara 196
el ikâbi : ceza
-
2-Bakara 197
ulî el elbâbi : lübblerin, sır hazinelerinin sahipleri,
-
2-Bakara 198
min rabbi-kum : Rabbinizden
-
2-Bakara 202
el hısâbi : hesap
-
2-Bakara 204
kalbi-hi : onun kalbi
-
2-Bakara 206
bi el ismi : günaha, günah
-
2-Bakara 206
ve le bi'se : ve elbette, gerçekten kötü
-
2-Bakara 207
bi el ıbâdi : kullarına
-
2-Bakara 208
ve lâ tettebiû : ve tâbî olmayın, uymayın
-
2-Bakara 208
mubînun : apaçık
-
2-Bakara 211
el ikâbi : ceza
-
2-Bakara 212
bi gayri hisâbin : hesapsız
-
2-Bakara 213
en nebiyyîne : peygamberler
-
2-Bakara 213
bi el hakkı : hak ile
-
2-Bakara 213
bi izni-hi : onun izni ile
-
2-Bakara 215
ve akrabîne : ve akrabalar, yakınlar
-
2-Bakara 215
ve ibni es sebîli : ve (yolda kalmış) yolcular
-
2-Bakara 215
bi-hi : onu
-
2-Bakara 217
kebîrun : büyük
-
2-Bakara 217
an sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolundan
-
2-Bakara 217
bi-hi : onu
-
2-Bakara 217
habitat : boşa gider
-
2-Bakara 218
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 219
ismun kebîrun : büyük günah
-
2-Bakara 221
bi izni-hi : onun izni ile
-
2-Bakara 222
et tevvâbîne : tövbe edenler
-
2-Bakara 225
bi el lagvi : boş, lüzûmsuz sözler
-
2-Bakara 225
bi mâ kesebet : kazandığı şeyler ile
-
2-Bakara 228
bi enfusi-hinne : kendi kendilerine
-
2-Bakara 228
bi allâhi : Allah'a
-
2-Bakara 228
bi reddi-hinne : onlara geri dönmeye
-
2-Bakara 228
bi el ma'rûfi : iyilik ile, örfe ve adete uygun olarak
-
2-Bakara 229
bi ma'rûfin : iyilik ile, örf ve adete uygun olarak
-
2-Bakara 229
bi ihsânin : ihsan ile
-
2-Bakara 229
bi-hi : ona
-
2-Bakara 231
bi ma'rûfin : marufla, iyilikle, örf ve adete uygun
-
2-Bakara 231
bi ma'rûfin : marufla, iyilikle, örf ve adete uygun
-
2-Bakara 231
min el kitâbi : kitaptan
-
2-Bakara 231
bi-hi : onunla
-
2-Bakara 231
bi kulli şey'in : herşeyi
-
2-Bakara 232
bi el ma'rûfi : marufla, iyilikle, örf ve adete uygun
-
2-Bakara 232
bi-hi : ona, onunla
-
2-Bakara 232
bi allâhi : Allah'a
-
2-Bakara 233
bi el ma'rûfi : marufla, iyilikle, örf ve adete uygun
-
2-Bakara 233
bi veledi-hâ : (onun) kendi çocuğu ile
-
2-Bakara 233
bi veledi-hi : (onun) kendi çocuğu ile
-
2-Bakara 233
bi el ma'rûfi : marufla, örf ve adete uygun olarak
-
2-Bakara 233
bi mâ ta'melûne : yaptığınız şeyleri, yaptıklarınızı
-
2-Bakara 234
bi enfusi-hinne : kendi kendileri ile, kendi kendilerine
-
2-Bakara 234
bi el ma'rûfi : marufla, örf ve adete uygun olarak
-
2-Bakara 234
bi mâ : şeyleri
-
2-Bakara 234
habîrun : (çok iyi) haberdar olan
-
2-Bakara 235
bi-hi : onu
-
2-Bakara 236
bi el ma'rûfi : marufla, örf ve adete uygun olarak
-
2-Bakara 237
bi yedi-hî : onun elinde
-
2-Bakara 237
bi mâ ta'melûne : yaptığınız şey(ler)i
-
2-Bakara 241
bi el ma'rûfi : marufla, iyilikle, örf ve adete uygun
-
2-Bakara 244
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 245
yakbidu : daraltır
-
2-Bakara 246
li nebiyyin : peygambere
-
2-Bakara 246
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 246
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 246
bi ez zâlimîne : zalimleri, haksızlık edenleri
-
2-Bakara 247
nebiyyu-hum : onların peygamberi
-
2-Bakara 247
bi : ... e
-
2-Bakara 248
nebiyyu-hum : onların peygamberi
-
2-Bakara 248
min rabbi-kum : Rabbinizden
-
2-Bakara 249
bi : ile
-
2-Bakara 249
bi en neherin : bir nehir ile
-
2-Bakara 249
bi yedi-hi : kendi eliyle
-
2-Bakara 249
bi câlûte : Calut ile, Calut'a karşı
-
2-Bakara 249
bi izni : izni ile
-
2-Bakara 249
es sâbirîne : sabredenler
-
2-Bakara 250
ve sebbit : ve sabit kıl
-
2-Bakara 251
bi izni allâhi : Allah'ın izniyle
-
2-Bakara 251
bi ba'din : bir kısmı ile, diğerleri ile
-
2-Bakara 252
bi el hakk : hak ile
-
2-Bakara 253
bi rûhi el kudusi : (takdis edilmiş) kutsal ruh ile (Cebrail A.S ile)
-
2-Bakara 255
bi izni-hi : onun izni ile
-
2-Bakara 255
bi şey : bir şey
-
2-Bakara 255
bi mâ şâe : dilediği şey, dilediği
-
2-Bakara 256
bi et tâgûti : tagutu, insan ve cin şeytanları
-
2-Bakara 256
bi allâhi : Allah'a
-
2-Bakara 256
bi el urveti : bir kulpa
-
2-Bakara 258
fî rabbi-hi : onun Rabbi hakkında
-
2-Bakara 258
rabbiye : benim Rabbim
-
2-Bakara 258
bi eş şemsi : güneşi
-
2-Bakara 258
fe'ti bi-hâ : o zaman, öyleyse, haydi onu getir
-
2-Bakara 258
min el magribi : garbtan, batıdan
-
2-Bakara 259
lebiste : kaldın
-
2-Bakara 259
lebistu : kaldım
-
2-Bakara 259
lebiste : kaldın
-
2-Bakara 259
ve şerâbi-ke : ve içeceğin
-
2-Bakara 260
rabbî : Rabbim
-
2-Bakara 260
kalbî : benim kalbim
-
2-Bakara 261
fî sebîlillâhi (sebîlii allâhi) : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 261
senâbile : sünbüller, başaklar
-
2-Bakara 262
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 262
lâ yutbiûne : tâbî kılmazlar, arkasından (minnet, başa
-
2-Bakara 262
rabbi-him : onların Rab'leri
-
2-Bakara 264
bi el menni : minnet ile (başa kakarak)
-
2-Bakara 264
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
2-Bakara 264
vâbilun : sağanak yağmur, şiddetli, kuvvetli yağmur
-
2-Bakara 265
ve tesbîten : ve tespit ederek, sabit kılarak
-
2-Bakara 265
bi rabvetin : münbit yüksek tepede
-
2-Bakara 265
vâbilun : sağanak, şiddetli, kuvvetli yağmur
-
2-Bakara 265
vâbilun : sağanak, şiddetli, kuvvetli yağmur
-
2-Bakara 265
bi-mâ : şeyi
-
2-Bakara 266
ve a'nâbin : ve üzümler, bağlar
-
2-Bakara 267
el habîse : kötü, fena, kalitesiz
-
2-Bakara 267
bi âhızî-hi : onu alacak olan
-
2-Bakara 268
bi el fahşâi : kötülüğü, çirkin şeyleri, fuhşu
-
2-Bakara 269
ulû el elbâbi : ulûl'elbab, sırların sahipleri
-
2-Bakara 271
bi mâ : şeyleri
-
2-Bakara 271
habîrun : haberdar olan
-
2-Bakara 273
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
2-Bakara 273
bi sîmâ-hum : onların yüzleri ile, yüzlerinden
-
2-Bakara 273
bi-hi alîmun : onu en iyi bilen
-
2-Bakara 274
bi el leyli : geceleyin, gece
-
2-Bakara 274
rabbi-him : onların Rab'leri
-
2-Bakara 275
bi enne-hum : onların ..... olması sebebi ile
-
2-Bakara 275
min rabbi-hi : kendi Rabbinden
-
2-Bakara 276
yurbi : arttırır
-
2-Bakara 277
rabbi-him : (onların) kendi Rab'leri
-
2-Bakara 279
bi harbin : harbi, savaşı
-
2-Bakara 282
bi deynin : bir borç ile
-
2-Bakara 282
bi el adli : adalet ile
-
2-Bakara 282
bi el adli : adalet ile
-
2-Bakara 282
kebîran : büyük
-
2-Bakara 282
bi-kum : size, kendinize
-
2-Bakara 282
bi kulli şey'in : herşeyi
-
2-Bakara 283
bi mâ : şeyleri
-
2-Bakara 284
bi-hi : onunla
-
2-Bakara 285
bi-mâ : şeye
-
2-Bakara 285
rabbi-hi : onun Rabbi
-
2-Bakara 285
bi allâhi : Allah'a
-
2-Bakara 285
ve kutubi-hi : ve onun kitaplarına
-
2-Bakara 286
bi-hi : ona
-
20-Tâ-Hâ 7
bi el kavli : sözü
-
20-Tâ-Hâ 10
bi kabesin : bir kor
-
20-Tâ-Hâ 12
bi : de
-
20-Tâ-Hâ 15
bimâ : dolayısıyla, sebebiyle
-
20-Tâ-Hâ 16
bi-hâ : ona
-
20-Tâ-Hâ 17
bi yemîni-ke : sağ elindeki
-
20-Tâ-Hâ 18
bi-hâ : onunla
-
20-Tâ-Hâ 25
rabbi işrah : Rabbim aç
-
20-Tâ-Hâ 31
bi-hi : onunla
-
20-Tâ-Hâ 33
nusebbiha-ke : seni tesbih edelim
-
20-Tâ-Hâ 35
bi-nâ : bizi
-
20-Tâ-Hâ 39
bi es sâhıli : sahile
-
20-Tâ-Hâ 40
fe lebiste : böylece kaldın
-
20-Tâ-Hâ 42
bi âyâtî : âyetlerimle, mucizelerimle
-
20-Tâ-Hâ 47
rabbi-ke : senin Rabbin
-
20-Tâ-Hâ 47
ci'nâ-ke bi : sana getirdik
-
20-Tâ-Hâ 47
min rabbi-ke : senin Rabbinden
-
20-Tâ-Hâ 49
rabbi-kumâ : (siz) ikinizin Rabbi
-
20-Tâ-Hâ 52
rabbî : Rabbim
-
20-Tâ-Hâ 52
fî kitâbin : bir kitapta
-
20-Tâ-Hâ 52
rabbî : Rabbim
-
20-Tâ-Hâ 53
bi-hi : onunla
-
20-Tâ-Hâ 57
bi sihri-ke : sihrin ile
-
20-Tâ-Hâ 58
le ne'tiyenne-ke bi : mutlaka sana getireceğiz
-
20-Tâ-Hâ 61
bi azâbin : azap ile
-
20-Tâ-Hâ 63
bi sihri-himâ : sihirleri ile (ikisinin sihri)
-
20-Tâ-Hâ 63
ve yezhebâ bi : ve gideriyor, yok ediyor
-
20-Tâ-Hâ 70
bi rabbi : Rabbine
-
20-Tâ-Hâ 71
kebîru-kum : sizin büyüğünüz
-
20-Tâ-Hâ 73
bi rabbi-nâ : Rabbimize
-
20-Tâ-Hâ 77
bi ibâdî : kullarım ile
-
20-Tâ-Hâ 78
bi cunûdi-hi : ordusuyla
-
20-Tâ-Hâ 81
gadabî : benim gazabım
-
20-Tâ-Hâ 81
gadabî : benim gazabım
-
20-Tâ-Hâ 84
rabbi : Rabbim
-
20-Tâ-Hâ 86
min rabbi-kum : Rabbinizden
-
20-Tâ-Hâ 87
bi melki-nâ \n(mülk) : kendi isteğimizle (irademizle) \n: (güç, kuvvet, idare)
-
20-Tâ-Hâ 90
bi-hi : onunla
-
20-Tâ-Hâ 90
fettebiûnî (fe ittebiû-nî) : artık bana tâbî olun
-
20-Tâ-Hâ 93
ellâ tettebia-ni : niçin bana tâbî olmadın
-
20-Tâ-Hâ 94
bi lıhyetî : sakalımı
-
20-Tâ-Hâ 94
ve lâ bi re'sî : ve başımı yapma
-
20-Tâ-Hâ 96
bi mâ : şeyleri
-
20-Tâ-Hâ 96
bi-hî : ona, onu
-
20-Tâ-Hâ 103
in lebistum : siz kaldınız
-
20-Tâ-Hâ 104
bimâ : şeyi
-
20-Tâ-Hâ 104
in lebistum illâ : ancak kaldınız
-
20-Tâ-Hâ 105
rabbî : Rabbim
-
20-Tâ-Hâ 108
yettebiûne : tâbî olurlar
-
20-Tâ-Hâ 110
bihî : onu
-
20-Tâ-Hâ 113
arabîyyen : Arapça olarak
-
20-Tâ-Hâ 114
bi el kur'âni : Kur'ân'a, Kur'ân için
-
20-Tâ-Hâ 114
rabbi : Rabbim
-
20-Tâ-Hâ 123
kâlehbitâ (kale ihbitâ) : 'ikiniz inin' dedi
-
20-Tâ-Hâ 125
rabbi : Rabbim
-
20-Tâ-Hâ 127
bi âyâti : âyetlere
-
20-Tâ-Hâ 127
rabbi-hî : Rabbinin
-
20-Tâ-Hâ 129
min rabbi-ke : senin Rabbinden
-
20-Tâ-Hâ 130
fasbir (fe ısbir) : artık sabret
-
20-Tâ-Hâ 130
ve sebbih : ve tesbih et
-
20-Tâ-Hâ 130
bi hamdi : hamd ile
-
20-Tâ-Hâ 130
rabbi-ke : senin Rabbin
-
20-Tâ-Hâ 130
gurûbi-hâ : onun gurub edişi, batışı
-
20-Tâ-Hâ 130
sebbih : tesbih et
-
20-Tâ-Hâ 131
bi-hî : ona, onunla
-
20-Tâ-Hâ 131
rabbi-ke : senin Rabbin
-
20-Tâ-Hâ 132
bi es salâti : namazı, namaz ile
-
20-Tâ-Hâ 132
vastabir (ve istabir) : ve sabırlı ol, sabret
-
20-Tâ-Hâ 133
ye'tî-nâ bi : bize getirir
-
20-Tâ-Hâ 133
min rabbi-hî : Rabbinden
-
20-Tâ-Hâ 134
bi azâbin : azap ile
-
20-Tâ-Hâ 134
nettebia : tâbî oluruz
-
20-Tâ-Hâ 135
muterebbisun : bekleyenler
-
21-Enbiyâ 2
min rabbi-him : Rab'lerinden
-
21-Enbiyâ 4
rabbî : Rabbim
-
21-Enbiyâ 5
fel ye'tinâ bi (fe li ye'ti-nâ bi) : o zaman, öyleyse bize getirsin
-
21-Enbiyâ 16
lâıbîne : oyun (eğlence)
-
21-Enbiyâ 18
bi el hakkı : hakkı
-
21-Enbiyâ 19
lâ yestekbirûne : büyüklenmez, kibirlenmez
-
21-Enbiyâ 20
yusebbihûne : tesbih ederler
-
21-Enbiyâ 22
rabbi el arşi : arşın Rabbi
-
21-Enbiyâ 27
lâ yesbikûne-hu : onun (önüne) geçmezler
-
21-Enbiyâ 27
bi el kavli : söz ile
-
21-Enbiyâ 27
bi emri-hî : onun emri ile
-
21-Enbiyâ 31
en temîde bi : sarsması
-
21-Enbiyâ 35
bi eş şerri : şerr ile
-
21-Enbiyâ 36
bi zikri er rahmâni : Rahmân'ın zikrini
-
21-Enbiyâ 41
bi rusulin : resûllerle
-
21-Enbiyâ 41
hâka bi : kuşattı, sardı
-
21-Enbiyâ 41
bi-hî : onu, onunla
-
21-Enbiyâ 42
bi el leyli : gece ile
-
21-Enbiyâ 42
rabbi-him : onların Rab'leri
-
21-Enbiyâ 45
bi el vahyi : vahyile
-
21-Enbiyâ 46
min azâbi : azaptan
-
21-Enbiyâ 46
rabbi-ke : senin Rabbin
-
21-Enbiyâ 47
bi-hâ : onu
-
21-Enbiyâ 47
bi-nâ : bize
-
21-Enbiyâ 47
hâsibîne : hesap görenler, hesap görücüler
-
21-Enbiyâ 49
bi el gaybi : gaybte, görmedikleri halde
-
21-Enbiyâ 51
bi-hî : onu
-
21-Enbiyâ 52
li ebî-hi : babasına
-
21-Enbiyâ 53
âbidîne : kul olanlar, ibadet edenler
-
21-Enbiyâ 54
mubînin : apaçık
-
21-Enbiyâ 55
bi el hakkı : hakkı
-
21-Enbiyâ 55
min el lâıbîne : oyun oynayanlardan
-
21-Enbiyâ 57
mudbirîne : arkalarına dönenler
-
21-Enbiyâ 58
kebîren : büyük olan
-
21-Enbiyâ 59
bi âliheti-nâ : bizim ilâhlarımıza
-
21-Enbiyâ 61
bi-hî : onu
-
21-Enbiyâ 62
bi âliheti-nâ : bizim ilâhlarımıza
-
21-Enbiyâ 63
kebîru-hum : onların büyüğü
-
21-Enbiyâ 70
bi-hi : ona
-
21-Enbiyâ 73
bi emri-nâ : bizim emrimizle
-
21-Enbiyâ 73
âbidîne : kullar
-
21-Enbiyâ 76
min el kerbi : şiddetli üzüntüden
-
21-Enbiyâ 77
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
21-Enbiyâ 79
yusebbihne : tesbih ediyorlar
-
21-Enbiyâ 81
bi emri-hî : onun emriyle
-
21-Enbiyâ 81
bi kulli şey'in : herşeyi
-
21-Enbiyâ 84
bi-hî : ona
-
21-Enbiyâ 84
li el âbidîne : kullar için
-
21-Enbiyâ 85
min es sâbirîne : sabredenlerden
-
21-Enbiyâ 89
rabbi : benim Rabbim
-
21-Enbiyâ 96
hadebin : taraftan, tepeden
-
21-Enbiyâ 104
li el kutubi : kitapları
-
21-Enbiyâ 106
âbidîne : kul olanlar
-
21-Enbiyâ 112
rabbi ıh-kum : Rabbim hükmet
-
21-Enbiyâ 112
bi el hakkı : hak ile
-
22-Hac 2
ve mâ hum bi : ve onlar değiller
-
22-Hac 3
bi gayri : olmaksızın
-
22-Hac 3
ve yettebiu : ve tâbî olur
-
22-Hac 4
azâbi es saîri : cehennem azabı
-
22-Hac 5
raybin : şüphe
-
22-Hac 5
min turâbin : topraktan
-
22-Hac 6
bi enne allâhe : muhakkak ki Allah
-
22-Hac 8
bi gayri : olmaksızın
-
22-Hac 8
ve lâ kitâbin : ve bir kitap olmadan
-
22-Hac 9
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
22-Hac 10
bimâ : sebebiyle
-
22-Hac 10
bi zallâmin : zulmedici, zulmeden
-
22-Hac 10
li el abîdi : abidler için, Allah'a kul olanlar için
-
22-Hac 11
bi-hî : onunla
-
22-Hac 11
el mubînu : apaçık
-
22-Hac 13
le bi'se : ne kötü
-
22-Hac 13
ve le bi'se : ve ne kötü
-
22-Hac 15
bi sebebin : sebebi, vesileyi, aracı (bir irtibat vesilesini)
-
22-Hac 17
ve es sâbiîne : ve yıldızlara tapanlar
-
22-Hac 19
rabbi-him : onların Rab'leri
-
22-Hac 20
bihî : onunla
-
22-Hac 23
min zehebin : altından
-
22-Hac 24
ilâ et tayyibî : temize, iyiye, güzele
-
22-Hac 25
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
22-Hac 25
bi ilhâdin : (Hakk yolundan) saptırarak
-
22-Hac 25
bi zulmin : zulüm ile
-
22-Hac 25
min âzâbin : azaptan
-
22-Hac 26
bî : bana
-
22-Hac 27
bi el hacci : haccı
-
22-Hac 29
bi el beyti el atîkı : Beyt-i Atik'i, eski (ilk) ev, Kâbe
-
22-Hac 30
inde rabbi-hi : Rabbinin katında
-
22-Hac 31
bi-hî : onunla
-
22-Hac 31
bi allâhi : Allah'a
-
22-Hac 31
tehvî bi-hi : onu indirir
-
22-Hac 32
el kulûbi : kalpler
-
22-Hac 34
el muhbitîne : muhbitler, kalplerine ihbat konmuş olanlar
-
22-Hac 35
ve es sâbirîne : ve sabredenler
-
22-Hac 37
li tukebbirû allâhe : Allah'ı tekbir etmeniz için
-
22-Hac 39
bi enne-hum : onların olması sebebiyle
-
22-Hac 40
bi gayri : olmaksızın
-
22-Hac 40
ba'da-hum bi ba'dın : onları birbirleriyle
-
22-Hac 40
ve biyaun : ve (hristiyanların) kiliseleri
-
22-Hac 41
bi el ma'rûfi : irfan ile
-
22-Hac 45
ve bi'rin : ve kuyu
-
22-Hac 46
bi-hâ : onunla
-
22-Hac 46
bi-hâ : onunla
-
22-Hac 47
bi el azâbi : azabı
-
22-Hac 47
rabbi-ke : senin Rabbin
-
22-Hac 49
mubînun : apaçık
-
22-Hac 52
ve lâ nebiyyin : ve bir nebî, bir peygamber yoktur
-
22-Hac 53
fî kulûbi-him : onların kalplerinde
-
22-Hac 54
min rabbi-ke : senin Rabbinden
-
22-Hac 54
bihî : ona
-
22-Hac 54
fe tuhbite \n(ahbete) : böylece ihbat eder, mutmain olur \n: (huşû duydu, mutmain oldu)
-
22-Hac 57
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
22-Hac 58
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
22-Hac 60
bi misli : misli ile
-
22-Hac 60
bihî : onunla, ona
-
22-Hac 61
bi enne : sebebiyle, çünkü
-
22-Hac 62
bi enne : sebebiyle, çünkü
-
22-Hac 62
el kebîru : kebir, büyük
-
22-Hac 63
fe tusbihu : böylece olur
-
22-Hac 63
habîrun : haberdar olan
-
22-Hac 65
bi emri-hi : onun emriyle
-
22-Hac 65
bi izni-hi : onun izni ile
-
22-Hac 65
bi en nâsi : insanlara
-
22-Hac 67
ilâ rabbi-ke : Rabbine
-
22-Hac 68
bimâ : şeyleri
-
22-Hac 70
fî kitâbin : kitaptadır, kitabın içinde (vardır)
-
22-Hac 71
bihî sultânen : ona bir sultan, bir delil
-
22-Hac 71
bihî : ona, ona ait
-
22-Hac 72
billezîne : o kimseleri
-
22-Hac 72
e fe unebbiu-kum : o zaman size haber vereyim mi
-
22-Hac 72
bi şerrin : daha kötüsünü, şerr olanı
-
22-Hac 72
ve bi'se : ve ne kötü
-
22-Hac 78
ebî-kum : sizin babanız
-
22-Hac 78
bi allâhi : Allah'a
-
23-Mü'minûn 18
bi kaderin : kader ile, takdir edilmiş miktarda, bir ölçü ile
-
23-Mü'minûn 18
zehâbin : giderme
-
23-Mü'minûn 18
bi-hi : onu
-
23-Mü'minûn 19
bi-hi : onunla
-
23-Mü'minûn 19
ve a'nâbin : ve üzümlerden, bağlardan
-
23-Mü'minûn 20
bi ed duhni : yağı
-
23-Mü'minûn 24
bi hâzâ fî : bunun hakkında
-
23-Mü'minûn 25
bi-hi : onu, o
-
23-Mü'minûn 25
bi-hi : onu
-
23-Mü'minûn 26
rabbi : Rabbim
-
23-Mü'minûn 26
bimâ : sebebiyle, olduğu için
-
23-Mü'minûn 27
bi a'yuni-nâ : gözümüzün önünde
-
23-Mü'minûn 29
rabbi : Rabbim
-
23-Mü'minûn 33
bi likâi el âhıreti : ahirete (Allah'a) mülâki olmayı
-
23-Mü'minûn 37
bi meb'ûsîne : beas edilenler, yeniden diriltilenler
-
23-Mü'minûn 38
bi mu'minîne : inananlar
-
23-Mü'minûn 39
rabbi : Rabbim
-
23-Mü'minûn 39
bimâ : den dolayı, sebebiyle
-
23-Mü'minûn 40
le yusbihunne : mutlaka olacaklar
-
23-Mü'minûn 41
bi el hakkı : hak ile
-
23-Mü'minûn 43
mâ tesbiku : öne geçmez, erkene alamaz
-
23-Mü'minûn 45
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
23-Mü'minûn 45
mubînin : apaçık
-
23-Mü'minûn 47
âbidûne : kul olanlar
-
23-Mü'minûn 51
bimâ : şeyleri
-
23-Mü'minûn 53
hızbin : grup
-
23-Mü'minûn 53
bimâ : şeyle, şeyi
-
23-Mü'minûn 55
bi-hi : onunla
-
23-Mü'minûn 57
rabbi-him : onların Rab'leri, Rab'lerinin
-
23-Mü'minûn 58
bi âyâti : âyetlere
-
23-Mü'minûn 58
rabbi-him : onların Rab'leri, Rab'lerinin
-
23-Mü'minûn 59
bi rabbi-him : onların Rab'leri, Rab'lerine
-
23-Mü'minûn 60
ilâ rabbi-him : Rab'lerine
-
23-Mü'minûn 61
sâbikûne : öne geçenlerdir
-
23-Mü'minûn 62
bi el hakkı : hakkı
-
23-Mü'minûn 64
bi el âzâbi : azap ile
-
23-Mü'minûn 66
alâ a'kâbi-kum : topuklarınız üzerinde
-
23-Mü'minûn 67
mustekbirîne : kibirlenenler
-
23-Mü'minûn 67
bi-hi : onunla
-
23-Mü'minûn 70
bi-hi : onunla, onda
-
23-Mü'minûn 70
bi el hakkı : hak ile
-
23-Mü'minûn 71
bi zikri-him : onların zikirleri
-
23-Mü'minûn 72
rabbi-ke : senin Rabbin
-
23-Mü'minûn 74
bi el âhıreti : ahirete (Allah'a hayatta iken ulaşmaya)
-
23-Mü'minûn 75
bi-him : onları
-
23-Mü'minûn 76
bi el azâbi : azap ile
-
23-Mü'minûn 76
li rabbi-him : Rab'lerine
-
23-Mü'minûn 77
zâ azâbin : azap sahibi
-
23-Mü'minûn 88
bi yedi-hi : onun elinde
-
23-Mü'minûn 90
bi el hakkı : hakkı
-
23-Mü'minûn 91
bimâ halaka : yarattığı şey
-
23-Mü'minûn 92
el gaybi : gayb, görünmeyen
-
23-Mü'minûn 93
rabbi : Rabbim
-
23-Mü'minûn 94
rabbi : Rabbim
-
23-Mü'minûn 96
billetî (bi elletî) : ki onunla
-
23-Mü'minûn 96
bi mâ : şeyleri
-
23-Mü'minûn 97
rabbi : Rabbim
-
23-Mü'minûn 97
bi-ke : sana
-
23-Mü'minûn 98
bi-ke : sana
-
23-Mü'minûn 98
rabbi : Rabbim
-
23-Mü'minûn 99
rabbirciûni (rabbi irciû-ni) : Rabbim beni geri döndür
-
23-Mü'minûn 105
bihâ : onunla, onu
-
23-Mü'minûn 111
bimâ : dolayısıyla, sebebiyle
-
23-Mü'minûn 112
lebistum : kaldınız
-
23-Mü'minûn 113
lebisnâ : biz kaldık
-
23-Mü'minûn 114
lebistum : siz kaldınız
-
23-Mü'minûn 117
bihî : ona
-
23-Mü'minûn 117
rabbi-hi : onun Rabbi
-
23-Mü'minûn 118
rabbigfir (rabbi ıgfir) : Rabbim mağfiret et
-
24-Nûr 2
bi himâ : ikisini, ikisine
-
24-Nûr 2
bi allâhi : Allah'a
-
24-Nûr 4
lem ye'tû bi : getirmezler
-
24-Nûr 6
bi allâhi : Allah'a
-
24-Nûr 7
min el kâzibîne : yalan söyleyenlerden
-
24-Nûr 8
bi allâhi : Allah'a
-
24-Nûr 8
min el kâzibîne : yalan söyleyenlerden
-
24-Nûr 11
bi el ifki : ifk ile, uydurulmuş iftira ile
-
24-Nûr 12
bi enfusi-him : kendi nefslerinde, kendi içlerinde
-
24-Nûr 12
mubînun : açıkça, apaçık
-
24-Nûr 13
bi erbeati : dördü ile
-
24-Nûr 13
bi eş şuhedâi : şahitleri
-
24-Nûr 15
bi elsineti-kum : dillerinizle
-
24-Nûr 15
bi efvâhi-kum : ağızlarınızla
-
24-Nûr 15
bihi : onu, onun
-
24-Nûr 16
bi hâzâ : bunu
-
24-Nûr 21
lâ tettebiû : tâbî olmayın
-
24-Nûr 21
ve men yettebi' : ve kim tâbî olursa
-
24-Nûr 21
bi el fahşâi : fuhuş ile, her çeşit kötülük ile
-
24-Nûr 22
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
24-Nûr 24
bimâ : şeyleri
-
24-Nûr 25
el hakku el mubînu : hakk mübin (hakkı açıklayan yerine getiren)
-
24-Nûr 26
el habîsâtu : habis kadınlar, kötü kadınlar
-
24-Nûr 26
li el habîsîne : habis erkekler, kötü erkekler için
-
24-Nûr 26
ve el habîsûne : ve habis erkekler, kötü erkekler
-
24-Nûr 26
li el habîsâti : habis kadınlar, kötü kadınlar için
-
24-Nûr 26
li et tayyibîne : temiz erkekler için
-
24-Nûr 28
bimâ : şeyleri
-
24-Nûr 30
habîrun : haberdar olandır
-
24-Nûr 30
bimâ : şeylerden
-
24-Nûr 31
bi humuri-hinne : (onların) örtüleri
-
24-Nûr 31
cuyûbi-hinne : (onların) yakaları
-
24-Nûr 31
evit tâbiîne (ev et tâbiîne) : veya onlara tâbî olanlar, hizmetliler
-
24-Nûr 31
bi erculi-hinne : (onların) ayakları
-
24-Nûr 33
alel bigâi (alâ el bigâi) : fuhşa, zinaya
-
24-Nûr 35
ve lâ garbiyyetin : ve batıda olmayan (bulunmayan)
-
24-Nûr 35
bi kulli şey'in : herşeyi
-
24-Nûr 36
yusebbihu : tesbih eder
-
24-Nûr 36
bi : ile, de (dahi)
-
24-Nûr 38
bi gayri : olmaksızın
-
24-Nûr 38
hisâbin : hesap
-
24-Nûr 39
ke serâbin : serap gibidir
-
24-Nûr 39
bi kîatin : düz arazide
-
24-Nûr 39
el hisâbi : hesap
-
24-Nûr 41
yusebbihu : tesbih ederler
-
24-Nûr 41
ve tesbîha-hu : ve tesbihlerini
-
24-Nûr 41
bimâ : şeyleri
-
24-Nûr 43
bi-hi : onu
-
24-Nûr 43
bi el ebsâri : görmeyi
-
24-Nûr 47
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
24-Nûr 47
ve bi er resûli : ve resûlüne
-
24-Nûr 47
bi el mu'minîne : mü'min olanlar
-
24-Nûr 50
kulûbi-him : onların kalpleri
-
24-Nûr 53
bi allâhi : Allah'a
-
24-Nûr 53
habîrun : haberdar
-
24-Nûr 53
bimâ ta'melûne : yaptığınız şeylerden
-
24-Nûr 54
el mubînu : apaçık, açıkça
-
24-Nûr 55
bî şey'en : bir şeyi
-
24-Nûr 57
ve le bi'se : ve elbette, mutlaka kötü
-
24-Nûr 60
bi zînetin : ziynetleri
-
24-Nûr 62
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
24-Nûr 62
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
24-Nûr 64
fe yunebbiu-hum : o zaman onlara haber verecek
-
24-Nûr 64
bi mâ amilû : yaptıkları şeyler
-
24-Nûr 64
bi kulli şey'in : herşeyi
-
25-Furkan 8
in tettebiûne : tâbî oluyorsunuz
-
25-Furkan 9
sebîlen : sebîl, yol
-
25-Furkan 11
bi es sâati : o saati, kıyâmeti
-
25-Furkan 11
bi es sâati : o saati, kıyâmeti
-
25-Furkan 16
rabbi-ke : senin Rabbin
-
25-Furkan 17
es sebîle : sebîl, yol
-
25-Furkan 19
bimâ : den dolayı
-
25-Furkan 19
kebîren : büyük
-
25-Furkan 20
e tasbirûne : sabredecek misiniz
-
25-Furkan 21
kebîren : büyük
-
25-Furkan 25
bi el gamâmi : bulutlar ile
-
25-Furkan 27
sebîlen : sebîl, yol
-
25-Furkan 30
yâ rabbi : ey Rabbim
-
25-Furkan 31
nebiyyin : nebî, peygamber
-
25-Furkan 31
bi rabbi-ke : senin Rabbine
-
25-Furkan 32
li nusebbite : tesbit etmemiz, sabitlememiz için
-
25-Furkan 32
bi-hî : onu
-
25-Furkan 33
ve lâ ye'tûne-ke bi : ve sana gelmedi, getirmediler
-
25-Furkan 33
bi el hakkı : hakkı
-
25-Furkan 34
sebîlen : sebîl, yol
-
25-Furkan 36
bi âyâti-nâ : bizim âyetlerimizi
-
25-Furkan 39
tetbîren : mahvederek, helâk ederek
-
25-Furkan 42
sebîlen : sebîl, yol
-
25-Furkan 44
sebîlen : sebîl, yol
-
25-Furkan 45
ilâ rabbi-ke : Rabbini
-
25-Furkan 49
bihî : onunla
-
25-Furkan 52
bihî : onunla
-
25-Furkan 52
kebîren : büyük
-
25-Furkan 55
alâ rabbi-hî : kendi Rabbine
-
25-Furkan 57
ilâ rabbi-hî : Rabbine
-
25-Furkan 57
sebîlen : bir yol
-
25-Furkan 58
ve sebbih : ve tesbih et
-
25-Furkan 58
bi hamdi-hi : hamd ile onu
-
25-Furkan 58
bihî : ona
-
25-Furkan 58
bi zunûbi : günahları
-
25-Furkan 58
habîren : haberdar olan
-
25-Furkan 59
bi-hî : onu
-
25-Furkan 59
habîren : haberdar olan
-
25-Furkan 64
yebîtûne : geceyi geçirirler
-
25-Furkan 64
li rabbi-him : Rab'leri için, Rab'lerine
-
25-Furkan 68
bi el hakkı : hak ile
-
25-Furkan 72
bi el lagvi : boş söz ile
-
25-Furkan 73
bi âyâti : âyetler
-
25-Furkan 73
rabbi-him : onların Rabbi
-
25-Furkan 75
bi mâ : sebebiyle, dolayısıyla
-
25-Furkan 77
bikum : size
-
25-Furkan 77
rabbî : Rabbim
-
26-Şuarâ 2
el kitâbi : kitap
-
26-Şuarâ 2
el mubîni : apaçık
-
26-Şuarâ 6
bihî : onunla
-
26-Şuarâ 12
rabbi : Rabbim
-
26-Şuarâ 15
bi : ile
-
26-Şuarâ 16
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
26-Şuarâ 18
lem nurabbi-ke : senin Rabbin (himaye edip yetiştiren) olmadık
-
26-Şuarâ 18
ve lebiste : ve sen kaldın
-
26-Şuarâ 21
rabbî : Rabbim
-
26-Şuarâ 28
ve el magribi : ve batı
-
26-Şuarâ 30
bi şey'in : bir şey
-
26-Şuarâ 30
mubînin : apaçık
-
26-Şuarâ 31
bi-hi : onu
-
26-Şuarâ 32
mubînun : apaçık
-
26-Şuarâ 35
bi sıhri-hî : (onun) sihri ile
-
26-Şuarâ 37
ye'tû-ke bi : sana getirsinler
-
26-Şuarâ 40
nettebiu : tâbî oluruz
-
26-Şuarâ 40
el gâlibîne : gâlip gelenler
-
26-Şuarâ 41
el gâlibîne : gâlip olanlar
-
26-Şuarâ 42
min el mukarrabîne : yakın olanlardan, yakınlardan
-
26-Şuarâ 44
bi : ile, için
-
26-Şuarâ 47
bi : ile, ...e
-
26-Şuarâ 47
rabbi : Rabbi
-
26-Şuarâ 48
rabbi : Rabbi
-
26-Şuarâ 49
kebîru-kum : sizin büyüğünüz
-
26-Şuarâ 50
ilâ rabbi-nâ : Rabbimize
-
26-Şuarâ 52
bi : ile
-
26-Şuarâ 62
rabbî : Rabbim
-
26-Şuarâ 63
bi asâke : (senin) asan ile
-
26-Şuarâ 70
li ebî-hi : onun babasına
-
26-Şuarâ 83
rabbi : Rabbim
-
26-Şuarâ 83
bi es sâlihîne : salihlere
-
26-Şuarâ 86
ebî : benim babam
-
26-Şuarâ 89
bi : ile
-
26-Şuarâ 89
kalbin : kalp
-
26-Şuarâ 97
mubînin : apaçık
-
26-Şuarâ 98
bi : ile
-
26-Şuarâ 98
rabbi : Rabbi
-
26-Şuarâ 109
rabbi : Rab
-
26-Şuarâ 112
bimâ : şey hakkında
-
26-Şuarâ 113
rabbî : benim Rabbim
-
26-Şuarâ 114
bi târidi : tardeden, kovan, uzaklaştıran
-
26-Şuarâ 115
mubînun : apaçık
-
26-Şuarâ 117
rabbi : benim Rabbim
-
26-Şuarâ 127
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
26-Şuarâ 128
bi kulli : bütün hepsi
-
26-Şuarâ 132
bimâ : şeylerle
-
26-Şuarâ 133
bi en'âmin : hayvanlarla
-
26-Şuarâ 138
bi : ile
-
26-Şuarâ 138
muazzebîne : azaplandırılanlar
-
26-Şuarâ 145
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
26-Şuarâ 154
bi : ile
-
26-Şuarâ 156
bi : ile
-
26-Şuarâ 164
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
26-Şuarâ 169
rabbi : Rabbim
-
26-Şuarâ 171
fî el gâbirîne : geriye kalanların içinde
-
26-Şuarâ 180
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
26-Şuarâ 182
bi el kıstâsi : ölçü ile
-
26-Şuarâ 184
ve el cibillete : ve insan topluluğu
-
26-Şuarâ 186
min el kâzibîne : yalancılardan
-
26-Şuarâ 188
rabbî : Rabbim
-
26-Şuarâ 188
bi mâ : şeyi
-
26-Şuarâ 192
rabbi : Rabbi
-
26-Şuarâ 193
bi-hi : onu
-
26-Şuarâ 194
alâ kalbi-ke : senin kalbine
-
26-Şuarâ 195
bi : ile
-
26-Şuarâ 195
arabiyyin : Arapça
-
26-Şuarâ 195
mubînin : apaçık
-
26-Şuarâ 199
bi-hî : ona
-
26-Şuarâ 200
kulûbi : kalpler
-
26-Şuarâ 201
bi-hî : ona
-
26-Şuarâ 204
bi azâbi-nâ : bizim azabımızı
-
26-Şuarâ 210
bi-hi : onu
-
26-Şuarâ 213
min el muazzebîne : azap edilenlerden
-
26-Şuarâ 214
el akrebîne \n(karib) : en yakın \n: (yakın)
-
26-Şuarâ 221
unebbiu-kum : size haber vereyim
-
26-Şuarâ 224
yettebiu-hum : onlara tâbî olurlar
-
26-Şuarâ 227
munkalebin : döndürülen yer, dönüş yeri
-
27-Neml 1
ve kitâbin : ve kitap
-
27-Neml 1
mubînin : apaçık
-
27-Neml 3
bi el âhıreti : ahirete
-
27-Neml 4
bi el âhireti : ahirete (Allah'a ruhun ulaşmasına)
-
27-Neml 5
sûu el azâbi : azabın kötüsü
-
27-Neml 7
bi haberin : bir haberi
-
27-Neml 7
bi şihâbin : kor halinde
-
27-Neml 8
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
27-Neml 10
mudbiren : arkasına dönen
-
27-Neml 12
fî ceybi-ke : koynuna
-
27-Neml 13
mubînun : apaçık
-
27-Neml 14
bihâ : onu
-
27-Neml 16
el mubînu : apaçık
-
27-Neml 19
rabbi : Rabbim
-
27-Neml 19
bi rahmeti-ke : senin rahmetinle
-
27-Neml 20
min el gâibîne : gaîb olanlardan, kaybolanlardan
-
27-Neml 21
le ye'tiyennî bi : bana kesin olarak getirmeli
-
27-Neml 21
mubînin : apaçık
-
27-Neml 22
bi mâ : şeyi
-
27-Neml 22
bihî : onu
-
27-Neml 22
bi nebein : bir haber
-
27-Neml 24
an es sebîli : yoldan
-
27-Neml 27
min el kâzibîne : yalancılardan
-
27-Neml 28
izheb bi \n(izheb) : götür \n: (git)
-
27-Neml 28
kitâbî : benim kitabım, benim yazım, benim mektubum
-
27-Neml 30
bismillâhi (bi ismi allâhi) : Allah'ın adıyla
-
27-Neml 35
bi : ile
-
27-Neml 35
bime : ne ile
-
27-Neml 36
bi : ile
-
27-Neml 36
bi : ile
-
27-Neml 37
bi : ile
-
27-Neml 37
bi-hâ : ona
-
27-Neml 38
bi arşi-hâ : onun tahtını
-
27-Neml 39
bi-hi : onu
-
27-Neml 40
min el kitâbi : kitaptan
-
27-Neml 40
bi-hi : onu
-
27-Neml 40
rabbî : benim Rabbim
-
27-Neml 40
rabbî : benim Rabbim
-
27-Neml 44
rabbi : benim Rabbim
-
27-Neml 44
rabbi : Rab
-
27-Neml 46
bî es seyyieti : seyyiati, kötülüğü
-
27-Neml 47
bi-ke : seninle
-
27-Neml 47
bi : ile
-
27-Neml 49
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
27-Neml 52
bimâ : sebebiyle
-
27-Neml 57
min el gâbirîne : geride kalanlardan
-
27-Neml 60
bihî : onunla
-
27-Neml 60
en tunbitû : sizin yetiştirmeniz
-
27-Neml 75
kitâbin : kitap
-
27-Neml 75
mubînin : apaçık, beyan edilmiş, açıklanmış
-
27-Neml 78
bi : ile
-
27-Neml 79
el mubîni : apaçık
-
27-Neml 80
mudbirîne : arkalarına dönenler
-
27-Neml 81
bi hâdî : hidayete erdiren
-
27-Neml 81
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
27-Neml 82
bi âyâti-nâ : âyetlerimize
-
27-Neml 83
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
27-Neml 84
bi âyâtî : âyetlerimi
-
27-Neml 84
bi-hâ : onu
-
27-Neml 85
bimâ : sebebiyle
-
27-Neml 88
es sehâbi : bulut
-
27-Neml 88
habîrun : haberdar
-
27-Neml 88
bimâ : şeylerden
-
27-Neml 89
bi el haseneti : hasenat, kazanılan dereceler
-
27-Neml 90
bi es seyyieti : seyyiat, kaybedilen dereceler
-
27-Neml 93
bi gâfilin : gâfil olan
-
28-Kasas 2
el kitâbi : kitap
-
28-Kasas 2
el mubîni : apaçık
-
28-Kasas 3
bi : ile
-
28-Kasas 4
yuzebbihu : boğazlatıyor
-
28-Kasas 10
bi-hi : onu
-
28-Kasas 10
alâ kalbi-hâ : onun kalbine
-
28-Kasas 11
bi-hi : onu
-
28-Kasas 11
an cunubin : uzaktan
-
28-Kasas 15
mubînun : açıkça, apaçık
-
28-Kasas 16
rabbi : Rabbim
-
28-Kasas 17
rabbi : Rabbim
-
28-Kasas 17
bimâ : sebebiyle
-
28-Kasas 18
bi el emsi : dün
-
28-Kasas 18
mubînun : apaçık
-
28-Kasas 19
billezî (bi ellezî) : o kimseyi
-
28-Kasas 19
bi el emsi : dün
-
28-Kasas 20
bike : sana, senin için, senin hakkında
-
28-Kasas 21
rabbi : Rabbim
-
28-Kasas 22
rabbî : benim Rabbim
-
28-Kasas 22
es sebîli : yol
-
28-Kasas 23
kebîrun : büyük (çok)
-
28-Kasas 24
rabbi : Rabbim
-
28-Kasas 25
ebî : benim babam
-
28-Kasas 29
bi : ile
-
28-Kasas 29
cânibi : yan, taraf
-
28-Kasas 29
bi : ile
-
28-Kasas 31
mudbiren : arkasını dönerek
-
28-Kasas 31
akbil : (geri) dön
-
28-Kasas 32
ceybi-ke : senin koynun
-
28-Kasas 32
min er rehbi : korkudan, korkmadan
-
28-Kasas 32
min rabbi-ke : senin Rabbinden
-
28-Kasas 33
rabbi : Rabbim
-
28-Kasas 35
bi : ile
-
28-Kasas 35
bi : ile
-
28-Kasas 36
bi : ile
-
28-Kasas 36
bi hâzâ fî : bunun hakkında, bunu
-
28-Kasas 37
rabbî : Rabbim
-
28-Kasas 37
bi men : kimin
-
28-Kasas 37
bi : ile
-
28-Kasas 38
min el kâzibîne : yalancılardan
-
28-Kasas 39
bi gayri : olmaksızın, dışında
-
28-Kasas 44
bi cânibi : tarafta, tarafında
-
28-Kasas 44
el garbiyyi : batıda
-
28-Kasas 46
bi cânibi : yanı, tarafı
-
28-Kasas 46
rabbi-ke : senin Rabbin
-
28-Kasas 47
bimâ kaddemet : takdim ettikleri şey, yaptıkları şey
-
28-Kasas 47
nettebia : biz uyarız, tâbî oluruz
-
28-Kasas 48
bi mâ : şeyi
-
28-Kasas 48
bi kullin : hepsini
-
28-Kasas 49
fe'tû bi : getirin
-
28-Kasas 49
kitâbin : kitap
-
28-Kasas 49
ettebi' hu : ona tâbî olayım
-
28-Kasas 50
yettebiûne : tâbî olurlar
-
28-Kasas 50
bi gayri : olmaksızın
-
28-Kasas 52
bi-hî : ona
-
28-Kasas 53
bihî : ona
-
28-Kasas 53
min rabbi-nâ : Rabbimizden
-
28-Kasas 54
bimâ : sebebiyle
-
28-Kasas 54
bi el haseneti : hasenat ile, iyilikle
-
28-Kasas 56
bi el muhtedîne : hidayete erenler
-
28-Kasas 57
nettebiı : tâbî olursak, uyarsak
-
28-Kasas 71
ye'tî-kum bi : size getirir, getirecek
-
28-Kasas 72
ye'tî-kum bi : size getirir, getirecek
-
28-Kasas 76
le tenûu bi : mutlaka ağır gelir, zor taşır
-
28-Kasas 78
zunûbi-him : onların günahları
-
28-Kasas 80
es sâbirûne : sabredenler
-
28-Kasas 81
bi-hi : onu
-
28-Kasas 81
ve bi dâri-hi : ve onun evi
-
28-Kasas 82
bi el emsi : dün
-
28-Kasas 82
binâ : bizi
-
28-Kasas 84
bi : ile
-
28-Kasas 84
bi es seyyieti : seyyiat, kötülük ile
-
28-Kasas 85
rabbî : Rabbim
-
28-Kasas 85
bi el hudâ : hidayet ile
-
28-Kasas 85
mubînin : apaçık
-
28-Kasas 86
min rabbi-ke : Rabbinden
-
28-Kasas 87
ilâ rabbi-ke : Rabbine
-
29-Ankebût 3
el kâzibîne : yalancıları
-
29-Ankebût 4
en yesbikû-nâ : bizi geçmeleri
-
29-Ankebût 8
bi vâlidey-hi : onun anne ve babasıyla
-
29-Ankebût 8
bî mâ : şey ile
-
29-Ankebût 8
bi-hi : onunla (onun hakkında)
-
29-Ankebût 8
unebbiu-kum : size haber vereceğim
-
29-Ankebût 8
bimâ : şeyle, şeyi
-
29-Ankebût 10
bi allâhi : Allah'a
-
29-Ankebût 10
azâbi allâhi : Allah'ın azabı
-
29-Ankebût 10
rabbi-ke : senin Rabbin
-
29-Ankebût 10
bi a'leme : çok iyi bilen
-
29-Ankebût 10
bi mâ : şey ile, şeyi
-
29-Ankebût 12
ittebiû : tâbî olun
-
29-Ankebût 12
sebîle-nâ : bizim yolumuz
-
29-Ankebût 12
bi hâmilîne : yüklenenler
-
29-Ankebût 14
lebise : kaldı
-
29-Ankebût 18
el mubînu : apaçık
-
29-Ankebût 22
bi mu'cizîne : aciz bırakan
-
29-Ankebût 23
bi âyâtillâhi (âyâti allâhi) : Allah'ın âyetlerini
-
29-Ankebût 25
bi ba'dın : bir kısmını, bazısını
-
29-Ankebût 26
ilâ rabbî : Rabbime
-
29-Ankebût 28
bi-hâ : onu
-
29-Ankebût 29
es sebîle : yol
-
29-Ankebût 29
bi azâbi allâhi : Allah'ın azabı
-
29-Ankebût 30
rabbî : Rabbim
-
29-Ankebût 31
bi el buşrâ : müjde ile
-
29-Ankebût 32
bi men : kimseyi
-
29-Ankebût 32
min el gâbirîne : geride kalanlardan
-
29-Ankebût 33
bi-him : onlara
-
29-Ankebût 33
bi-him : onlarla
-
29-Ankebût 33
min el gâbirîne : geride kalanlardan
-
29-Ankebût 34
bimâ : şey sebebiyle
-
29-Ankebût 38
anis sebîli (an es sebîli) : yoldan
-
29-Ankebût 39
bi : ile
-
29-Ankebût 39
sâbikîne : geçenler (kurtulanlar)
-
29-Ankebût 40
bi : ile
-
29-Ankebût 40
zenbi-hi : onun günahı
-
29-Ankebût 40
bi-hi : onu, onunla
-
29-Ankebût 44
bi el hakkı : hak ile
-
29-Ankebût 45
el kitâbi : kitap
-
29-Ankebût 46
ehle el kitâbi : kitap ehli
-
29-Ankebût 46
bi : ile
-
29-Ankebût 46
bi : ile, ona
-
29-Ankebût 47
bihî : ona
-
29-Ankebût 47
bihî : ona
-
29-Ankebût 47
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
29-Ankebût 48
min kitâbin : kitaptan
-
29-Ankebût 48
bi yemîni-ke : sağ elinle
-
29-Ankebût 49
bi âyâtinâ : âyetlerimizi
-
29-Ankebût 50
min rabbi-hi : onun Rabbinden
-
29-Ankebût 50
mubînun : apaçık
-
29-Ankebût 52
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
29-Ankebût 52
bi el bâtılı : bâtıla
-
29-Ankebût 52
billâhi (bi allâhi) : Allah'ı
-
29-Ankebût 53
bi el azâbi : azabı
-
29-Ankebût 54
bi el azâbi : azabı
-
29-Ankebût 54
bi : ile
-
29-Ankebût 59
alâ rabbi-him : Rab'lerine
-
29-Ankebût 62
bi kulli şey'in : herşeyi
-
29-Ankebût 63
bihi : onunla
-
29-Ankebût 66
bimâ : şeyleri
-
29-Ankebût 67
bi el bâtılı : bâtıla
-
29-Ankebût 67
ve bi ni'metillâhi (ni'meti allâhi) : ve Allah'ın ni'metini
-
29-Ankebût 68
bi el hakkı : hak ile
-
3-Âl-i İmrân 3
bi el hakkı : hak ile
-
3-Âl-i İmrân 4
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 7
ummu el kitâbi : bütün semavî kitapları ihtiva eden ana kitap
-
3-Âl-i İmrân 7
muteşâbihâtun : tevile tâbî, yoruma açık
-
3-Âl-i İmrân 7
fî kulûbi-him : onların kalplerinde vardır
-
3-Âl-i İmrân 7
yettebiûne : tâbî olurlar
-
3-Âl-i İmrân 7
âmennâ bihi : biz ona inandık, ona îmân ettik
-
3-Âl-i İmrân 7
min indi rabbi-nâ : Rabbimiz'in katından
-
3-Âl-i İmrân 7
illâ ulû el elbâbi : ancak, sadece lübblerin, sırların sahipleri
-
3-Âl-i İmrân 11
ke de'bi : gibi, benzer, durumu gibi
-
3-Âl-i İmrân 11
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
3-Âl-i İmrân 11
bi zunûbi-him : günahları ile, günahları sebebiyle
-
3-Âl-i İmrân 11
şedîdu el ıkâbi : ikâbın (azabın) şiddeti, ikâbı (azabı) şiddetli
-
3-Âl-i İmrân 12
ve bi'se el mihâdu : ve ne kötü döşek
-
3-Âl-i İmrân 13
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda (Allah yolunda)
-
3-Âl-i İmrân 13
bi nasri-hî : kendi yardımı ile
-
3-Âl-i İmrân 14
min ez zehebi : altından, altın
-
3-Âl-i İmrân 14
el meâbi : sığınılacak yer, sığınak
-
3-Âl-i İmrân 15
e unebbiu-kum : size haber vereyim mi
-
3-Âl-i İmrân 15
bi hayrın : hayırlısı
-
3-Âl-i İmrân 15
inde rabbi-him : Rab'lerinin katında
-
3-Âl-i İmrân 15
bi el ıbâdi : kullarını
-
3-Âl-i İmrân 17
es sâbirîne : sabredenler
-
3-Âl-i İmrân 17
bi el eshâri : seher vakitlerinde
-
3-Âl-i İmrân 18
kâimen bi el kıstı : adalet ile yerine getirdi
-
3-Âl-i İmrân 19
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 19
serîu el hısâbı : hesabı seri (çabuk) gören
-
3-Âl-i İmrân 20
bi el ibâdi : kullarını
-
3-Âl-i İmrân 21
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 21
en nebiyyîne : ve peygamberlerini
-
3-Âl-i İmrân 21
bi gayri hakkın : haksız yere
-
3-Âl-i İmrân 21
bi el kıstı : adalet ile
-
3-Âl-i İmrân 21
bi azâbin elîmin : elim azap ile
-
3-Âl-i İmrân 22
habitat : heba oldu, boşa gitti
-
3-Âl-i İmrân 23
min el kitâbi : kitaptan
-
3-Âl-i İmrân 23
ilâ kitâbi allâhi : Allah'ın kitabına
-
3-Âl-i İmrân 24
bi enne-hum : sebebiyle
-
3-Âl-i İmrân 26
bi yedike el hayru : hayır senin elinde
-
3-Âl-i İmrân 27
bi gayri hısâbin : hesapsız
-
3-Âl-i İmrân 30
bi el ibâdi : kullarına
-
3-Âl-i İmrân 31
fe ittebiû-nî : o taktirde bana tâbî olun
-
3-Âl-i İmrân 31
yuhbib-kum(u) allâhu : Allah sizi sever
-
3-Âl-i İmrân 35
rabbi : Rabbim
-
3-Âl-i İmrân 36
kâlet rabbi : Rabbim dedi
-
3-Âl-i İmrân 36
bi mâ vadaat : neyi doğurduğunu
-
3-Âl-i İmrân 36
uîzu-hâ bi-ke : onu sana sığındırırım, emanet ederim
-
3-Âl-i İmrân 37
bi kabûlin hasenin : güzel bir kabul ile
-
3-Âl-i İmrân 37
bi gayri hısâbın : hesapsız
-
3-Âl-i İmrân 38
kâle rabbi : Rabbim dedi
-
3-Âl-i İmrân 39
fî el mihrâbi : mihrapta
-
3-Âl-i İmrân 39
yubeşşiru-ke bi yahyâ : seni Yahya ile müjdeliyor
-
3-Âl-i İmrân 39
bi kelimetin min allâhi : bir kelime ile, Allah'tan
-
3-Âl-i İmrân 39
ve nebiyyen : ve peygamber
-
3-Âl-i İmrân 40
kâle rabbi : Rabbim dedi,
-
3-Âl-i İmrân 41
rabbi ic'al lî : Rabbim benim için kıl,ver
-
3-Âl-i İmrân 41
ve sebbih : ve tesbih et
-
3-Âl-i İmrân 41
bi el aşiyyi ve el ibkâri : akşam ve sabah
-
3-Âl-i İmrân 43
li rabbi-ki : Rabbin için
-
3-Âl-i İmrân 44
el gaybi : gayb
-
3-Âl-i İmrân 45
bi kelimetin : bir kelime ile
-
3-Âl-i İmrân 45
ve min el mukarrebîne : ve (Allah'a) yakın olanlardan
-
3-Âl-i İmrân 47
kâlet rabbi : Rabbim dedi
-
3-Âl-i İmrân 49
kad ci'tu-kum bi : size getirmiştim (getirdim)
-
3-Âl-i İmrân 49
min rabbi-kum : sizin rabbinizden
-
3-Âl-i İmrân 49
bi izni allâhi : Allah'ın izni ile
-
3-Âl-i İmrân 49
bi izni allâhi : Allah'ın izni ile
-
3-Âl-i İmrân 49
ve unebbiu-kum : ve size haber veririm
-
3-Âl-i İmrân 49
bi mâ te'kulûne : yediğiniz şeyleri
-
3-Âl-i İmrân 50
ve ci'tu-kum bi : ve geldim, getirdim
-
3-Âl-i İmrân 50
min rabbi-kum : Rabbiniz'den
-
3-Âl-i İmrân 51
rabbî : benim Rabbim
-
3-Âl-i İmrân 52
âmennâ bi allâhi : biz Allah'a âmenû olduk, îmân ettik
-
3-Âl-i İmrân 52
bi ennâ : bizim ... olduğumuza
-
3-Âl-i İmrân 53
bi mâ : şeye
-
3-Âl-i İmrân 59
min turâbin : topraktan
-
3-Âl-i İmrân 60
min rabbi-ke : senin Rabb'inden
-
3-Âl-i İmrân 61
alâ el kâzibîne : yalancıların üzerine
-
3-Âl-i İmrân 63
bi el mufsidîne : fesad çıkaranları, bozguncuları
-
3-Âl-i İmrân 64
yâ ehle el kitâbi : ey kitap ehli (yahudiler ve hristiyanlar)
-
3-Âl-i İmrân 64
bi-hî şey'en : ona bir şeyi
-
3-Âl-i İmrân 64
bi ennâ : bizim ... olduğumuza
-
3-Âl-i İmrân 65
yâ ehle el kitâbi : ey ehli kitap (yahudiler, hristiyanlar)
-
3-Âl-i İmrân 66
fî mâ lekum bihî : onun hakkında sizin ..... yoktur
-
3-Âl-i İmrân 66
bihi : için, sizin
-
3-Âl-i İmrân 68
bi ibrâhîme : Hz. İbrâhîm'e
-
3-Âl-i İmrân 68
ve hâza en nebiyyu : ve bu peygamber
-
3-Âl-i İmrân 69
min ehli el kitâbi : kitap ehlinden, kitap verilenlerden, yahudiler ve hristiyanlardan
-
3-Âl-i İmrân 70
yâ ehle el kitâbi : ey kitap ehli, kitap sahipleri, kitab verilenler
-
3-Âl-i İmrân 70
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 71
ya ehle el kitâbi : ey kitap ehli, kitap sahipleri
-
3-Âl-i İmrân 71
lime telbisûne : niçin, karıştırıyorsunuz
-
3-Âl-i İmrân 71
el hakka bi el bâtılı : hakkı (gerçeği), batıl (boş şeyler) ile
-
3-Âl-i İmrân 72
min ehli el kitâbi : kitap ehlinden, kitap verilenlerden
-
3-Âl-i İmrân 72
bi ellezî : ona ki, ona
-
3-Âl-i İmrân 73
tebia dîne-kum : sizin dîninize tâbî oldu, uydu
-
3-Âl-i İmrân 73
inde rabbi-kum : Rabbiniz'in huzurunda
-
3-Âl-i İmrân 73
bi yedi allâhi : Allah'ın elinde
-
3-Âl-i İmrân 74
bi rahmeti-hî : rahmetini
-
3-Âl-i İmrân 75
ehli el kitâbi : kitap ehli, kitap sahipleri
-
3-Âl-i İmrân 75
bi kıntârin : kantarlarca, tartı ile, ölçü ile, kantar kantar
-
3-Âl-i İmrân 75
bi dînârin : bir dinar
-
3-Âl-i İmrân 75
bi ennehum : hiç şüphesiz onların
-
3-Âl-i İmrân 75
sebîlun : bir yol, sorumluluk
-
3-Âl-i İmrân 76
bi ahdi-hî : ahdini, yeminini
-
3-Âl-i İmrân 77
bi ahdi allâhi : Allah'ın ahdini
-
3-Âl-i İmrân 78
bi el kitâbi : Kitab'?
-
3-Âl-i İmrân 78
min el kitâbi : Kitab'dan
-
3-Âl-i İmrân 78
min el kitâbi : Kitab'dan
-
3-Âl-i İmrân 79
bi mâ : sebebiyle, ...'den dolay?
-
3-Âl-i İmrân 79
ve bimâ : ve sebebiyle, ...'den dolayı
-
3-Âl-i İmrân 80
ve en nebiyyîne : ve peygamberleri
-
3-Âl-i İmrân 80
bi el kufri : küfrü, inkârı
-
3-Âl-i İmrân 81
nebiyyîne : peygamberler
-
3-Âl-i İmrân 81
min kitâbin : (kitaptan) kitabı
-
3-Âl-i İmrân 81
le tu'minunne bi-hî : mutlaka ona îmân edeceksiniz
-
3-Âl-i İmrân 84
bi allâhi : Allah'a
-
3-Âl-i İmrân 84
ve en nebiyyûne : ve nebiler, peygamberler
-
3-Âl-i İmrân 84
min rabbi-him : Rab'lerinden
-
3-Âl-i İmrân 91
ve lev iftedâ bi-hî : ve onu fidye olarak verse
-
3-Âl-i İmrân 92
el birre : birr (üst seviyede zekat)
-
3-Âl-i İmrân 92
bi-hî alîmun : onu en iyi bilen
-
3-Âl-i İmrân 93
bi et tevrâti : Tevrat'ı
-
3-Âl-i İmrân 95
fe ittebiû : öyle ise tâbî olun
-
3-Âl-i İmrân 96
bi bekkete : Bekke'de, Mekke'de
-
3-Âl-i İmrân 97
sebîlen : yol, yol bulma
-
3-Âl-i İmrân 98
yâ ehle el kitâbi : ey kitap ehli, kitap sahipleri
-
3-Âl-i İmrân 98
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 99
yâ ehle el kitâbi : ey kitap ehli, kitap sahipleri
-
3-Âl-i İmrân 99
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
3-Âl-i İmrân 99
bi gâfilin : gâfil, habersiz
-
3-Âl-i İmrân 101
bi allâhi : Allah'a
-
3-Âl-i İmrân 103
bi habli allâhi : Allah'ın ipine
-
3-Âl-i İmrân 103
kulûbi-kum : sizin kalpleriniz
-
3-Âl-i İmrân 103
bi ni'meti-hî : onun ni'meti ile
-
3-Âl-i İmrân 104
bi el ma'rûfi : mâruf ile, irfan ile, iyilikle
-
3-Âl-i İmrân 106
bimâ : şey ile, sebebiyle, dolayısıyla
-
3-Âl-i İmrân 108
bi el hakkı : hak olarak, gerçeği
-
3-Âl-i İmrân 110
bi el ma'rûfi : irfan ile
-
3-Âl-i İmrân 110
ve tu'minûne bi allâhi : ve Allah'a îmân edersiniz
-
3-Âl-i İmrân 110
ehlu el kitâbi : kitap ehli, kitap sahipleri
-
3-Âl-i İmrân 112
bi hablin min allâhi : Allah'tan bir ip
-
3-Âl-i İmrân 112
bi gadabin : gazaba
-
3-Âl-i İmrân 112
bi enne-hum : onların ... olmaları
-
3-Âl-i İmrân 112
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 112
el enbiyâe : peygamberler
-
3-Âl-i İmrân 112
bi gayri hakkın : haksız yere
-
3-Âl-i İmrân 112
zâlike bimâ : işte bu ... sebebiyle
-
3-Âl-i İmrân 113
min ehli el kitâbi : kitap ehlinden (hristiyan ve yahudilerden)
-
3-Âl-i İmrân 114
yu'minûne bi allâhi : Allah'a îmân ederler
-
3-Âl-i İmrân 114
bi el ma'rûfi : irfan ile, iyilik ile
-
3-Âl-i İmrân 115
bi el muttekîne : takva sahiplerini
-
3-Âl-i İmrân 118
bitâneten : sırdaş
-
3-Âl-i İmrân 119
bi el kitâbi : kitaba
-
3-Âl-i İmrân 119
bi gayzi-kum : öfkeniz ile (öfkenizden)
-
3-Âl-i İmrân 119
bi zâti es sudûri : sinelerin sahip olduğu, sinelerde olan
-
3-Âl-i İmrân 120
yefrahû bi-hâ : onunla ferahlanırlar, ona sevinirler
-
3-Âl-i İmrân 120
ve in tasbirû : ve eğer sabrederseniz
-
3-Âl-i İmrân 120
bi- mâ : şeyi
-
3-Âl-i İmrân 123
bi bedrin : Bedir'de
-
3-Âl-i İmrân 124
bi selâseti âlâfin : üç bini ile
-
3-Âl-i İmrân 125
in tasbirû : eğer siz sabrederseniz
-
3-Âl-i İmrân 125
bi hamseti âlâfin : beş bini ile
-
3-Âl-i İmrân 126
kulûbu-kum bi-hî : kalplerinizin onunla
-
3-Âl-i İmrân 127
ev yekbite-hum : veya onları perişan etmek
-
3-Âl-i İmrân 127
hâibîne : bozguna uğrayanlar
-
3-Âl-i İmrân 133
min rabbi-kum : Rabbinizden
-
3-Âl-i İmrân 135
li zunûbi-him : kendi günahları için
-
3-Âl-i İmrân 136
min rabbi-him : onların Rabbinden
-
3-Âl-i İmrân 137
el mukezzibîne : yalancılar
-
3-Âl-i İmrân 142
es sâbirîne : sabredenler
-
3-Âl-i İmrân 144
alâ a'kâbi-kum : topuklarınızın üzerinde
-
3-Âl-i İmrân 145
illâ bi izni allâhi : Allah'ın izni olmadan
-
3-Âl-i İmrân 146
min nebiyyin : peygamberlerden
-
3-Âl-i İmrân 146
rıbbiyyûne : rabbiyyun, kendini Allah'a adayanlar
-
3-Âl-i İmrân 146
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
3-Âl-i İmrân 146
yuhibbu es sâbirîne : sabredenleri sever
-
3-Âl-i İmrân 147
ve sebbit : ve sabit kıl
-
3-Âl-i İmrân 148
sevâbi el âhireti : ahiret sevabı
-
3-Âl-i İmrân 149
alâ a'kâbi-kum : topuklarınız üzerine
-
3-Âl-i İmrân 151
fî kulûbi : kalplerine
-
3-Âl-i İmrân 151
bi-mâ eşrakû : ortak koşmaları sebebiyle
-
3-Âl-i İmrân 151
bi allâhi : Allah'a
-
3-Âl-i İmrân 151
mâ lem yunezzil bi-hî : indirmediği bir şey
-
3-Âl-i İmrân 151
ve bi'se : ve ne kötü
-
3-Âl-i İmrân 152
bi izni-hî : onun izni ile
-
3-Âl-i İmrân 153
bi gammin : gam ile, keder ile
-
3-Âl-i İmrân 153
habîrun : haberdar
-
3-Âl-i İmrân 153
bi-mâ ta'melûne : sizin yaptıklarınız şeylere yaptıklarınıza
-
3-Âl-i İmrân 154
bi allâhi : Allah'a karşı
-
3-Âl-i İmrân 154
mâ fî kulûbi-kum : kalplerinizde olandan
-
3-Âl-i İmrân 154
bi zâti es sudûri : göğüslerde olanı, sinelerde olanı
-
3-Âl-i İmrân 155
bi ba'di mâ : bazı şeylerden dolayı
-
3-Âl-i İmrân 156
fî kulûbi-him : kalpleri içinde, kalplerinde
-
3-Âl-i İmrân 156
bi mâ ta'melûne : yaptığınız şeyleri
-
3-Âl-i İmrân 157
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
3-Âl-i İmrân 159
fe bi-mâ : o zaman sebebiyle
-
3-Âl-i İmrân 159
galîza el kalbi : katı kalpli
-
3-Âl-i İmrân 161
li nebiyyin : bir peygamber için
-
3-Âl-i İmrân 161
bi-mâ galle : çaldığı şeyle
-
3-Âl-i İmrân 162
bi sehatin : gazaba
-
3-Âl-i İmrân 162
ve bi'se el masîru : ve kötü varış yeri, dönüş yeri
-
3-Âl-i İmrân 163
bi mâ ya'melûne : yaptıkları şeyleri, yaptıklarını
-
3-Âl-i İmrân 164
mubînin : apaçık
-
3-Âl-i İmrân 166
fe bi izni allâhi : o zaman, ancak Allah'ın izni ile
-
3-Âl-i İmrân 167
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
3-Âl-i İmrân 167
bi efvâhi-him : kendi ağızları ile
-
3-Âl-i İmrân 167
fî kulûbi-him : onların kalplerinde
-
3-Âl-i İmrân 167
bi mâ yektumûne : gizledikleri şeyi
-
3-Âl-i İmrân 169
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
3-Âl-i İmrân 169
inde rabbi-him : Rab'leri katında
-
3-Âl-i İmrân 170
bi mâ : şey ile
-
3-Âl-i İmrân 170
bi ellezîne : onlara
-
3-Âl-i İmrân 170
bi-him : onlara
-
3-Âl-i İmrân 171
bi ni'metin : ni'met ile
-
3-Âl-i İmrân 174
bi ni'metin : bir ni'met ile
-
3-Âl-i İmrân 177
bi el îmâni : îmân ile
-
3-Âl-i İmrân 179
el habîse : kötü
-
3-Âl-i İmrân 179
min et tayyibi : temizden, temiz olandan
-
3-Âl-i İmrân 179
alâ el gaybi : gaybı, bilinmeyeni
-
3-Âl-i İmrân 179
yectebî : seçer
-
3-Âl-i İmrân 179
bi allâhi : Allah'a
-
3-Âl-i İmrân 180
bi mâ âtâ-humu allâhu : Allah'ın onlara verdiği şeyler
-
3-Âl-i İmrân 180
mâ bahilû bi-hî : onun ile cimrilik ettikleri şey
-
3-Âl-i İmrân 180
bi mâ ta'melûne : yaptığınız şeyleri
-
3-Âl-i İmrân 180
habîrun : haberdar olandır
-
3-Âl-i İmrân 181
el enbiyâe : peygamberleri
-
3-Âl-i İmrân 181
bi gayri hakkın : haksız yere, haksızlıkla
-
3-Âl-i İmrân 182
bimâ : şeyler sebebiyle
-
3-Âl-i İmrân 182
bi zallâmin : zalim, zulmedici
-
3-Âl-i İmrân 182
li el abîdi : kullar için, kullara
-
3-Âl-i İmrân 183
ye'tiye-nâ bi : bize getirir
-
3-Âl-i İmrân 183
bi el beyyinâti : beyyinelerle, açık deliller ile
-
3-Âl-i İmrân 183
ve bi ellezî : ve ki o şey
-
3-Âl-i İmrân 184
câû bi : getirdiler
-
3-Âl-i İmrân 184
ve el kitâbi el munîri : ve aydınlatıcı (hak yola) ışık tutan nurlu Kitap
-
3-Âl-i İmrân 186
ve in tasbirû : ve eğer siz sabrederseniz
-
3-Âl-i İmrân 187
ve eşterav bi-hî : ve onu sattılar
-
3-Âl-i İmrân 187
fe bi'se : oysa ne kötü
-
3-Âl-i İmrân 188
bi mâ etev : getirdikleri şey ile
-
3-Âl-i İmrân 188
bi mâ lem yef'alû : yapmadıkları şey ile
-
3-Âl-i İmrân 188
bi mefâzetin : kurtulacak yer
-
3-Âl-i İmrân 188
min el azâbi : azaptan
-
3-Âl-i İmrân 190
li ulî el elbâbı : lübb'lerin, sırların sahipleri için
-
3-Âl-i İmrân 191
ve alâ cunûbi-him : ve yanları üzere iken, yatarken
-
3-Âl-i İmrân 193
bi rabbi-kum : Rabbinize
-
3-Âl-i İmrân 195
fî sebîlî : benim yolumda
-
3-Âl-i İmrân 195
husnu es sevâbi : sevabın, mükâfatların en güzeli
-
3-Âl-i İmrân 196
fî el bilâdi : beldeler arasında
-
3-Âl-i İmrân 197
ve bi'se : ve ne kötü
-
3-Âl-i İmrân 199
min ehli el kitâbi : Kitap ehlinden, kitab sahiplerinden
-
3-Âl-i İmrân 199
yu'minu bi allâhi : Allah'a îmân ederler
-
3-Âl-i İmrân 199
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
3-Âl-i İmrân 199
inde rabbi-him : Rab'leri katında
-
3-Âl-i İmrân 199
serîu el hısâbi : hesabı çabuk gören
-
3-Âl-i İmrân 200
usbirû : sabredin
-
3-Âl-i İmrân 200
ve sâbirû : ve sabır sahibi olun
-
3-Âl-i İmrân 200
ve râbitû : ve râbıta kuranlar olun
-
30-Rûm 3
galebi-him : onların yenilmesi
-
30-Rûm 4
bıd'ı : birkaç (3 ila 9 arası)
-
30-Rûm 5
bi : ile
-
30-Rûm 8
bi el hakkı : hak ile
-
30-Rûm 8
bi likâi : mülâki olmayı, Allah'a ulaşmayı
-
30-Rûm 8
rabbi-him : onların Rab'leri
-
30-Rûm 9
bi : ile
-
30-Rûm 10
bi âyâtillâhi (âyâti allâhi) : Allah'ın âyetlerini
-
30-Rûm 10
bihâ : onunla
-
30-Rûm 13
bi : ile
-
30-Rûm 16
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
30-Rûm 16
el azâbi : azap
-
30-Rûm 17
tusbıhûne : sabahladınız, sabah vaktine girdiniz
-
30-Rûm 20
min turâbin : topraktan
-
30-Rûm 23
bi el leyli : geceleyin
-
30-Rûm 24
bihi : onunla
-
30-Rûm 25
bi : ile
-
30-Rûm 29
bi gayri : başka, olmadan, olmaksızın
-
30-Rûm 31
munîbîne : yönelenler, (yönelin)
-
30-Rûm 32
hızbin : hizip, grup
-
30-Rûm 32
bimâ : şeyi
-
30-Rûm 33
munîbîne : yönelenler
-
30-Rûm 33
bi rabbi-him : Rab'lerine
-
30-Rûm 34
bimâ : şeyler
-
30-Rûm 35
bimâ : şey
-
30-Rûm 35
bihî : ona
-
30-Rûm 36
bihâ : ona, onunla
-
30-Rûm 36
bimâ : şey sebebiyle
-
30-Rûm 38
vebnes sebîli (ve ibne es sebîli) : ve yolcular
-
30-Rûm 41
bimâ : şey sebebiyle
-
30-Rûm 46
bi emri-hi : onun emri ile
-
30-Rûm 47
câû-hum bi : onlara getirdiler
-
30-Rûm 48
bi-hi : ona
-
30-Rûm 52
mudbirîne : arkalarına dönenler
-
30-Rûm 53
bi hâdi : hidayete ulaştırıcı
-
30-Rûm 53
bi âyâti-nâ : âyetlerimize
-
30-Rûm 55
mâ lebisû : kalmadılar
-
30-Rûm 56
lebistum : siz kaldınız
-
30-Rûm 56
kitâbi allâhi : Allah'ın Kitab'ı
-
30-Rûm 58
ci'te-hum bi : onlara getirdin
-
30-Rûm 59
kulûbi : kalpler
-
30-Rûm 60
fâsbir (fe isbir) : o zaman, artık, öyleyse sabret
-
31-Lokman 2
el kitâbi : kitap
-
31-Lokman 4
bi el âhıreti : ahirete
-
31-Lokman 5
min rabbi-him : Rab'lerinden
-
31-Lokman 6
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
31-Lokman 6
bi gayri : olmaksızın
-
31-Lokman 7
mustekbiren : kibirlenerek
-
31-Lokman 7
bi : ile
-
31-Lokman 7
azâbin : azap
-
31-Lokman 10
bi gayri : olmadan, olmaksızın
-
31-Lokman 10
bi-kum : sizin için
-
31-Lokman 11
mubînin : apaçık
-
31-Lokman 13
bi allâhi : Allah'a
-
31-Lokman 14
bi vâlidey-hi : onun anne ve babasını
-
31-Lokman 15
bî mâ : şey ile
-
31-Lokman 15
bi-hî : ona ait, onunla
-
31-Lokman 15
vettebi' (ve ittebi') : ve tâbî ol
-
31-Lokman 15
sebîle : yol
-
31-Lokman 15
unebbiu-kum : size haber vereceğim
-
31-Lokman 15
bi mâ : şeyleri
-
31-Lokman 16
bi-hi : onu
-
31-Lokman 16
habîrun : haberdar
-
31-Lokman 17
bi : ile
-
31-Lokman 17
vasbir (ve ısbır) : ve sabret
-
31-Lokman 20
bi gayri : olmadan, olmaksızın
-
31-Lokman 20
ve lâ kitâbin : ve bir kitap olmadan
-
31-Lokman 21
ittebiû : tâbî olun
-
31-Lokman 21
nettebiu : tâbî oluruz
-
31-Lokman 21
ilâ azâbi : azaba
-
31-Lokman 22
bi : ... e
-
31-Lokman 23
nunebbiu-hum : onlara haber vereceğiz
-
31-Lokman 23
bi mâ : şey(ler)i
-
31-Lokman 23
bi zâti es sudûri : sinelerde olanı
-
31-Lokman 24
ilâ azâbin : azaba
-
31-Lokman 29
bi mâ : şeyleri
-
31-Lokman 29
habîrun : haberi olan, haberdar
-
31-Lokman 30
bi enne : olması sebebiyle
-
31-Lokman 30
el kebîru : kebir, büyük
-
31-Lokman 31
bi : ile
-
31-Lokman 32
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
31-Lokman 33
billâhi (bi allâhi) : Allah'a karşı
-
31-Lokman 34
bi eyyi : hangi, nerede
-
31-Lokman 34
habîrun : haberi olan, haberdar
-
32-Secde 2
el kitâbi : kitap
-
32-Secde 2
min rabbi : Rabbinden
-
32-Secde 3
min rabbi-ke : senin Rabbinden
-
32-Secde 5
yudebbiru : tedbir eder, düzenler
-
32-Secde 6
el ğaybi : görünmeyeni
-
32-Secde 10
bi likâi : (Allah'a) ulaşmayı
-
32-Secde 10
rabbi-him : Rab'leri
-
32-Secde 11
bi-kum : size, sizin için
-
32-Secde 11
ilâ rabbikum : Rabbinize
-
32-Secde 12
rabbi-him : onların Rabbi
-
32-Secde 14
bi mâ : sebebiyle, dolayısıyla
-
32-Secde 14
bi mâ : sebebiyle
-
32-Secde 15
bi âyâti-na : âyetlerimize
-
32-Secde 15
bihâ : ona
-
32-Secde 15
bi hamdi : hamd ile
-
32-Secde 15
rabbi-him : onların Rabbi, Rab'leri
-
32-Secde 15
lâ yestekbirûne : büyüklük taslamazlar, kibirlenmezler
-
32-Secde 17
bi mâ : şeyler sebebiyle
-
32-Secde 19
bi mâ : sebebiyle, dolayısıyla
-
32-Secde 20
bihî : onu
-
32-Secde 21
min el azâbi : azaptan
-
32-Secde 21
el azâbi : azap
-
32-Secde 22
bi âyâti : âyetler
-
32-Secde 22
rabbi-hi : onun Rabbi
-
32-Secde 24
bi emrinâ : bizim emrimizle
-
32-Secde 24
bi âyâti-nâ : âyetlerimize
-
32-Secde 27
bihî : onunla
-
33-Ahzâb 1
en nebiyyu : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 2
vettebi' : ve tâbî ol
-
33-Ahzâb 2
min rabbi-ke : senin Rabbinden
-
33-Ahzâb 2
bi mâ : şeyleri
-
33-Ahzâb 2
habîren : haberdar
-
33-Ahzâb 3
ve kefâ bi : ve kâfidir
-
33-Ahzâb 4
bi efvâhi-kum : sizin ağızlarınızda
-
33-Ahzâb 4
es sebîle : yol
-
33-Ahzâb 5
bihî : onunla
-
33-Ahzâb 6
en nebiyyu : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 6
bi el mu'minîne : mü'minlere, müminler için
-
33-Ahzâb 6
bi-ba'dın : bir kısmına
-
33-Ahzâb 6
ba'du-hum bi ba'dın : birbirlerine
-
33-Ahzâb 6
kitâbillâhi (kitâbi allâhi) : Allah'ın Kitabı
-
33-Ahzâb 6
fî el kitâbi : kitapta
-
33-Ahzâb 7
en nebiyyîne : nebîler
-
33-Ahzâb 9
bimâ : şeyi, şeyleri
-
33-Ahzâb 10
bi allâhi : Allah'a
-
33-Ahzâb 12
kulûbi-him : onların kalpleri
-
33-Ahzâb 13
en nebiyye : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 13
bi avretin : açık
-
33-Ahzâb 14
bihâ : orada
-
33-Ahzâb 17
bikum : sizin için
-
33-Ahzâb 17
bikum : sizin için, size
-
33-Ahzâb 19
bi elsinetin : dilleri ile
-
33-Ahzâb 20
fî el a'râbi : Araplar'ın arasında
-
33-Ahzâb 24
bi sıdkı-hım : onların sadakatleri ile
-
33-Ahzâb 25
bi gayzı-him : öfkeleri ile
-
33-Ahzâb 26
kulûbi-hum : onların kalpleri
-
33-Ahzâb 28
en nebîyu : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 30
en nebiyyi : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 30
bi fâhışetin : fuhuş ile, kötülük ile
-
33-Ahzâb 32
en nebiyyi : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 32
bi el kavli : sözü
-
33-Ahzâb 32
kalbi-hî : onun kalbi
-
33-Ahzâb 34
habîren : haberdar olan
-
33-Ahzâb 35
ve es sâbirîne : ve sabreden erkekler
-
33-Ahzâb 35
ve es sâbirâti : ve sabreden kadınlar
-
33-Ahzâb 36
mubînen : açıkça, apaçık
-
33-Ahzâb 38
en nebiyyi : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 39
bi allâhi : Allah'a
-
33-Ahzâb 40
nebiyyîne : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 40
bi : ile
-
33-Ahzâb 42
ve sebbihû-hu : ve onu tesbih edin
-
33-Ahzâb 43
bi el mu'minîne : mü'minlere
-
33-Ahzâb 45
en nebiyyu : peygamber
-
33-Ahzâb 46
bi izni- hî : onun izniyle
-
33-Ahzâb 47
bi enne : olduğunu
-
33-Ahzâb 47
kebîren : büyük
-
33-Ahzâb 48
billâhi (bi allâhi ) : Allah
-
33-Ahzâb 50
en nebiyyu : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 50
li en nebiyyi : nebî (peygamber) için
-
33-Ahzâb 50
en nebiyyu : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 51
bimâ : şeyler ile
-
33-Ahzâb 51
kulûbi-kum : sizin kalpleriniz
-
33-Ahzâb 52
bi-hinne : onlar ile
-
33-Ahzâb 53
en nebiyyi : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 53
en nebiyyi : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 53
hıcâbin : perde, örtü
-
33-Ahzâb 53
kulûbi-kum : sizin kalpleriniz
-
33-Ahzâb 53
ve kulûbi-hinne : ve onların kalpleri
-
33-Ahzâb 54
bi kulli şey'in : herşeyi
-
33-Ahzâb 56
alen nebiyyi (alâ en nebiyyi) : peygambere
-
33-Ahzâb 58
bi gayri : olmaksızın, olmadığı halde
-
33-Ahzâb 58
mubînen : apaçık
-
33-Ahzâb 59
en nebiyyu : nebî, peygamber
-
33-Ahzâb 59
min celâbîbi-hinne : cilbablarından, dış giysilerinden
-
33-Ahzâb 60
fî kulûbi-him : onların kalplerinde
-
33-Ahzâb 60
bi-him : onlara
-
33-Ahzâb 67
es sebîlen : yol
-
33-Ahzâb 68
min el azâbi : azaptan
-
33-Ahzâb 68
kebîren : büyük
-
34-Sebe 1
el habîru : habîr olan, herşeyden haberdar olan
-
34-Sebe 3
ve rabbî : ve Rabbim
-
34-Sebe 3
el gaybi : gayb, görünmeyen
-
34-Sebe 3
fî kitâbin : kitapta
-
34-Sebe 3
mubînin : apaçık
-
34-Sebe 6
min rabbi-ke : senin Rabbinden
-
34-Sebe 7
yunebbiu-kum : size haber veriyor
-
34-Sebe 8
bihî : ona, onda
-
34-Sebe 8
bi el âhireti : ahirete
-
34-Sebe 8
el azâbi : azap
-
34-Sebe 9
bi-him : onları
-
34-Sebe 9
munîbin : yönelen
-
34-Sebe 10
evvibî : bana yönelin, bana dönün
-
34-Sebe 11
sâbigâtin : bedeni örten uzun, geniş zırh
-
34-Sebe 11
bimâ : şey(leri)
-
34-Sebe 12
bi izni : izni ile
-
34-Sebe 12
rabbi-hî : onun Rabbi
-
34-Sebe 12
azâbi : azap
-
34-Sebe 13
el cevâbi : su biriktirilen büyük havuzlar
-
34-Sebe 14
mâ lebisû : kalmazlardı
-
34-Sebe 14
el azâbi : azap
-
34-Sebe 15
rabbi-kum : Rabbinizin
-
34-Sebe 16
bi cennetey-him : onların iki bahçesini
-
34-Sebe 17
bimâ : sebebiyle, dolayısıyla
-
34-Sebe 21
bi el âhireti : ahirete (Allah'a ulaşmaya)
-
34-Sebe 23
an kulûbi-him : onların kalplerinden
-
34-Sebe 23
el kebîru : kebir, çok büyük
-
34-Sebe 24
mubînin : apaçık
-
34-Sebe 26
bi : ile
-
34-Sebe 27
bi-hi : ona
-
34-Sebe 31
bi hâzâ : buna
-
34-Sebe 31
bi ellezî : ona
-
34-Sebe 31
rabbi-him : onların Rabbi (Rab'leri)
-
34-Sebe 33
bi allâhi : Allah'ı
-
34-Sebe 34
bimâ : şeyi
-
34-Sebe 34
bi-hi : onu, onunla
-
34-Sebe 35
bi muazzebîne : azap edilecek olanlar
-
34-Sebe 36
rabbî : benim Rabbim
-
34-Sebe 37
billetî (bi elletî) : ki o
-
34-Sebe 37
bimâ : sebebiyle
-
34-Sebe 38
el azâbi : azap
-
34-Sebe 39
rabbî : benim Rabbim
-
34-Sebe 41
bi-him : onlara
-
34-Sebe 42
bihâ : onu
-
34-Sebe 43
mubînun : apaçık
-
34-Sebe 44
kutubin : kitaplar
-
34-Sebe 46
bi : ile
-
34-Sebe 46
bi sâhıbi-kum : sizin sahibiniz, arkadaşınız
-
34-Sebe 46
azâbin : bir azap
-
34-Sebe 48
rabbî : Rabbim
-
34-Sebe 48
bi el hakkı : hakkı
-
34-Sebe 48
el guyûbi : gaybler, bilinmeyen
-
34-Sebe 50
bimâ : sebebiyle
-
34-Sebe 50
rabbî : benim Rabbim
-
34-Sebe 51
karîbin : yakın
-
34-Sebe 52
bihî : ona
-
34-Sebe 53
bihî : onu
-
34-Sebe 53
bi el gaybi : gayba
-
34-Sebe 54
bi eşyâı-him : onların şeyleri
-
34-Sebe 54
murîbin : kuşku veren, endişe veren
-
35-Fâtır 5
billâhil (bi allâhi) : Allah ile
-
35-Fâtır 6
min ashâbi : ehlinden, halkından
-
35-Fâtır 7
kebîrun : büyük
-
35-Fâtır 8
bimâ : şeyleri
-
35-Fâtır 9
bi-hi : onunla
-
35-Fâtır 11
min turâbin : topraktan
-
35-Fâtır 11
bi : ile
-
35-Fâtır 11
kitâbin : kitap
-
35-Fâtır 14
bi şirki-kum : sizin şirkiniz, şirk koşmanız
-
35-Fâtır 14
ve lâ yunebbiu-ke : ve sana haber vermez
-
35-Fâtır 14
habîrin : haberdar olan, haber veren
-
35-Fâtır 16
bi halkın : bir halkı
-
35-Fâtır 17
bi azîzin : azîz, güç
-
35-Fâtır 18
bi el gaybi : gayba, gaybte
-
35-Fâtır 22
bi : ile
-
35-Fâtır 24
bi el hakkı : hak ile
-
35-Fâtır 25
câet-hum ... (bi) : onlara getirdiler
-
35-Fâtır 25
bi el beyyinâti : apaçık delilleri, beyyineleri
-
35-Fâtır 25
ve bi ez zuburi : ve zeburu, sayfaları
-
35-Fâtır 25
ve bi : ve ile, ... ı
-
35-Fâtır 25
el kitâbi : kitap
-
35-Fâtır 27
bi-hi : onunla
-
35-Fâtır 27
bîdun : beyazlık, beyaz
-
35-Fâtır 27
ve garâbîbu : kapkara, simsiyah, koyu siyah
-
35-Fâtır 28
ve ed devâbbi : ve davarlar
-
35-Fâtır 31
min el kitâbi : kitaptan
-
35-Fâtır 31
bi ibâdi-hi : onun kulları
-
35-Fâtır 31
habîrun : haberdar olan
-
35-Fâtır 32
sâbikun : hayırlarda yarışanlar, öne geçenler
-
35-Fâtır 32
bi el hayrâti : hayırlarda
-
35-Fâtır 32
bi izni allâhi : Allah'ın izni ile
-
35-Fâtır 32
el kebîru : büyük
-
35-Fâtır 33
min zehebin : altın'dan
-
35-Fâtır 36
min azâbi-hâ : onun azabından
-
35-Fâtır 38
gaybi : gayb
-
35-Fâtır 38
bi zâti : sahip
-
35-Fâtır 39
rabbi-him : onların Rabbi
-
35-Fâtır 42
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
35-Fâtır 43
bi : ... e
-
35-Fâtır 45
bi-mâ : sebebiyle
-
35-Fâtır 45
bi ibâdi-hi : onun kullarını, kullarını
-
36-Yâsin 11
bi el gaybi : gaybte
-
36-Yâsin 11
bi magfiretin : bir mağfiret ile
-
36-Yâsin 12
mubînin : açıkça, apaçık
-
36-Yâsin 14
bi : ile
-
36-Yâsin 17
el mubînu : apaçık
-
36-Yâsin 18
bi kum : sizinle
-
36-Yâsin 20
ittebiû : tâbî olun
-
36-Yâsin 21
ittebiû : tâbî olun
-
36-Yâsin 23
bi durrin : bir zararı
-
36-Yâsin 24
mubînin : apaçık
-
36-Yâsin 25
bi rabbi-kum : sizin Rabbinize
-
36-Yâsin 27
bimâ : sebebiyle, nedeniyle
-
36-Yâsin 27
rabbî : benim Rabbim
-
36-Yâsin 30
bi-hi yestehziûne : onunla alay ediyorlar
-
36-Yâsin 34
ve a'nâbin : ve üzüm (bağları)
-
36-Yâsin 36
tunbitu : yetiştirir
-
36-Yâsin 40
sâbikun : öne geçen
-
36-Yâsin 46
rabbi-him : onların Rabbi
-
36-Yâsin 47
mubînin : apaçık
-
36-Yâsin 51
ilâ rabbi-him : Rab'lerine
-
36-Yâsin 58
min rabbin : Rab'lerinden
-
36-Yâsin 60
mubinun : apaçık
-
36-Yâsin 62
cibillen : insanlar, halk, cemaat
-
36-Yâsin 64
bi mâ : şey sebebiyle
-
36-Yâsin 65
bi-mâ : şeyleri
-
36-Yâsin 69
mubînun : apaçık
-
36-Yâsin 77
mubînun : apaçık
-
36-Yâsin 79
bi kulli : hepsi, bütün
-
36-Yâsin 81
bi kâdirin alâ : ... a kaadir olan
-
36-Yâsin 83
bi yedi-hî : onun elinde
-
37-Sâffât 6
bi zîynetin : ziynet ile
-
37-Sâffât 6
el kevâkibi : gezegenler
-
37-Sâffât 8
cânibin : yanlar, taraflar
-
37-Sâffât 11
lâzibin : birbirine yapışmış, yapışkan
-
37-Sâffât 15
mubînun : apaçık
-
37-Sâffât 21
bi-hi : onu
-
37-Sâffât 31
rabbi-nâ : Rabbimiz
-
37-Sâffât 33
fî el azâbi : azabın içinde, azapta
-
37-Sâffât 34
bi el mucrimîne : mücrimlere, suçlulara, günahkârlara
-
37-Sâffât 35
yestekbirûne : kibirlenirler, büyüklenirler
-
37-Sâffât 37
câe bi : getirdi
-
37-Sâffât 38
el azâbi : azap
-
37-Sâffât 44
mutekâbilîne : karşılıklı
-
37-Sâffât 45
bi ke'sin : kadehler ile, kadehler
-
37-Sâffât 46
li eş şâribîne : içenler için
-
37-Sâffât 57
rabbî : Rabbim
-
37-Sâffât 58
bi meyyitîne : ölüler
-
37-Sâffât 59
bi muazzebîne : azaba uğratılacak olanlar, azap edilenler, azap görecek olanlar
-
37-Sâffât 76
el kerbi el azîmi (kerbil azîm) : büyük üzüntü
-
37-Sâffât 84
bi kalbin : kalp ile
-
37-Sâffât 85
li ebî-hi : babasına
-
37-Sâffât 87
bi : ile
-
37-Sâffât 87
rabbi : Rab
-
37-Sâffât 90
mudbirîne : arkalarını dönenler, dönen kimseler
-
37-Sâffât 93
bi el yemîni : sağ eli ile
-
37-Sâffât 98
bi-hi : ona
-
37-Sâffât 99
ilâ rabbî : Rabbime
-
37-Sâffât 100
rabbi : Rabbim
-
37-Sâffât 101
bi : ile
-
37-Sâffât 102
min es sâbirîne : sabredenlerden
-
37-Sâffât 103
li el cebîni : alnına, alnı üzerine
-
37-Sâffât 106
el mubînu : apaçık
-
37-Sâffât 107
bi zibhın : kurbanı
-
37-Sâffât 112
bi : ile
-
37-Sâffât 112
nebiyyen : nebî olarak, peygamber olarak
-
37-Sâffât 113
mubînun : apaçık
-
37-Sâffât 115
el kerbi el azîmi : büyük üzüntü
-
37-Sâffât 116
el gâlibîne : gâlip gelenler
-
37-Sâffât 117
el mustebîne : beyan eden, açıklayan
-
37-Sâffât 135
el gâbirîne : geride kalanlar
-
37-Sâffât 137
musbihîne : sabah vakitleri, sabahları
-
37-Sâffât 138
bi el leyli : geceleyin
-
37-Sâffât 143
min el musebbihîne : tesbih edenlerden
-
37-Sâffât 144
lebise : kaldı (kalırdı)
-
37-Sâffât 145
bi el arâi : boş alan
-
37-Sâffât 149
li rabbi-ke : senin Rabbinin
-
37-Sâffât 156
mubînun : apaçık
-
37-Sâffât 157
bi kitâbi-kum : (sizin) kitabınızı
-
37-Sâffât 162
bi fâtinîne : fitneye düşürenler
-
37-Sâffât 166
el musebbihûne : tesbih edenler
-
37-Sâffât 170
bi-hi : onu
-
37-Sâffât 176
bi azâbi-nâ : bizim azabımızı
-
37-Sâffât 177
bi sâhati-him : onların sahasına
-
37-Sâffât 180
rabbi-ke : senin Rabbin
-
37-Sâffât 180
rabbi : Rab
-
37-Sâffât 182
rabbi : Rab
-
38-Sâd 6
vasbirû (ve isbirû) : ve sabredin
-
38-Sâd 7
bi hâzâ : bunu
-
38-Sâd 8
azâbi : azabım
-
38-Sâd 9
rabbi-ke : senin Rabbin
-
38-Sâd 9
el vehhâbi : karşılıksız veren, lütufkâr, hediye veren, hibe eden
-
38-Sâd 10
el esbâbi : sebepler, vasıtalar
-
38-Sâd 11
min el ahzâbi : hiziplerden, fırkalardan
-
38-Sâd 14
ikâbi : ikabım, gazabım
-
38-Sâd 16
yevmi el hisâbi : hesap günü
-
38-Sâd 17
ısbır : sabret
-
38-Sâd 18
yusebbıhne : tesbih ediyorlar
-
38-Sâd 18
bi el aşiyyi : akşamları
-
38-Sâd 20
ve fasle el hıtâbi : ve faslı hitap (hak ile bâtılı ayırıp adaletle hükmetme yeteneği)
-
38-Sâd 22
bi el hakkı : hak ile
-
38-Sâd 23
el hıtâbi : konuşma, hitap, söylenen söz
-
38-Sâd 24
bi suâli : istemekle, isteyerek
-
38-Sâd 25
meâbin : sığınak
-
38-Sâd 26
bi el hakkı : hak ile
-
38-Sâd 26
ve lâ tettebii : ve tâbî olma
-
38-Sâd 26
sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolu
-
38-Sâd 26
sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolu
-
38-Sâd 26
bi mâ : sebebiyle
-
38-Sâd 26
yevme el hisâbi : hesap günü
-
38-Sâd 29
ulû el elbâbi : ulûl'elbâb, daimî zikirdeki kimseler
-
38-Sâd 31
bi el aşiyyi : akşam vakti
-
38-Sâd 32
zikri rabbî : Rabbimin zikri
-
38-Sâd 32
bi el hicâbi : perde ile
-
38-Sâd 33
bi es sûkı : bacaklarını
-
38-Sâd 35
rabbigfir (rabbi ıgfir) : Rabbim mağfiret eyle
-
38-Sâd 36
bi emri-hi : onun emriyle
-
38-Sâd 39
bi gayri : olmaksızın
-
38-Sâd 39
hisâbin : hesap
-
38-Sâd 40
ve husne meâbin : ve güzel bir meab, dönüş yeri, sığınak
-
38-Sâd 41
bi nusbin : dert, hastalık, belâ
-
38-Sâd 41
ve azâbin : ve azap
-
38-Sâd 42
bi ricli-ke : (senin) ayağınla
-
38-Sâd 43
li ulî el elbâbi : ulûl'elbab için, daimî zikirdeki kimseler için
-
38-Sâd 44
bi yedi-ke : eline
-
38-Sâd 44
bihî : onunla
-
38-Sâd 44
sâbiren : sabırlı
-
38-Sâd 46
bi hâlisatin : halis kullar olarak
-
38-Sâd 49
husne meâbin : sığınakların en güzeli
-
38-Sâd 51
bi fâkihetin : meyveleri
-
38-Sâd 51
ve şerâbin : ve içecek
-
38-Sâd 53
li yevmi el hisâbi : hesap günü için
-
38-Sâd 55
şerre meâbin : kötü bir dönüş yeri
-
38-Sâd 56
bi'se : ne kötü
-
38-Sâd 59
bi-him : onlara
-
38-Sâd 60
bi-kum : size
-
38-Sâd 60
fe bi'se : artık ne kötü
-
38-Sâd 69
bi el meleil a'lâ : meleil A'lâ ile (Allah'a en yakın melekler topluluğu)
-
38-Sâd 70
mubînun : apaçık
-
38-Sâd 75
bi yedeyye : elimle, kudretimle
-
38-Sâd 79
rabbi : Rabbim
-
38-Sâd 82
bi izzeti-ke : senin izzetine, mutlak kudretine andolsun ki
-
38-Sâd 85
tebia-ke : sana tâbî oldu
-
39-Zümer 1
el kitâbi : kitap
-
39-Zümer 2
bi el hakkı : hak ile
-
39-Zümer 5
bi el hakkı : hak ile
-
39-Zümer 7
ilâ rabbi-kum : sizin Rabbinize
-
39-Zümer 7
yunebbiu-kum : size haber verir
-
39-Zümer 7
bimâ : şeyi
-
39-Zümer 7
bi zâti : sahip
-
39-Zümer 8
sebîli-hi : onun yolu
-
39-Zümer 8
bi kufri-ke : küfrünle, inkârınla
-
39-Zümer 8
ashâbi en nâri : ateş ehli, ateşin halkı
-
39-Zümer 9
rabbi-hi : onun Rabbi
-
39-Zümer 9
ulû el elbâbi : ulûl'elbab, daimî zikir sahipleri
-
39-Zümer 10
es sâbirûne : sabredenler
-
39-Zümer 10
bi gayri : olmaksızın, olmadan
-
39-Zümer 10
hisâbin : hesap
-
39-Zümer 13
rabbî : benim Rabbim
-
39-Zümer 15
el mubînu : apaçık
-
39-Zümer 16
bi-hi : onunla
-
39-Zümer 18
yettebiûne : tâbî olurlar
-
39-Zümer 18
ulû el elbâbi : ulûl'elbab, daimî zikir sahipleri
-
39-Zümer 19
el azâbi : azap
-
39-Zümer 21
yenâbîa : yerden fışkıran su kaynağı, pınarlar
-
39-Zümer 21
bi-hi : onunla
-
39-Zümer 21
ulî el elbâbi : ulûl'elbab, daimî zikir sahipleri
-
39-Zümer 22
rabbi-hi : onun Rabbi
-
39-Zümer 22
mubînin : apaçık
-
39-Zümer 23
muteşâbihen : müteşabih, teşbih edilen, benzer, uyumlu
-
39-Zümer 23
bihî : onunla
-
39-Zümer 24
bi vechi-hî : onun vechini, kendi yüzünü, fizik vücudunu
-
39-Zümer 24
el azâbi : azap
-
39-Zümer 28
arabiyyen : Arapça
-
39-Zümer 31
rabbi-kum : sizin Rabbiniz
-
39-Zümer 32
bi es sıdkı : doğruyu, gerçeği, hakikati
-
39-Zümer 33
câe \n(cae bi) : geldi \n: (getirdi)
-
39-Zümer 33
bi : ile
-
39-Zümer 33
bihî : onu
-
39-Zümer 34
rabbi-him : onların Rabbi
-
39-Zümer 35
bi ahseni : en güzeli ile
-
39-Zümer 36
bi kâfin : kâfi
-
39-Zümer 36
bi ellezîne : onlar ile
-
39-Zümer 37
bi : ile, ... e
-
39-Zümer 38
bi durrin : darlığı, zararı
-
39-Zümer 38
bi : ile, ... i
-
39-Zümer 38
hasbiyallâhu (hasbiye allâhu) : Allah bana yeter
-
39-Zümer 41
bi : ile
-
39-Zümer 41
bi vekîlin : vekil
-
39-Zümer 45
bi el âhıreti : ahirete
-
39-Zümer 46
el gaybi : gayb, görünmeyen
-
39-Zümer 47
bihî : onu
-
39-Zümer 47
sûi el azâbi : kötü azap
-
39-Zümer 48
bi-him : onları
-
39-Zümer 48
bihî : onu, onunla
-
39-Zümer 51
bi mu'cizîne : aciz bırakanlar, aciz bırakacak güce sahip olanlar
-
39-Zümer 54
ilâ rabbi-kum : (sizin) Rabbinize
-
39-Zümer 55
vettebiû (ve ittebiû) : ve tâbî olun
-
39-Zümer 55
rabbi-kum : (sizin) Rabbiniz
-
39-Zümer 56
cenbillâhi (cenbi allâhi) : Allah'tan uzaklaşma
-
39-Zümer 59
bihâ : onu
-
39-Zümer 60
el mutekebbirîne : kibirlenenler
-
39-Zümer 61
bi mefâzetihim (bi mâ fâzeti-him) : onların feyz sahibi olmaları sebebiyle
-
39-Zümer 63
bi âyâtillâhi (âyâti allâhi) : Allah'ın âyetleri
-
39-Zümer 67
bi yemîni-hi : onun eliyle, kudretiyle
-
39-Zümer 69
bi nûri rabbi-hâ : Rabbinin nuru ile
-
39-Zümer 69
ve cîe bi : ve getirildi
-
39-Zümer 69
en nebiyyîne : nebîler, peygamberler
-
39-Zümer 69
bi el hakkı : hak ile
-
39-Zümer 70
bi mâ : o şeyi
-
39-Zümer 71
rabbi-kum : sizin Rabbiniz
-
39-Zümer 71
kelimetu el azâbi : azap sözü
-
39-Zümer 72
bi'se : ne kötü
-
39-Zümer 72
el mutekebbirîne : kibirlenenler, büyüklenenler
-
39-Zümer 75
yusebbihûne : tesbih ederler
-
39-Zümer 75
bi hamdi : hamd ile
-
39-Zümer 75
rabbi-him : onların Rabbi
-
39-Zümer 75
bi el hakkı : hak ile
-
39-Zümer 75
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
4-Nisâ 1
bihi : onunla
-
4-Nisâ 2
el habîse : pisi, kötüyü, zarar vereni
-
4-Nisâ 2
bi et tayyîbi : temiz ile, iyisi ile, helal ile
-
4-Nisâ 2
kebîran : büyük
-
4-Nisâ 6
ve bidâren : acele ederek, acele davranarak, acele ile
-
4-Nisâ 6
bi el ma'rûfi : iyilikle, örfe uygun olarak
-
4-Nisâ 6
ve kefâ bi : ve kâfidir
-
4-Nisâ 11
bi-hâ : onunla
-
4-Nisâ 12
bi-hâ : onunla
-
4-Nisâ 12
bi-hâ : onunla
-
4-Nisâ 12
bi-hâ : onunla
-
4-Nisâ 15
sebîlen : yol
-
4-Nisâ 17
bi cehâletin : cahillik ile
-
4-Nisâ 17
min karîbin : yakın zaman, hemen
-
4-Nisâ 19
bi ba'dı : bazısını, bir kısmını
-
4-Nisâ 19
bi fâhışetin : fuhuş ile, kötülük ile
-
4-Nisâ 19
bi el ma'rûfi : iyilikle
-
4-Nisâ 20
mubînen : açıkça, apaçık
-
4-Nisâ 22
sebîlen : yol
-
4-Nisâ 23
bi- hinne : onlarla
-
4-Nisâ 23
bi- hinne : onlarla
-
4-Nisâ 23
min aslâbi-kum : sizin sulbunuzdan, soyunuzdan, neslinizden
-
4-Nisâ 24
bi emvâli-kum : mallarınız ile
-
4-Nisâ 24
bi-hi : onunla
-
4-Nisâ 24
bi-hî : onunla
-
4-Nisâ 25
bi îmâni-kum : sizin imânınızı
-
4-Nisâ 25
bi izni : izni ile
-
4-Nisâ 25
bi el ma'rûfi : ma'rufla, iyilikle, örf ve adete uygun olarak
-
4-Nisâ 25
bi fâhışetin : zina, fuhuş, kötülük
-
4-Nisâ 25
min el azâbi : azaptan
-
4-Nisâ 25
en tasbirû : sabretmeniz
-
4-Nisâ 27
yettebiûne : tâbî oluyorlar, uyuyorlar
-
4-Nisâ 29
bi el bâtılı : bâtılla, haksızlıkla
-
4-Nisâ 29
bi-kum : size, size karşı
-
4-Nisâ 32
bi-hi : onunla
-
4-Nisâ 32
bi kulli : her biri, hepsi
-
4-Nisâ 34
bi mâ : sebebiyle, dolayısıyla
-
4-Nisâ 34
ve bi mâ : ve sebebiyle, dolayısıyla
-
4-Nisâ 34
li el gaybi : gaybda, olmadığı zaman, yokken
-
4-Nisâ 34
bi mâ : sebebiyle, dolayısıyla
-
4-Nisâ 34
sebîlen : bir yol
-
4-Nisâ 34
kebîran : büyük
-
4-Nisâ 35
habîran : haberdar olan
-
4-Nisâ 36
bi-hi : ona
-
4-Nisâ 36
ve bi el vâlideyni : ve ana babaya
-
4-Nisâ 36
bi zî el kurbâ : yakınlık sahibi olana, akrabaya
-
4-Nisâ 36
el cunubi : uzak
-
4-Nisâ 36
ve es sâhıbi : ve arkadaş, eş
-
4-Nisâ 36
bi el cenbi : yanınızdakine, yakınınızdakine
-
4-Nisâ 36
es sebîli : yol
-
4-Nisâ 37
bi el buhli : cimrilik ile, cimriliği
-
4-Nisâ 38
bi : ...'a
-
4-Nisâ 38
bi el yevmi el âhiri : son güne, ahir güne
-
4-Nisâ 39
bi allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 39
bi-him : onları
-
4-Nisâ 41
ci'nâ...(bi) : getirdik
-
4-Nisâ 41
bi şehîdin : şahit
-
4-Nisâ 41
ve ci'nâ ...(bi) : ve getirdik
-
4-Nisâ 42
bi-him : onları, kendileri
-
4-Nisâ 43
âbirî : gelip geçenler, yolcular
-
4-Nisâ 43
sebîlin : yol
-
4-Nisâ 43
bi vucûhi-kum : yüzlerinize
-
4-Nisâ 44
min el kitâbi : kitaptan
-
4-Nisâ 44
es sebîle : yol
-
4-Nisâ 45
bi a'dâi-kum : sizin düşmanlarınızı
-
4-Nisâ 45
ve kefâ bi : ve kâfi
-
4-Nisâ 45
ve kefâ bi : ve kâfi
-
4-Nisâ 46
bi elsineti-him : kendi dillerini, dillerini
-
4-Nisâ 46
bi kufri-him : küfürleri sebebiyle
-
4-Nisâ 47
bi- mâ : şeye
-
4-Nisâ 48
bi-hî : ona
-
4-Nisâ 48
bi allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 50
mubînen : açıkça , apaçık
-
4-Nisâ 51
min el kitâbi : kitaptan
-
4-Nisâ 51
bi el cibti : Allah'tan başka ibadet edilen şeylere (kahinlere, mabudlara, putlara, ...vs. bâtıl olan her şeye)
-
4-Nisâ 51
sebîlen : yol
-
4-Nisâ 55
bi-hî : ona
-
4-Nisâ 55
bi cehenneme : cehennem
-
4-Nisâ 56
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
4-Nisâ 58
bi el adli : adalet ile
-
4-Nisâ 58
bi-hî : onunla
-
4-Nisâ 59
bi allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 60
bi-mâ : şeye
-
4-Nisâ 60
bi-hi : onu
-
4-Nisâ 62
bi-mâ : sebebiyle, ...'dan dolayı
-
4-Nisâ 62
bi allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 63
fî kulûbi-him : onların kalplerinde var olan
-
4-Nisâ 64
bi izni : izni ile
-
4-Nisâ 65
ve rabbi-ke : Rabbine andolsun
-
4-Nisâ 66
bi-hî : onunla
-
4-Nisâ 66
tesbîten : tesbit, sebat bakımından
-
4-Nisâ 69
min en nebiyyîne : nebilerden, peygamberlerden
-
4-Nisâ 70
ve kefâ bi : ve kâfi, yeterli
-
4-Nisâ 74
fî sebîli : yolda
-
4-Nisâ 74
bi el âhirati : ahreti
-
4-Nisâ 74
fî sebîli : yolda
-
4-Nisâ 75
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
4-Nisâ 76
sebîli : yol
-
4-Nisâ 76
sebîli : yol
-
4-Nisâ 77
karîbin : yakın
-
4-Nisâ 79
ve kefâ bi : ve kâfi, yeterli
-
4-Nisâ 81
ve kefâ bi : ve kâfi, yeterli
-
4-Nisâ 83
bi-hi : onu
-
4-Nisâ 83
yestenbitûne-hu : onun (o işin) batınını, iç yüzünü, gerçeğini araştırırlar
-
4-Nisâ 84
sebîli allâhi : Allah'ın yolu
-
4-Nisâ 86
bi tahıyyetin : bir selâm ile
-
4-Nisâ 86
bi ahsene : daha güzeli ile
-
4-Nisâ 88
bi- mâ : sebebiyle
-
4-Nisâ 88
sebîlen : yol
-
4-Nisâ 89
sebîli allâhi : Allah'ın yolu
-
4-Nisâ 90
sebîlen : yol
-
4-Nisâ 91
mubînen : açık, apaçık, açıkça
-
4-Nisâ 92
mutetâbiayni : birbirini takip eden, ardarda, devamlı olarak
-
4-Nisâ 94
sebîli : yol
-
4-Nisâ 94
bi-mâ : şeyleri
-
4-Nisâ 94
habîran : haberdar olan, haberdar
-
4-Nisâ 95
sebîli : yol
-
4-Nisâ 95
bi emvâli-him : kendi malları ile
-
4-Nisâ 95
bi emvâli-him : kendi malları ile
-
4-Nisâ 98
sebîlen : yol
-
4-Nisâ 100
sebîli allâhi : Allah'ın yolu
-
4-Nisâ 101
mubînen : apaçık, açıkça
-
4-Nisâ 102
bi-kum : size
-
4-Nisâ 103
ve alâ cunûbi-kum : ve yanınız üzerinde, yan üstü iken, yatarken
-
4-Nisâ 105
bi el hakkı : hakk ile
-
4-Nisâ 105
bi-mâ : şey ile, o şekilde
-
4-Nisâ 108
bi mâ : şeyleri
-
4-Nisâ 112
bi-hî : ona
-
4-Nisâ 112
mubînen : apaçık, açıkça
-
4-Nisâ 114
bi sadakatin : sadakayı
-
4-Nisâ 115
ve yettebi' : ve tâbî olur, uyar
-
4-Nisâ 115
sebîli : yol
-
4-Nisâ 116
bi-hî : ona, kendisine
-
4-Nisâ 116
billâhi (bi Allahi) : Allah'a
-
4-Nisâ 119
mubînen : apaçık, açıkça
-
4-Nisâ 123
bi emâniyyi-kum : sizin emaniyyeniz ile (kuruntularınızla)
-
4-Nisâ 123
ehli el kitâbi : kitap ehli, kitap sahipleri
-
4-Nisâ 123
bi-hî : onunla
-
4-Nisâ 126
bi : ...'i
-
4-Nisâ 127
fî el kitâbi : kitapta
-
4-Nisâ 127
bi el kıstı : adalet ile
-
4-Nisâ 127
bi-hî : onu
-
4-Nisâ 128
bi mâ : şeyleri
-
4-Nisâ 128
habîran : en iyi haberdar olan, haberdar olan
-
4-Nisâ 132
ve kefâ bi : ve kâfi, yeterli, yeter
-
4-Nisâ 133
bi âharîne : başkalarını, diğerlerini
-
4-Nisâ 135
bi el kıstı : adaleti
-
4-Nisâ 135
ve el akrabîne : ve yakınlar, akrabalar
-
4-Nisâ 135
bi-himâ : ikisine
-
4-Nisâ 135
lâ tettebiû : tâbî olmayın, uymayın
-
4-Nisâ 135
bi mâ : şeyi
-
4-Nisâ 135
habîran : haberdar olan
-
4-Nisâ 136
bi allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 136
ve el kitâbi : ve kitap
-
4-Nisâ 136
ve el kitâbi : ve kitap
-
4-Nisâ 136
bi allâhi : Allah'ı
-
4-Nisâ 136
ve kutubi-hî : ve onun kitapları
-
4-Nisâ 137
sebîlen : yol
-
4-Nisâ 138
bi enne : ....olduğunu
-
4-Nisâ 140
fî el kitâbi : kitapta
-
4-Nisâ 140
bi-hâ : onu
-
4-Nisâ 140
bi-hâ : onunla
-
4-Nisâ 141
bi-kum : sizi
-
4-Nisâ 141
sebîlen : bir yol
-
4-Nisâ 143
muzebzebîne : tereddüt edenler, bocalayanlar, bocalayıp duranlar
-
4-Nisâ 143
sebîlen : bir yol
-
4-Nisâ 144
mubînen : açık, apaçık
-
4-Nisâ 146
bi allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 147
bi azâbi-kum : sizi azaplandırması
-
4-Nisâ 148
bi es sûi : kötüyü, fenayı
-
4-Nisâ 150
bi allâhi : Allah'ı
-
4-Nisâ 150
bi ba'din : bazısı, bir kısmı
-
4-Nisâ 150
bi ba'dın : bazısı, bir kısmı
-
4-Nisâ 150
sebîlen : bir yol
-
4-Nisâ 152
bi allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 153
ehlu el kitâbi : Kitap ehli
-
4-Nisâ 153
bi zulmi-him : zulümlerinden dolayı
-
4-Nisâ 153
mubînen : apaçık
-
4-Nisâ 154
bi mîsâkı-him : onların misakları sebebiyle, misaklarından dolayı
-
4-Nisâ 155
fe -- bi mâ : fakat bu -- sebebiyle
-
4-Nisâ 155
bi âyâti : âyetleri
-
4-Nisâ 155
el enbiyâe : nebiler, peygamberler
-
4-Nisâ 155
bi gayrı : olmaksızın
-
4-Nisâ 155
bi kufri-him : onların inkâr etmeleri sebebiyle, küfürlerinden dolayı
-
4-Nisâ 156
ve bi kufri-him : ve onların küfürleri, inkârları
-
4-Nisâ 157
şubbihe : benzetildi, benzer olarak gösterildi
-
4-Nisâ 157
bi-hî : onunla
-
4-Nisâ 159
ehli el kitâbi : kitap ehli
-
4-Nisâ 159
bi-hî : ona
-
4-Nisâ 160
bi zulmin : zulümler sebebiyle
-
4-Nisâ 160
ve bi saddi-him : ve onları men etmeleri sebebiyle
-
4-Nisâ 160
an sebîli : yoldan
-
4-Nisâ 161
bi el bâtılı : batılla, haksızlıkla
-
4-Nisâ 162
bi mâ : şeye
-
4-Nisâ 162
bi allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 163
ve en nebiyyîne : ve nebiler, peygamberler
-
4-Nisâ 166
bi mâ : şeye
-
4-Nisâ 166
bi ılmi-hî : kendi ilmi ile, ilmiyle
-
4-Nisâ 166
ve kefâ bi : ve kâfi, yeterli
-
4-Nisâ 167
sebîli : yol
-
4-Nisâ 170
bi el hakkı : hak ile
-
4-Nisâ 170
min rabbi-kum : Rabbiniz'den
-
4-Nisâ 171
el kitâbi : Kitap
-
4-Nisâ 171
bi allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 171
ve kefâ bi : ve kâfi, yeter
-
4-Nisâ 172
ve yestekbir : ve kibirlenir, büyüklenir
-
4-Nisâ 174
min rabbi-kum : Rabbiniz'den
-
4-Nisâ 174
mubînen : açık, apaçık
-
4-Nisâ 175
bi allâhi : Allah'a
-
4-Nisâ 175
bi-hî : ona
-
4-Nisâ 176
bi kulli şey'in : her şeyi
-
40-Mü'min 2
tenzîlu el kitâbi : kitabın indirilmesi
-
40-Mü'min 3
ez zenbi : günah
-
40-Mü'min 3
ve kâbili et tevbi : ve tövbeyi kabul eden
-
40-Mü'min 3
şedîdi el ikâbi : cezası şiddetli
-
40-Mü'min 4
fî el bilâdi : şehirler arasında, şehirlerde, beldelerde
-
40-Mü'min 5
bi resûli-him : onların resûllerine
-
40-Mü'min 5
bi el bâtılı : bâtıl ile
-
40-Mü'min 5
bi-hi : onunla
-
40-Mü'min 5
ıkâbi : ikabım, cezam
-
40-Mü'min 6
kelimetu rabbi-ke : senin Rabbinin sözü
-
40-Mü'min 7
yusebbihûne : tesbih ederler
-
40-Mü'min 7
bi hamdi : hamd ile
-
40-Mü'min 7
rabbi-him : onların Rabbi, Rab'leri
-
40-Mü'min 7
bi-hi : ona
-
40-Mü'min 7
sebîle-ke : senin yolun (Sıratı Mustakîm, sana ulaştıran yol)
-
40-Mü'min 11
bi zunûbi-nâ : günahlarımızı
-
40-Mü'min 11
sebîlin : bir yol
-
40-Mü'min 12
bi ennehu : onun olması sebebiyle
-
40-Mü'min 12
bihî tu'minû : ona inanıyorsunuz
-
40-Mü'min 12
el kebîri : çok büyük
-
40-Mü'min 17
bimâ : dolayısıyla, sebebiyle
-
40-Mü'min 17
el hisâbi : hesap
-
40-Mü'min 20
bi el hakkı : hak ile
-
40-Mü'min 20
bi şey'in : bir şeye
-
40-Mü'min 21
bi zunûbi-him : günahları sebebiyle
-
40-Mü'min 22
bi enne-hum : onların ..... olması sebebiyle
-
40-Mü'min 22
bi el beyyinâti : beyyineler ile, apaçık belgeler ile, delillerle
-
40-Mü'min 22
el ikâbi : ikab, ceza
-
40-Mü'min 23
bi âyâti-nâ : âyetlerimizle
-
40-Mü'min 23
mubînin : açıkça, apaçık
-
40-Mü'min 25
bi el hakkı : hak ile
-
40-Mü'min 27
bi rabbî : Rabbime
-
40-Mü'min 27
ve rabbi-kum : ve sizin Rabbiniz
-
40-Mü'min 27
mutekebbirin : kibirlenen, büyüklük taslayan
-
40-Mü'min 27
bi yevmi el hisâbi : hesap gününe
-
40-Mü'min 28
rabbî allâhu : Rabbim Allah
-
40-Mü'min 28
bi : ile
-
40-Mü'min 28
rabbi-kum : sizin Rabbiniz
-
40-Mü'min 29
sebîle er reşâdi : irşad yolu
-
40-Mü'min 30
yevmi el ahzâbi : ahzab günü, fırkalara ayrılmış olanların günü
-
40-Mü'min 31
de'bi : durum
-
40-Mü'min 33
mudbirîne : arkalarına dönüp gidenler
-
40-Mü'min 34
bi el beyyinâti : beyyinelerle, belgelerle, delillerle
-
40-Mü'min 34
câe-kum bi-hi : onu size getirdi
-
40-Mü'min 35
bi gayri : olmaksızın, olmadığı halde
-
40-Mü'min 35
kalbi : kalp
-
40-Mü'min 35
mutekebbirin : mütekebbir, büyüklenen, kibirlenen
-
40-Mü'min 37
an es sebîli : yoldan
-
40-Mü'min 37
fî tebâbin : kayıp içinde, hüsranda
-
40-Mü'min 38
kavmittebiûni : (kavmi ittebiû-ni)
-
40-Mü'min 38
ittebiû-ni : bana tâbî olun
-
40-Mü'min 38
sebîle er reşâdi : irşad yolu
-
40-Mü'min 40
bi gayri : olmaksızın
-
40-Mü'min 40
hisâbin : hesap
-
40-Mü'min 42
bi allâhi : Allah'ı
-
40-Mü'min 42
bihî : ona
-
40-Mü'min 42
bi-hi : onunla
-
40-Mü'min 44
bi el ibâdi : kullarını
-
40-Mü'min 45
bi âli fir'avne : firavunun ailesini
-
40-Mü'min 45
sûu el azâbi : azabın kötüsü
-
40-Mü'min 46
eşedde el azâbi : azabın (en) şiddetlisi
-
40-Mü'min 49
el azâbi : azap
-
40-Mü'min 50
bi el beyyinâti : beyyinelerle, belgelerle, delillerle
-
40-Mü'min 54
ulî el elbâbi : ulûl'elbab, daimî zikir sahipleri
-
40-Mü'min 55
fasbir (fe ısbir) : öyleyse sabret
-
40-Mü'min 55
zenbi-ke : senin günahın
-
40-Mü'min 55
sebbih : tesbih et
-
40-Mü'min 55
bi hamdi : hamd ile
-
40-Mü'min 55
rabbi-ke : senin Rabbin
-
40-Mü'min 55
bi el aşiyyi : akşamleyin
-
40-Mü'min 56
bi gayri : olmaksızın
-
40-Mü'min 56
bi bâligî-hi : ona ulaşacak olan
-
40-Mü'min 56
bi allâhi : Allah'a
-
40-Mü'min 60
yestekbirûne : kibirlenirler
-
40-Mü'min 63
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
40-Mü'min 64
binâen : bina olarak (oluşturdu)
-
40-Mü'min 65
rabbi : Rabb
-
40-Mü'min 66
min rabbî : benim Rabbimden
-
40-Mü'min 66
li rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbine
-
40-Mü'min 67
turâbin : toprak
-
40-Mü'min 70
bi el kitâbi : kitabı
-
40-Mü'min 70
bimâ : şeyleri
-
40-Mü'min 70
bi-hi : onunla, onu
-
40-Mü'min 75
bimâ : sebebiyle, nedeniyle
-
40-Mü'min 75
bi gayri : olmaksızın
-
40-Mü'min 75
bimâ : sebebiyle, nedeniyle
-
40-Mü'min 76
bi'se : ne kötü
-
40-Mü'min 76
el mutekebbirîne : mütekebbirler, kibirlenenler
-
40-Mü'min 77
fasbir (fe ısbir) : öyleyse sabret
-
40-Mü'min 78
bi âyetin : bir âyeti
-
40-Mü'min 78
bi izni allâhi : Allah'ın izni ile
-
40-Mü'min 78
bi el hakkı : hak ile
-
40-Mü'min 83
bi el beyyinâti : apaçık beyyinelerle, belgelerle
-
40-Mü'min 83
bimâ : o şeyle
-
40-Mü'min 83
bi-him : onları
-
40-Mü'min 83
bi-hi : onunla
-
40-Mü'min 84
bi allâhi : Allah'a
-
40-Mü'min 84
bimâ : o şeyi
-
40-Mü'min 84
bihî : ona
-
41-Fussilet 3
arabiyyen : Arapça
-
41-Fussilet 7
bi el âhireti : ahireti (ruhun hayattayken Allah'a ulaştırılmasını)
-
41-Fussilet 9
bi ellezî : onu
-
41-Fussilet 12
bi mesâbîha : lâmbalarla, kandillerle
-
41-Fussilet 14
bimâ : şeyi
-
41-Fussilet 14
bihî : onunla
-
41-Fussilet 15
bi gayri : olmaksızın
-
41-Fussilet 15
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
41-Fussilet 17
el azâbi el hûni : alçaltıcı azap
-
41-Fussilet 17
bimâ : dolayısıyla, sebebiyle
-
41-Fussilet 20
bimâ : o şeye
-
41-Fussilet 23
bi rabbi-kum : Rabbinizi (Rabbiniz hakkında)
-
41-Fussilet 24
yasbirû : sabrederler
-
41-Fussilet 24
el mu'tebîne : hoşnut olunanlar, affedilenler
-
41-Fussilet 28
bimâ : sebebiyle şeyle
-
41-Fussilet 28
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
41-Fussilet 30
bi el cenneti : cennet ile
-
41-Fussilet 34
bi : ile
-
41-Fussilet 36
bi allâhi : Allah'a
-
41-Fussilet 38
rabbi-ke : senin Rabbin
-
41-Fussilet 38
yusebbihûne : tesbih ediyorlar
-
41-Fussilet 38
bi el leyli : geceleyin
-
41-Fussilet 40
bi-mâ : şeyle
-
41-Fussilet 41
bi ez zikri : zikri
-
41-Fussilet 43
ikâbin : ikab, şiddetli ceza, azap
-
41-Fussilet 44
ve arabîyyun : ve Arap
-
41-Fussilet 45
rabbi-ke : senin Rabbin
-
41-Fussilet 45
murîbin : şüphe içinde olan
-
41-Fussilet 46
bi zallâmin : çok zalim, çok haksızlık yapan
-
41-Fussilet 46
el abîdi : kullar
-
41-Fussilet 47
bi ilmi-hi : onun ilmi ile
-
41-Fussilet 50
ilâ rabbî : Rabbime
-
41-Fussilet 50
nunebbi : haber vereceğiz
-
41-Fussilet 50
bimâ : şeyi
-
41-Fussilet 50
azâbin : azap
-
41-Fussilet 51
ve neâ bi cânibi-hi \n(ve neâ) \n(bi cânibi-hi) : ve yan çizdi \n: (ve uzaklaştı) \n: (yanına)
-
41-Fussilet 52
bihi : onu
-
41-Fussilet 53
bi rabbi-ke : senin Rabbin
-
41-Fussilet 54
likâi rabbi-him : Rab'lerine mülâki olmak, ulaşmak
-
41-Fussilet 54
bi kulli şey'in : herşeyi
-
42-Şûrâ 5
yusebbihûne : tesbih ediyorlar
-
42-Şûrâ 5
bi hamdi : hamd ile
-
42-Şûrâ 5
rabbi-him : onların Rabbi
-
42-Şûrâ 6
bi vekîlin : vekil
-
42-Şûrâ 7
arabiyyen : Arapça
-
42-Şûrâ 10
rabbî : benim Rabbim
-
42-Şûrâ 12
bi kulli şey'in : herşeyi
-
42-Şûrâ 13
bi-hi : onu, onunla
-
42-Şûrâ 13
bi-hi : onu, onunla
-
42-Şûrâ 13
yectebî : seçer
-
42-Şûrâ 14
min rabbi-ke : senin Rabbinden
-
42-Şûrâ 14
murîbin : şüphe içinde
-
42-Şûrâ 15
ve lâ tettebi' : ve tâbî olma
-
42-Şûrâ 15
bi mâ enzele : indirilen şeye
-
42-Şûrâ 15
min kitâbin : Kitap'tan
-
42-Şûrâ 16
rabbi-him : onların Rabbi
-
42-Şûrâ 17
bi el hakkı : hak ile
-
42-Şûrâ 18
bi-hâ : onu
-
42-Şûrâ 18
bi-hâ : ona
-
42-Şûrâ 19
bi ibâdi-hi : kullarına
-
42-Şûrâ 20
nasîbin : nasip
-
42-Şûrâ 21
bi-hi : ona
-
42-Şûrâ 22
bi-him : onlara
-
42-Şûrâ 22
rabbi-him : onların Rabbi
-
42-Şûrâ 22
el fadlu el kebîru : fazlul kebir, büyük fazl
-
42-Şûrâ 24
kalbi-ke : senin kalbin
-
42-Şûrâ 24
bi kelimâti-hi : onun (kendi) kelimeleriyle, sözleriyle
-
42-Şûrâ 24
bi zâti es sudûri : gönüllerde olanı
-
42-Şûrâ 27
bi kaderin : miktar, ölçü ile
-
42-Şûrâ 27
bi ibâdi-hi : (onun) kendi kullarını
-
42-Şûrâ 27
habîrun : haberdar olan
-
42-Şûrâ 30
bi mâ : sebebiyle
-
42-Şûrâ 31
bi mu'cizîne : aciz bırakacak olanlar, bırakanlar
-
42-Şûrâ 34
yûbık-hunne \n(vebeka) : onları helâk eder, helâke sürükler \n: (helâk etti)
-
42-Şûrâ 34
bimâ : şeyle, sebebiyle
-
42-Şûrâ 36
ve alâ rabbi-him : ve Rab'lerine
-
42-Şûrâ 38
li rabbi-him : Rab'lerine
-
42-Şûrâ 41
min sebîlin : bir sebîl, bir yol
-
42-Şûrâ 42
es sebîlu : yol
-
42-Şûrâ 42
bi gayri el hakkı : haksız yere
-
42-Şûrâ 44
min sebîlin : bir yol
-
42-Şûrâ 45
azâbin : bir azap
-
42-Şûrâ 46
min sebîlin : bir yol
-
42-Şûrâ 47
li rabbi-kum : Rabbinize
-
42-Şûrâ 48
bi-hâ : onunla
-
42-Şûrâ 48
bi-mâ : sebebiyle
-
42-Şûrâ 51
hıcâbin : bir perde
-
42-Şûrâ 51
bi izni-hi : onun izniyle
-
42-Şûrâ 52
bi-hi : onunla
-
43-Zuhruf 2
ve el kitâbi : ve kitaba andolsun
-
43-Zuhruf 2
el mubîni : açıklanmış olan, apaçık
-
43-Zuhruf 3
arabiyyen : Arapça
-
43-Zuhruf 4
ummi el kitâbi : ümmül kitap, ana kitap
-
43-Zuhruf 6
min nebiyyin : nebîlerden, peygamberlerden
-
43-Zuhruf 7
min nebiyyin : (nebîlerden) bir nebî, bir peygamber
-
43-Zuhruf 7
bi-hi : onunla
-
43-Zuhruf 11
bi kaderin : takdir edilmiş bir ölçü ile
-
43-Zuhruf 11
bi-hî : onunla
-
43-Zuhruf 13
rabbi-kum : sizin Rabbiniz
-
43-Zuhruf 14
ilâ rabbi-nâ : Rabbimize
-
43-Zuhruf 15
mubînun : açıkça, apaçık
-
43-Zuhruf 16
bi el benîne : erkek çocukları
-
43-Zuhruf 17
bi mâ : şey ile
-
43-Zuhruf 18
mubînin : açıkça, apaçık
-
43-Zuhruf 20
bi zâlike : bunda
-
43-Zuhruf 21
bihî : ona
-
43-Zuhruf 24
bi ehdâ : daha çok hidayete erdireni
-
43-Zuhruf 24
bi mâ : şeyi
-
43-Zuhruf 24
bi-hî : onunla, kendisiyle
-
43-Zuhruf 25
el mukezzibîne : tekzip edenler, yalanlayanlar
-
43-Zuhruf 26
li ebî-hi : babasına
-
43-Zuhruf 28
akibi-hi : onun akıbeti, ondan sonrakiler, zürriyeti
-
43-Zuhruf 29
mubînun : apaçık, açıklayan
-
43-Zuhruf 30
bi-hi : onu
-
43-Zuhruf 32
rabbi-ke : senin Rabbin
-
43-Zuhruf 32
rabbi-ke : senin Rabbin
-
43-Zuhruf 33
bi er rahmâni : Rahmân'ı
-
43-Zuhruf 35
rabbi-ke : senin Rabbin
-
43-Zuhruf 37
ani es sebîli : yoldan
-
43-Zuhruf 38
bi'se : kötü
-
43-Zuhruf 39
fî el azâbi : azapta
-
43-Zuhruf 40
mubînin : apaçık
-
43-Zuhruf 41
bi-ke : seni
-
43-Zuhruf 43
bi ellezî : ona, onu
-
43-Zuhruf 46
bi âyâti-nâ : âyetlerimizle
-
43-Zuhruf 46
rabbi : Rabbi
-
43-Zuhruf 47
bi âyâtinâ : âyetlerimizle
-
43-Zuhruf 48
bi el azâbi : azap ile
-
43-Zuhruf 49
bi mâ : sebebiyle
-
43-Zuhruf 52
yubînu : beyan ediyor, açıklıyor
-
43-Zuhruf 53
min zehebin : altından
-
43-Zuhruf 61
bihâ : onda (onun hakkında)
-
43-Zuhruf 61
ve ittebiû-ni : ve bana tâbî olun
-
43-Zuhruf 62
mubînun : apaçık
-
43-Zuhruf 63
bi el beyyinâti : beyyineler ile, mucizeler, deliller ile
-
43-Zuhruf 63
bi el hikmeti : hikmet ile
-
43-Zuhruf 64
rabbî : benim Rabbim
-
43-Zuhruf 65
min azâbi : azaptan
-
43-Zuhruf 69
bi âyâti-nâ : âyetlerimize
-
43-Zuhruf 71
yutâfu \n(yutâfu ... bi ) : tavaf edilir, dolaştırılır \n: (ile etrafında dolaşılır)
-
43-Zuhruf 71
bi sihâfin : tepsiler ile
-
43-Zuhruf 71
min zehebin : altından
-
43-Zuhruf 71
ve ekvâbin : ve kulpsuz kadehler, bardaklar
-
43-Zuhruf 72
bi mâ : sebebiyle, dolayı
-
43-Zuhruf 74
fî azâbi : azap içinde
-
43-Zuhruf 78
ci'nâ-kum bi : size getirdik
-
43-Zuhruf 81
el âbidîne : kullar
-
43-Zuhruf 82
rabbi : Rab
-
43-Zuhruf 82
rabbi : Rab
-
43-Zuhruf 86
bi el hakki : hakka
-
43-Zuhruf 88
yâ rabbi : ey Rabbim
-
44-Duhân 2
ve el kitâbi : ve kitaba andolsun
-
44-Duhân 2
el mubîni : açıklanmış olan, apaçık
-
44-Duhân 6
min rabbi-ke : senin Rabbinden
-
44-Duhân 7
rabbi : Rab
-
44-Duhân 10
bi duhânin : duhanı, dumanı
-
44-Duhân 10
mubînin : apaçık
-
44-Duhân 13
mubînun : apaçık, açıklayan
-
44-Duhân 15
el azâbi : azap
-
44-Duhân 19
bi sultânin : bir sultan ile, delil ile
-
44-Duhân 19
mubînin : apaçık
-
44-Duhân 20
bi rabbî : Rabbime
-
44-Duhân 20
ve rabbi-kum : ve sizin Rabbiniz
-
44-Duhân 23
bi ibâdî : kullarım ile
-
44-Duhân 30
min el azâbi : azaptan
-
44-Duhân 33
mubînun : apaçık
-
44-Duhân 35
bi munşerîne : neşrolunacak olanlar, tekrar diriltilecek olanlar
-
44-Duhân 36
fe'tû bi : o halde getirin
-
44-Duhân 38
lâibîne : oyun
-
44-Duhân 39
bi el hakkı : hak ile
-
44-Duhân 48
min azâbi : azaptan
-
44-Duhân 50
bi-hi : onu, onun hakkında
-
44-Duhân 53
mutekâbilîne : karşılıklı olarak
-
44-Duhân 54
bi hûrin : huriler ile
-
44-Duhân 55
bi kulli : hepsinden
-
44-Duhân 57
min rabbi-ke : senin Rabbinden
-
44-Duhân 58
bi lisâni-ke : senin lisanın ile
-
45-Câsiye 2
el kitâbi : kitap
-
45-Câsiye 5
bi-hi : onunla
-
45-Câsiye 6
bi el hakkı : hak ile, hakkı
-
45-Câsiye 6
bi eyyi : hangisi
-
45-Câsiye 8
mustekbiren : kibirlenerek
-
45-Câsiye 8
bi azâbin : azapla
-
45-Câsiye 11
bi âyâti : âyetleri
-
45-Câsiye 11
rabbi-him : onların Rabbi
-
45-Câsiye 12
bi emri-hi : onun emri ile
-
45-Câsiye 14
bi mâ : sebebiyle, dolayısıyla
-
45-Câsiye 15
ilâ rabbi-kum : Rabbinize
-
45-Câsiye 18
ittebi'-hâ : ona tâbî ol
-
45-Câsiye 18
ve lâ tettebi' : ve uyma, tâbî olma
-
45-Câsiye 22
bi el hakkı : hak ile
-
45-Câsiye 22
bi-mâ : sebebiyle
-
45-Câsiye 23
ve kalbi-hi : ve onun kalbi
-
45-Câsiye 24
bi zâlike : bununla, bu konuda
-
45-Câsiye 25
i'tû bi : getirin
-
45-Câsiye 28
ilâ kitâbihâ : onun kitabına, kendi kitabına
-
45-Câsiye 29
bi el hakkı : hak ile
-
45-Câsiye 30
el mubînu : apaçık
-
45-Câsiye 32
bi musteykinîne : yakîn sahibi olanlar
-
45-Câsiye 33
bi-him : onları
-
45-Câsiye 33
bi-hi : onunla
-
45-Câsiye 35
bi enne kum(u) : sizin olmanız sebebiyle
-
45-Câsiye 36
rabbi : Rabbi
-
45-Câsiye 36
ve rabbi : ve Rabbi
-
45-Câsiye 36
rabbi : Rabbi
-
46-Ahkaf 2
el kitâbi : kitap
-
46-Ahkaf 3
bi el hakkı : hak ile
-
46-Ahkaf 4
îtû-nî bi : bana getirin
-
46-Ahkaf 4
kitâbin : bir kitap
-
46-Ahkaf 6
bi ibâdeti-him : onların ibadetlerini
-
46-Ahkaf 7
mubînun : apaçık
-
46-Ahkaf 8
bi mâ : şeyi, şeyleri
-
46-Ahkaf 8
bi-hi : ona
-
46-Ahkaf 9
bid'an : kendinden katan, farklı bir şey ortaya çıkaran
-
46-Ahkaf 9
bî : bana
-
46-Ahkaf 9
bi-kum : size
-
46-Ahkaf 9
ettebiu : tâbî olurum
-
46-Ahkaf 9
mubînun : açıkça, apaçık
-
46-Ahkaf 10
bi-hi : onu
-
46-Ahkaf 11
bi-hi : onunla
-
46-Ahkaf 12
arabiyyen : Arapça
-
46-Ahkaf 14
bi-mâ : şeylere
-
46-Ahkaf 15
bi vâlidey-hi : anne ve babasına
-
46-Ahkaf 15
rabbi : Rabbim
-
46-Ahkaf 16
fî ashâbi el cenneti : cennet ehli (halkı) arasında
-
46-Ahkaf 20
bihâ : onunla
-
46-Ahkaf 20
bi mâ : şey sebebiyle
-
46-Ahkaf 20
testekbirûne : siz kibirleniyorsunuz
-
46-Ahkaf 20
bi gayri el hakkı : haksız olarak
-
46-Ahkaf 20
ve bi mâ : ve şey sebebiyle
-
46-Ahkaf 21
bi el ahkâfi : Ahkâf'taki (Ad kavminin oturduğu kumlu bölgenin adı)
-
46-Ahkaf 22
bi mâ : şeyi
-
46-Ahkaf 23
bi-hî : onunla
-
46-Ahkaf 24
mustakbile : yönelip gelen
-
46-Ahkaf 24
bi-hî : onun hakkında
-
46-Ahkaf 25
bi emri : emri ile
-
46-Ahkaf 25
rabbihâ : Rabbinin
-
46-Ahkaf 26
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri ile
-
46-Ahkaf 26
bi-him : onları
-
46-Ahkaf 26
bi hî : onunla
-
46-Ahkaf 31
bi-hî : ona
-
46-Ahkaf 31
zunûbi-kum : günahlarınız
-
46-Ahkaf 31
min azâbin : bir azaptan
-
46-Ahkaf 32
bi mu'cizin : aciz bırakacak
-
46-Ahkaf 32
mubînin : apaçık
-
46-Ahkaf 33
bi halkıhinne : onları yaratmaktan
-
46-Ahkaf 33
bi kâdirin : kaadirdir, gücü yeter
-
46-Ahkaf 34
bil hakkı : hak, gerçek
-
46-Ahkaf 34
ve rabbinâ : ve Rabbimize
-
46-Ahkaf 34
bi mâ : şey sebebiyle
-
46-Ahkaf 35
fasbir : sabret
-
47-Muhammed 1
an sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolundan
-
47-Muhammed 2
bi mâ nuzzile : indirdiğimiz şeye
-
47-Muhammed 2
min rabbi-him : Rab'lerinden
-
47-Muhammed 3
bi ennellezîne (enne ellezîne) : onların olmaları sebebiyle
-
47-Muhammed 3
min rabbi-him : Rab'lerinden
-
47-Muhammed 4
er rikâbi : boyunlar
-
47-Muhammed 4
bi ba'din : bir kısmınız ile
-
47-Muhammed 4
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
47-Muhammed 7
ve yusebbit : ve sabit kılar, sağlamlaştırır
-
47-Muhammed 9
bi enne-hum : muhakkak ki onlar
-
47-Muhammed 11
bi ennallâhe : muhakkak ki Allah
-
47-Muhammed 14
min rabbi-hî : Rabbinden
-
47-Muhammed 15
li eş şâribîne : içenler için
-
47-Muhammed 15
min rabbi-him : Rab'lerinden
-
47-Muhammed 16
alâ kulûbi-him : onların kalplerinin üzerini
-
47-Muhammed 19
li zenbi-ke : kendi günahların için
-
47-Muhammed 20
fî kulûbi-him : kalplerinin içinde, kalplerinde vardır
-
47-Muhammed 24
kulûbin : kalpler
-
47-Muhammed 26
bi enne-hum : onların ... olmaları sebebiyle
-
47-Muhammed 28
bi ennehum : onların ... olmaları sebebiyle
-
47-Muhammed 29
fî kulûbi-him : onların kalplerinin içinde, kalplerinde
-
47-Muhammed 30
bi sîmâ-hum : simalarıyla, simalarından
-
47-Muhammed 31
ve es sâbirîne : ve sabredenler
-
47-Muhammed 32
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
47-Muhammed 32
ve se-yuhbitu : ve heba edecek, boşa çıkaracak
-
47-Muhammed 34
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
47-Muhammed 38
fî sebîlillâhi : Allah'ın yolunda
-
48-Fetih 1
mubînen : apaçık
-
48-Fetih 2
zenbi-ke : senin günahın
-
48-Fetih 4
kulûbi : kalpler
-
48-Fetih 6
bi allâhi : Allah'a
-
48-Fetih 9
bi allâhi : Allah'a
-
48-Fetih 9
tusebbihû-hu : onu tespih edin
-
48-Fetih 10
bi mâ : şeylere
-
48-Fetih 11
min el a'râbi : bedevilerden, göçebe yaşayan Araplar'dan
-
48-Fetih 11
bi elsineti-him : dilleriyle
-
48-Fetih 11
kulûbi-him : onların kalpleri
-
48-Fetih 11
bi-kum : size
-
48-Fetih 11
bi-kum : size
-
48-Fetih 11
bimâ : şeyler
-
48-Fetih 11
habîren : haberdar (haberi olma)
-
48-Fetih 12
kulûbi-kum : sizin kalpleriniz
-
48-Fetih 13
billâhi : Allah'a
-
48-Fetih 15
nettebi' kum : size tâbî olalım, arkanızdan gelelim
-
48-Fetih 15
len tettebiû-nâ : asla bize tâbî olamazsınız (bizimle gelemezsiniz)
-
48-Fetih 16
el a'râbi : Araplar, Bedevîler (Bedevî Araplar)
-
48-Fetih 17
habîren : haberdar (haberi olma)
-
48-Fetih 18
kulûbi-him : onların kalpleri
-
48-Fetih 21
bi-hâ : onu
-
48-Fetih 24
bi-batni : batında, ortasında
-
48-Fetih 24
bimâ : şeyleri
-
48-Fetih 25
bi gayri : olmaksızın, olmadan
-
48-Fetih 26
fî kulûbi-him : onların kalplerinde, kalplerinin içinde
-
48-Fetih 26
bi-hâ : ona
-
48-Fetih 26
bi kulli şey'in : herşeyi
-
48-Fetih 27
bi el hakkı : hak ile, hak olduğunu
-
48-Fetih 28
bi hudâ : hidayet ile
-
48-Fetih 28
billâhi : Allah
-
48-Fetih 29
bi him : onunla
-
49-Hucurât 2
en nebiyyi : peygamber
-
49-Hucurât 2
bi el kavli : sözü
-
49-Hucurât 6
bi nebein : bir haber ile
-
49-Hucurât 6
bi cehâletin : cehaletle, cahillikle, bilmeyerek
-
49-Hucurât 6
tusbihû : olursunuz
-
49-Hucurât 7
fî kulûbi-kum : kalplerinizde
-
49-Hucurât 9
bi el adli : adaletle
-
49-Hucurât 11
bi : ile
-
49-Hucurât 11
el elkâbi : lâkaplar, takma isimler
-
49-Hucurât 11
bi'se : ne kötü
-
49-Hucurât 13
habîrun : haberdar olan
-
49-Hucurât 14
fî kulûbi-kum : kalplerinize
-
49-Hucurât 15
bi allâhi : Allah'a
-
49-Hucurât 15
bi emvâli-him : mallarıyla
-
49-Hucurât 15
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
49-Hucurât 16
bi dîni-kum : dîninizi
-
49-Hucurât 16
bi kulli şey'in : herşeyi
-
49-Hucurât 18
bi mâ : şeyleri
-
5-Mâide 1
bi el ukûdi : akitleri, anlaşmaları
-
5-Mâide 2
min rabbi-him : Rabb'lerinden
-
5-Mâide 2
alâ el birri : birr üzerine, iyilik üzerine
-
5-Mâide 2
şedîdu el ıkâbi : azabı şiddetli
-
5-Mâide 3
bi hî : onun ile, ona
-
5-Mâide 3
ve mâ zubiha : ve kesilen, boğazlanan şey
-
5-Mâide 3
alâ en nusubi : put üzerine, putlara
-
5-Mâide 3
bi el ezlâmi : fal okları ile
-
5-Mâide 4
mukellibîne : 'avcı hayvan' (avcı köpek) yetiştirenler
-
5-Mâide 4
serî'u el hısâbi : hesabı çabuk gören
-
5-Mâide 5
bi el îmâni : imanı
-
5-Mâide 5
fe kad habita : artık boşa gitmiştir
-
5-Mâide 6
bi ruûsi-kum : başlarınızı
-
5-Mâide 6
bi vucûhi-kum : yüzlerinize
-
5-Mâide 7
vâseka-kum bi-hi : onunla sizi bağladı
-
5-Mâide 7
bi zâti es sudûri : göğüslerde olanı, sinelerde olanı
-
5-Mâide 8
bi el kıstı : adaletli
-
5-Mâide 8
habîrun : haberdar
-
5-Mâide 8
bi mâ : şeyleri
-
5-Mâide 10
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
5-Mâide 12
bi rusulî : Resul'lerime
-
5-Mâide 12
sevâe es sebîli : (Allâh'a ulaştırmak üzere) dizayn edilmiş yol
-
5-Mâide 13
fe bimâ nakdi-him : ve de onların bozmalarından dolayı, sebebi ile
-
5-Mâide 13
min mâ zukkirû bi hî : onunla uyarıldıkları şeyden (nasihat edilen, hatırlatılan)
-
5-Mâide 14
min mâ zukkirû bi-hî : onunla uyarıldıkları seyden (hususlardan)
-
5-Mâide 14
yunebbiu-hum(u) : onlara haber verecek
-
5-Mâide 14
bimâ kânû : ... oldukları şeyleri
-
5-Mâide 15
yâ ehle el kitâbi : ey Kitap ehli (sahipleri)!
-
5-Mâide 15
min el kitâbi : Kitap'tan
-
5-Mâide 15
ve kitâbun mubînun : ve apaçık bir Kitap
-
5-Mâide 16
yehdî bihi Allâhu : Allâh onunla (Resûlü ile) hidayet eder (ulaştırır)
-
5-Mâide 16
ilâ en nûri bi izni-hî : kendi izni ile nur'a aydınlığa
-
5-Mâide 18
bi zunûbi-kum : günahlarınızdan dolayı
-
5-Mâide 19
yâ ehle el kitâbi : ey Kitab ehli
-
5-Mâide 20
enbiyâe : peygamberler, nebiler
-
5-Mâide 25
kâle rabbi : Rabb'im dedi
-
5-Mâide 27
bi el hakkı : hakk ile
-
5-Mâide 27
fe tukubbile : o zaman kabul edilir
-
5-Mâide 28
mâ ene bi bâsitın : ben uzatacak değilim
-
5-Mâide 29
en tebûe bi ismî : günahımı yüklenmeni (kötülüğe uğramanı)
-
5-Mâide 29
min ashâbi en nâri : ateşin halkından, ateş halkından
-
5-Mâide 31
misle hâzâ el gurâbi : bu karga gibi
-
5-Mâide 32
bi gayri nefsin : bir kişi karşılığı olmaksızın
-
5-Mâide 32
bi el beyyinâti : açık, apaçık deliller ile
-
5-Mâide 35
ve câhidû fî sebîli hi : ve O'nun yolunda cihad edin
-
5-Mâide 36
li yeftedû bi-hi : onu fidye vermek, feda etmek için
-
5-Mâide 36
min azâbi : azabdan
-
5-Mâide 36
mâ tukubbile : kabul olunmaz
-
5-Mâide 37
bi hâricîne min-hâ : oradan çıkacak
-
5-Mâide 38
bimâ kesebâ : kazandıklarından, yaptıklarından dolayı
-
5-Mâide 41
bi efvâhi-him : ağızları ile
-
5-Mâide 41
li el kezibi : yalan için
-
5-Mâide 42
li el kezibi : yalanı
-
5-Mâide 42
beyne-hum bi el kısti : aralarında adalet ile
-
5-Mâide 43
bi el mu'minîne : mü'minler
-
5-Mâide 44
bi-hâ en nebiyyûne : Peygamber'ler (a.s.) onunla
-
5-Mâide 44
bi mâ istuhfizû : muhafaza etmeleri istenen şey ile
-
5-Mâide 44
min kitâbi allâhi : Allâh'ın (c.c.) Kitabından
-
5-Mâide 44
bi âyâtî : âyetlerimi
-
5-Mâide 44
bi mâ enzele allâhu : Allâh'ın (c.c.) indirdiği ile
-
5-Mâide 45
en nefse bi en nefsi : cana can ile
-
5-Mâide 45
ve el ayne bi el ayni : ve göze göz ile
-
5-Mâide 45
ve el enfe bi el enfi : ve buruna burun ile
-
5-Mâide 45
ve el uzune bi el uzuni : ve kulağa kulak ile
-
5-Mâide 45
ve es sinne bi es sinni : ve dişe diş ile
-
5-Mâide 45
tesaddaka bi-hi : onu sadaka olarak bağışlar
-
5-Mâide 45
bi mâ enzele allâhu : Allâh'ın (cc.) indirdiği şey ile
-
5-Mâide 46
bi îsâ ibni meryeme : Hz. Meryem'in oğlu İsa'yı (a.s.)
-
5-Mâide 47
bi mâ enzele : indirdiği şey ile
-
5-Mâide 47
bi mâ enzele allâhu : Allâh'ın (c.c.) indirdiği ile
-
5-Mâide 48
el kitâbe bi el hakkı : kitabı hak ile
-
5-Mâide 48
min el kitâbi : kitaptan
-
5-Mâide 48
bimâ enzele allâhu : Allah'ın (c.c.) indirdiği şey ile
-
5-Mâide 48
ve lâ tettebi' : ve tâbi olma, uyma
-
5-Mâide 48
fe istebikû el hayrâti : o halde hayırlarda yarışın!
-
5-Mâide 48
fe yunebbiu-kum : o zaman size haber verecek
-
5-Mâide 48
bi-mâ kuntum : sizin olduğunuz şeyler
-
5-Mâide 49
bi mâ enzele allâhu : Allâh'ın (c.c.) indirdiği ile
-
5-Mâide 49
ve lâ tettebi' : ve tâbi olma, uyma!
-
5-Mâide 49
bi ba'dı : bazısıyla, bazısı sebebiyle
-
5-Mâide 49
zunûbi-him : onların günahları
-
5-Mâide 52
fî kulûbi-him : kalplerinde vardır
-
5-Mâide 52
en ye'tiye bi el fethi : bir fethi, bir zaferi getirmesi
-
5-Mâide 52
fe yusbihû : o zaman, böylece olurlar
-
5-Mâide 53
aksemû bi allâhi : Allâh'a (cc.) yemin ettiler (kasem edenler)
-
5-Mâide 53
habitat a'mâlu-hum : onların amelleri boşa gitti
-
5-Mâide 54
bi kavmin : bir kavmi
-
5-Mâide 54
fî sebîli allâhi : Allâh'ın (cc.) yolunda
-
5-Mâide 58
bi enne-hum : onların olmaları sebebiyle
-
5-Mâide 59
yâ ehle el kitâbi : ey Kitab ehli, kitab sahipleri
-
5-Mâide 59
bi allâhi : Allâh'a (cc.)
-
5-Mâide 60
hel unebbiu-kum : size haber vereyim mi
-
5-Mâide 60
bi şerrin min zâlike : bundan daha kötüsünü
-
5-Mâide 60
sevâi es sebîli : sevvâ edilmiş (Allâh'a ulaştırmak üzere dizayn edilmiş) yol
-
5-Mâide 61
bi el kufri : küfür ile
-
5-Mâide 61
kad haracû bi-hi : onunla çıkmışlardı
-
5-Mâide 61
bimâ kânû : oldukları şeyi
-
5-Mâide 62
lebi'se mâ kânû : oldukları şey ne kötü
-
5-Mâide 63
lebi'se mâ kânû : oldukları şey ne kötü
-
5-Mâide 64
bi-mâ kâlû : demelerinden dolayı, sözlerinden dolayı
-
5-Mâide 64
min rabbi-ke : Rabb'inden
-
5-Mâide 64
nâran li el harbi : harb için, savaş için ateş
-
5-Mâide 65
ehle el kitâbi : kitap ehli, kitap sahipleri
-
5-Mâide 66
min rabbi-him : Rabb'lerinden
-
5-Mâide 67
min rabbi-ke : Rabb'inden
-
5-Mâide 68
yâ ehli el kitâbi : ey kitap ehli, kitab sahipleri!
-
5-Mâide 68
min rabbi-kum : Rabb'inizden
-
5-Mâide 68
min rabbi-ke : Rabb'inden
-
5-Mâide 69
ve es sâbiûne : ve sâbiîler
-
5-Mâide 69
bi allâhi : Allâh'a (cc.)
-
5-Mâide 70
bimâ : şey ile, dolayısıyla, sebebiyle
-
5-Mâide 71
bi-mâ : şeyleri
-
5-Mâide 72
rabbî ve rabbe-kum : benim Rabb'im ve sizin Rabb'iniz
-
5-Mâide 72
bi allâhi : Allâh'a (cc.)
-
5-Mâide 77
yâ ehle el kitâbi : ey kitab ehli, kitap sahipleri!
-
5-Mâide 77
ve lâ tettebiû : ve tâbî olmayın, uymayın!
-
5-Mâide 77
an sevâi es sebîli : sevvâ edilmiş, Allâh'a ulaştırmak üzere dizayn edilmiş yoldan
-
5-Mâide 78
bi-mâ asav : isyan etmeleri sebebiyle
-
5-Mâide 79
lebi'se mâ : ne kötü şey
-
5-Mâide 80
lebi'se mâ : ne kötü şey
-
5-Mâide 80
ve fî el azâbi : ve azap içinde
-
5-Mâide 81
yu'minûne bi allâhi : Allâh'a (c.c.) iman ederler
-
5-Mâide 81
ve en nebiyyi : ve nebî, peygamber
-
5-Mâide 82
bi enne : sebebiyle, bu nedenle, bundan dolayı
-
5-Mâide 82
lâ yestekbirûne : kibirlenmezler, büyüklenmezler
-
5-Mâide 84
lâ nu'minu bi allâhi : Allah'a amenû olmayalım, yaşarken Allah'a ulaşmayı, teslim olmayı dilemeyelim
-
5-Mâide 85
bi-mâ kâlû : söylediklerinden dolayı
-
5-Mâide 86
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
5-Mâide 88
bi-hi mu'minûne : O'na (kendisine) iman edenler
-
5-Mâide 89
bi el lagvi : boş sözler ile
-
5-Mâide 89
bi-mâ : sebebi ile, dolayısıyla
-
5-Mâide 92
el mubînu : açıkça, açık
-
5-Mâide 94
bi şey'in : bir şey ile
-
5-Mâide 94
bi el gaybi : gayb ile, gıyabında, gaybda
-
5-Mâide 95
yahkumu bi-hi : ona hüküm verir, karar verir
-
5-Mâide 97
bi kulli şey'in : herşeyi
-
5-Mâide 98
şedîdu el ikâbi : cezası şiddetli, çetin
-
5-Mâide 100
el habîsu : habis, pis, haram kılınan, murdar olan
-
5-Mâide 100
el habîsi : habis, pis, haram kılınan, murdar olan
-
5-Mâide 100
yâ ulî el elbâbi : ey sırların sahipleri
-
5-Mâide 102
bi- hâ : onunla
-
5-Mâide 105
fe yunebbiu-kum : o zaman sizlere haber verecek
-
5-Mâide 105
bi-mâ kuntum : olduğunuz şeyleri
-
5-Mâide 106
tahbisûne humâ : iki kişiyi alıkoyun
-
5-Mâide 106
bi allâhi : Allâh'a (cc.)
-
5-Mâide 106
lâ neşterî bi-hi : onu satmayacağız, değiştirmeyeceğiz
-
5-Mâide 107
bi Allâhi : Allâh'a (cc.)
-
5-Mâide 108
bi eş şehâdeti : şehâdet ile
-
5-Mâide 109
el guyûbi : gaybler, bilinmeyenler
-
5-Mâide 110
bi rûhi el kudusi : Ruh'ûl Kudüs ile
-
5-Mâide 110
bi iznî : benim iznim ile
-
5-Mâide 110
bi iznî : benim iznim ile
-
5-Mâide 110
bi iznî : benim iznim ile
-
5-Mâide 110
bi iznî : benim iznim ile
-
5-Mâide 110
iz ci'te-hum bi : onlara getirdiğin zaman
-
5-Mâide 110
illâ sihrun mubînun : apaçık bir sihir
-
5-Mâide 111
en âminû bî : bana iman etmelerini
-
5-Mâide 111
ve bi resûlî : ve Resûl'üme
-
5-Mâide 111
bi enne-nâ : bizim... olduğumuza
-
5-Mâide 116
bi hakkın : hakkı, gerçeği
-
5-Mâide 116
el guyûbi : gaybler, görünmeyenler, bilinmeyenler
-
5-Mâide 117
bi-hi : onu
-
5-Mâide 117
rabbî ve rabbe-kum : benim Rabb'im ve sizin Rabb'iniz
-
50-Kaf 5
bi el hakkı : hak ile, hakkı
-
50-Kaf 8
munîbin : Allah'a dönmüş olan, Allah'a yönelen, Allah'a ulaşmayı dileyen
-
50-Kaf 9
bi-hî : onunla
-
50-Kaf 11
bi-hî : onunla
-
50-Kaf 15
bi el halkı : yaratılışta
-
50-Kaf 16
bi-hi : ona
-
50-Kaf 19
bi el hakkı : hak ile
-
50-Kaf 25
murîbin : şüpheci
-
50-Kaf 26
fî el azâbi : azabın içine
-
50-Kaf 28
bi el vaîdi : vaadimi
-
50-Kaf 29
bi zallâmin : zulmedici
-
50-Kaf 29
li el abîdi : kullarım için
-
50-Kaf 32
evvâbin : ruhu Allah'a ulaşarak sığınmış
-
50-Kaf 33
bi el gaybi : gayb ile, gaybte
-
50-Kaf 33
bi kalbin : bir kalp ile
-
50-Kaf 33
munîbin : Allah'a dönük
-
50-Kaf 34
bi selâmin : esenlik ve barış (selâm) ile
-
50-Kaf 36
fî el bilâdi : beldelerde, şehirlerde
-
50-Kaf 38
min lugûbin : bir yorgunluk
-
50-Kaf 39
fasbir (fe ısbir) : artık, öyleyse sabret
-
50-Kaf 39
ve sebbih : ve tesbih et
-
50-Kaf 39
bi hamdi : hamd ile
-
50-Kaf 39
rabbi-ke : Rabbini
-
50-Kaf 39
el gurûbi : gurub, (güneşin) batışı
-
50-Kaf 40
fe sebbih-hu : artık onu tesbih et
-
50-Kaf 41
karîbin : yakın
-
50-Kaf 42
bi el hakkı : hak olan
-
50-Kaf 45
bi mâ yekûlûne : ne(ler) söylediklerini
-
50-Kaf 45
bi cebbârin : cebbar (zorlayıcı), bir zorba
-
50-Kaf 45
bi el kur'âni : Kur'ân ile
-
51-Zâriyât 14
bi-hi : onu
-
51-Zâriyât 18
ve bi el eshâri-hum : ve onların seher vakitleri (seher vakitlerinde)
-
51-Zâriyât 23
ve rabbi : Rabbe andolsun
-
51-Zâriyât 26
câe bi : getirdi
-
51-Zâriyât 28
bi gulâmin : erkek çocuk ile
-
51-Zâriyât 34
rabbi-ke : Rabbin
-
51-Zâriyât 38
bi sultânin : bir sultanla, güçle, mucize ile, delille
-
51-Zâriyât 38
mubînin : açık, apaçık
-
51-Zâriyât 39
bi rukni-hî : etrafındakilerle
-
51-Zâriyât 44
rabbi-him : Rab'leri
-
51-Zâriyât 47
bi eydin : bir kudretle, büyük bir kuvvetle
-
51-Zâriyât 50
mubînun : açık, apaçık
-
51-Zâriyât 51
mubînun : açıkça, apaçık
-
51-Zâriyât 53
bi-hi : onunla, onu
-
51-Zâriyât 54
bi melûmin : kınanacak
-
51-Zâriyât 59
zenûbi : günah, azap, nasip
-
51-Zâriyât 59
ashâbi-him : onların arkadaşları
-
52-Tûr 2
ve kitâbin : kitaba andolsun
-
52-Tûr 7
rabbi-ke : senin Rabbin
-
52-Tûr 11
li el mukezzibîne : tekzip edenler, yalanlayanlar
-
52-Tûr 14
bi-hâ : onu
-
52-Tûr 16
fe isbirû : artık sabredin
-
52-Tûr 16
lâ tasbirû : sabretmeyin
-
52-Tûr 18
bi-mâ : şeylerle
-
52-Tûr 19
bi-mâ : şeylerden dolayı, sebebiyle
-
52-Tûr 20
bi hûrin : hurilerle
-
52-Tûr 21
bi îmânin : îmân ile
-
52-Tûr 21
bi-him : onlara, kendilerine
-
52-Tûr 21
bi-mâ : ile, sebebiyle, karşılık olarak
-
52-Tûr 22
bi fâkihetin : meyveler ile
-
52-Tûr 29
bi ni'meti : ni'metiyle, ni'meti sayesinde
-
52-Tûr 29
rabbi-ke : senin Rabbin
-
52-Tûr 29
bi kâhinin : kâhin
-
52-Tûr 30
bi-hi : ona
-
52-Tûr 31
min el muterabbisîne : gözetleyenlerden, bekleyenlerden
-
52-Tûr 32
bi hâzâ : bunu
-
52-Tûr 34
bi hadîsin : bir söz
-
52-Tûr 37
rabbi-ke : senin Rabbin
-
52-Tûr 38
li ye'ti ... bi : getirsin
-
52-Tûr 38
bi sultânin : güç, delil
-
52-Tûr 38
mubînin : açık, apaçık
-
52-Tûr 48
vasbir : ve sabret
-
52-Tûr 48
rabbi-ke : senin Rabbin
-
52-Tûr 48
li hukmi rabbi-ke : Rabbinin hükmüne
-
52-Tûr 48
bi a'yuni-nâ : gözümüzün önünde
-
52-Tûr 48
ve sebbih : ve tesbih et
-
52-Tûr 48
bi hamdi : hamd ile
-
52-Tûr 48
rabbi-ke : senin Rabbin, Rabbin
-
52-Tûr 49
fe sebbih-hu : artık onu tesbih et
-
53-Necm 7
bi el ufuki : bir ufukta
-
53-Necm 18
rabbi-hi : Rabbinin
-
53-Necm 23
bi-hâ : ona
-
53-Necm 23
yettebiûne : tâbî oluyorlar
-
53-Necm 23
min rabbi-him : Rab'lerinden
-
53-Necm 27
bi el âhireti : ahirete
-
53-Necm 28
bihî : bununla ilgili
-
53-Necm 28
in yettebiûne : uymaktadırlar (tâbî olmaktadırlar)
-
53-Necm 30
bi men : kimseyi
-
53-Necm 30
an sebîlihî : yolundan
-
53-Necm 30
bi men : kimseyi de
-
53-Necm 31
bimâ amilû : yaptıklarından dolayı
-
53-Necm 31
bi el husnâ : en güzeliyle
-
53-Necm 32
bikum : sizi
-
53-Necm 32
bi men : kimseyi
-
53-Necm 35
el gaybi : gaybın
-
53-Necm 36
bimâ : olan şey
-
53-Necm 42
ilâ rabbike : Rabbinedir
-
53-Necm 55
bi eyyi : hangi
-
53-Necm 55
rabbi-ke : senin Rabbin
-
54-Kamer 11
bi mâin : suya
-
54-Kamer 14
bi a'yuni-nâ : gözlerimiz önünde
-
54-Kamer 16
azâbî : azabım
-
54-Kamer 18
azâbî : benim azabım
-
54-Kamer 21
azâbî : benim azabım
-
54-Kamer 23
bi en nuzuri : uyarıları
-
54-Kamer 24
nettebiu-hû : ona tâbî olacağız
-
54-Kamer 27
vestabir : ve sabret
-
54-Kamer 28
ve nebbi' hum : ve onlara haber ver
-
54-Kamer 28
şirbin : içecek olan
-
54-Kamer 30
azâbî : benim azabım
-
54-Kamer 33
bi en nuzuri : uyarıları
-
54-Kamer 34
bi seharin : seher vakti
-
54-Kamer 36
bi en nuzuri : uyarıları
-
54-Kamer 37
azâbî : azabımı
-
54-Kamer 39
azâbî : azabımı
-
54-Kamer 42
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
54-Kamer 49
bi kaderin : bir kader ile, takdir edilmiş olarak
-
54-Kamer 50
bi el basari : göz ile bakış
-
54-Kamer 53
ve kebîrin : ve büyük
-
55-Rahmân 5
bi : ile
-
55-Rahmân 9
bi : ile
-
55-Rahmân 13
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 13
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 16
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 16
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 18
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 18
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 21
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 21
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 23
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 23
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 25
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 25
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 27
rabbi-ke : senin Rabbin
-
55-Rahmân 28
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 28
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 30
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 30
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 32
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 32
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 33
bi sultânin : bir sultan, bir güç
-
55-Rahmân 34
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 34
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 36
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 36
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 38
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 38
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 39
an zenbi-hî : günahından
-
55-Rahmân 40
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 40
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 41
bi-sîmâ-hum : simalarından
-
55-Rahmân 41
bi : ile
-
55-Rahmân 42
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 42
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 43
bi-hâ : onu kendisini
-
55-Rahmân 45
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 45
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 46
rabbi-hî : Rabbinin
-
55-Rahmân 47
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 47
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 49
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 49
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 51
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 51
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 53
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 53
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 55
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 55
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 57
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 57
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 59
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 59
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 61
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 61
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 63
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 63
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 65
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 65
rabbi-kumâ : ikisinin Rabbi
-
55-Rahmân 67
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 67
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 69
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 69
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 71
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 71
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 73
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 73
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 75
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 75
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 77
bi eyyi : hangi
-
55-Rahmân 77
rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
-
55-Rahmân 78
rabbi- ke : senin Rabbin
-
56-Vâkıa 10
ve es sâbikûne : ve sabikunlar (hayırlarda yarışıp ileri geçenler)
-
56-Vâkıa 10
es sâbikûne : sabikunlar (hayırlarda yarışıp ileri geçenler)
-
56-Vâkıa 16
mutekâbilîne : karşılıklı
-
56-Vâkıa 18
bi ekvâbin : billur kadehlerle
-
56-Vâkıa 24
bi-mâ : sebebiyle
-
56-Vâkıa 31
meskûbin : çağlayan
-
56-Vâkıa 38
ashâbi el yemîni : yemin sahipleri, yeminlerini yerine getirenler
-
56-Vâkıa 60
bi mesbûkîne : önüne geçilmiş olan
-
56-Vâkıa 74
fe sebbih : o zaman tesbih et
-
56-Vâkıa 74
bi ismi : ismi ile
-
56-Vâkıa 74
rabbi-ke : Rabbini
-
56-Vâkıa 75
bi mevâkıı : mevkileri, yeri
-
56-Vâkıa 78
kitâbin : kitap
-
56-Vâkıa 80
min rabbi : Rabb tarafından
-
56-Vâkıa 81
bi hâzâ el hadîsi : bu sözü
-
56-Vâkıa 88
min el mukarrebîne : mukarrebin olanlardan, yakın kılınanlardan
-
56-Vâkıa 90
min ashâbi el yemîni : yemin sahiplerinden, yeminlerini yerine getirenlerden
-
56-Vâkıa 91
min ashâbi el yemîne : yemin sahiplerinden, yeminlerini yerine getirenlerden
-
56-Vâkıa 92
min el mukezzibîne : yalanlayanlardan
-
56-Vâkıa 96
fe sebbih : o zaman, artık, öyleyse
-
56-Vâkıa 96
bi ismi : ismini
-
56-Vâkıa 96
rabbike : Rabbinin
-
57-Hadid 3
bi kulli şey'in : herşeyi
-
57-Hadid 4
bimâ : şeyleri
-
57-Hadid 6
bi zâti : sahip olduğu, ... de olan
-
57-Hadid 7
bi allâhi : Allah'a
-
57-Hadid 7
kebîrun : büyük
-
57-Hadid 8
bi allâhi : Allah'a
-
57-Hadid 8
bi rabbi-kum : Rabbinize
-
57-Hadid 9
bi-kum : size
-
57-Hadid 10
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
57-Hadid 10
bi-mâ : şeyleri
-
57-Hadid 10
habîrun : haberdar olandır
-
57-Hadid 12
bi : ile
-
57-Hadid 13
naktebis : bir parça alalım
-
57-Hadid 13
bi sûrin : sur, duvar
-
57-Hadid 14
bi allâhi : Allah'a karşı
-
57-Hadid 15
ve bi'se : ve ne kötü
-
57-Hadid 19
bi allâhi : Allah'a
-
57-Hadid 19
rabbi-him : onların Rab'leri
-
57-Hadid 19
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
57-Hadid 21
sâbikû : yarışın, koşun
-
57-Hadid 21
min rabbi-kum : Rabbinizden
-
57-Hadid 21
bi allâhi : Allah'a
-
57-Hadid 22
fî kitâbin : kitapta
-
57-Hadid 23
bi-mâ : şey ile, sebebiyle
-
57-Hadid 24
bi el buhli : cimriliği, cimrilik etmeyi
-
57-Hadid 25
bi el beyyinâti : beyyineler ile, deliller ile, ispat vasıtaları ile
-
57-Hadid 25
bi el kısti : adalet ile
-
57-Hadid 25
bi el gaybi : gaybda, görmeden
-
57-Hadid 27
bi rusuli-nâ : resûllerimizi
-
57-Hadid 27
bi îsebni meryeme : Meryemoğlu İsa
-
57-Hadid 27
fî kulûbi : kalplerde
-
57-Hadid 28
bi resûli-hi : onun resûlüne
-
57-Hadid 28
bi-hi : onu, ona
-
57-Hadid 29
ehlu el kitâbi : kitap ehli
-
57-Hadid 29
bi yedi allâhi : Allah'ın elinde
-
58-Mücâdele 3
bi-hi : onunla
-
58-Mücâdele 3
bi-mâ : şeyleri
-
58-Mücâdele 3
habîrun : haber olan
-
58-Mücâdele 4
mutetâbiayni : ardarda, devamlı
-
58-Mücâdele 4
bi allâhi : Allah'a
-
58-Mücâdele 5
kubitû : alçaltıldı
-
58-Mücâdele 5
kubite : alçaltıldı
-
58-Mücâdele 6
yunebbiu-hum : onlara haber verecek
-
58-Mücâdele 6
bi-mâ : şeyleri
-
58-Mücâdele 7
râbiu-hum : onların dördüncüsü
-
58-Mücâdele 7
yunebbiu-hum : onlara haber verecek
-
58-Mücâdele 7
bimâ : şeyi
-
58-Mücâdele 7
bi kulli şeyin : herşeyi
-
58-Mücâdele 8
ve yetenâcevne bi : ve gizli gizli konuşuyorlar
-
58-Mücâdele 8
bimâ : şey ile, bir şekilde
-
58-Mücâdele 8
bi-hi : onunla
-
58-Mücâdele 8
bi-mâ : sebebiyle, dolayı
-
58-Mücâdele 8
bi'se : ne kötü
-
58-Mücâdele 9
lâ tetenâcev bi : gizli gizli konuşmayın
-
58-Mücâdele 9
ve tenâcev bi : ve gizli konuşun, aranızda müşavere edin, görüşün
-
58-Mücâdele 9
el birri : birri
-
58-Mücâdele 10
bi dârri-him : onlara bir darlık (sıkıntı) veren
-
58-Mücâdele 10
bi izni allâhi : Allah'in izni ile
-
58-Mücâdele 11
bimâ : şeyi
-
58-Mücâdele 11
habîrun : haberdar olandır
-
58-Mücâdele 13
habîrun : haberdardır, haberdar olandır
-
58-Mücâdele 13
bimâ : şeylerden
-
58-Mücâdele 14
el kezibi : yalan
-
58-Mücâdele 16
sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
58-Mücâdele 22
bi allâhi : Allah'a
-
58-Mücâdele 22
fî kulûbi-him(u) : onların kalplerinin içine
-
58-Mücâdele 22
bi rûhin : ruh ile
-
59-Haşr 2
min ehli el kitâbi : kitap ehlinden
-
59-Haşr 2
fî kulûbi-him(u) : kalplerinin içine, kalplerine
-
59-Haşr 2
bi eydî-him : kendi elleri ile
-
59-Haşr 2
i'tebirû : ibret alın, ders alın
-
59-Haşr 4
bi enne-hum : onların ..... olması sebebiyle
-
59-Haşr 4
el ikâbi : azap
-
59-Haşr 5
bi izni allâhi : Allah'ın izni ile
-
59-Haşr 6
rikâbin : binek olarak kullanılan develer
-
59-Haşr 7
ve ibni es sebîli : ve yolcular
-
59-Haşr 7
el ikâbi : azap, ceza
-
59-Haşr 9
bi-him : onlara
-
59-Haşr 10
bi el îmâni : îmân ile
-
59-Haşr 10
fî kulûbi-nâ : kalplerimizde
-
59-Haşr 11
el kitâbi : kitap
-
59-Haşr 13
bi enne-hum : onların ..... olmaları sebebiyle
-
59-Haşr 14
bi enne-hum : onların ..... olmaları sebebiyle
-
59-Haşr 18
habîrun : haberdar olan
-
59-Haşr 18
bi mâ : şey(ler)
-
59-Haşr 22
el gaybi : gayb, görünmeyen
-
59-Haşr 23
el mutekebbiru : pek büyük olan
-
59-Haşr 24
yusebbihu : tespih ederler
-
6-En'âm 1
bi rabbi-him : Rab'lerine
-
6-En'âm 4
rabbi-him : onların Rabbi, Rab'leri
-
6-En'âm 5
bi el hakkı : hakkı, gerçeği
-
6-En'âm 5
bi-hî : onunla
-
6-En'âm 6
bi zunûbi-him : günahları sebebiyle
-
6-En'âm 7
bi eydî-him : elleri ile
-
6-En'âm 7
sihrun mubînun : apaçık bir sihir
-
6-En'âm 9
mâ yelbisûne : şüphe ettikleri şey
-
6-En'âm 10
bi rusulin : resûller ile
-
6-En'âm 10
bi ellezîne : o kimseleri, onları
-
6-En'âm 10
bi-hi : onunla
-
6-En'âm 11
el mukezzibîne : tekzip eden, yalanlayan kimseler
-
6-En'âm 15
rabbî : Rabbim
-
6-En'âm 16
el mubînu : apaçık, açıkça
-
6-En'âm 17
bi durrin : bir darlığı, zararı
-
6-En'âm 17
bi hayrın : bir hayır
-
6-En'âm 18
el habîru : haberdar olan
-
6-En'âm 19
bi-hî : onunla
-
6-En'âm 21
bi âyâti-hî : O'nun âyetlerini
-
6-En'âm 23
rabbi-nâ : Rabbimiz
-
6-En'âm 25
alâ kulûbi-him : onların kalplerinin üzerine
-
6-En'âm 25
bi-hâ : ona
-
6-En'âm 27
bi âyâti : âyetleri
-
6-En'âm 27
rabbi-nâ : Rabbimiz
-
6-En'âm 29
bi meb'ûsîne : beas edilecek (diriltilecek) olanlar
-
6-En'âm 30
alâ rabbi-him : Rab'lerinin huzurunda
-
6-En'âm 30
bi el hakkı : gerçek, hak
-
6-En'âm 30
ve rabbi-nâ : Rabbimize andolsun
-
6-En'âm 30
bimâ kuntum : olduğunuzdan dolayı
-
6-En'âm 31
bi likâi allâhi : Allah'a mülâki olmayı (ölmeden evvel, dünya hayatını yaşarken ruhunu Allah'a ulaştırmayı)
-
6-En'âm 33
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri ile
-
6-En'âm 35
fe te'tiye-hum bi : böylece, o zaman onlara getir
-
6-En'âm 37
min rabbi-hî : onun Rabbinden
-
6-En'âm 38
bi cenâhayhi : iki kanadı ile
-
6-En'âm 38
fî el kitâbi : Kitap'ta
-
6-En'âm 38
ilâ rabbi-him : Rab'lerine
-
6-En'âm 39
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
6-En'âm 42
bi el be'sâi : azap, fakirliğe, sıkıntıya
-
6-En'âm 44
mâ zukkirû bi-hî : onunla hatırlatıldıkları (uyarıldıkları) şeyi
-
6-En'âm 44
bimâ ûtû : verildikleri şey(ler) ile
-
6-En'âm 45
dâbiru : ardı, gerisi
-
6-En'âm 45
rabbi : Rab
-
6-En'âm 46
alâ kulûbi-kum : sizin kalplerinizin üzerini
-
6-En'âm 46
ye'tî-kum bi-hî : onu size getirir
-
6-En'âm 49
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
6-En'âm 49
bi mâ kânû : olmaları sebebiyle, dolayısıyla
-
6-En'âm 50
in ettebiu : ben ancak tâbî olurum (eğer tâbî olursam)
-
6-En'âm 51
bi-hi : onunla
-
6-En'âm 51
ilâ rabbi-him : Rab'lerine
-
6-En'âm 52
bi el gadâti : sabah ile, sabah vakti
-
6-En'âm 52
min hısâbi-him : onların hesaplarından
-
6-En'âm 52
min hısâbi-ke : senin hesabından
-
6-En'âm 53
bi ba'din \nba'da-hum bi ba'din : bazıları ile \n: onları birbirleri ile
-
6-En'âm 53
bi a'leme : en iyi bilir
-
6-En'âm 53
bi eş şâkirîne : şükredenleri
-
6-En'âm 54
bi âyâti-nâ : âyetlerimize
-
6-En'âm 54
bi cehâletin : cahillikle
-
6-En'âm 55
testebîne : tespit olsun, belli olsun, açığa çıksın
-
6-En'âm 55
sebîlu : sebî, yol
-
6-En'âm 56
lâ ettebiu : ben tâbî olmam
-
6-En'âm 57
min rabbî : Rabbimden
-
6-En'âm 57
bi-hî : onu
-
6-En'âm 57
bi-hî : onu
-
6-En'âm 58
bi-hî : onu
-
6-En'âm 58
bi ez zâlimîn : zâlimleri
-
6-En'âm 59
el gaybi : gayb, bilinmeyen
-
6-En'âm 59
ve lâ ratbin : ve yaş, nemli, rutubetli (bir şey) yoktur
-
6-En'âm 59
ve lâ yâbisin : ve kuru (bir şey) yoktur
-
6-En'âm 59
kitâbin mubînin : Kitab-ı Mübîn, açıklanmış kitap, herşeyin yazılı olduğu kitap
-
6-En'âm 60
bi el leyli : geceleyin
-
6-En'âm 60
bi en nehâri : gündüzleyin
-
6-En'âm 60
yunebbiu-kum : size haber verecek
-
6-En'âm 60
bi-mâ : o şeyi
-
6-En'âm 62
el hâsibîne : hesap görenler
-
6-En'âm 64
kerbin : sıkıntı, keder
-
6-En'âm 65
ev yelbise-kum : veya sizi (birbirinize) katar
-
6-En'âm 66
bi-hî : onu
-
6-En'âm 66
bi vekîlin : bir vekil
-
6-En'âm 69
min hisâbi-him : onların hesabından
-
6-En'âm 70
bi-hî : onunla
-
6-En'âm 70
bi mâ : sebebiyle, dolayısıyla, sebebiyle
-
6-En'âm 70
bi mâ : dolayı
-
6-En'âm 70
bi mâ : ...'den dolayı
-
6-En'âm 71
alâ a'kâbi-nâ : topuklarımızın üzerinde
-
6-En'âm 71
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbine
-
6-En'âm 73
bi el hakkı : ve hak ile
-
6-En'âm 73
âlimu el gaybi : gaybı bilen
-
6-En'âm 73
el habîru : haberdar olan
-
6-En'âm 74
li ebî-hi : babasına
-
6-En'âm 74
mubînin : apaçık, açıkça
-
6-En'âm 76
rabbî : benim Rabbim
-
6-En'âm 77
rabbî : benim Rabbim
-
6-En'âm 77
rabbî : Rabbim
-
6-En'âm 78
rabbî : benim Rabbim
-
6-En'âm 80
bi-hî : O'na
-
6-En'âm 80
rabbî : benim Rabbim
-
6-En'âm 80
rabbî : Rabbim
-
6-En'âm 81
bi allâhi : Allah'a
-
6-En'âm 81
bi-hî : onun hakkında
-
6-En'âm 81
bi el emni : emin olma, güvenilir olma
-
6-En'âm 82
ve lem yelbisû : ve karıştırmazlar
-
6-En'âm 82
bi zulmin : zulümle
-
6-En'âm 88
bi-hî : onunla
-
6-En'âm 88
le habita : elbette boşa gitti, heba oldu
-
6-En'âm 89
bi-hâ : onu
-
6-En'âm 89
bi-hâ : ona
-
6-En'âm 89
leysû bi-hâ bi kâfirîne : onu inkâr etmeyecek
-
6-En'âm 90
fe bi hudâyu-hum ıktedih : öyleyse onların hidayetine tâbî ol
-
6-En'âm 91
câe- bi : ile geldi, getirdi
-
6-En'âm 92
bi el âhıreti : ahirete
-
6-En'âm 92
bi-hî : ona
-
6-En'âm 93
bi-mâ : dolayısıyla, sebebiyle
-
6-En'âm 93
testekbirûne : kibirleniyorsunuz
-
6-En'âm 95
fâliku el habbi : taneyi yarıp çıkaran
-
6-En'âm 97
bi-hâ : onunla
-
6-En'âm 99
bi-hî : onunla
-
6-En'âm 99
min a'nâbin : üzümlerden
-
6-En'âm 99
muştebihen : benzeyen
-
6-En'âm 99
ve gayre muteşâbihin : ve benzemeyen
-
6-En'âm 100
bi gayri : olmaksızın
-
6-En'âm 101
ve huve bikulli şey'in : ve O herşeyi
-
6-En'âm 103
el habîru : haberdar olandır
-
6-En'âm 104
min rabbi-kum : Rabbinizden
-
6-En'âm 104
bi hafîzin : gözeten, muhafız
-
6-En'âm 106
ittebi' : tâbî ol
-
6-En'âm 106
min rabbi-ke : senin Rabbinden
-
6-En'âm 107
bi vekîlin : bir vekil
-
6-En'âm 108
bi gayri ilm : bir ilmi olmadan
-
6-En'âm 108
ilâ rabbi-him : Rab'lerine
-
6-En'âm 108
fe yunebbiu-hum : o zaman onlara haber verecek
-
6-En'âm 108
bi-mâ : o şey(ler)i
-
6-En'âm 109
bi allâhi : Allah'a
-
6-En'âm 109
bi-hâ : ona
-
6-En'âm 110
bi-hî : ona
-
6-En'âm 112
nebiyyin : peygamber
-
6-En'âm 113
bi el âhıreti : ahirete
-
6-En'âm 114
min rabbi-ke : senin Rabbinden
-
6-En'âm 114
bi el hakkı : hak ile
-
6-En'âm 115
rabbi-ke : senin Rabbin
-
6-En'âm 116
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
6-En'âm 116
yettebiûne : tâbî olurlar, uyarlar
-
6-En'âm 117
an sebîli-hi : onun yolundan, kendi yolundan
-
6-En'âm 117
bi el muhtedîne : hidayete erenleri
-
6-En'âm 118
bi âyâti-hî : onun âyetlerine
-
6-En'âm 119
bi ehvâi-him : kendi hevesleri ile
-
6-En'âm 119
bi gayri ilmin : bir ilim olmaksızın
-
6-En'âm 119
bi el mu'tedîne : haddi aşanları
-
6-En'âm 120
bi-mâ : ...'den dolayı, sebebiyle
-
6-En'âm 122
bi-hî : onunla
-
6-En'âm 122
leyse bi-hâricin : çıkacak değil, çıkamayacak olan
-
6-En'âm 123
ekâbire : önde gelenler, liderler
-
6-En'âm 123
bi enfusi-him : kendilerini
-
6-En'âm 124
bi-mâ : ...'den dolayı, sebebiyle
-
6-En'âm 126
sırâtu rabbi-ke : senin Rabbinin yolu
-
6-En'âm 127
rabbi-him : onların Rabbi, Rab'leri
-
6-En'âm 127
bi-mâ : ...'den dolayı, sebebiyle
-
6-En'âm 128
istemtea ba'du-nâ bi ba'din : bazımız bazısından (birbirimizden) metalandı, faydalandı
-
6-En'âm 129
bi-mâ : ...'den dolayı, sebebiyle
-
6-En'âm 131
bi zulmin : zulüm ile
-
6-En'âm 132
bi gâfilin : gâfil, habersiz
-
6-En'âm 134
bi mu'cizîne : aciz bırakan (bırakacak) kimseler
-
6-En'âm 136
bi za'mi-him : kendi zanlarıyla
-
6-En'âm 137
ve li yelbisû : ve karıştırmaları için
-
6-En'âm 138
bi za'mi-him : kendi zanları ile
-
6-En'âm 138
bi-mâ : ...'den dolayı, sebebiyle
-
6-En'âm 140
bi gayri ilmin : bir ilmi olmaksızın
-
6-En'âm 141
muteşâbihen : benzeyen
-
6-En'âm 141
ve gayre muteşâbihin : ve benzemeyen
-
6-En'âm 142
ve lâ tettebiû : ve tâbi olmayın, uymayın
-
6-En'âm 142
mubînun : beyan olunan, apaçık
-
6-En'âm 143
nebbiû-nî : bana haber verin
-
6-En'âm 143
bi ilmin : bir ilimle
-
6-En'âm 144
ve min el ibilisneyni \n(ve min el ibili isneyni) : ve deveden iki
-
6-En'âm 144
bi hâzâ : bunları
-
6-En'âm 144
bi gayri ilmin : bir ilim olmaksızın
-
6-En'âm 145
bi-hî : onu
-
6-En'âm 146
bi azmin : kemiğe
-
6-En'âm 146
bi bagyi-him : (onların) azgınlıkları sebebiyle
-
6-En'âm 148
tettebiûne : tâbî oluyorsunuz
-
6-En'âm 150
ve lâ tettebi' : ve tâbî olma, uyma
-
6-En'âm 150
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
6-En'âm 150
bi el âhireti : ahirete
-
6-En'âm 150
bi rabbi-him : Rab'lerine
-
6-En'âm 151
bi-hî : ona
-
6-En'âm 151
ve bi el vâlideyni : ve anne babaya
-
6-En'âm 151
illâ bi el hakkı : haklı olmak hariç
-
6-En'âm 151
bi-hî : onunla
-
6-En'âm 152
bi elletî : ki ona
-
6-En'âm 152
bi el kıstı : adaletle
-
6-En'âm 152
ve bi ahdi allâhi : ve Allah'ın ahdi
-
6-En'âm 152
bi-hî : onunla, onu
-
6-En'âm 153
fettebiûhu (fe ittebiû-hu) : öyleyse ona tâbî olun
-
6-En'âm 153
ve lâ tettebiû : ve tâbî olmayın
-
6-En'âm 153
bi-kum : sizi
-
6-En'âm 153
an sebîli-hi : onun yolundan
-
6-En'âm 153
bi-hi : onunla
-
6-En'âm 154
bi likâi : kavuşmaya, ulaşmaya
-
6-En'âm 154
rabbi-him : Rab'leri
-
6-En'âm 155
ittebiû-hu : ona tâbî olun
-
6-En'âm 157
min rabbi-kum : Rabbinizden
-
6-En'âm 157
bi âyâtillâhi (bi âyâti allâhi ) : Allah'ın âyetlerini
-
6-En'âm 157
sûe el azâbi : kötü, ağır bir azap
-
6-En'âm 157
bi-mâ : ...'den dolayı, sebebiyle
-
6-En'âm 158
rabbi-ke : senin Rabbin
-
6-En'âm 158
rabbi-ke : senin Rabbin
-
6-En'âm 159
yunebbiu-hum : onlara haber verecek
-
6-En'âm 159
bi-mâ : şeyleri
-
6-En'âm 160
bi el haseneti : bir hasene ile
-
6-En'âm 160
bi es seyyieti : bir seyyie (günah) ile
-
6-En'âm 161
rabbî : Rabbim
-
6-En'âm 162
rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbi
-
6-En'âm 163
ve bi zâlike : ve bununla
-
6-En'âm 164
ilâ rabbi-kum : Rabbinize
-
6-En'âm 164
fe yunebbiu-kum : o zaman, size haber verecek
-
6-En'âm 164
bi-mâ : şeyleri
-
6-En'âm 165
el ikâbi : ikâb, ceza
-
60-Mümtehine 1
bi el meveddeti : muhabbet ile, sevgi ile
-
60-Mümtehine 1
bi mâ câe-kum : size gelen şeyi
-
60-Mümtehine 1
bi allâhi : Allah'a
-
60-Mümtehine 1
rabbi-kum : Rabbiniz
-
60-Mümtehine 1
fî sebîlî : benim yolumda
-
60-Mümtehine 1
bi el meveddeti : muhabbet ile, sevgi ile
-
60-Mümtehine 1
bi mâ ahfeytum : gizlediğiniz şeyleri
-
60-Mümtehine 1
sevâe es sebîli : yolun seviyesi, yolun ortası, doğru yol
-
60-Mümtehine 2
bi es sûi : kötülük ile
-
60-Mümtehine 3
bi mâ : şeyi
-
60-Mümtehine 4
bi-kum : sizi
-
60-Mümtehine 4
bi allâhi : Allah'a
-
60-Mümtehine 4
li ebî-hi : onun babasına, kendi babasına, babasına
-
60-Mümtehine 10
bi îmânihinne : onların (kadınların) îmânlarını
-
60-Mümtehine 10
bi isami : nikâh akdi ile
-
60-Mümtehine 11
bi-hî mu'minûne : ona, kendisine îmân edenlersiniz
-
60-Mümtehine 12
en nebiyyu : peygamber
-
60-Mümtehine 12
bi allâhi : Allah'a
-
60-Mümtehine 12
bi buhtânin : bühtan ile, çirkin bir yalanla
-
60-Mümtehine 13
min ashâbi el kubûri : kabir halkından, kabirdekilerden
-
61-Saf 4
fî sebîli-hî : onun yolunda, kendi yolunda
-
61-Saf 6
ve mubeşşiran bi : ve .... ile müjdeleyen
-
61-Saf 6
câe-hum bi : onlara getirdi
-
61-Saf 6
mubînun : apaçık
-
61-Saf 8
bi : ile
-
61-Saf 9
bi el hudâ : hidayet ile
-
61-Saf 10
min azâbin : azaptan
-
61-Saf 11
bi allâhi : Allah'a
-
61-Saf 11
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
61-Saf 11
bi : ile
-
62-Cum'a 1
yusebbihu : tespih eder, ediyor
-
62-Cum'a 2
mubînin : açık, apaçık
-
62-Cum'a 3
bi-him : onlara
-
62-Cum'a 5
bi'se : ne kötü
-
62-Cum'a 5
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
62-Cum'a 7
bi mâ : dolayısıyla, sebebiyle
-
62-Cum'a 7
bi ez zâlimîne : zalimleri
-
62-Cum'a 8
el gaybi : gayb, görünmeyen
-
62-Cum'a 8
yunebbiu-kum : size haber verecek
-
62-Cum'a 8
bi mâ : şeyi
-
63-Münâfikûn 2
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
63-Münâfikûn 3
bi enne-hum : onların ..... olmaları sebebiyle
-
63-Münâfikûn 3
fe tubia : bu sebeple tabedildi, mühürlendi
-
63-Münâfikûn 3
kulûbi-him : onların kalpleri
-
63-Münâfikûn 5
mustekbirûne : kibirlenenler, büyüklük taslayanlar
-
63-Münâfikûn 10
rabbi : Rabbim
-
63-Münâfikûn 10
karîbin : yakın
-
63-Münâfikûn 11
habîrun : haberdar olan
-
63-Münâfikûn 11
bi mâ : şeyi, şeyleri
-
64-Teğabün 1
yusebbihu : tespih eder
-
64-Teğabün 2
bimâ : şeyleri
-
64-Teğabün 3
bi el hakkı : hak ile
-
64-Teğabün 4
bi zâti : sahip olan, ...de olan
-
64-Teğabün 6
bi : sebebiyle
-
64-Teğabün 6
bi el beyyinâti : açık delilleri
-
64-Teğabün 7
rabbî : ve Rabbim
-
64-Teğabün 7
bimâ : şeyler
-
64-Teğabün 8
bi allâhi : Allah'a
-
64-Teğabün 8
bimâ : şeyler
-
64-Teğabün 8
habîrun : haberdar olan
-
64-Teğabün 9
bi allâhi : Allah'a
-
64-Teğabün 10
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
64-Teğabün 10
ve bi'se : ve (ne) kötü
-
64-Teğabün 11
bi izni allâhi : Allah'ın izni
-
64-Teğabün 11
bi allâhi : Allah'a
-
64-Teğabün 11
bi şey'in : şeyi
-
64-Teğabün 12
el mubînu : apaçık, açıkça
-
64-Teğabün 18
el gaybi : gayb, bilinmeyen, görünmeyen
-
65-Talâk 1
en nebiyyu : nebî
-
65-Talâk 1
bi fâhişetin : fahişelik ile, kötülük ile, hayasızlık ile
-
65-Talâk 2
bi ma'rûfin : örfe uygun olarak güzellikle ve iyilikle
-
65-Talâk 2
bi ma'rûfin : örfe uygun olarak güzellikle ve iyilikle
-
65-Talâk 2
bi-hî : onunla
-
65-Talâk 2
billâhi : Allah'a
-
65-Talâk 6
bi ma'rûfin : marufla, güzellikle, örf ve adete uygun olarak
-
65-Talâk 8
rabbi-hâ : Rab'leri
-
65-Talâk 10
ulî el elbâbi : sırların sahipleri
-
65-Talâk 11
bi allâhi : Allah'a
-
65-Talâk 12
bi kulli şey'in : herşeyi
-
66-Tahrim 1
en nebiyyu : nebî
-
66-Tahrim 3
en nebiyyu : peygamber
-
66-Tahrim 3
bi-hî : onu
-
66-Tahrim 3
bi-hî : onu
-
66-Tahrim 3
el habîru : habîr olan, herşeyden haberdar olan
-
66-Tahrim 5
âbidâtin : abid (Allah'a kul olmuş) olan kadınlar
-
66-Tahrim 8
nebiyye : peygamber
-
66-Tahrim 8
ve bi eymâni-him : ve onların sağlarında
-
66-Tahrim 9
en nebiyyu : nebî
-
66-Tahrim 9
ve bi'se : ve ne kötü
-
66-Tahrim 11
rabbi : Rabbim
-
66-Tahrim 12
bi kelimâti : sözlerini
-
66-Tahrim 12
rabbi-hâ : Rabbinin
-
66-Tahrim 12
ve kutubi-hi : ve onun kitaplarını
-
67-Mülk 1
bi yedi-hi : onun elinde, kudretinde
-
67-Mülk 5
bi mesâbîha : lâmbalarla, kandillerle
-
67-Mülk 6
bi rabbi-him : onların Rab'leri, kendi Rab'leri
-
67-Mülk 6
ve bi'se : ve ne kötü
-
67-Mülk 9
kebîrin : büyük
-
67-Mülk 10
ashâbi : halkı, ehli
-
67-Mülk 11
bi zenbi-him : kendi günahlarını
-
67-Mülk 11
li ashâbi : halkına, ehline
-
67-Mülk 12
bi el gaybi : gaybda
-
67-Mülk 12
kebîrun : büyük
-
67-Mülk 13
bi-hî : onu
-
67-Mülk 13
bi zâti : sahip, de olan
-
67-Mülk 14
el habîru : habîrdir, haberdar olandır
-
67-Mülk 15
fî menâkibi- hâ : onun omuzlarında, üzerinde (dağlarda, kıyılarda)
-
67-Mülk 16
bikum(u) : sizi
-
67-Mülk 19
ve yakbıdne : ve açıp kapayan, kanat çırpan
-
67-Mülk 19
bi kulli şey'in : herşeyi
-
67-Mülk 26
mubînun : apaçık, açıklayan, açıkça bildiren
-
67-Mülk 27
bi-hî : onu, kendisini
-
67-Mülk 28
min azâbin : azaptan
-
67-Mülk 29
bi-hî : ona
-
67-Mülk 29
mubînin : açık, açıkça, apaçık
-
67-Mülk 30
bi mâin : suyu
-
68-Kalem 2
bi ni'meti : ni'meti ile, ni'meti sayesinde
-
68-Kalem 2
rabbi-ke : senin Rabbin, Rabbinin
-
68-Kalem 2
bi mecnûnin : mecnun
-
68-Kalem 6
bi eyyikum(u) : sizin hanginiz
-
68-Kalem 7
bi men : kim, kimi, kimin
-
68-Kalem 7
an sebîli-hî : onun yolundan, kendi yolundan
-
68-Kalem 7
bi el muhtedîne : hidayete erenleri (ermiş olanları)
-
68-Kalem 8
el mukezzibîne : yalanlacılar, tekzip edenler
-
68-Kalem 11
bi nemîmin : (arada götürülüp getirilen) söz, lâf
-
68-Kalem 17
musbihîne : sabah vakti, sabah erken
-
68-Kalem 19
min rabbi-ke : rabbinizden, rabbiniz tarafından
-
68-Kalem 21
musbihîne : sabah olunca
-
68-Kalem 28
lâ tusebbihûne : tespih etmiyorsunuz
-
68-Kalem 29
rabbi-nâ : Rabbimiz
-
68-Kalem 32
ilâ rabbi-nâ : Rabbimize
-
68-Kalem 34
rabbi-him : onların Rab'leri
-
68-Kalem 40
bi zâlike : bunu
-
68-Kalem 41
el ye'tû bi : getirsinler
-
68-Kalem 44
bi hâzâ : bunu
-
68-Kalem 48
fe isbir : artık sabret
-
68-Kalem 48
rabbi-ke : senin Rabbin, Rabbinin
-
68-Kalem 48
sâhıbi : sahibi
-
68-Kalem 49
min rabbi-hî : onun Rabbinden
-
68-Kalem 49
le nubize : mutlaka atılır
-
68-Kalem 49
bi el arâi : çıplak, bitki yetişmemiş olan boş araziye
-
68-Kalem 51
bi : ile
-
69-Hâkka 4
bi el kâriati : Karia'yı (korkunç olayı)
-
69-Hâkka 5
bi et tâgiyeti : çok şiddetli ve kuvvetli, azgın bir azapla
-
69-Hâkka 6
bi rîhin : rüzgâr ile
-
69-Hâkka 9
bi el hâtieti : büyük hatalar, kötü fiiller, günahlar
-
69-Hâkka 10
rabbi-him : onların Rabbi
-
69-Hâkka 10
râbiyeten : çok şiddetli
-
69-Hâkka 17
rabbi-ke : senin Rabbin, Rabbinin
-
69-Hâkka 19
bi yemîni-hî : onun sağından
-
69-Hâkka 19
kitâbiyeh : kitabım, amel defterim, hayat filmim
-
69-Hâkka 20
hisâbiyeh : hesabım
-
69-Hâkka 24
bimâ : şeyle, şeyler sebebiyle
-
69-Hâkka 25
bi şimâli-hî : onun solundan
-
69-Hâkka 25
kitâbi-yeh : kitabım, amel defterim, hayat filmim
-
69-Hâkka 26
hisâbiyeh : hesabım
-
69-Hâkka 33
bi allâhi : Allah'a
-
69-Hâkka 38
bimâ : şeylere
-
69-Hâkka 41
bi kavli : sözü
-
69-Hâkka 42
bi kavli : sözü
-
69-Hâkka 43
min rabbi : Rabbinden, Rabbi tarafından
-
69-Hâkka 45
bi el yemîni : sağı
-
69-Hâkka 49
mukezzibîne : yalanlayanlar, inanmayanlar, inkâr edenler
-
69-Hâkka 52
sebbih : tespih et
-
69-Hâkka 52
bi ismi : ismi ile
-
69-Hâkka 52
rabbi-ke : Rabbini
-
7-A'râf 2
bi-hi : onunla
-
7-A'râf 3
ittebiû : tâbî olun, uyun
-
7-A'râf 3
min rabbi-kum : sizin Rabbinizden
-
7-A'râf 3
lâ tettebiû : tâbî olmayın, edinmeyin
-
7-A'râf 7
bi ilmin : bir ilim ile
-
7-A'râf 7
gâibîne : bilmeyenler, haberi olmayanlar, hbulunmayanlarabersiz olanlar, gâib olanlar
-
7-A'râf 9
bimâ kânû : olduklarından dolayı
-
7-A'râf 9
bi âyâti-nâ : âyetlerimize
-
7-A'râf 13
fe ıhbit : öyleyse in
-
7-A'râf 16
bimâ : şey sebebiyle
-
7-A'râf 18
tebia-ke : sana tâbî oldu, uydu
-
7-A'râf 22
bi gurûrin : aldatarak
-
7-A'râf 22
mubînun : apaçık
-
7-A'râf 24
ıhbitû : inin
-
7-A'râf 27
kabîlu-hu : onun kabilesi, onun topluluğu
-
7-A'râf 28
bi-hâ : onu
-
7-A'râf 28
bi el fahşâi : fuhşu, kötülüğü, çirkinliği
-
7-A'râf 29
rabbî : Rabbim
-
7-A'râf 29
bi el kıstı : adaletle
-
7-A'râf 33
rabbiye : Rabbim
-
7-A'râf 33
bi gayri el hakkı : haksız yere
-
7-A'râf 33
bi allâhi : Allah'a
-
7-A'râf 33
bi-hi : ona
-
7-A'râf 36
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 37
bi âyâti-hi : onun âyetlerini
-
7-A'râf 37
min el kitâbi : kitaptan
-
7-A'râf 39
bi-mâ : şeyler sebebiyle
-
7-A'râf 40
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 43
rabbi-nâ : Rabbimizin
-
7-A'râf 43
bi el hakkı : hak ile
-
7-A'râf 43
bimâ : şey ile, sebebiyle, dolayı
-
7-A'râf 45
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
7-A'râf 45
bi el âhirati : ahireti
-
7-A'râf 46
bi sîmâ-hum : onları simaları ile, simalarından, yüzlerinden
-
7-A'râf 47
ashâbi en nâri : ateş ehli, halkı
-
7-A'râf 48
bi sîmâ-hum : onları simaları ile, simalarından, yüzlerinden
-
7-A'râf 48
kuntum testekbirûne : kibirlenmiş oldunuz
-
7-A'râf 49
bi rahmetin : rahmet ile
-
7-A'râf 51
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 52
ci'nâ-hum bi : onlara getirdik
-
7-A'râf 52
kitâbin : bir kitap
-
7-A'râf 53
rabbi-nâ : Rabbimiz
-
7-A'râf 53
bi el hakkı : hak ile
-
7-A'râf 54
bi emri-hi : onun emrine
-
7-A'râf 57
bi-hi el mâe : ona su
-
7-A'râf 57
bi-hî : onunla
-
7-A'râf 58
bi izni rabbi-hi : Rabbinin izni ile
-
7-A'râf 60
mubînin : apaçık
-
7-A'râf 61
leyse bî : ben değilim
-
7-A'râf 61
min rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbinden
-
7-A'râf 62
rabbî : Rabbim
-
7-A'râf 63
min rabbi-kum : Rabbinizden
-
7-A'râf 64
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 66
min el kâzibîne : yalancılardan
-
7-A'râf 67
leyse bi : ben değilim
-
7-A'râf 67
min rabbi el âlemîne : âlemlerin Rabbinden
-
7-A'râf 68
rabbî : Rabbimin
-
7-A'râf 69
min rabbi-kum : Rabbinizden
-
7-A'râf 70
bi-mâ : şeyi
-
7-A'râf 71
min rabbi-kum : Rabbinizden
-
7-A'râf 71
bi-hâ : ona
-
7-A'râf 72
bi rahmetin : rahmet ile
-
7-A'râf 72
dâbira ellezîne : o kimselerin kökünü, neslini
-
7-A'râf 72
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 73
min rabbi-kum : Rabbinizden
-
7-A'râf 73
bi-sûin : kötülükle
-
7-A'râf 75
min rabbi-hi : Rabbinden, Rabbi tarafından
-
7-A'râf 75
bi-mâ ursile : gönderilen şeye
-
7-A'râf 75
bi-hi : onunla
-
7-A'râf 76
bi ellezî : onu (o şeyi)
-
7-A'râf 76
bi-hi : onu
-
7-A'râf 77
rabbi-him : Rab'lerinin
-
7-A'râf 77
bi-mâ : şeyi
-
7-A'râf 79
rabbî : Rabbim
-
7-A'râf 80
bi-hâ : onu
-
7-A'râf 83
kânet min el gâbirîne : geride kalanlardan oldu
-
7-A'râf 85
min rabbi-kum : Rabbinizden
-
7-A'râf 86
bi kulli sırâtın : her yola, tüm yolların üzerine
-
7-A'râf 86
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
7-A'râf 86
bi-hi : ona
-
7-A'râf 87
bi ellezî : ... ki ona
-
7-A'râf 87
bi-hi : onunla
-
7-A'râf 87
fe usbirû : o zaman sabredin
-
7-A'râf 89
bi el hakkı : hak ile
-
7-A'râf 93
rabbî : Rabbim
-
7-A'râf 94
min nebiyyin : bir peygamber
-
7-A'râf 94
bi el be'sâi : şiddetli fakirlik, sıkıntı
-
7-A'râf 96
bi-mâ : sebebiyle, ...dan dolayı
-
7-A'râf 100
bi zunûbi-him : günahları sebebiyle
-
7-A'râf 100
alâ kulûbi-him : kalplerinin üzerini
-
7-A'râf 101
bi el beyyinâti : beyineler, belgeler ile, ispat vesikaları ve mucizelerle
-
7-A'râf 101
bi mâ kezzebû : yalanladıkları şey sebebiyle
-
7-A'râf 101
alâ kulûbi : kalplerinin üzerini
-
7-A'râf 103
bi âyâti-nâ : âyetlerimiz ile, mucizelerimizle
-
7-A'râf 103
bi-hâ : ona
-
7-A'râf 104
min rabbi el âlemîn : âlemlerin Rabbinden
-
7-A'râf 105
bi beyyinetin : beyyine ile, açık delil ile, mucize ile
-
7-A'râf 105
min rabbi-kum : Rabbinizden
-
7-A'râf 106
ci'te bi : geldin, getirdin
-
7-A'râf 106
bi-hâ : onu
-
7-A'râf 107
mubînun : apaçık, açıkça
-
7-A'râf 112
ye'tû-ke bi : sana getirsinler
-
7-A'râf 113
nahnu el gâlibîne : biz gâlip olanlar, gâlib gelenler
-
7-A'râf 114
min el mukarrebîne : yakın olan kimselerden
-
7-A'râf 116
bi sihrin : bir sihir (büyü) ile
-
7-A'râf 121
bi rabbi el âlemîn : âlemlerin Rabbine
-
7-A'râf 122
rabbi : Rabbine
-
7-A'râf 123
bi-hi : ona
-
7-A'râf 125
ilâ rabbi-nâ : Rabbimize
-
7-A'râf 126
bi âyâti : âyetlerine
-
7-A'râf 126
rabbi-nâ : Rabbimiz
-
7-A'râf 128
bi allâhi : Allah'tan
-
7-A'râf 128
ve usbirû : ve sabredin
-
7-A'râf 130
bi es sinîne : senelerce
-
7-A'râf 131
bi mûsâ : Musa (as)ı
-
7-A'râf 132
bi-hi : onu
-
7-A'râf 132
bi-hâ : onunla
-
7-A'râf 132
bi mu'minîne : îmân edenler, inanacak olanlar
-
7-A'râf 134
bi-mâ : o şey ile, sebebiyle
-
7-A'râf 136
bi-enne-hum : onların ... olmaları sebebiyle
-
7-A'râf 136
bi-âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 137
kelimetu rabbi-ke : Rabbinin kelimesi, sözü
-
7-A'râf 137
bi-mâ saberû : sabırlarından dolayı
-
7-A'râf 138
bi benî israîle el bahra : İsrailoğullarını deniz(den)
-
7-A'râf 141
sûel azâbi (sûe el azâbi) : azabın kötüsü, kötü azab
-
7-A'râf 141
min rabbi-kum : Rabbinizden
-
7-A'râf 142
bi aşrin : 10 ile
-
7-A'râf 142
rabbi-hi : onun Rabbi
-
7-A'râf 142
ve lâ tettebi' : ve tâbî olma, uyma
-
7-A'râf 142
sebîle el mufsidîne : bozguncuların, fesat çıkaranların yoluna
-
7-A'râf 143
rabbi : Rabbim
-
7-A'râf 144
bi risâlâtî : gönderdiklerimle, risalelerimle
-
7-A'râf 144
ve bi kelâmî : ve kelâmımla, sözümle
-
7-A'râf 145
bi kuvvetin : kuvvetle
-
7-A'râf 145
bi ahseni-hâ : onu en güzel şekilde
-
7-A'râf 146
bi gayri el hakkı : haksız yere
-
7-A'râf 146
bi-hâ : ona
-
7-A'râf 146
sebîle er ruşdi : irşad yolu
-
7-A'râf 146
sebîlen : yol
-
7-A'râf 146
sebile el gayyi : gayy yolu
-
7-A'râf 146
yettehızû-hu sebîlen : onu yol edinirler
-
7-A'râf 146
bi enne-hum : onların, ..... olması sebebiyle
-
7-A'râf 146
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 147
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 147
habitat : heba oldu, boşa gitti
-
7-A'râf 148
sebîlen : yol
-
7-A'râf 150
bi'se mâ : ne kötü
-
7-A'râf 150
emre rabbi-kum : Rabbinizin emri
-
7-A'râf 150
bi re'si : başını
-
7-A'râf 150
biyel a'dâe (biye el a'dâe) : benimle o düşmanları
-
7-A'râf 151
rabbıgfirlî (rabbi ıgfir-lî) : Rabbim beni mağfiret et
-
7-A'râf 152
min rabbi-him : Rab'lerinden
-
7-A'râf 154
li rabbi-him : Rab'lerine (karşı), Rab'lerinden
-
7-A'râf 155
rabbi : Rabbim
-
7-A'râf 155
bi-mâ : sebebiyle, dolayısıyla, dolayı
-
7-A'râf 155
bi-hâ : onun ile
-
7-A'râf 156
azâbî : azabım
-
7-A'râf 156
bi-hî : ona
-
7-A'râf 156
bi âyâti-nâ : âyetlerimize
-
7-A'râf 157
yettebiûne : uyarlar, tâbî olurlar
-
7-A'râf 157
en nebiyye el ummiyye ellezî : okuma yazma bilmeyen peygamber ki o
-
7-A'râf 157
bi el ma'rûfi : irfanla
-
7-A'râf 157
âmenû bi-hi : ona inandılar, iman ettiler
-
7-A'râf 158
fe âminû bi allâhi : öyleyse Allah'a îmân edin
-
7-A'râf 158
en nebiyyi el ummiyyi ellezî : ümmî peygamber ki o
-
7-A'râf 158
bi allâhi : Allah'a
-
7-A'râf 158
ve ittebiû-hu : ve ona tâbî olun
-
7-A'râf 159
bi el hakkı : Hakk'a
-
7-A'râf 159
ve bi-hi : ve onunla
-
7-A'râf 160
bi asâ-ke : senin asan ile (asası ile)
-
7-A'râf 162
bimâ : sebebiyle
-
7-A'râf 163
lâ yesbitune : yasak uygulamama (günü)
-
7-A'râf 163
bi-mâ : şey sebebiyle, dolayı
-
7-A'râf 164
ilâ rabbi-kum : Rabbinize
-
7-A'râf 165
bi-hî : onunla
-
7-A'râf 165
bi azâbin : bir azap ile
-
7-A'râf 165
bi-mâ : şey sebebiyle, dolayısıyla
-
7-A'râf 167
sûe el azâbi : azabın kötüsü
-
7-A'râf 167
le serîu el ıkâbi : elbette ikabı (cezası) seri, çabuk olan
-
7-A'râf 168
bi el hasenâti : iyilikle, pozitif derece kazandıran ameller ile
-
7-A'râf 169
mîsâku el kitâbi : kitabın misaki
-
7-A'râf 170
bi el kitâbi : kitaba
-
7-A'râf 171
bi-him : onlar (üzerlerine)
-
7-A'râf 171
bi kuvvetin : kuvvetle, sımsıkı
-
7-A'râf 172
bi rabbi-kum : sizin Rabbiniz
-
7-A'râf 173
bi-mâ : sebebiyle, ...den dolayı
-
7-A'râf 176
bi-hâ : onunla
-
7-A'râf 176
ke meseli el kelbi : köpeğin misali, durumu, hali gibi
-
7-A'râf 176
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 177
bi âyati-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 179
bi-hâ : onunla
-
7-A'râf 179
bi-hâ : onunla
-
7-A'râf 179
bi-hâ : onunla
-
7-A'râf 180
bi-hâ : onunla
-
7-A'râf 181
bi el hakkı : Hakk'a
-
7-A'râf 181
ve bi-hi : ve onunla
-
7-A'râf 182
bi ayâti-nâ : âyetlerimizi
-
7-A'râf 184
bi sâhıbi-him : onların sahibinde, onların arkadaşında
-
7-A'râf 184
mubînun : apaçık, açıkça
-
7-A'râf 185
fe bi eyyi : artık hangi
-
7-A'râf 187
inde rabbî : Rabbimin yanında, Rabbimin katında
-
7-A'râf 189
bi-hi : onunla
-
7-A'râf 193
lâ yettebiû-kum : size uymazlar, tâbî olmazlar
-
7-A'râf 195
bi-hâ : onunla
-
7-A'râf 195
yabtışûne bihâ : onunla tutarlar
-
7-A'râf 195
yubsırûne bi-hâ : onunla görürler
-
7-A'râf 195
yesmeûne bi-hâ : onunla işitirler
-
7-A'râf 199
bil urfi (bi el urfi) : irfan ile
-
7-A'râf 200
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
7-A'râf 203
bi-âyetin : bir âyeti
-
7-A'râf 203
ettebiu : ben tâbî olurum, uyarım
-
7-A'râf 203
min rabbî : Rabbimden
-
7-A'râf 203
min rabbi-kum : Rabbinizden
-
7-A'râf 205
bi el guduvvi : sabahleyin
-
7-A'râf 206
inde rabbi-ke : senin Rabbinin katında, yanında, huzurunda
-
7-A'râf 206
lâ yestekbirûne : kibirlenmezler
-
7-A'râf 206
ve yusebbihûne-hu : ve onu tesbih ederler
-
70-Meâric 1
bi azâbin : azabı
-
70-Meâric 5
fe asbir : artık sabret
-
70-Meâric 11
min azâbi : azaptan
-
70-Meâric 11
bi benî-hi : oğullarını
-
70-Meâric 26
bi : ...i
-
70-Meâric 27
min azâbi : azaptan
-
70-Meâric 27
rabbi-him : Rab'leri
-
70-Meâric 28
rabbi-him : Rab'leri
-
70-Meâric 33
bi : ...e
-
70-Meâric 40
bi rabbi : Rabbine
-
70-Meâric 40
ve el megâribi : ve garb, batı(lar)
-
70-Meâric 41
bi mesbûkîne : önüne geçilenler, engellenenler
-
70-Meâric 43
ilâ nusubin : dikili taş, hedef
-
71-Nuh 2
mubînun : apaçık, açıklayan, açıkça
-
71-Nuh 4
min zunûbi-kum : günahlarınızdan, günahlarınızı
-
71-Nuh 5
rabbi : Rabbim
-
71-Nuh 7
esâbia-hum : parmaklarını
-
71-Nuh 12
bi emvâlin : mallarla
-
71-Nuh 19
bisâtan : yaygı, döşek, geniş (mekân)
-
71-Nuh 21
rabbi : Rabbim
-
71-Nuh 26
rabbi : Rabbim
-
71-Nuh 28
rabbi : Rabbim
-
72-Cin 2
bi-hî : ona
-
72-Cin 2
bi rabbi-nâ : Rabbimize
-
72-Cin 3
rabbi-nâ : Rabbimiz
-
72-Cin 6
bi ricâlin : adamlara
-
72-Cin 10
bi men : kimselere
-
72-Cin 10
bi him : onlar için (onların)
-
72-Cin 13
bi-hî : ona
-
72-Cin 13
bi rabbi-hî : Rabbine
-
72-Cin 17
rabbi-hî : Rabbi
-
72-Cin 20
rabbî : Rabbim
-
72-Cin 20
bi-hî : ona
-
72-Cin 25
rabbî : Rabbim
-
72-Cin 26
el gaybi : gayb, gizli olan, görünmeyen
-
72-Cin 26
alâ gaybi-hî : gaybını
-
72-Cin 28
rabbi-him : Rab'lerinin
-
72-Cin 28
bimâ : şeyleri, olanları
-
73-Müzzemmil 8
rabbi-ke : Rabbinin
-
73-Müzzemmil 9
ve el magribi : ve batı
-
73-Müzzemmil 10
ve isbir : ve sabret
-
73-Müzzemmil 11
ve el mukezzibîne : ve yalanlayanlar
-
73-Müzzemmil 16
vebîlen : çok ağır
-
73-Müzzemmil 18
bi-hî : onunla, onun sebebiyle
-
73-Müzzemmil 19
ilâ rabbi-hî : Rabbine
-
73-Müzzemmil 19
sebîlen : bir yol
-
73-Müzzemmil 20
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
74-Müddessir 3
kebbir : tekbir et, yücelt
-
74-Müddessir 7
rabbi-ke : senin Rabbin
-
74-Müddessir 7
fe asbir : artık sabret
-
74-Müddessir 31
fî kulûbi-him : kalplerinde
-
74-Müddessir 31
bi hâzâ : bununla
-
74-Müddessir 31
rabbi-ke : senin Rabbin
-
74-Müddessir 38
bimâ : şey ile, şey sebebiyle
-
74-Müddessir 46
bi yevmi : gününü
-
75-Kıyamet 1
bi yevmi : güne
-
75-Kıyamet 2
bi : ... e
-
75-Kıyamet 12
ilâ rabbi-ke : senin Rabbin'e (Rabbinin Huzuru)
-
75-Kıyamet 13
bimâ : şeyleri
-
75-Kıyamet 16
bi-hî : ona, onunla
-
75-Kıyamet 16
bi-hî : ona, onunla
-
75-Kıyamet 18
ittebi' : tâbî ol
-
75-Kıyamet 23
ilâ rabbi-hâ : Rab'lerine
-
75-Kıyamet 25
bi-hâ : ona, kendisine
-
75-Kıyamet 29
bi es sâkı : ayağa
-
75-Kıyamet 30
ilâ rabbi-ke : senin Rabbine
-
75-Kıyamet 40
bi kâdirin : kaadir olan, gücü yeten
-
76-İnsan 3
es sebîle : sebîl, yol
-
76-İnsan 6
bi-hâ : onu
-
76-İnsan 7
yûfûne bi : ifa ederler, yerine getirirler
-
76-İnsan 8
alâ hubbi-hî : ona sevgisi olan, sevdiği
-
76-İnsan 10
min rabbi-nâ : Rabbimizden
-
76-İnsan 12
bi-mâ : sebebiyle, dolayısıyla
-
76-İnsan 15
bi : ile
-
76-İnsan 15
ve ekvâbin : ve kadehler
-
76-İnsan 17
zencebîlen : zencefil
-
76-İnsan 18
selsebîlen : selsebîl, cennette bir pınarın adı
-
76-İnsan 20
kebîren : büyük
-
76-İnsan 24
fe ısbir : artık sabret
-
76-İnsan 24
rabbi-ke : senin Rabbin, Rabbinin
-
76-İnsan 25
rabbi-ke : senin Rabbin, Rabbinin
-
76-İnsan 26
ve sebbih-hu : ve onu tespih et
-
76-İnsan 29
ilâ rabbi-hî : Rabbine
-
76-İnsan 29
sebîlen : bir yol
-
77-Mürselât 15
li el mukezzibîne : yalanlayanlara
-
77-Mürselât 17
nutbiu-hum(u) : onlara tâbî kılarız
-
77-Mürselât 18
bi el mucrimîne : mücrimlere, günahkârlara, suçlulara
-
77-Mürselât 19
li el mukezzibîne : yalanlayanlara
-
77-Mürselât 24
li el mukezzibîne : yalanlayanlara
-
77-Mürselât 28
li el mukezzibîne : yalanlayanlara
-
77-Mürselât 29
bi-hî : onu, kendisini
-
77-Mürselât 30
şuabin : şuab, bir tekten ayrılan kısımlar, şube, bölüm, çatallanmış kısımlar
-
77-Mürselât 31
min el lehebi : yakıcı alevden
-
77-Mürselât 32
bi şerarin : kıvılcımlar
-
77-Mürselât 34
li el mukezzibîne : yalanlayanlara
-
77-Mürselât 37
li el mukezzibîne : yalanlayanlara
-
77-Mürselât 40
li el mukezzibîne : yalanlayanlara
-
77-Mürselât 43
bi-mâ : sebebiyle, dolayısıyla
-
77-Mürselât 45
li el mukezzibîne : yalanlayanlara
-
77-Mürselât 47
li el mukezzibîne : yalanlayanlara
-
77-Mürselât 49
li el mukezzibîne : yalanlayanlara
-
77-Mürselât 50
bi eyyi : hangisine, hangisi
-
78-Nebe 15
bi-hî : onunla
-
78-Nebe 23
lâbisîne : kalacak olanlar
-
78-Nebe 28
bi âyâti-nâ : bizim âyetlerimizi
-
78-Nebe 36
min rabbi-ke : Rabbinden
-
78-Nebe 37
rabbi : Rabb
-
78-Nebe 39
ilâ rabbi-hî : Rabbine
-
79-Nâziât 3
es sâbihâti : yüzenler
-
79-Nâziât 4
es sâbikâti : yarışıp öne geçenler
-
79-Nâziât 5
el mudebbirâti : tedbir edenler, idare edenler, emri yerine getirenler
-
79-Nâziât 14
bi es sâhireti : sahirdirler, dirilişin ilk görme anındalar, yerin (toprağın) üstündedirler
-
79-Nâziât 16
bi el vâdi : vadide
-
79-Nâziât 19
ilâ rabbi-ke : Rabbine
-
79-Nâziât 40
rabbi-hî : Rabbinin
-
79-Nâziât 44
ilâ rabbi-ke : Rabbine
-
8-Enfâl 2
ve alâ rabbi-him : ve Rab'lerine
-
8-Enfâl 4
inde rabbi-him : Rab'lerinin yanında (katında)
-
8-Enfâl 5
bi el hakkı : haklı sebeble, hak ile
-
8-Enfâl 7
bi kelimâti-hî : onun kelimeleri, sözleri ile
-
8-Enfâl 7
dâbira el kâfirîne : kâfirlerin arkası, neslin devamı
-
8-Enfâl 9
bi elfin : bin (tane) ile
-
8-Enfâl 10
bi-hî : onunla
-
8-Enfâl 11
bi-hi : onunla
-
8-Enfâl 11
ve li yarbıta alâ : ve rabt etmek, bağlamak için
-
8-Enfâl 11
kulûbi-kum : kalpleriniz
-
8-Enfâl 11
ve yusebbite : ve sabit kılar, sağlamlaştırır, sebat ettirir
-
8-Enfâl 11
bi-hi : onunla
-
8-Enfâl 12
fe sebbitû ellezîne : artık sebat verin, destek olun o kimselere
-
8-Enfâl 12
fî kulûbi : kalplerine
-
8-Enfâl 13
bi enne-hum : onların olmaları sebebiyle
-
8-Enfâl 13
şedîdu el ıkâbi : azabı şiddetli
-
8-Enfâl 16
bi gadabin : bir gazap
-
8-Enfâl 16
ve bi'se el masîru : ve o ne kötü varış (dönüş) yeri
-
8-Enfâl 22
şerre ed devâbbi : hayvanların en şerlisi
-
8-Enfâl 24
ve kalbi-hî : ve onun kalbi
-
8-Enfâl 25
şedîdu el ikâbi : azabı çok şiddetli
-
8-Enfâl 26
bi nasri-hî : onun yardımı ile
-
8-Enfâl 30
bi-ke : sana
-
8-Enfâl 30
li yusbitû-ke : seni tutuklamak, bağlamak için
-
8-Enfâl 32
bi azâbin elîmin : acı azabı
-
8-Enfâl 35
bi-mâ : şey(ler) sebebiyle
-
8-Enfâl 36
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan (Sıratı Mustakîm'den)
-
8-Enfâl 37
li yemîze allâhu el habîse : Allah'ın murdarı, pisi ayırt etmesi için
-
8-Enfâl 37
min et tayyibi : temizden
-
8-Enfâl 37
el habîse : murdar, pis
-
8-Enfâl 39
bi-mâ : şeyleri
-
8-Enfâl 41
vebnis sebîli (ve ibne es sebîli) : ve yolculukta olanlar, yolda kalanlar
-
8-Enfâl 41
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
8-Enfâl 42
bil udvetid dunyâ \n(bi el udveti ed dunyâ) \n(udve) \n(dünya) : vadinin yakın kenarında \n\n: (vadinin kenarı, kıyısı) \n: (edna (yakın) kelimesinin muennesidir) \n (muennes = dişi kelime)
-
8-Enfâl 42
bil udvetil kusvâ \n(bi el udveti el kusvâ) \n(udve) \n(kusva) : vadinin uzak kenarında \n\n: (vadinin kenarı, kıyısı) \n: (aksa (uzak) kelimesinin muennesidir)
-
8-Enfâl 43
bi zâti es sudûri : göğüslerde olanı, sinelerde olanı
-
8-Enfâl 46
vasbirû (ve ısbirû) : ve sabredin
-
8-Enfâl 46
mea es sâbirîne : sabredenlerle beraberdir
-
8-Enfâl 47
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
8-Enfâl 47
bi-mâ : şeyleri
-
8-Enfâl 48
el ıkâbi : azap, ceza
-
8-Enfâl 49
fî kulûbi-him : kalplerinde vardır
-
8-Enfâl 51
bimâ : şey sebebiyle
-
8-Enfâl 51
bi zallâmin : zulmeden, zulmedici
-
8-Enfâl 51
li el abîdi : kullar için, kullara
-
8-Enfâl 52
ke de'bi : adetleri gibi, adet haline getirdikleri durum gibi
-
8-Enfâl 52
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
8-Enfâl 52
bi zunûbi-him : günahlarından dolayı
-
8-Enfâl 52
el ıkâbi : azap
-
8-Enfâl 53
bi enne : sebebiyle, ...dan dolayı
-
8-Enfâl 53
bi enfusi-him : kendilerinde
-
8-Enfâl 54
de'bi : adet, gelenek, hal, durum
-
8-Enfâl 54
bi âyâti : âyetleri
-
8-Enfâl 54
rabbi-him : Rab'lerinin
-
8-Enfâl 54
bi zunûbi-him : günahlarından dolayı
-
8-Enfâl 55
şerre ed devâbbi : (yürüyen) hayvanların en şerlisi
-
8-Enfâl 57
fî el harbi : savaşta, harpte
-
8-Enfâl 57
bi-him : onları
-
8-Enfâl 58
fenbiz (fe inbiz) : o zaman at, anlaşmayı boz, artık iptal et
-
8-Enfâl 60
bi-hi : onunla
-
8-Enfâl 60
fî sebîlillâhi (fî sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
8-Enfâl 62
bi nasri-hî : yardımı ile
-
8-Enfâl 62
ve bi el mu'minîne : ve mü'minleri
-
8-Enfâl 63
kulûbi-him : onların kalpleri
-
8-Enfâl 63
kulûbi-him : onların kalpleri
-
8-Enfâl 64
en nebiyyu : peygamber
-
8-Enfâl 65
en nebiyyu : peygamber
-
8-Enfâl 65
sâbirûne : sabredenler, sabırlı olanlar
-
8-Enfâl 65
bi enne-hum : onların, ... olmalarından dolayı
-
8-Enfâl 66
sâbiratun : sabırlı, sabreden
-
8-Enfâl 66
bi iznillâhi (bi izni allâhi) : Allah'ın izni ile
-
8-Enfâl 66
mea es sâbirîne : sabredenlerle beraber
-
8-Enfâl 67
li nebiyyin : bir nebî, peygamber için
-
8-Enfâl 70
yâ eyyuhâ en nebiyyu : ey peygamber
-
8-Enfâl 70
fî kulûbi-kum : kalplerinizde vardır
-
8-Enfâl 72
bi emvâli-him : mallarıyla
-
8-Enfâl 72
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) : Allah'ın yolunda
-
8-Enfâl 72
bi-mâ : şeyleri
-
8-Enfâl 73
kebîrun : büyük
-
8-Enfâl 74
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
8-Enfâl 75
bi ba'dın \n(ba'du-hum bi ba'dın) : bir kısmına \n: (birbirlerine)
-
8-Enfâl 75
fî kitâbi allâhi : Allah'ın Kitab'ında
-
8-Enfâl 75
bi kulli şey'in : herşeyi
-
80-Abese 15
bi : ile
-
80-Abese 20
es sebîle : yol
-
80-Abese 35
ve ebî-hi : ve babası
-
81-Tekvir 6
el bihâru : denizler
-
81-Tekvir 9
bi : ile
-
81-Tekvir 9
zenbin : günah
-
81-Tekvir 15
bi el hunnesi : hünnese, merkezî çekim kuvvetine
-
81-Tekvir 22
bi mecnûnin : bir deli
-
81-Tekvir 23
bi el ufuki : ufukta
-
81-Tekvir 23
el mubîni : apaçık
-
81-Tekvir 24
alâ el gaybi : gayba karşı, o gaybta vahyolunan
-
81-Tekvir 24
bi danînin : cimri, saklayan, saklayıcı
-
81-Tekvir 25
bi kavli : sözü
-
82-İnfitâr 3
el bihâru : denizler
-
82-İnfitâr 6
bi rabbi-ke : Rabbine karşı
-
82-İnfitâr 9
bi ed dîni : dîni
-
82-İnfitâr 11
kâtibîne : kâtipler, kaydediciler, yazıcılar
-
82-İnfitâr 16
bi gâibîne : ayrılıp kaybolacak
-
83-Mutaffifin 6
rabbi : Rabbi
-
83-Mutaffifin 10
li el mukezzibîne : yalanlayanlara
-
83-Mutaffifin 11
bi yevmi : gününü
-
83-Mutaffifin 12
bi-hî : onu
-
83-Mutaffifin 14
kulûbi-him : onların kalpleri
-
83-Mutaffifin 15
an rabbi-him : Rab'lerinden
-
83-Mutaffifin 17
bi- hî : onu, kendisini
-
83-Mutaffifin 28
bi-hâ : ondan
-
83-Mutaffifin 30
bi-him : onların
-
84-İnşikak 2
rabbi-hâ : Rabbine
-
84-İnşikak 5
rabbi-hâ : onun Rabbi, Rabbi
-
84-İnşikak 6
rabbi-ke : Rabbin
-
84-İnşikak 7
bi yemîni-hî : onun sağından
-
84-İnşikak 15
bi-hî : onu, kendisini
-
84-İnşikak 16
bi eş şefakı : şafak vaktine
-
84-İnşikak 23
bi-mâ : şeyleri
-
84-İnşikak 24
bi azâbin : azap ile
-
85-Bürûc 7
bi el mu'minîne : mü'minlere
-
85-Bürûc 8
bi allâhi : Allah'a
-
85-Bürûc 11
el kebîru : büyük
-
85-Bürûc 12
rabbi-ke : senin Rabbin
-
85-Bürûc 19
tekzîbin : tekzip, yalanlama
-
86-Târık 7
es sulbi : omurga
-
86-Târık 14
bi el hezli : sıradan bir söz, boş, anlamsız, saçma bir söz
-
87-A'lâ 1
sebbih(ı) : tespih et
-
87-A'lâ 1
rabbi-ke : senin Rabbin, Rabbin
-
87-A'lâ 15
rabbi-hî : onun Rabbi, Rabbi
-
88-Ğâşiye 16
ve zerâbiyyu : ve süslü, kıymetli yaygılar, halılar
-
88-Ğâşiye 17
ilâ el ibili : deveye
-
88-Ğâşiye 22
bi musaytırın : zorlayıcı
-
89-Fecr 6
bi âdin : Ad kavmini
-
89-Fecr 8
el bilâdi : beldeler, ülkeler
-
89-Fecr 9
bi el vâdi : vadilerde
-
89-Fecr 11
el bilâdi : beldeler
-
89-Fecr 13
azâbin : azap
-
89-Fecr 14
bi el mirsâdi : gözleyen
-
89-Fecr 15
rabbî : Rabbim
-
89-Fecr 16
rabbî : Rabbim
-
89-Fecr 23
ve cîe ... (bi) : ve getirildi
-
89-Fecr 23
bi cehenneme : cehenneme
-
89-Fecr 28
ilâ rabbiki : Rabbine
-
9-Tevbe 3
bi azâbin : bir azap ile
-
9-Tevbe 5
sebîle-hum : onların yolu
-
9-Tevbe 6
bi enne-hum : onların, ..... olması sebebiyle, dolayısıyla
-
9-Tevbe 8
bi efvâhi-him : ağızları ile, sözleriyle
-
9-Tevbe 9
bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
-
9-Tevbe 9
an sebîli-hi : onun yolundan
-
9-Tevbe 13
bi ihrâcir resûli : resûlü çıkarmaya
-
9-Tevbe 14
bi eydî-kum : sizin ellerinizle
-
9-Tevbe 15
kulûbi-him : onların kalpleri
-
9-Tevbe 16
habîrun : haberdar, haberi olan
-
9-Tevbe 16
bi mâ ta'melûne : yaptığınız şeylerden
-
9-Tevbe 17
bi el kufri : küfre, inkâra
-
9-Tevbe 17
habitat : boşa gitti, heba oldu
-
9-Tevbe 18
bi allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 19
bi allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 19
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
9-Tevbe 20
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
9-Tevbe 20
bi emvâli-him : (onların) malları ile
-
9-Tevbe 21
bi rahmetin : bir rahmet ile
-
9-Tevbe 24
fî sebîli-hi : onun yolunda
-
9-Tevbe 24
bi emri-hi : onun emri, emrini
-
9-Tevbe 25
bi mâ rahubet : geniş olmasına rağmen
-
9-Tevbe 25
mudbirîne : arkalarına dönen kimseler
-
9-Tevbe 29
bi allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 29
ve lâ bi el yevmi el âhiri : ve ahir gününe (inanmayan)
-
9-Tevbe 30
bi efvâhi-him : ağızları ile
-
9-Tevbe 32
bi efvâhi-him : ağızları ile
-
9-Tevbe 33
bi el hudâ : hidayetle
-
9-Tevbe 34
bi el bâtıli : bâtıl ile boş yere, haksız olarak
-
9-Tevbe 34
an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
-
9-Tevbe 34
fî sebîli allâhi : Allah yolunda
-
9-Tevbe 34
bi azâbin elîmin : elîm, acı azap ile
-
9-Tevbe 35
bi-hâ : onunla
-
9-Tevbe 36
fî kitâbi allâhi : Allah'ın kitabında
-
9-Tevbe 37
bi-hi : onunla
-
9-Tevbe 38
fî sebîli allâhi essâkaltum : Allah'ın yolunda sakil oldunuz, yavaş davrandınız, meylettiniz
-
9-Tevbe 38
bi el hayâti ed dunyâ : dünya hayatına
-
9-Tevbe 40
li sâhibi-hi : arkadaşına
-
9-Tevbe 40
bi cunûdin : bir ordu ile
-
9-Tevbe 41
bi emvâli-kum : mallarınız ile
-
9-Tevbe 41
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
9-Tevbe 42
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
9-Tevbe 43
ve ta'leme el kâzibîne : ve yalancıları (bilirsin) öğrenirsin
-
9-Tevbe 44
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
9-Tevbe 44
bi emvâli-him : malları ile
-
9-Tevbe 44
bi el muttakîne : takva sahiplerini
-
9-Tevbe 45
billâhi (bi allâhi) : Allah'a
-
9-Tevbe 45
fî raybi-him : şüpheleri içinde
-
9-Tevbe 46
inbiâse-hum : onların tutumu, davranışları
-
9-Tevbe 47
biz zâlimîne : zalimleri
-
9-Tevbe 49
bi el kâfîrîne : kâfirleri, inkâr edenleri
-
9-Tevbe 52
binâ : bizim ile, bize, bizim için
-
9-Tevbe 52
bi-kum : size
-
9-Tevbe 52
bi azâbin : bir azabı
-
9-Tevbe 52
bi eydî-nâ : bizim elimizle
-
9-Tevbe 52
muterabbisûne : bekleyenler
-
9-Tevbe 54
bi allâhi : Allah'ı
-
9-Tevbe 54
ve bi resûli-hi : ve onun resûlünü
-
9-Tevbe 55
bi-hâ : onunla
-
9-Tevbe 56
bi allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 60
ve fî er rikâbi : ve köleler konusunda
-
9-Tevbe 60
ve fî sebîli allâhi : ve Allah'ın yolunda
-
9-Tevbe 60
vebni es sebîli : ve yolcu(lar)
-
9-Tevbe 61
en nebiyye : nebî, peygamber
-
9-Tevbe 61
bi allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 62
bi allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 64
tunebbiu-hum : onlara haber verir
-
9-Tevbe 64
bi mâ : şeyi
-
9-Tevbe 64
fî kulûbi-him : kalplerinde olan
-
9-Tevbe 65
e bi allâhi : Allah ile mi
-
9-Tevbe 66
bi enne-hum : onların ... olmaları sebebiyle, olmalarından dolayı
-
9-Tevbe 67
bi el munkeri : inkarı, kötülüğü
-
9-Tevbe 67
ve yakbidûne : ve sıkarlar, sımsıkı tutarlar, cimrilik ederler
-
9-Tevbe 69
bi halâki-him : kendi payları, nasipleri ile
-
9-Tevbe 69
bi halâki-kum : sizin payınız, nasibiniz ile
-
9-Tevbe 69
bi halâki-him : onların payları, nasipleri ile
-
9-Tevbe 69
habitat : heba oldu, boşa gitti
-
9-Tevbe 70
ve ashâbi medyene : ve Medyen halkı
-
9-Tevbe 70
bi el beyyinati : delilleri (beyyineleri)
-
9-Tevbe 71
bi el ma'rûfi : ma'ruf ile, iyilik ile
-
9-Tevbe 73
yâ eyyuhâ en nebiyyu : ey peygamber
-
9-Tevbe 73
ve bi'se : ne kötü
-
9-Tevbe 74
bi allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 74
bi mâ : şeye
-
9-Tevbe 76
bi-hi : onunla
-
9-Tevbe 77
fî kulûbi-him : onların kalplerinde, kalplerine
-
9-Tevbe 77
bi mâ : şey sebebiyle, dolayısıyla
-
9-Tevbe 77
ve bi mâ : ve sebebiyle
-
9-Tevbe 78
allâmu el guyûbi : gayb bilgilerini, gaybte olanları çok iyi bilen
-
9-Tevbe 80
bi enne-hum : onların ... olması sebebiyle
-
9-Tevbe 80
bi allâhi : Allah'ı
-
9-Tevbe 81
bi mak'adi-him : kalıp oturmaları ile
-
9-Tevbe 81
bi emvâli-him : malları ile
-
9-Tevbe 81
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda
-
9-Tevbe 82
bi mâ : şeyler dolayısıyla, sebebiyle
-
9-Tevbe 83
bi el kuûdi : oturmaya (cihaddan geri kalmaya)
-
9-Tevbe 84
bi allâhi : Allah'ı
-
9-Tevbe 85
bi-hâ : onunla
-
9-Tevbe 86
bi allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 87
bi en yekûnû : ile olmaya
-
9-Tevbe 87
ve tubia : ve tabedildi, mühürlendi
-
9-Tevbe 87
alâ kulûbi-him : onların kalplerinin üzeri
-
9-Tevbe 88
bi emvâli-him : kendi malları ile
-
9-Tevbe 90
min el a'râbi : bedevî Araplardan, göçebe yaşayan Araplardan
-
9-Tevbe 91
sebîlin : (aleyhlerinde) bir yol
-
9-Tevbe 93
es sebîlu : yol, vesile
-
9-Tevbe 93
bi en yekûnû : olmaya
-
9-Tevbe 93
kulûbi-him : onların kalpleri
-
9-Tevbe 94
âlimil gaybi : gaybı bilen
-
9-Tevbe 94
fe yunebbiu-kum : böylece size haber verecek
-
9-Tevbe 94
bi mâ : şeyleri
-
9-Tevbe 95
bi allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 95
bi mâ kânû : oldukları şeyler sebebiyle
-
9-Tevbe 98
ve min el a'râbi : ve bedevî (göçebe) Araplar'dan
-
9-Tevbe 98
bi kum : size
-
9-Tevbe 99
ve min el a'râbî : ve bedevî (göçebe) Araplar'dan
-
9-Tevbe 99
bi allâhi : Allah'a
-
9-Tevbe 100
ve es sâbikûne el evvelûne : hayırlarda yarışanların evvelkileri
-
9-Tevbe 100
bi ıhsânin : ihsan ile
-
9-Tevbe 101
min el a'râbi : ve bedevî (göçebe) Araplar'dan
-
9-Tevbe 101
ilâ azâbin azîmin : büyük azaba
-
9-Tevbe 102
bi zunûbi-him : günahlarını
-
9-Tevbe 103
bi-hâ : onunla
-
9-Tevbe 105
ilâ âlimi el gaybi : gaybı, görünmeyeni bilene
-
9-Tevbe 105
fe yunnebiu-kum : o zaman size haber verecek
-
9-Tevbe 105
bimâ : şeyleri
-
9-Tevbe 109
bi-hi : onunla birlikte, beraber
-
9-Tevbe 110
fî kulûbi-him : onların kalplerinde
-
9-Tevbe 111
bi enne : ...den dolayı, ... verilecek karşılık
-
9-Tevbe 111
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda, Allah yolunda
-
9-Tevbe 111
evfâ bi ahdi-hi : ahdine vefa etti, ahdini daha iyi ifa etti, yerine getirdi
-
9-Tevbe 111
bi bey'ı-kum : alışverişiniz ile
-
9-Tevbe 111
bi-hi : onunla
-
9-Tevbe 112
el âbidûne : Allah'a kul olanlar
-
9-Tevbe 112
bi el ma'rûfi : iyilikle, irfan ile
-
9-Tevbe 113
li en nebiyyi : bir nebi, bir peygamberler için
-
9-Tevbe 114
li ebî-hi : babası için
-
9-Tevbe 115
bi kulli şey'in : herşeyi
-
9-Tevbe 117
en nebiyyi : nebi, peygamber
-
9-Tevbe 117
bi-him : onlara
-
9-Tevbe 118
bimâ rahubet : geniş olmasına rağmen
-
9-Tevbe 120
min el a'râbi : bedevî Araplar'dan
-
9-Tevbe 120
bi enfusi-him : kendi nefslerini
-
9-Tevbe 120
bi enne-hum : onların olması sebebiyle, çünkü onlara
-
9-Tevbe 120
fî sebîli allâhi : Allah'ın yolunda, Allah yolunda
-
9-Tevbe 120
bi-hi : onunla
-
9-Tevbe 121
kebîraten : büyük
-
9-Tevbe 125
ellezîne fî kulûbi-him : kalplerinde ... olan kimseler
-
9-Tevbe 127
bi enne-hum : onların ... olmaları sebebiyle
-
9-Tevbe 128
bi el mu'minîne : mü'minlere
-
9-Tevbe 129
hasbiye allâhu : Allah bana yeter (kâfidir)
-
90-Beled 1
bi : ... e
-
90-Beled 2
bi : de
-
90-Beled 17
bi es sabrı : sabrı
-
90-Beled 17
bi el merhameti : merhameti
-
90-Beled 19
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
-
91-Şems 11
bi : sebebiyle
-
91-Şems 14
bi : ile (sebebiyle)
-
91-Şems 14
zenbi-him : onların günahları
-
92-Leyl 6
bi el husnâ : Hüsna'yı (Allah'ın Zat'ını görmeyi)
-
92-Leyl 9
bi el husnâ : Hüsna'yı, Allah'ın Zat'ını görmeyi
-
92-Leyl 20
rabbi-hi : onun Rabbi
-
93-Duhâ 11
bi ni'meti : ni'metini
-
93-Duhâ 11
rabbi-ke : senin Rabbin, Rabbin
-
94-İnşirâh 8
ilâ rabbi-ke : Rabbine
-
95-Tin 7
bi ed dîni : dini
-
95-Tin 8
bi ahkemi : en âlimi, en adili, en güzeli, en iyi hüküm vereni
-
96-Alak 1
bi ismi : ismi ile, adıyla
-
96-Alak 1
rabbi-ke : senin Rabbin
-
96-Alak 4
bi : ile
-
96-Alak 8
ilâ rabbi-ke : senin Rabbine
-
96-Alak 12
bi et takvâ : takvayı
-
96-Alak 14
bi enne : olduğunu
-
96-Alak 15
bi en nâsıyeti : perçeminden
-
97-Kadir 4
bi : ile
-
97-Kadir 4
rabbi-him : Rab'lerinin
-
98-Beyyine 1
min ehli el kitâbi : kitap ehlinden
-
98-Beyyine 6
min ehli el kitâbi : kitap ehlinden
-
98-Beyyine 8
rabbi-him : onların Rab'leri
-
99-Zilzâl 5
bi enne : olması ile