Eski Masaüstü Görünüm

Depremden Kurtulanlar, Ölenler, Çocuklar..


- Hay, Allah'ın bir ismi, bir esmasıdır. Ezelde ve ebedde diri, daima diri olan anlamına gelir. Dolayısıyle demek istediğim, bu şaşkınlar depremleri Hay olan Allah'tan değil, Allah'ın yarattığı faydan bilmek ve öyle göstermek istediler!.

- Fayların etkisi yok mu?

- Hakan, sözünü ettiğin faylar, depremlerin bilimsel veya fiziksel nedenleridir. Fakat herhangi bir olayın bilimsel nedenini bilmemiz, bu olayı Allah'ın dışında gelişen bir olay olarak algılamamızı gerektirmez. Allah sadece mucize denilen olayların faili değildir. Allah'ın her işi, her fiili, elbette ki bazılarını bizim de bildiğimiz bir ilim içinde gerçekleşmektedir. Nitekim şanı yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de "Allah'ın ilmi dışında, bir yaprak dahi düşmez." buyuruyor. Dikkat edersen Rabbimiz bir yapraktan, belki de kurumuş bir yapraktan örnek veriyor ve kendisinin ilmi dışında o yaprağın, o kurumuş yaprağın bile düşmeyeceğini beyan ediyor.

Balıkçı Ahmed, biraz sustuktan sonra devam etti;

- Şimdi Kur'an-ı Kerim'e, şimdi bu ayet i kerimeye iman eden mü'minler, "Bu depremler Hay'dan değil faydandır." diyebilirler mi? Allah'ın yarattığı faylar, sadece ve sadece birer nedendir. Depremlerin bize göre birer fiziki nedeni olan bu fayları, dilediği yerde dilediği gibi yaratan, dilediği şekilde geliştiren, dilediği bölgede, dilediği zamanda, dilediği şiddette kırılmasını takdir eden ise Allah, sadece ve sadece Allah'tır.

Hakan hem dikkatle, hem de hayretle dinliyordu balıkçı Ahmed'i. İtiraz etmediği, itiraz edemeyeceği şeyler söylüyordu bu yaşlı balıkçı!. Zifiri karanlıklar içinde aydınlık cümlelerle konuşan bu balıkçı, hiç de bir balıkçıya benzemiyordu!.

Balıkçı Ahmed ise konuşurken Hakan'ın orada olduğunu, kendisini dinlediğini biliyordu, biliyordu ama onu göremiyor, bakışlarında ve yüz ifadesinde bir değişiklik olup olmadığını bilemiyordu. Bu durum çok tuhaf geldi kendisine!. Karanlığa taş atıyormuş gibi hissetti kendisini!.

- Seni göremiyorum, hiç olmazsa bir cevap ver Hakan. Her şeye kadir Allah'a inanan bir insan olarak, "Bu olaylar Allah'ın ilmi ve izni dışında gerçekleşmiştir." diyebilir misin? Meleklerin Allah'ın katına çıkarak "Ya Rabbi. Sen melekut alemiyle ilgilenirken yeryüzünde aniden bir deprem oldu ve yüzbine yakın kulun öldü. Bilim adamlarının söylediğine göre faydanmış!. Çok üzgünüz!" diyebileceklerini düşünebilir misin? İnandığımız Allah, böyle bir Rab olabilir mi?

- Kesinlikle hayır, hayır Ahmed efendi!.

Hakan'dan önce Sibel'den gelmişti cevap. Balıkçı Ahmed'in söylediklerini pür dikkat dinleyen ve dinledikçe kendisini bulan, kendisine gelen Sibel, ani bir refleksle vermişti bu cevabı.

Sibel'den gelen bu cevap, balıkçı Ahmed'i tabi ki memnun etmişti. Duyduğu bu memnuniyetle "Teşekkür ederim Sibel hanım." dedi. Kısa bir süre sonra ise Hakan'ın sesi duyuldu;

- Biz teşekkür ederiz Ahmed usta!. Doğru söylüyorsun!.

Hakan böyle söylemişti ama yine de anlayamadığı şeyler vardı. Depremler Allah'ın takdir ve dilemesiyle oluyordu, bunda hiçbir şüphesi kalmamıştı ama bu depremlerde sadece büyükler değil, masum çocuklar da ölüyordu!. Gelişigüzel vurulan İlahi bir tokat mıydı bu!. Böyle bir tokatla kurunun yanında yaşlar da yanıyor muydu?

- Ahmed usta!. Depreme "İlahi bir tokat" dersek, bu tokatla kurunun yanında yaşlar da yanıyor!. Mesela çocuklar, çocukların ne günahı var ki!.

- Böyle düşünme Hakan!. Deprem, elbette ki bir bölgede toplu olarak yaşanan bir hadisedir. Ancak toplu olarak yaşanmasına rağmen, herkes için ayrı bir hasarı, ayrı bir zayiatı olduğu gibi, yine herkes için ayrı bir önemi, ayrı bir anlamı, ayrı bir mesajı vardır. Deprem esnasında müslüman olarak can veren bir mü'min, bir abid, bir zahid için dünya imtihanının bittiğini beyan eden İlahi bir müjdedir. Allah'tan ve Allah'a kulluktan uzak bir yaşantı içinde ölen isyankârlar için "İşte hiç ummadığınız, hiç beklemediğiniz bir anda cehennem vakti geldi!." mesajıdır. Depremde ölmeyen diğer tüm insanlar için ise İlahi bir ikaz ve uyarı içeren yeni bir yaşama fırsatıdır!.

Balıkçı Ahmed'i dikkatle dinleyen Sibel, bu yaşlı balıkçının ne kadar sade ve ne kadar açık konuştuğunu düşünüyordu. Kendisine karmaşık gelen bir olayı hiç zorlanmadan tasnif etmiş, elma ile armudu çok rahat bir şekilde birbirinden ayırıvermişti!. "Biz herhalde son söylediği bölüme giriyoruz." dedi içinden. Sibel ile benzer düşünceler içinde olan Hakan ise az önce kafasına takılan soruyu tekrar sordu;

- Peki ya çocuklar, depremde ölen çocuklar!.

- Meseleye sadece dünya hayatı gözüyle bakıldığı zaman dünya yaşantısını tadamadan ölen bu çocuklara sanki haksızlık edildiği sanılabilir. Ancak bizler mü'miniz. Kur'an-ı Kerim'e iman eden mü'minler olarak, dünya yaşantısının ebedi ahiret hayatına göre bir saatlik bir yaşam olduğunu biliyoruz. Tabi ki bunu bilmemize rağmen deprem esnasında ölen bebekleri, ölen çocukları ve bunların gözü yaşlı yakınlarını gördüğümüz zaman gayet doğal insani duygularımızla hüzünleniyoruz.

Biraz sustuktan sonra devam etti;

- Fakat eli kanlı bir katilin bıçak darbeleriyle ya da deprem gibi müthiş bir felaket vesilesiyle de olsa, asıl itibariyle Rahman ve Rahim olan Allah'ın takdiriyle ölen bu çocukların cennete gittiklerini, kesinlikle ve kesinlikle cennete gittiklerini dikkate alırsak, bir saatlik dünya yaşantısının tehlikelerle dolu imtihan salonundan Rabbimizin lütuf dolu emriyle çıkarak, ebedi kurtuluşa erişen bu bebekler, bu çocuklar için değil, geride kalanlar için endişelenmemiz gerektiğini anlıyoruz. Mesela depremde ölen çocukları ön plana çıkarıp "İşte inandığınız Allah bunları, bu masumları, bu bebeleri öldürdü!" diyerek Allah'ı zalim gibi göstermek isteyenler, hidayetle tanış olmadan ölürlerse hiç kuşkunuz olmasın ki "Keşke bizler, bizler de çocuk iken ölseydik!" diyeceklerdir. Fakat herkesin layık olabileceği bir fırsat, bir lütuf değildir bu!.

YAŞAMA FIRSATI
Mehmed ALAGAŞ



Yorum Yap


Yorumlar yeniden eskiye doğru sıralanmıştır.
Sıralamayı çevirmek için tıklayınız.

Köksal Şahin
13-02-2023 04:07
#5560
Deprem Kader, Sahtekârlık Haramdır!

Ve Aleyküm Selam Mustafa Kardeşimiz,

Mehmed ALAGAŞ abimizi, hocamızı, biz de rahmetle ve Cennet duası ile anıyoruz bu alıntı vesilesiyle.

Öncelikle Kahramanmaraş merkezli bu büyük afette ölen mümin kardeşlerimize Allah'tan rahmet, geride kalanlara sabır ve kolaylıklar, hasta ve yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Rabbimize, müminleri ve insanlığı her türlü afet ve felaketten koruması için dua ediyorum.

Biz böyle dua ediyoruz ancak müminler ve insanlık bunu ne kadar diliyor, işte burası tartışılır. Bildiğimiz üzere, başımıza gelen her musibet öncelikle kendimizle alâkalıdır :

Size isabet eden her musibet, kendi ellerinizle kazandıklarınız yüzündendir. (Halbuki Allah, yaptıklarınızın) çoğunu da affetmektedir. (42-Şûrâ 30)

Siz arzda-yerde (O'nu) aciz bırakacak değilsiniz. Ve Allah'ın dışında sizin bir veliniz (dostunuz) ve yardımcınız yoktur. (42-Şûrâ 31)

Mustafa kardeşimiz konunun kendimizle ilgili boyutunun sebepler düzlemindeki yönlerini tartışmaya açıyor ki bunlar gerçekten önemli konulardır; yaptığımız işleri eksiksiz, doğru, düzgün ve tekniğine uygun yapmak, hatasız çalışan sistemler kurmak, denetim, ödül ve ceza mekanizmaları, ... vb. Bu gibi konulardaki başarı ya da başarısızlıklarımız doğrudan müslümanlığımızla ilgili değildir bana göre çünkü dünyevi işler konusunda genel anlamda başarılı ya da başarısız olan, farklı dinlere mensup farklı milletler bulunmaktadır. Demek ki konunun dinle ya da millet aidiyetiyle doğrudan bir ilişkisi yok. Buradaki problemin eğitim kaynaklı olduğunu ve öncelikleri eğiticilerin (aile ve okullar) eğitilmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü bu kadar plansız, kuralsız, keyfi ve sahte işler ancak kötü eğitimle, kötü eğitim ise kötü tasarlanmış bir sistemle mümkün olabilir bana göre.

Evet, deprem kaderdir, kaderimizde varsa yaşayacağımız bir hadisedir ve Rabbimiz olmasını diledikten sonra buna hiç kimse mani olamaz. Kaderimizde olan ve kazaya dönüşen yani irademiz dışında meydana gelen ve bizi etkileyen hadiselerin İlahi takdir boyutu ile bunlardan ne şekilde etkilendiğimiz ve sebepler düzlemindeki eksikler, hatalar ve sahtekârlıklar, öncelikle birbirinden ayrılması gereken iki konudur.

Selametle..


insandergisi.com
11-02-2023 18:06
#5558
Ve Aleyküm Selam ve Rahmetullah

Amin. Allah razı olsun Bekir kardeşimiz.

Rabbimiz Mehmed abine de bizlere de rahmet etsin ve bizleri Cennetinde birleştirsin.


Mustafa Kayhan
11-02-2023 17:12
#5557
Deprem Kader Değildir?

Selamun Aleyküm,

Mehmet Alagaş abimize rahmet olsun bir daha. Biz, insanlığımızı tamamlayamadığımız için tam müslüman da olamıyoruz. Zira müslümanlar olarak bir çok yanlış bireysel ve toplumsal hatalar yapıyoruz. Oysa bazı milletler, (rahmetli Akif'e göre Japonlar ve Almanlar), müslüman olmamalarına rağmen işlerinde ve görevlerinde eksiklik ve noksanlık komazlar. Ama biz müslüman olmamıza ve Rabbimize de iman etmemize rağmen işlerimizde ve görevlerimizde bireysel olsun, toplumsal olsun, dünyalık olsun ahiretlik olsun, farketmez, hep eksiklik hep hata yapıyoruz. Bu hastalığımızın adı nedir? Bunun tedavisi nerededir? Rabbim bizi de ülkemizi de devletimizi de korusun...


Bekir Ziya
09-02-2023 16:27
#5556
Selamün Aleyküm

Allah'ın (cc) selamı ve rahmeti üzerine olsun Mehmet Abi.




Güvenlik Kodu (*)
İşlemin sonucunu aşağıya yazınız : 20 çarpı 2 = ?


(*) Zorunlu

LÜTFEN DİKKAT:
IP numaranız kaydedilmektedir. Yorumlarınız sebebiyle ilgili kişi ve kurumların yasal işlemler başlatabileceğini unutmayınız. Aşağıdaki sebeplerle yorumlarınız onaylanmayacaktır.
  • Küfür, hakaret, tehdit, rencide edici ifadeler
  • İnançlara saldırı
  • Büyük harflerle yazılmış cümleler