Kur'an İçerisinde Arama
Sayfayı Yenile
Arapça Metin Arama (Harekeli)
Aranan Kelime : enne
Aranan Yer : Arapça Kelime Meali (Latin Harfleriyle)
Bulunan Sonuç : 699
-
10-Yunus 2
enne : muhakkak ki
-
10-Yunus 22
enne-hum : muhakkak onlar
-
10-Yunus 22
le nekûnenne : biz muhakkak olacağız
-
10-Yunus 24
enne-hum : onlar ..... olduklarını
-
10-Yunus 26
ashâbu el cenneti : cennet halkıdır
-
10-Yunus 27
ke ennemâ : ancak sanki, gibi
-
10-Yunus 33
enne-hum : şüphesiz onlar
-
10-Yunus 46
nurîyenne-ke : elbette sana gösteririz
-
10-Yunus 46
ev neteveffeyenne-ke : veya seni vefat ettiririz
-
10-Yunus 54
enne : gerçekten
-
10-Yunus 90
enne-hu : muhakkak ona, onun ..... olduğuna
-
10-Yunus 94
fe lâ tekûnenne : öyleyse sakın olma
-
10-Yunus 95
ve lâ tekûnenne : ve sakın olma
-
10-Yunus 105
ve lâ tekûnenne : ve sakın olma
-
104-Hümeze 3
enne : olduğunu, olacağını
-
104-Hümeze 4
le yunbezenne : mutlaka atılacak
-
11-Hûd 7
le yekûlenne : muhakkak ki derler
-
11-Hûd 10
le yekûlenne : muhakkak derler ki
-
11-Hûd 14
ennemâ : ancak, ..... olduğunu
-
11-Hûd 22
enne-hum : muhakkak onlar
-
11-Hûd 23
ashâbu el cenneti : cennet halkı, cennet ehli
-
11-Hûd 36
enne-hu : çünkü o, (onlar) olduğu
-
11-Hûd 80
lev enne : keşke olsaydı
-
11-Hûd 89
lâ yecrimenne-kum : sakın olmasın, size isabet etmesin
-
11-Hûd 108
fî el cenneti : cennette
-
11-Hûd 111
le yuveffiyenne-hum : onlara mutlaka öder
-
11-Hûd 119
le emleenne : muhakkak dolduracağım
-
11-Hûd 119
cehenneme : cehennem
-
12-Yusuf 15
le tunebbienne-hum : mutlaka onlara haber vereceksin
-
12-Yusuf 32
le yuscenenne : mutlaka zindana atılacak
-
12-Yusuf 42
enne-hu : onun olduğu
-
12-Yusuf 52
ve enne allâhe : ve muhakkak Allah
-
12-Yusuf 80
enne : olduğunu
-
12-Yusuf 90
menne allâhu : Allah ni'metlendirdi (ni'met verdi)
-
12-Yusuf 110
enne-hum : kendilerinin olduğunu
-
13-Ra'd 18
lev enne : (eğer, şâyet) gerçekten olsaydı
-
13-Ra'd 18
cehennemu : cehennemdir
-
13-Ra'd 19
ennemâ : olduğunu
-
13-Ra'd 31
ve lev enne : ve eğer gerçekten olsaydı
-
13-Ra'd 35
meselu el cenneti elletî : o cennetin örneği, durumu, gibi
-
13-Ra'd 40
nuriyenne-ke : sana gösteririz
-
13-Ra'd 40
ev neteveffeyenne-ke : veya seni vefat ettiririz
-
14-İbrahim 7
le ezîdenne-kum : mutlaka, elbette size artırırım
-
14-İbrahim 12
ve le nasbirenne : ve elbette sabredeceğiz
-
14-İbrahim 13
le nuhricenne-kum : muhakkak sizi çıkaracağız
-
14-İbrahim 13
le nuhlikenne : mutlaka helâk edeceğiz
-
14-İbrahim 14
ve le nuskinenne-kum : ve sizi yerleştireceğiz
-
14-İbrahim 16
cehennemu : cehennem
-
14-İbrahim 19
enne allâhe : muhakkak ki Allah
-
14-İbrahim 29
cehenneme : cehennem
-
14-İbrahim 42
ve lâ tahsebenne allâhe : ve Allah'ı sanma, zannetme
-
14-İbrahim 47
lâ tahsebenne allâhe : Allah'ı sakın sanma, zannetme
-
14-İbrahim 52
ennemâ : sadece, yalnız, ancak
-
15-Hicr 39
le uzeyyinenne : mutlaka güzelleştireceğim, süsleyeceğim (ziynetlendireceğim)
-
15-Hicr 39
ve le ugviyenne-hum : ve mutlaka onları azdıracağım
-
15-Hicr 43
cehenneme : cehennem
-
15-Hicr 50
ve enne : ve muhakkak
-
15-Hicr 66
enne : muhakkak, olduğuna
-
15-Hicr 88
lâ temuddenne : uzatma (dikme, uzun uzun bakma)
-
15-Hicr 92
le nes'elenne-hum : elbette, onlara mutlaka soracağız
-
15-Hicr 97
enne-ke : senin olduğunu
-
16-Nahl 2
enne-hu : onun olduğu
-
16-Nahl 23
enne allâhe : (muhakkak ki Allah), Allah'ın olduğu
-
16-Nahl 29
cehenneme : cehennem
-
16-Nahl 32
el cennete : cennete
-
16-Nahl 39
enne-hum : muhakkak onların olduğunu
-
16-Nahl 41
li nubevvienne-hum : onlara mutlaka hazırlamamız, ağırlamamız, yerleştirmemiz için
-
16-Nahl 62
enne : olduğu
-
16-Nahl 62
enne : olduğu
-
16-Nahl 62
ve enne-hum : ve muhakkak onlar
-
16-Nahl 92
ve le yubeyyinenne : ve muhakkak açıklayacak
-
16-Nahl 96
ve le necziyenne : ve mutlaka karşılığını vereceğiz, mükafatlandıracağız
-
16-Nahl 97
nuhyiyenne-hu : ona hayat veririz, yaşatırız
-
16-Nahl 97
ve le necziyenne-hum : ve mutlaka, ellbette onlara karşılığını vereceğiz, mükâfatlandıracağız
-
16-Nahl 103
enne-hum : onların olduğunu
-
16-Nahl 107
bi enne-hum : onların olmalarından dolayı, sebebiyle
-
16-Nahl 107
ve enne allâhe : ve muhakkak Allah
-
16-Nahl 109
enne-hum : onların olduğuna
-
17-İsrâ 8
cehenneme : cehennemi
-
17-İsrâ 9
enne : muhakkak, vardır, olduğunu
-
17-İsrâ 10
ve ennellezîne (enne ellezîne) : ve muhakkak o kimseler ki
-
17-İsrâ 18
cehenneme : cehennem
-
17-İsrâ 39
fî cehenneme : cehenneme
-
17-İsrâ 62
le ahtenikenne : muhakkak ele geçireceğim, kumanda edeceğim, bana tâbî kılacağım
-
17-İsrâ 63
cehenneme : cehennem
-
17-İsrâ 86
le nezhebenne : mutlaka gideririz
-
17-İsrâ 91
cennetun : bir cennet, bir bahçe
-
17-İsrâ 97
cehennemu : cehennem
-
17-İsrâ 98
bi enne-hum : onların olması dolayısıyla, sebebiyle
-
18-Kehf 2
enne : muhakkak, olduğunu
-
18-Kehf 9
enne : olduğunu
-
18-Kehf 19
ve lâ yuş'ırenne : ve sakın sezdirmesin, hissettirmesin, farkına vardırmasın
-
18-Kehf 21
enne : muhakkak, olduğunu
-
18-Kehf 21
ve enne es sâate : ve muhakkak o saat, o vakit
-
18-Kehf 21
le nettehızenne : mutlaka edinelim, yapalım
-
18-Kehf 23
ve lâ tekûlenne : ve deme muhakkak
-
18-Kehf 32
cenneteyni : iki bahçe
-
18-Kehf 33
el cenneteyni : iki bahçe
-
18-Kehf 35
cennete-hu : onun bahçesi
-
18-Kehf 36
le ecidenne : mutlaka bulacağım
-
18-Kehf 39
cennete-ke : senin bahçen
-
18-Kehf 40
min cenneti-ke : senin bahçenden
-
18-Kehf 53
enne-hum : kendilerinin olduğunu
-
18-Kehf 100
cehenneme : cehennemi
-
18-Kehf 102
cehenneme : cehennemi
-
18-Kehf 104
enne-hum : olduğunu
-
18-Kehf 106
cehennemu : cehennem
-
18-Kehf 110
ennemâ : olduğu
-
19-Meryem 46
le ercumenne-ke : mutlaka seni taşlarım
-
19-Meryem 60
el cennete : cennet
-
19-Meryem 63
el cennetu elletî : cennet ki o
-
19-Meryem 68
le nahşurenne-hum : biz onları mutlaka haşredeceğiz
-
19-Meryem 68
cehenneme : cehennem
-
19-Meryem 77
le ûteyenne : elbette verilecektir
-
19-Meryem 86
ilâ cehenneme : cehenneme
-
2-Bakara 25
enne : olduğunu
-
2-Bakara 26
enne-hû : onun olduğu
-
2-Bakara 35
el cennete : cennet
-
2-Bakara 38
ye'tiye-enne-kum : size mutlaka gelecek
-
2-Bakara 46
enne-hum : onların ..... olduğunu
-
2-Bakara 46
ve enne-hum : ve onların ..... olduğunu
-
2-Bakara 57
el menne : kudret helvası
-
2-Bakara 61
enne-hum : onların olduğu
-
2-Bakara 77
enne : olduğunu
-
2-Bakara 82
ashâbu el cenneti : cennet halkı
-
2-Bakara 94
fe temennevû : o zaman temenni edin
-
2-Bakara 95
yetemennev-hu : onu temenni etmezler
-
2-Bakara 96
ve le tecidenne-hum : ve mutlaka onları bulursun
-
2-Bakara 101
enne-hum : onların olduğu
-
2-Bakara 103
enne-hum : onların olması
-
2-Bakara 106
enne allâhe : muhakkak ki Allah
-
2-Bakara 107
enne : olduğunu
-
2-Bakara 111
el cennete : cennet
-
2-Bakara 144
fe le nuvelliye enne-ke : artık seni mutlaka çevireceğiz
-
2-Bakara 144
enne-hu : onun olduğu
-
2-Bakara 147
lâ tekûnenne : sakın olma
-
2-Bakara 155
nebluvenne-kum : sizi imtihan ederiz
-
2-Bakara 165
enne : olduğunu
-
2-Bakara 165
ve enne : ve olduğunu
-
2-Bakara 167
enne : olduğu
-
2-Bakara 176
bi enne : sebebi ile
-
2-Bakara 187
enne-kum : sizin ..... olduğunuz
-
2-Bakara 194
enne : olduğunu
-
2-Bakara 196
enne allâhe : Allah'ın ..... olduğu
-
2-Bakara 203
enne-kum : sizin ..... olduğunuzu
-
2-Bakara 206
cehennemu : cehennem
-
2-Bakara 209
enne allâhe : Allah'ın ..... olduğu
-
2-Bakara 214
el cennete : cennet
-
2-Bakara 221
ilâ el cenneti : cennete
-
2-Bakara 223
enne-kum : sizin ..... olduğunu
-
2-Bakara 231
enne : olduğunu
-
2-Bakara 233
enne allâhe : Allah'ın ..... olduğunu
-
2-Bakara 235
enne-kum : sizin ..... olduğunuzu
-
2-Bakara 235
enne allâhe : Allah'ın ..... olduğunu
-
2-Bakara 235
enne allâhe : Allah'ın ..... olduğunu
-
2-Bakara 244
enne allâhe : Allah'ın ..... olduğunu
-
2-Bakara 249
enne-hum : onların ..... olduğunu
-
2-Bakara 259
lem yetesenneh : bozulmadı, kokuşmadı
-
2-Bakara 259
enne allâhe : Allah'ın ..... olduğu
-
2-Bakara 260
enne allâhe : Allah'ın ..... olduğunu
-
2-Bakara 262
mennen : minnet etirerek
-
2-Bakara 265
cennetin : cennet, bahçe
-
2-Bakara 266
cennetun : bir bahçe
-
2-Bakara 267
enne allâhe : Allah'ın ..... olduğunu
-
2-Bakara 275
bi enne-hum : onların ..... olması sebebi ile
-
20-Tâ-Hâ 16
lâ yesuddenne-ke : seni alıkoymasın, seni men etmesin
-
20-Tâ-Hâ 48
enne el azâbe : azabın olduğu
-
20-Tâ-Hâ 58
le ne'tiyenne-ke bi : mutlaka sana getireceğiz
-
20-Tâ-Hâ 66
enne-hâ : onun olduğu
-
20-Tâ-Hâ 71
ve le usallibenne-kum : ve mutlaka sizi asacağım
-
20-Tâ-Hâ 74
cehenneme : cehennem
-
20-Tâ-Hâ 80
el menne : kudret helvası
-
20-Tâ-Hâ 97
le nuharrikanne-hu \n(nuharrike enne-hu) : onu biz mutlaka, elbette yakacağız
-
20-Tâ-Hâ 97
le nensifenne-hu \n(nensife enne-hu) : onu mutlaka, elbette savuracağız, toz haline getirip atacağız
-
20-Tâ-Hâ 117
lâ yuhricenne-kumâ : sakın sizin ikinizi çıkarmasın
-
20-Tâ-Hâ 117
min el cenneti : cennetten
-
20-Tâ-Hâ 119
ve enne-ke : ve muhakkak sen
-
20-Tâ-Hâ 121
el cenneti : cennet
-
20-Tâ-Hâ 123
ye'tiyenne-kum : size mutlaka gelecek
-
20-Tâ-Hâ 131
ve lâ temuddenne : ve sakın uzatma
-
20-Tâ-Hâ 134
ennâ (enne-nâ) : gerçekten biz
-
21-Enbiyâ 25
enne-hu : onun olduğunu
-
21-Enbiyâ 29
cehenneme : cehennem
-
21-Enbiyâ 30
enne es semâvâti : semaların olduğu
-
21-Enbiyâ 57
le ekîdenne : mutlaka hile yapacağım
-
21-Enbiyâ 95
enne-hum : muhakkak onlar
-
21-Enbiyâ 98
cehenneme : cehennem
-
21-Enbiyâ 105
enne el arda : arzın olduğu
-
21-Enbiyâ 108
ennemâ : olduğu
-
22-Hac 4
enne-hu : onun olduğu
-
22-Hac 4
enne-hu : muhakkak onu
-
22-Hac 6
bi enne allâhe : muhakkak ki Allah
-
22-Hac 6
ve enne-hu : ve muhakkak ki o
-
22-Hac 6
ve enne-hu : ve muhakkak o
-
22-Hac 7
ve enne : ve muhakkak
-
22-Hac 7
ve enne allâhe : ve muhakkak Allah
-
22-Hac 10
ve enne allâhe : ve muhakkak Allah
-
22-Hac 11
ıtmeenne : tatmin olur
-
22-Hac 15
yuzhibenne : giderir
-
22-Hac 16
ve ennallâhe (enne allâhe) : ve muhakkak Allah
-
22-Hac 18
enne allâhe : muhakkak Allah
-
22-Hac 31
ke ennemâ : sanki, gibi
-
22-Hac 39
bi enne-hum : onların olması sebebiyle
-
22-Hac 54
ennehu : onun olduğu
-
22-Hac 59
le yudhılenne-hum : muhakkak onları dahil edecektir, girdirecektir
-
22-Hac 60
le yansuru enne-hu allâhu : mutlaka Allah ona yardım eder
-
22-Hac 61
bi enne : sebebiyle, çünkü
-
22-Hac 61
ve enne allâhe : ve muhakkak Allah
-
22-Hac 62
bi enne : sebebiyle, çünkü
-
22-Hac 62
ve enne : ve muhakkak
-
22-Hac 62
ve enne allâhe : ve muhakkak Allah
-
22-Hac 63
enne allâhe : muhakkak Allah
-
22-Hac 65
enne allâhe : muhakkak Allah
-
22-Hac 70
enne allâhe : Allah'ın olduğunu
-
23-Mü'minûn 35
enne-kum : mutlaka siz, sizin olacağınız
-
23-Mü'minûn 35
enne-kum : mutlaka siz, sizin olacağınız
-
23-Mü'minûn 55
ennemâ : ancak, sadece, olduğunu
-
23-Mü'minûn 60
enne-hum : muhakkak ki onlar, onlar ..... olduğundan
-
23-Mü'minûn 103
fî cehenneme : cehennemin içinde, cehennemde
-
23-Mü'minûn 111
enne-hum : muhakkak ki onlar
-
23-Mü'minûn 114
enne-kum : gerçekten siz
-
23-Mü'minûn 115
ennemâ : olduğunu
-
23-Mü'minûn 115
ve enne-kum : ve muhakkak siz
-
24-Nûr 7
enne : olduğu
-
24-Nûr 9
enne : olduğu
-
24-Nûr 10
ve enne allâhe : ve muhakkak ki Allah
-
24-Nûr 20
ve enne allâhe : ve muhakkak Allah
-
24-Nûr 25
ennallâhe (enne allâhe) : Allah'ın ..... olduğu, muhakkak
-
24-Nûr 35
ke ennehâ : o gibidir
-
24-Nûr 41
ennallâhe (enne allâhe) : Allah olduğunu
-
24-Nûr 43
enne allâhe : Allah'ın yaptığını
-
24-Nûr 55
le yestahlifenne-hum : onları mutlaka halife tayin edecek
-
24-Nûr 55
ve le yumekkinenne : ve mutlaka sağlamlaştıracak
-
24-Nûr 55
ve le yubeddilenne-hum : ve onlara mutlaka çevirecek
-
24-Nûr 57
lâ tahsebenne : sakın zannetme
-
25-Furkan 8
cennetun : cennet, ağaçlı bahçe
-
25-Furkan 15
cennetu : cennet
-
25-Furkan 24
ashâbu el cenneti : cennet ehli
-
25-Furkan 34
ilâ cehenneme : cehenneme
-
25-Furkan 44
enne : olduğunu
-
25-Furkan 65
cehenneme : cehennem
-
26-Şuarâ 29
ec'alenne-ke : seni mutlaka kılacağım
-
26-Şuarâ 49
usallibenne-kum : sizi astıracağım
-
26-Şuarâ 85
cenneti : cennet
-
26-Şuarâ 90
el cennetu : cennet
-
26-Şuarâ 102
fe lev enne : keşke olsaydı
-
26-Şuarâ 116
le tekûnenne : sen muhakkak ..... olacaksın
-
26-Şuarâ 167
le tekûnenne : sen mutlaka olacaksın
-
26-Şuarâ 225
enne-hum : onların ..... olduğunu
-
26-Şuarâ 226
ve enne-hum : ve onların ..... olduğunu, muhakkak ki onlar
-
27-Neml 10
enne-hâ : onun olduğunu
-
27-Neml 18
lâ yahtımenne-kum : sakın sizi ezmesin
-
27-Neml 21
uazzibenne-hu : ona azap edeceğim
-
27-Neml 37
ne'tiyenne-hum : onlara geleceğiz, geliriz
-
27-Neml 37
nuhricenne-hum : onları sürüp çıkaracağız
-
27-Neml 42
ke ennehu : sanki o, onun gibi
-
27-Neml 49
nubeyyitenne-hu : gece baskını (geceleyin baskın) düzenleyelim
-
27-Neml 49
nekûlenne : söyleyelim
-
27-Neml 82
enne : olduğunu
-
28-Kasas 13
enne : olduğunu
-
28-Kasas 31
keenne-hâ : gibi
-
28-Kasas 39
enne-hum : onlar olduğunu
-
28-Kasas 50
ennemâ : sadece, yalnız
-
28-Kasas 64
enne-hum : onların olduğu
-
28-Kasas 75
enne : olduğu
-
28-Kasas 78
enne : olduğu
-
28-Kasas 82
temennev : temenni ettiler, dilediler
-
28-Kasas 82
keenne : sanki, demek ki, öyle ki, öyleyse
-
28-Kasas 82
en menne allâhu : Allah'ın ni'metlendirmesi
-
28-Kasas 82
keennehu : sanki, demek ki, öyle ki, öyleyse
-
28-Kasas 86
lâ tekûnenne : sakın sen olma
-
28-Kasas 87
ve lâ tekûnenne : ve sen sakın olma
-
29-Ankebût 3
enne : olduğunu
-
29-Ankebût 7
necziyenne-hum : onları mutlaka mükâfatlandıracağız
-
29-Ankebût 9
nudhılenne-hum : onları mutlaka dahil edeceğiz
-
29-Ankebût 11
ya'lemenne : muhakkak bilir
-
29-Ankebût 11
ya'lemenne : muhakkak bilir
-
29-Ankebût 32
le nunecciyenne-hu : onu muhakkak kurtaracağız
-
29-Ankebût 53
ve le ye'tiyenne-hum : ve mutlaka onlara gelecek
-
29-Ankebût 54
cehenneme : cehennem
-
29-Ankebût 58
le nubevvienne-hum : mutlaka onları mutlaka yerleştireceğiz
-
29-Ankebût 58
min el cenneti : cennette
-
29-Ankebût 68
cehenneme : cehennem
-
29-Ankebût 69
nehdiyenne-hum : onları mutlaka ulaştırırız
-
3-Âl-i İmrân 12
ilâ cehenneme : cehenneme (cehennemde)
-
3-Âl-i İmrân 18
enne-hû : muhakkak ki o
-
3-Âl-i İmrân 24
bi enne-hum : sebebiyle
-
3-Âl-i İmrân 30
lev enne : keşke ... olsa, ... olmasını
-
3-Âl-i İmrân 39
enne allâhe : Allah, ... olduğunu
-
3-Âl-i İmrân 75
bi ennehum : hiç şüphesiz onların
-
3-Âl-i İmrân 86
enne er resûle : resûlün ... olduğuna
-
3-Âl-i İmrân 87
enne aleyhim : onların üzerine olması
-
3-Âl-i İmrân 102
ve lâ temûtunne (temûtu enne) : ve sakın siz ölmeyin
-
3-Âl-i İmrân 112
bi enne-hum : onların ... olmaları
-
3-Âl-i İmrân 133
ve cennetin : ve cennet
-
3-Âl-i İmrân 142
el cennete : cennete
-
3-Âl-i İmrân 143
temennevne : siz temenni ediyorsunuz
-
3-Âl-i İmrân 162
cehennemu : cehennem
-
3-Âl-i İmrân 164
menne allâhu : Allah ni'metlendirdi
-
3-Âl-i İmrân 169
ve lâ tahsebenne : ve sakın zannetmeyin
-
3-Âl-i İmrân 171
ve enne allâhe : ve Allah'ın ... olduğu
-
3-Âl-i İmrân 178
ve lâ yahsebe-enne : ve sakın zannetmesinler
-
3-Âl-i İmrân 178
ennemâ : ... olduğu, ... olması
-
3-Âl-i İmrân 180
ve lâ yahsebe-enne : ve sakın zannetmesinler
-
3-Âl-i İmrân 182
ve enne allâhe : ve Allah ... olduğu
-
3-Âl-i İmrân 185
ve udhıle el cennete : ve cennete, sokulur, konur
-
3-Âl-i İmrân 188
lâ tahsebe-enne : sakın zannetme
-
3-Âl-i İmrân 188
fe lâ tahsebe- enne-hum : bu yüzden, artık sakın sanma ki onlar
-
3-Âl-i İmrân 195
le ukeffirenne : mutlaka örteceğim
-
3-Âl-i İmrân 195
ve le udhılenne-hum : ve onları mutlaka sokacağım
-
3-Âl-i İmrân 197
cehennemu : cehennem
-
30-Rûm 37
enne : olduğunu
-
30-Rûm 58
enne ellezîne : muhakkak o kimseler, onlar
-
30-Rûm 60
ve lâ yestehıffenneke : ve sakın seni hafifliğe sürüklemesin
-
31-Lokman 7
ke enne : sanki, gibi
-
31-Lokman 20
ennallâhe (enne allâhe) : muhakkak ki Allah
-
31-Lokman 27
ve lev enne : ve eğer olsa
-
31-Lokman 29
ennallâhe (enne allâhe) : muhakkak ki Allah
-
31-Lokman 29
ve ennallâhe (enne allâhe) : ve muhakkak ki Allah
-
31-Lokman 30
bi enne : olması sebebiyle
-
31-Lokman 30
ve enne : ve muhakkak ki, mutlaka
-
31-Lokman 30
ve ennellâhe (enne allâhe) : ve muhakkak ki Allah
-
31-Lokman 31
enne : olduğunu
-
31-Lokman 33
lâ tegurrenne-kum : sakın sizi aldatmasın
-
31-Lokman 33
ve lâ yagurrenne-kum : ve sakın sizi aldatmasın
-
32-Secde 13
emleenne : mutlaka dolduracağım
-
32-Secde 13
cehenneme : cehennem
-
33-Ahzâb 20
enne-hum : onların olduğu
-
33-Ahzâb 47
bi enne : olduğunu
-
33-Ahzâb 51
ve lâ yahzenne : ve mahzun olmazlar, hüzünlenmezler
-
33-Ahzâb 60
nugriyenne-ke : mutlaka seni saldırtırız
-
34-Sebe 3
te'tiyenne-kum : size gelecek (getirecek)
-
34-Sebe 15
cennetâni : iki bahçe
-
34-Sebe 16
bi cennetey-him : onların iki bahçesini
-
34-Sebe 16
cenneteyni : iki bahçe
-
35-Fâtır 5
lâ tegurrenne-kum : sakın sizi aldatmasın
-
35-Fâtır 5
ve lâ yegurrenne-kum : ve sakın sizi aldatmasın
-
35-Fâtır 27
enne allâhe : muhakkak Allah
-
35-Fâtır 36
cehenneme : cehennem
-
36-Yâsin 18
nercume- enne-kum \n(receme) : biz sizi mutlaka taşlarız \n: (taşladı)
-
36-Yâsin 18
yemesse- enne-kum \n(messe) : size mutlaka dokunacak \n: (dokundu)
-
36-Yâsin 26
el cennete : cennet
-
36-Yâsin 31
enne-hum : muhakkak ki onlar
-
36-Yâsin 55
el cenneti : cennet
-
36-Yâsin 63
cehennem : cehennem
-
37-Sâffât 49
enne : muhakkak
-
37-Sâffât 65
ke enne-hu : onun gibi
-
37-Sâffât 143
enne hu : geçekten o
-
37-Sâffât 168
lev enne : eğer, keşke olsaydı
-
38-Sâd 24
ennemâ : olduğunu
-
38-Sâd 56
cehenneme : cehennem
-
38-Sâd 70
ennemâ : olduğu
-
38-Sâd 82
ugviyenne-hum : onları azdıracağım
-
38-Sâd 85
emleenne : dolduracağım
-
38-Sâd 85
cehenneme : cehennem
-
39-Zümer 21
enne : olduğunu
-
39-Zümer 32
cehenneme : cehennem
-
39-Zümer 47
ve lev enne : ve eğer olsaydı
-
39-Zümer 52
enne : olduğunu
-
39-Zümer 57
enne : olduğu, muhakkak ki
-
39-Zümer 58
lev enne : keşke olsa
-
39-Zümer 60
cehenneme : cehennem
-
39-Zümer 65
tekûnenne : sen mutlaka olursun
-
39-Zümer 71
ilâ cehenneme : cehenneme
-
39-Zümer 72
cehenneme : cehennem
-
39-Zümer 73
ilâ el cenneti : cennete
-
39-Zümer 74
el cenneti : cennet
-
4-Nisâ 32
ve lâ tetemennev : ve temenni etmeyin
-
4-Nisâ 46
enne-hum : onların....olması
-
4-Nisâ 55
bi cehenneme : cehennem
-
4-Nisâ 60
enne-hum : kendilerinin ... olduğunu
-
4-Nisâ 64
enne-hum : onların ... olması
-
4-Nisâ 66
enne-hum : onların ... olması
-
4-Nisâ 72
le yubattienne : mutlaka yavaş davranır
-
4-Nisâ 73
le yekûlenne : mutlaka der
-
4-Nisâ 93
cehennemu : cehennem
-
4-Nisâ 94
menne : nimet verdi
-
4-Nisâ 97
cehennemu : cehennem
-
4-Nisâ 115
cehenneme : cehennem
-
4-Nisâ 118
le ettehizenne : mutlaka edineceğim
-
4-Nisâ 119
ve le udillenne-hum : ve mutlakla onları dalâlette bırakacağım
-
4-Nisâ 119
ve le umenniyenne-hum : ve mutlaka onları emaniyyeye (kuruntuya) düşüreceğim
-
4-Nisâ 121
cehennemu : cehennem
-
4-Nisâ 124
el cennete : cennete
-
4-Nisâ 138
bi enne : ....olduğunu
-
4-Nisâ 140
cehenneme : cehennem
-
4-Nisâ 159
le yu'minenne : mutlaka îmân edecekler
-
4-Nisâ 169
cehenneme : cehennem
-
40-Mü'min 6
enne-hum : onların olduğu
-
40-Mü'min 12
bi ennehu : onun olması sebebiyle
-
40-Mü'min 22
bi enne-hum : onların ..... olması sebebiyle
-
40-Mü'min 40
el cennete : cennet
-
40-Mü'min 43
ennemâ : fakat, olan şey
-
40-Mü'min 43
ve enne : ve muhakkak
-
40-Mü'min 43
ve enne : ve muhakkak
-
40-Mü'min 49
cehenneme : cehennem
-
40-Mü'min 60
cehenneme : cehennem
-
40-Mü'min 76
cehenneme : cehennem
-
40-Mü'min 77
nuriyenne-ke : sana gösteririz
-
40-Mü'min 77
neteveffeyenne-ke : seni vefat ettiririz
-
41-Fussilet 6
ennemâ : olduğu
-
41-Fussilet 15
enne : olduğunu
-
41-Fussilet 22
enne : olduğunu
-
41-Fussilet 27
necziyenne-hum : onları mutlaka cezalandıracağız
-
41-Fussilet 30
bi el cenneti : cennet ile
-
41-Fussilet 34
ke enne-hu : o sanki, o gibi
-
41-Fussilet 39
enne-ke : gerçekten sen
-
41-Fussilet 50
yekûlenne : mutlaka söyler
-
41-Fussilet 50
enne : olduğunu (muhakkak)
-
41-Fussilet 53
enne-hu : onun olduğu
-
41-Fussilet 53
enne-hu : onun olduğu
-
42-Şûrâ 7
fî el cenneti : cennette
-
42-Şûrâ 18
enne-hâ : onun olduğunu
-
43-Zuhruf 37
enne-hum : onların olduğu
-
43-Zuhruf 39
enne-kum : muhakkak ki siz
-
43-Zuhruf 41
nezhebenne : seni mutlaka gideririz, gidereceğiz
-
43-Zuhruf 42
nuriyenne-ke : sana mutlaka göstereceğiz
-
43-Zuhruf 61
lâ temterunne (lâ temteru-enne) : sakın şüphe etmeyin
-
43-Zuhruf 62
ve lâ yasudde- enne-kum : ve sakın sizi engellemesin, men etmesin
-
43-Zuhruf 70
el cennete : cennet
-
43-Zuhruf 72
el cennetu : cennet
-
43-Zuhruf 74
cehenneme : cehennem
-
44-Duhân 22
enne : olduğu, diye
-
45-Câsiye 10
cehennemu : cehennem
-
45-Câsiye 35
bi enne kum(u) : sizin olmanız sebebiyle
-
46-Ahkaf 14
ashâbu el cenneti : cennet halkı
-
46-Ahkaf 16
fî ashâbi el cenneti : cennet ehli (halkı) arasında
-
46-Ahkaf 35
ke ennehum : gibidir muhakkak ki onlar
-
47-Muhammed 3
bi ennellezîne (enne ellezîne) : onların olmaları sebebiyle
-
47-Muhammed 3
ve ennellezîne (enne ellezîne) : ve onların olmaları
-
47-Muhammed 4
mennen : ni'metlendirerek, lütfederek (bedelsiz)
-
47-Muhammed 6
el cennete : cennet
-
47-Muhammed 9
bi enne-hum : muhakkak ki onlar
-
47-Muhammed 11
ve enne : ve muhakkak ki
-
47-Muhammed 15
el cenneti : cennet
-
47-Muhammed 19
enne-hu : onun ..... olduğunu
-
47-Muhammed 26
bi enne-hum : onların ... olmaları sebebiyle
-
47-Muhammed 28
bi ennehum : onların ... olmaları sebebiyle
-
47-Muhammed 30
ve le ta'rifenne-hum : ve onları mutlaka tanırsın
-
47-Muhammed 31
ve le nebluvenne-kum : ve sizi mutlaka imtihan edeceğiz
-
48-Fetih 6
cehenneme : cehennem
-
49-Hucurât 5
enne-hum : onların olması
-
49-Hucurât 7
enne : olduğunu
-
5-Mâide 2
ve lâ yecrîmenne-kum : ve sakın size curum yaptırmasın, sakın sizi suça sevk etmesin
-
5-Mâide 8
ve lâ yecrimenne-kum : ve sizi sevk etmesin
-
5-Mâide 12
le ukeffirenne : ben mutlaka örterim
-
5-Mâide 12
ve le udhılenne-kum : ve mutlaka sizi dahil ederim
-
5-Mâide 27
kâle le aktulenne-ke : seni mutlaka öldüreceğim dedi
-
5-Mâide 32
ennehu men : kim ... olduğu
-
5-Mâide 32
fe keennemâ : artık ... gibidir
-
5-Mâide 32
fe keennemâ : artık ... gibidir
-
5-Mâide 34
enne Allâhe : Allâh (c.c.)'ın ... olduğunu
-
5-Mâide 36
lev enne lehum : eğer onların olsa
-
5-Mâide 40
enne Allâhe : Allâh (c.c.)'ın ...olduğunu
-
5-Mâide 45
enne : ... olduğunu
-
5-Mâide 49
ennemâ : artık, ama, zaten
-
5-Mâide 58
bi enne-hum : onların olmaları sebebiyle
-
5-Mâide 59
ve enne : ve muhakkak ki
-
5-Mâide 64
ve le yezîdenne : ve mutlaka arttırır
-
5-Mâide 65
ve lev enne : ve şayet, eğer olsa
-
5-Mâide 66
ve lev enne-hum : ve eğer onlar ...olsaydı
-
5-Mâide 68
ve le yezîdenne : ve mutlaka arttırır
-
5-Mâide 72
el cennete : cenneti
-
5-Mâide 73
le yemessenne : mutlaka dokunacak
-
5-Mâide 82
le tecidenne : mutlaka bulursun, bulacaksın
-
5-Mâide 82
ve le tecidenne : ve mutlaka bulursun, bulacaksın
-
5-Mâide 82
bi enne : sebebiyle, bu nedenle, bundan dolayı
-
5-Mâide 82
ve enne-hum : ve onların olması
-
5-Mâide 92
ennemâ : sadece
-
5-Mâide 94
yebluvenne-kum(u) : sizi sınar, imtihan eder
-
5-Mâide 97
enne allâhe : Allâh (cc.)'ın ... olduğu
-
5-Mâide 97
ve enne allâhe : ve Allâh (cc.)'ın ... olduğu
-
5-Mâide 98
enne allâhe : Allâh (cc.)'ın ... olduğunu
-
5-Mâide 98
ve enne allâhe : ve Allâh (cc.)'ın ... olduğunu
-
5-Mâide 107
enne-humâ : iki kişinin ... olduğu
-
5-Mâide 111
bi enne-nâ : bizim... olduğumuza
-
50-Kaf 24
fî cehenneme : cehennemin içine, cehenneme
-
50-Kaf 30
li cehenneme : cehenneme
-
50-Kaf 31
el cennetu : cennet
-
51-Zâriyât 23
enne-kum : sizin olduğunuz
-
52-Tûr 13
cehenneme : cehennem
-
52-Tûr 24
ke enne-hum : sanki onlar
-
52-Tûr 27
fe menne : şimdi, oysa, lütufta bulundu
-
53-Necm 15
cennetu el me'vâ : Cennet'ul Meva
-
53-Necm 40
ve enne : ve muhakkak ki
-
53-Necm 42
ve enne : ve muhakkak
-
53-Necm 43
ve ennehu : ve muhakkak ki
-
53-Necm 44
ve ennehu : ve muhakkak ki
-
53-Necm 45
ve enne-hu : ve muhakkak ki o
-
53-Necm 47
ve enne : ve muhakkak
-
53-Necm 48
ve enne-hu : ve muhakkak ki o
-
53-Necm 49
ve enne-hu : ve muhakkak ki o
-
53-Necm 50
ve enne-hu : ve muhakkak ki o
-
54-Kamer 7
keenne-hum : sanki onlar gibi
-
54-Kamer 20
keenne-hum : sanki onlar gibi
-
54-Kamer 28
enne : olduğunu
-
55-Rahmân 43
cehennemu : cehennem
-
55-Rahmân 46
cennetâni : iki cennet
-
55-Rahmân 54
el cenneteyni : iki cennet
-
55-Rahmân 58
keenne : gibi
-
55-Rahmân 62
cennetâni : iki cennet
-
56-Vâkıa 82
enne-kum : sizin ..... olması
-
56-Vâkıa 89
ve cennetu naîmin : ve naim cenneti
-
57-Hadid 17
enne : olduğunu
-
57-Hadid 20
ennemâ : sadece
-
57-Hadid 21
ve cennetin : ve cennet
-
57-Hadid 29
ve enne : ve olduğunu
-
58-Mücâdele 7
enne allâhe : Allah'ın ..... olduğunu
-
58-Mücâdele 8
cehennemu : cehennem
-
58-Mücâdele 18
enne-hum : kendilerinin ..... olduğunu
-
58-Mücâdele 21
aglibenne : ben gâlip geleceğim
-
59-Haşr 2
enne-hum : onların ..... olduğu
-
59-Haşr 4
bi enne-hum : onların ..... olması sebebiyle
-
59-Haşr 11
le nahrucenne : mutlaka biz çıkarız
-
59-Haşr 11
nensure-enne-kum : mutlaka biz size yardım ederiz
-
59-Haşr 12
le yuvellu-enne : mutlaka dönerler (savaştan dönüp kaçarlar)
-
59-Haşr 13
bi enne-hum : onların ..... olmaları sebebiyle
-
59-Haşr 14
bi enne-hum : onların ..... olmaları sebebiyle
-
59-Haşr 17
enne-humâ : onların ikisinin olduğu, olması
-
59-Haşr 20
el cenneti : cennet
-
59-Haşr 20
el cenneti : cennet
-
6-En'âm 12
le yecmea- enne-kum : sizi mutlaka toplayacak
-
6-En'âm 14
ve lâ tekûne enne : ve olmamak
-
6-En'âm 19
enne mea : beraber olduğuna
-
6-En'âm 35
fe lâ tekûnenne : artık sakın olma
-
6-En'âm 53
menne allâhu : Allah ni'metlendirdi, ni'met verdi
-
6-En'âm 54
enne-hu : muhakkak ki O, öyle ki
-
6-En'âm 54
fe enne-hu : o taktirde, muhakkak ki o
-
6-En'âm 58
enne : gerçekten, mutlaka
-
6-En'âm 63
le nekûne enne : biz mutlaka oluruz
-
6-En'âm 68
yunsiyenne-ke : sana unutturur
-
6-En'âm 76
cenne : örttü, bürüdü
-
6-En'âm 77
le ekûne enne : ben mutlaka olurum
-
6-En'âm 81
enne-kum eşrektum : siz şirk koştunuz
-
6-En'âm 94
enne-hum : onların olduğunu
-
6-En'âm 109
enne-hâ : onun ..... olduğunu
-
6-En'âm 111
enne-nâ : gerçekten biz
-
6-En'âm 114
enne-hu : onun ..... olduğunu
-
6-En'âm 114
lâ tekûnenne : sen sakın olma
-
6-En'âm 125
ke ennemâ : sanki, gibi
-
6-En'âm 130
enne-hum : onların ... olduklarına, kendilerinin ...olduğuna
-
6-En'âm 150
ennallâhe (enne allâhe) : Allah'ın ..... yaptığına
-
6-En'âm 153
ve enne : ve muhakkak ki
-
60-Mümtehine 4
le estagfirenne : mutlaka istiğfar edeceğim, mağfiret dileyeceğim
-
61-Saf 4
keenne-hum : onlar sanki ..... gibi
-
62-Cum'a 6
enne-kum : sizin olduğunuzu
-
62-Cum'a 6
temennevû : temenni edin
-
62-Cum'a 7
ve lâ yetemennevne-hû : ve onu temenni edemezler
-
63-Münâfikûn 3
bi enne-hum : onların ..... olmaları sebebiyle
-
63-Münâfikûn 4
keenne-hum : sanki onlar gibi
-
63-Münâfikûn 4
musennedetun : bir tarafa dayalı, yaslanmış
-
63-Münâfikûn 8
yuhricenne : mutlaka çıkarır
-
64-Teğabün 6
enne-hu : onların ..... olmaları
-
65-Talâk 12
enne : olduğu
-
65-Talâk 12
ve enne : ve olduğu
-
66-Tahrim 9
cehennemu : cehennem
-
66-Tahrim 11
fî el cenneti : cennette
-
67-Mülk 6
cehenneme : cehennem
-
68-Kalem 17
el cenneti : bahçe, bostan
-
68-Kalem 17
yasrimu-enne-hâ : onu mutlaka devşirecekler, mahsulü toplayacaklar
-
68-Kalem 24
lâ yedhule-enne-hâ : sakın oraya girmesin
-
69-Hâkka 7
enne-hum : onların olduğunu
-
69-Hâkka 22
fî cennetin : cennette
-
69-Hâkka 49
enne : olduğunu
-
7-A'râf 6
le nes'ele enne : mutlaka soracağız
-
7-A'râf 6
le nes'ele enne : mutlaka soracağız
-
7-A'râf 7
nekussa-enne : mutlaka anlatacağız
-
7-A'râf 16
le ak'udenne : mutlaka oturacağım
-
7-A'râf 17
le âtiyenne-hum : mutlaka onlara geleceğim
-
7-A'râf 18
le emle enne : mutlaka, elbette dolduracağım
-
7-A'râf 19
el cennete : cennet
-
7-A'râf 22
el cenneti : cennet
-
7-A'râf 23
le nekûne enne : mutlaka biz oluruz
-
7-A'râf 27
lâ yeftine-enne-kum : sizi sakın fitneye düşürmesin, şaşırtmasın
-
7-A'râf 27
min el cenneti : cennetten
-
7-A'râf 30
enne-hum : onların olduğunu, kendilerinin olduğunu
-
7-A'râf 35
ye'tiyenne-kum : size gelir
-
7-A'râf 37
enne-hum : kendilerinin ... olduğuna
-
7-A'râf 40
ve lâ yedhulûne el cennete : ve cennete giremezler
-
7-A'râf 41
min cehenneme : cehennemden
-
7-A'râf 42
ashâbu el cenneti : cennet ehli, halkı
-
7-A'râf 43
el cennetu : cennet
-
7-A'râf 44
ashâbu el cenneti : cennet ehli, halkı
-
7-A'râf 46
ashâbe el cenneti : cennet halkına, ehline
-
7-A'râf 49
udhulû el cennete : cennete girin
-
7-A'râf 50
ashâbe el cenneti : cennet halkı, cennet ehli
-
7-A'râf 75
enne : muhakkak ki, ... olduğunu
-
7-A'râf 88
le nuhrice-enne-ke : seni mutlaka çıkaracağız
-
7-A'râf 88
le te'ûdu-enne : mutlaka dönersiniz
-
7-A'râf 96
(lev) enne : olsalar
-
7-A'râf 124
le usallibu-enne-kum : mutlaka sizi asacağım
-
7-A'râf 134
le nu'minu-enne : mutlaka inanacağız
-
7-A'râf 134
ve le nursilu-enne : ve mutlaka göndereceğiz
-
7-A'râf 136
bi-enne-hum : onların ... olmaları sebebiyle
-
7-A'râf 146
bi enne-hum : onların, ..... olması sebebiyle
-
7-A'râf 148
enne-hu : onun, ... olduğunu
-
7-A'râf 149
enne-hum : (kendilerinin), ... olduğunu
-
7-A'râf 149
le nekûnenne (le nekûne enne) : muhakkak biz oluruz
-
7-A'râf 160
aleyhim el menne : onlara kudret helvası
-
7-A'râf 167
le yeb'asenne : mutlaka gönderecek
-
7-A'râf 171
keenne-hu : sanki o, o ... gibi
-
7-A'râf 171
enne-hu : onun, ..... olduğunu
-
7-A'râf 179
li cehenneme : cehennemi
-
7-A'râf 187
keenne-ke : sanki sen
-
7-A'râf 189
le nekûnenne : mutlaka oluruz
-
70-Meâric 38
cennete : cennet
-
70-Meâric 43
ke enne-hum : sanki onlar ..... gibi
-
71-Nuh 23
lâ tezerunne(tezeru-enne) : sakın bırakmayın, terketmeyin
-
71-Nuh 23
ve lâ tezerunne(tezeru-enne) : ve sakın bırakmayın, terketmeyin
-
72-Cin 1
enne-hu : onun olduğu
-
72-Cin 3
ve enne-hu : ve onun ..... olduğu
-
72-Cin 4
ve enne-hu : ve onun ..... olduğu
-
72-Cin 6
ve enne-hu kâne : ve onun ..... olduğu oluyordu, oluyordu
-
72-Cin 7
ve enne-hum : ve onlar ..... olduğunu
-
72-Cin 15
li cehenneme : cehenneme
-
72-Cin 18
ve enne : ve muhakkak ki
-
72-Cin 19
ve enne-hu : ve muhakkak ki o
-
72-Cin 23
cehenneme : cehennem
-
73-Müzzemmil 20
enne-ke : senin olduğunu
-
74-Müddessir 50
keenne-hum : sanki onlar ..... gibi
-
75-Kıyamet 28
enne-hu : onun (kendisinin) ..... olacağını
-
76-İnsan 12
cenneten : cennet
-
77-Mürselât 33
keenne-hu : sanki o ... gibi
-
78-Nebe 21
cehenneme : cehennem
-
79-Nâziât 41
el cennete : cennet
-
79-Nâziât 46
keenne-hum : sanki onlar ..... gibi
-
8-Enfâl 6
ke ennemâ : sanki, tıpkı, gibi
-
8-Enfâl 7
enne-hâ : onun olduğu, olması
-
8-Enfâl 7
enne : olduğunu, olmasını
-
8-Enfâl 13
bi enne-hum : onların olmaları sebebiyle
-
8-Enfâl 14
ve enne : ve muhakkak ki
-
8-Enfâl 16
cehennemu : cehennem
-
8-Enfâl 18
ve enne allâhe : ve muhakkak ki Allah
-
8-Enfâl 19
ve enne allâhe : ve muhakkak ki Allah
-
8-Enfâl 24
enne allâhe : Allah'ın ... olduğunu
-
8-Enfâl 24
ve enne-hu : ve muhakkak ki o
-
8-Enfâl 25
lâ tusîbenne : isabet etmez
-
8-Enfâl 25
enne allâhe : Allah'ın, ... olduğunu
-
8-Enfâl 28
ennemâ : ancak, sadece
-
8-Enfâl 28
ve enne allâhe : ve muhakkak ki Allah
-
8-Enfâl 36
ilâ cehenneme : cehenneme
-
8-Enfâl 37
fî cehenneme : cehennemde
-
8-Enfâl 40
enne allâhe : muhakkak Allah
-
8-Enfâl 41
ennemâ : ... olduğunu
-
8-Enfâl 41
enne : ... olduğunu
-
8-Enfâl 51
ve enne allâhe : ve muhakkak ki Allah
-
8-Enfâl 53
bi enne : sebebiyle, ...dan dolayı
-
8-Enfâl 53
ve enne allâhe : ve muhakkak ki Allah
-
8-Enfâl 57
teskafenne-hum : onları yakalarsın
-
8-Enfâl 58
tehâfenne : mutlaka, kesinlikle korkarsın
-
8-Enfâl 59
ve lâ yahsebenne : ve sakın sanmasınlar, zannetmesinler
-
8-Enfâl 65
bi enne-hum : onların, ... olmalarından dolayı
-
8-Enfâl 66
enne : ... olduğunu
-
81-Tekvir 13
el cennetu : cennet
-
83-Mutaffifin 4
enne-hum : onlar ..... olacaklarını
-
85-Bürûc 10
cehenneme : cehennem
-
87-A'lâ 11
ve yetecennebu-hâ : ve ondan içtinap eder, kaçınır
-
88-Ğâşiye 10
cennetin : cennet
-
88-Ğâşiye 10
cennetin âliyetin : âli cennet, yüce cennet
-
89-Fecr 23
bi cehenneme : cehenneme
-
89-Fecr 30
cennetî : cennetime
-
9-Tevbe 2
enne-kum : siz, ... olduğunuzu
-
9-Tevbe 2
ve enne allâhe : ve Allah'ın ... olduğunu
-
9-Tevbe 3
enne allâhe : muhakkak ki Allah
-
9-Tevbe 3
enne-kum : sizin, ..... olduğunuzu
-
9-Tevbe 6
bi enne-hum : onların, ..... olması sebebiyle, dolayısıyla
-
9-Tevbe 35
fî nâri cehenneme : cehennem ateşi içinde
-
9-Tevbe 36
enne allâhe : muhakkak ki Allah
-
9-Tevbe 49
cehenneme : cehennem
-
9-Tevbe 54
enne-hum : onların olmaları sebebiyle, çünkü onlar
-
9-Tevbe 59
enne-hum : gerçekten onlar
-
9-Tevbe 63
enne-hu : onun ... olduğunu
-
9-Tevbe 63
enne : mutlaka ... olduğunu
-
9-Tevbe 63
nâre cehenneme : cehennem ateşi
-
9-Tevbe 66
bi enne-hum : onların ... olmaları sebebiyle, olmalarından dolayı
-
9-Tevbe 68
nâre cehenneme : cehennem ateşi
-
9-Tevbe 73
cehennemu : cehennem
-
9-Tevbe 75
le nessaddeka enne : elbette, mutlaka sadaka veririz
-
9-Tevbe 75
ve le nekûne enne : ve elbette mutlaka oluruz
-
9-Tevbe 78
enne allâhe : Allah'ın ... olduğunu
-
9-Tevbe 78
ve enne allâhe : ve muhakkak ki Allah
-
9-Tevbe 80
bi enne-hum : onların ... olması sebebiyle
-
9-Tevbe 81
nâru cehenneme : cehennem ateşi
-
9-Tevbe 95
cehennemu : cehennem
-
9-Tevbe 104
enne allâhe : Allahın ... olduğunu, (muhakkak ki Allah)
-
9-Tevbe 104
ve enne allâhe : ve muhakkak ki Allah, (Allahın ... olduğunu)
-
9-Tevbe 109
fî nâri cehenneme : cehennem ateşinin içine
-
9-Tevbe 111
bi enne : ...den dolayı, ... verilecek karşılık
-
9-Tevbe 111
el cennete : cennet
-
9-Tevbe 113
enne-hum : muhakkak onlar, çünkü onlar, onların, ... olduğu
-
9-Tevbe 114
enne-hu : onun, ... olduğu
-
9-Tevbe 120
bi enne-hum : onların olması sebebiyle, çünkü onlara
-
9-Tevbe 123
enne allâhe : muhakkak ki Allah (Allahın ... olduğunu)
-
9-Tevbe 126
enne-hum : onların, ... olduğunu, olduklarını
-
9-Tevbe 127
bi enne-hum : onların ... olmaları sebebiyle
-
92-Leyl 17
ve se-yucennebu-hâ : ve ondan uzaklaştırılacak
-
96-Alak 14
bi enne : olduğunu
-
98-Beyyine 6
cehenneme : cehennem
-
99-Zilzâl 5
bi enne : olması ile