Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim,
Şanı yüce Rabbimizin seçkin kulları olan peygamberler, Kur’an-ı Kerim’de “resûl” ve “nebi” olmak üzere iki farklı isimle anılmışlardır.
Peygamberler için neden iki farklı isim kullanılmıştır?
Bu isimler ne ifade etmektedir?
Kuran’da “resûle itaat” emredilirken “nebiye itaat” emredilmemiş midir?
Konuyu Kuran bütünlüğü çerçevesinde kısaca açıklamaya çalışacağız İnşallah..
“Peygamber” kelimesi dilimize Farsça’dan geçmiştir ve “haberci, elçi" anlamına gelmektedir. Resûl ve nebi kelimeleri yerine peygamber kelimesinin kullanılması makul ve pratik olmakla birlikte, bu kullanımın, Kuran’da resûl ve nebi şeklinde iki ayrı isim ile işaret edilen anlam ve incelikleri ifade etmek noktasında yetersiz olduğu da açıktır.
Dil ile ilgili bu durumdan faydalanmaya çalışan ve amelsiz din peşinde koşan kimi aklıevveller, Kuran’daki resûl-nebi ayrımını suistimal ederek meseleyi “resûle itaat” bağlamına taşımışlar ve
“Peygamber sadece vahyi aktarırken resûldür, yaşarken nebidir, resûle itaat vahye yani Kuran’a itaattir, nebiye itaat gerekmez.”
şeklinde özetlenebilecek, dinin yaşanmasını engellemeye yönelik vahim ve sapkın görüşler öne sürmüşlerdir. Ne yazık ki bu görüşlerin temel hareket noktası, geçmişten günümüze gelen klasik resûl-nebi tariflerinin yetersizliği ve açıkları olmuştur ki bu tarifleri yapan gelmiş-geçmiş değerli alimleri, iyi niyetli olmayan böyle kimselerden tenzih ederiz.
Resûl ve nebi kelimeleri yaygın “İslâmi” kaynaklarda genellikle aşağıdaki ifadelerle tanımlanıyor :
Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim,
Şanı yüce Rabbimizin seçkin kulları olan peygamberler, Kur’an-ı Kerim’de “resûl” ve “nebi” olmak üzere iki farklı isimle anılmışlardır.
Peygamberler için neden iki farklı isim kullanılmıştır?
Bu isimler ne ifade etmektedir?
Kuran’da “resûle itaat” emredilirken “nebiye itaat” emredilmemiş midir?
Konuyu Kuran bütünlüğü çerçevesinde kısaca açıklamaya çalışacağız İnşallah..
“Peygamber” kelimesi dilimize Farsça’dan geçmiştir ve “haberci, elçi" anlamına gelmektedir. Resûl ve nebi kelimeleri yerine peygamber kelimesinin kullanılması makul ve pratik olmakla birlikte, bu kullanımın, Kuran’da resûl ve nebi şeklinde iki ayrı isim ile işaret edilen anlam ve incelikleri ifade etmek noktasında yetersiz olduğu da açıktır.
Dil ile ilgili bu durumdan faydalanmaya çalışan ve amelsiz din peşinde koşan kimi aklıevveller, Kuran’daki resûl-nebi ayrımını suistimal ederek meseleyi “resûle itaat” bağlamına taşımışlar ve
“Peygamber sadece vahyi aktarırken resûldür, yaşarken nebidir, resûle itaat vahye yani Kuran’a itaattir, nebiye itaat gerekmez.”
şeklinde özetlenebilecek, dinin yaşanmasını engellemeye yönelik vahim ve sapkın görüşler öne sürmüşlerdir. Ne yazık ki bu görüşlerin temel hareket noktası, geçmişten günümüze gelen klasik resûl-nebi tariflerinin yetersizliği ve açıkları olmuştur ki bu tarifleri yapan gelmiş-geçmiş değerli alimleri, iyi niyetli olmayan böyle kimselerden tenzih ederiz.
Resûl ve nebi kelimeleri yaygın “İslâmi” kaynaklarda genellikle aşağıdaki ifadelerle tanımlanıyor :
"Ahir zamandaki ismi Deccal olan bu Samiriler, insanlara gösterecekleri sıradışı olaylarla kendileri saptıkları gibi, ne yazık ki geniş halk kitlelerini de saptırabileceklerdir." demişşiniz. Size göre hadislerde çokça geçen, Kıyamet öncesi DECCAL denen biri ortaya çıkacak mı? Bu düşüncenizi sadece ...
Yazının tamamı...