Bu bölüm, kendisini rahmetle andığımız Alagaş hocamızın "deneme süreci" olarak 2015 yılında başlattığı ve siz değerli kardeşlerimizle birlikte 2021 yılına kadar 11 farklı konuyu değerlendirebildiği bölümdür. Kendisinin çokça zahmet çektiğine de rahmet gördüğüne de şahit olduğumuz bu konuları işlerken, siz değerli kardeşlerimizin katkılarıyla ufuk açan yaklaşımlarla karşılaşmış, Kur'an merkezli araştırmaların nasıl bir usûl ile yapıldığını da uygulamalı olarak öğrenmiştik. Öğrendiğimiz bu usûl çerçevesinde, birlikte değerlendirmeye açacağımız yeni konularda dikkat edeceğimiz hususları öncelikli olarak Alagaş hocamızın kalemine bırakıyor, önceki değerlendirmelerden yaptığımız bazı alıntıları siz kardeşlerimize sunuyoruz :
"..."Davud'un yanına girdiklerinde (Davud) onlardan ürkmüştü. Onlar dediler ki "Korkma. Biz iki davacıyız, birimiz diğerimize haksızlıkta bulundu. Şimdi sen aramızda hak ile hükmet, kararında zulme sapma ve bizi orta yola (itidale) yöneltip-ilet." (38-Sad 22)
Ne güzel bir talep ve ne güzel bir istek değil mi? Herhangi bir konuda ifrat ve tefrite düşerek birbirleriyle cedelleşen bütün kardeşlerimizden, bizleri orta yola davet eden Kur’an-ı Kerim’e yaklaşırlarken kendi görüşlerini, kendi yorumlarıyla güçlendirecek kısmi ayetlere değil, “Ey Kur’an, şimdi sen aramızda hak ile hükmet ve bizi orta yola (itidale) yöneltip-ilet." duasıyla Kur’an-ı Kerim’in bütününe yönelmelerini ve konuyla ilgili bütün ayetleri önyargısız bir şekilde tefekkür etmelerini tavsiye ediyoruz.
Uzak durmak istemelerine rağmen kardeşlerinin ifrat ve tefrite düştüğü meseleleri değerlendirmek zorunda kalan müslümanların ise önce önyargılardan uzak müstakil ve uzun çalışmalarla Kur’an-ı Kerim’in o meseledeki orta yol beyanını anlamaları ve daha sonra ifrat ve tefrite düşen kardeşlerine bir şey anlatmak istiyorlarsa, bunları anlatmadan önce kardeşlerini anlamaya çalışmaları gerekir. Bilinmelidir ki herhangi bir konuda ifrat ve tefrite düşen müslümanlar, durup-dururken veya hiç düşünmeden ifrat ve tefrite düşen müslümanlar değildir. Bunlar da düşünmüşler, bunlar da Kur’an’a yönelmişler, bunlar da birçok ayeti tefekkür etmişlerdir. Meseleyi bunlar kadar düşünmeden, bunları anlamaya çalışmadan bunlara karşı çıkmak, en hafif ifadesiyle bunlara karşı bir saygısızlıktır.
Bu kardeşlerimize bir şeyler anlatmak istiyorsak, önemle ve öncelikle bu kardeşlerimizi anlamamız gerekir. Bu kardeşlerimizin içine düştüğü yanılgılar konuyla ilgili bazı ayetleri Kur’an bütünlüğünden kopuk bir şekilde tevil etmekten kaynaklanabileceği gibi konuyu daha iyi anlayabilmek için o konuda gündeme getirdikleri hak bir soruya farkında olmadan makul fakat yanlış bir cevap vermelerinden de kaynaklanabilir. Konuyla ilgili sordukları sorunun hak ve verdikleri cevabın da makul olması, onlarda ne yazık ki bir inanç, bir itikat haline gelebilir. İşte bu gibi durumlarda yardım etmek istediğimiz kardeşlerimizi iyi anlamak, onların meseleyi hangi ayetlere göre ve hangi sorularla değerlendirdiğini bilmek, yanlış ve eksik yorumladıkları bir ayet varsa buna Kur’an bütünlüğünde açıklık getirmek veya sordukları hak bir soruya makul fakat yanlış bir cevap veriyorlarsa, bu hak soruyu ve sorulma gerekliliğini reddetmeden, bu hak sorunun hak cevabını vermeye çalışmaktır. Elbetteki bu gibi meselelerde orta yolu bulmak ve ortada durmak hiç kolay değildir. İfrat ve tefrite düşen müslümanlar sadece karşı tarafın tenkid taşlarına muhatab olurken, orta yolda ve ortada duran müslümanlar her iki tarafça karşıda gözüktüklerinden, her iki tarafın da tenkid taşlarına muhatab olurlar. Hele ki bu gibi meseleler her söze ve her görüşe açık internet ortamında değerlendiriliyorsa -ki bu yöntemin doğruluğundan oldukça kuşkuya düşmeye başladım-, bu değerlendirmeye katılan müslümanların çok sakin ve çok dikkatli olmaları gerekir. .."
"...Anlaşılan o ki bazı kardeşlerimiz testilerindeki eski suyu yeterince boşaltmamış. Telaşlanmaya ve bazı ön kabullerden hareketle, ayetleri bu ön kabullere göre yorumlamaya çalışmaya ne gerek var ki? Biliyoruz ki Kur’an-ı Kerim çelişkisiz ve biz müslümanları da çelişkiye düşürmeyecek Hak bir Kitab’tır. O halde bu çelişkili görüşler niye ve nereden kaynaklanıyor? Elbetteki Kur’an-ı Kerim’den ve bu yüce Kitab’ın hak ayetlerinden değil. Ayetler üzerinde bazı çelişkilere düşülüyorsa, bu çelişkilerin nedenini ayetlerde değil ayetleri anlayış biçimimizde aramamız gerekir. .."
"...Geçmiş alimlerin konuyla ilgili görüşlerini dikkate alarak tefekkür etmeden susmayı tercih eden kardeşlerimi de ayetler bütünlüğünden kaynaklanan Kurani bir cesarete davet ediyorum. Kendilerini rahmetle andığımız geçmiş alimlerden elbetteki faydalanıyoruz ve faydalanmaya da devam edeceğiz. Ancak Kur’an dışında hiçbir kelamın hatadan veya yanılgıdan münezzeh olmadığını bilerek bütün beşeri kelamlara ve görüşlere ayetler ışığında yaklaşmalı, bu salih kimselerin de yanılabileceğini veya tarihi süreçte kendilerine yalan isnat edilebileceğini dikkate alarak söz konusu görüşleri Kur’an’a göre değerlendirmekten korkmamalıyız. .."
"..tüm kardeşlerime şunu hatırlatmak isterim ki konuyla ilgili ayetlerin sadece numaralarını vererek geçmeyin. Bu ayetlerde gördüğünüz genel anlayışı kısaca özetlemeniz ve merkeze koyduğunuz birkaç ayetin mealini vermeniz, yorumlarınızı takip eden yüzlerce müslüman için kolaylık olacak ve her birinin ayrı ayrı ayet meallerine bakmaları gerekmeyecektir. .."
"...meselenin önceki boyutunu döne döne değerlendirmek zorunda kalmamız, bizlere bazı meseleleri internet ortamında değerlendirmenin zorluğunu göstermektedir. Arkada kalanları dikkate alarak devamlı arkaya dönmek ve arkadakileri toparlamaya çalışmak, konuyu ilerletmek ve sonuca ulaştırmak isteyen bizler için ne yazık ki mümkün değildir. Elbetteki bazı meseleleri hemen anlayamayan ve zamana ihtiyaçları olan kardeşlerimiz olabilecektir. Bizler onların bu durumunu anlayışla karşıladığımız gibi onların da bizi anlayışla karşılaması ve muhtemel itirazlarını belirttikten sonra bizleri, bizler için gereksiz olan sürekli tartışmalara çekmemeleri gerekir. .."
"...Tartışmaya “Artık meseleyi anlayan kardeşlerimizle devam edelim” sözümüzden, bazı kardeşlerimizin alındığını görüyoruz. Lütfen haklarını helal etsinler. Bizler bu sitede bir meseleyi değerlendirirken elbetteki kardeşlerimizi üzmeyi, birbirimize karşı nefsi tartışmalarda bulunmayı amaçlamıyoruz. Nitekim “Andolsun ki Biz bu Kur'an'da her çeşit misali tekrar tekrar açıkladık. Fakat insan, her şeyden çok tartışmacıdır. (18-Kehf 54)” buyurarak bizlere bizleri tanıtan Rabbimiz, tartışmaların nefsi ve olumsuz boyutlara kaymaması konusunda da bizleri uyarmaktadır. Her şeyi herkesin anlayamayacağı açık bir realite olduğu gibi bizler de bu realiteyi uzun yıllardır yaşayarak bilenlerdeniz. Zaten herkes anlayacak diye bir iddiamız olmadığı için sitenin editörü olan kardeşimize “Herhangi bir meseleyi değerlendirirken önce bütün kardeşlerimize, bütün görüşlere yer verir, mesele belli bir Kur’ani olgunluğa geldikten sonra meseleye sadece anlayanlarla devam ederiz” dedik. Çünkü aksi halde bu site, bitmez-tükenmez itirazların yükseldiği ve herkesin kendi malını satmak için bağırdığı bir semt pazarına dönmez mi?
Bizim ayetlerin zahirine sadık kalarak ulaştığımız Kur’ani anlayışı herkes anlamalıdır gibi bir iddiamız olmadığı gibi herkes katılmalıdır diye bir beklentimiz de yok. Ayrıca ayetleri Kur’an bütünlüğünde değerlendirirken ne kadar samimi çalışırsak çalışalım ayetlerin yorumunun ayet gibi dokunulmaz olmadığını biliyor ve Kur’an bütünlüğüne dayalı her türlü hak açıklamaya, her zaman açık olduğumuzu da bildiriyoruz. Dolayısıyle ulaştığımız sonuçlara katılmayan kardeşlerimiz, o meselede farklı düşünmeye devam edebilir ve bu düşüncelerini istedikleri zeminde, istedikleri sitede kardeşleriyle tartışabilirler. Buna saygı duyar ve farklı zeminlerdeki gelişen düşüncelerini hakka daha yakın olduğunu görürsek sadece Allah’ı dikkate alıp kendi anlayışımızdan anında vazgeçer ve bu kardeşlerimize “Allah razı olsun” deriz. Bunu yapmakta ve gerekirse özür dilemekte ne var ki?
Konumuzla ilgili olarak elbetteki ayetleri Kur’an-ı Kerim bütünlüğünde değerlendirmenin bir usulü, bir yöntemi olduğu gibi her sağlıklı tartışmanın da bir adabı, bir usulü vardır. Mehmed abiniz her ne kadar yaşlandığını söylese de Kur’an’a ve ayetlere yaklaşım konusunda savunduğu usul ve yönteme gücü nisbetince riayet etmekte ve sizlerden de usul ve yönteme bir itirazınız yoksa aynı ciddi yaklaşımı beklemektedir. Tartışmalarda ise bizler karşı tarafa bir şey anlatabilmek için önce karşı tarafı anlamaya çalışır ve karşı tarafın söz konusu görüşlerini neye dayandırdığını görmeye çalışırız. İşte bu önemli yaklaşımı kardeşlerimizin de göstermesini istiyoruz. Bizler bir görüş ortaya koyduğumuz zaman bu görüş kendilerine veya ön kabullerine ters bile gelse öncelikle bu görüşü neye dayanarak söylediğimizi dikkate almaları ve sağlıklı bir eleştiride bulunmak istiyorlarsa ulaştığımız görüşe değil, öncelikle bu görüşün dayanağına yönelmeleri gerekmez mi? .."
"...Birlikte Değerlendirelim dediğimiz bu başlıkta, meseleyi sadece birkaç kardeşimiz mi değerlendirecek? Bu kardeşlerimizin yorumlarına katılıyorsanız ufak bir dua ile katıldığınızı, katılmıyor iseniz bunun Kur’ani gerekçelerini kısaca yazmanız veya meseleyi anlayamadıysanız konuyla ilgili faydalı bir soru sormanız gerekmez mi? Yoksa bu gibi meseleleri, birlikte değerlendirmeye değecek kadar önemli görmüyor veya önemli olsa da düşünmekten bile üşenip yemeklerden sonra tatlı niyetine okuyup-izlemeyi mi tercih ediyorsunuz?... Bu başlığı bir deneme süreci olarak açmamızın nedeni, sizleri ayetleri düşünmeye teşvik etmek ve herhangi bir ayeti Kur’an bütünlüğünde değerlendirirken yerinde soru ve açılımlarla doğru bir yol haritası vermeye çalışmaktı. Tabi ki istenirse.. .."
12 Mart 2022
insandergisi.com