Bazen sıkıldığınızı, bazen bunaldığınızı hisseder, bütün sorunlardan uzaklaşmak için bir yerlere kaçmaya, eksiklerinizi gidermek için bir yerlere gitmeye karar verirsiniz. Ve iç dünyanızda küçük bir fısıltı ile önemi büyük bir soruyu seslendirirsiniz.,
Nereye gideyim?
Bu sorunun cevabı kimlik ve kişiliklere, çevre ve imkanlara göre değişebilir. Manevi sıkıntılardan uzaklaşabilmek için gidilen ya da gidilmek istenilen yerler, çoğu kez maddi alemde güzel denilen yerlerdir. Betonarme şehir yaşantısında bunalan insanlar için yemyeşil dağlar, serin yaylalar veya mavi denizler genellikle tercih edilen yerlerdir. Manevi sıkıntılarını veya eksiklerini, maddi nedenlere bağlayan ve çözümü yine maddede arayan bu anlayış, maddi alemin şimdiki zamanla sınırlı kısır ikramıyla yetinmek zorundadır.
Günümüzdeki birçok müslümanı veya müslümanım diyen kimseleri de böylesi bir cahili anlayıştan müstağni görebilmemiz mümkün değildir. Çünkü manevi açlıklarını, maddi alemde gidermeyi önceleyen bu şaşkınlar da yazlıklarıyla, kışlıklarıyla ve büyük bir cüretle "Cennetten bir köşe" dedikleri sayfiyelik tesisleri ile "Nereye gidelim?" sorusuna beş yıldızlı cevaplar verebilmektedirler!. Bir çuval pirince açlık çekerken, kırık bir pirinç tanesiyle yetinmek zorunda kalan bu anlayış; tüm arayışlarını bütün bir ömür boyu sürdürse de, gideceği hiçbir yerde aradığı mutmainliği bulamayacak bir anlayıştır.
Oysa yaşadığımız sıkıntılar,
içine düştüğümüz bazı bunalımlar açık bir gerçektir. Birçok konuda eksikliklerimizin olduğu da doğrudur. Bütün bu sıkıntılardan ve bunalımlardan uzaklaşabilmek, bütün bu eksikliklerimizi giderebilmek için sorduğumuz "Nereye gideyim?" sorusu da, elbetteki sorulması gereken doğru bir sorudur.
Peki,
sorulması gereken bu doğru sorunun, doğru cevabı ne ola ki!.
"Nereye gideyim?" sorusuna nasıl bir cevap bulmalıyız ki, bu cevapla birlikte diğer aradıklarımızı da bulmuş olabilelim!. Bu soruya nasıl bir cevap verelim ki bulduğumuz bu cevab dertlerimizi devaya, bunalımlarımızı göz ve gönül aydınlığına çevirebilsin!.
"Nereye gideyim?"
Bu önemli soruyu nefsinize yöneltip, nefsani cevaplarla didişmek istemiyorsanız, her meselede her mü'minin yaptığı ve yapması gerektiği gibi öncelikle Kur'an-ı Kerim'e yöneliyor ve bu dosdoğru sorunuzu, doğrunun en temiz kaynağı olan Kur'an'a soruyorsunuz.,
"Nereye gideyim?"
Kur'an-ı Kerim'e yönelttiğiniz bu soru, suya atılan bir taş gibi halkalar meydana getirmekte ve birbirini takip eden her halka, birbiriyle uyumlu cevaplar vermektedir.,
Ne için yaratıldığınızı ve ne olduğunuzu bilerek kendinize gelin, kendinize gidin... Aile sorumluluğunuzu ve ne yapmanız gerektiğini bilerek evlerinize gidin... Sıla i rahimde bulunun, akrabalarınıza gidin... Yakın çevrenizdeki yardıma muhtaç yoksullara gidin, düşkünlere gidin, hastalara gidin... İslam'ı anlamak ve İslam'ı anlatmak için insanlara gidin...
Hiç kuşkusuz ki önce bunları,
önce bu cevapları yaşıyorsunuz. Daha sonra ise Kur'an-ı Kerim'in birer birer verdiği bu cevapları birer birer yaşayan ve yaşamaya çalışan bir mü'min olarak, sorularınıza devam edebilme hakkını kendinizde görebiliyor ve başınızı gönlünüzün en alt noktasına eğerek "Peki sonra, sonra nereye gideyim?" diyorsunuz. Nitekim bu son sorunuz ile cevapların en büyüğü, cevapların en görkemlisiyle karşılaşmaya başlıyorsunuz;
Gerçek şu ki, insanlar için ilk kurulan Ev, Bekke (Mekke) de, o, kutlu ve bütün insanlar (alemler) için hidayet olan (Ka'be)dir. (3-Al-i İmran 96)
Orada apaçık ayetler (ve) İbrahim'in makamı vardır. Kim oraya girerse o güvenlikdedir. Ona bir yol bulup güç yetirenlerin Ev'i haccetmesi Allah'ın insanlar üzerindeki hakkıdır. Kim de küfre saparsa, kuşku yok, Allah alemlere karşı muhtaç olmayandır. (3-Al-i İmran 97)
Mehmed ALAGAŞ
Mehmed Can 03-10-2018 14:41 #3346 | Selamunaleykum Adem kardeşim ‘Kişiye Özel’ kitabının namaz bölümünü tavsiye edebilirim... |
Adem Kolak 03-10-2018 06:27 #3345 | Namaz Selamun aleyküm Mehmet abi Allah yapmış olduğunuz kitap çalışmalarından dolayı sizden razı olsun. Abi Hacc ile ilgili yazmış olduğunuz bu kitap çalışması gibi Namaz ile ilgili bir çalışmada yapacak mısınız? Ümmet olarak namazın hakkını veremiyoruz. İnsan namazı nasıl kılacağını öğrenirse niçin yaptığını anlamış olacak demişti bir hocamız. Bizler Van'da ki kardeşleriniz olarak yazmış olduğunuz kitaplarınızdan çok fayda gördük dili sade kullandığınız için(Elhamdülillah) . Namaz ile ilgili bir kitap çalışması olmasa da en azından bir yazı paylaşabilirseniz bizde bunu buradaki diğer kardeşlerimizle paylaşabiliriz belki. Allah sizden razı olsun. |
Mehmed Alagaş 16-01-2016 19:49 #1565 | Ve aleykümselam Cem kardeşim Yaptığın dualar güzel. Ancak Efendimiz (s.a.v.) nasıl ki alemlere rahmet olarak gönderilmişse, bizler de onun ümmeti olarak dua yelpazemizi genişletmeli, özel dualarımızın yanısıra alemleri kuşatacak dualarda da bulunmalıyız. Bu konuda eksiklik hisseden sana ve senin duyarlılığına sahip diğer kardeşlerime, her gün yapmaya çalıştığım aşağıdaki duayı tavsiye edebilirim., “Ya Rabbel alemin. Şu an imtihan hayatında bulunan insanlardan ve cinlerden cehennemlik olanların dışında kalanlara acı, merhamet et, onları ıslah et, onlara hidayet et. Aynı istisna ile Muhammed ümmetine acı, merhamet et, onları şer ve kötülüklerden koru, onları ıslah et, onlara yardım et, onlara hidayet et, onların bir ve beraber olmalarını nasib et. Amin ya rahmanirrahimin.” |
Cem Şentürk 16-01-2016 15:15 #1564 | Selamınaleyküm Mehmet Abi, Benim aklıma takılan bir sorum var sizinle paylaşmak istedim; Kendimi bildim bileli anam ve babamın dua etmeden yatılmaz dualar seni korur Allah c.c. yanında olur dediği günden bugüne her gece dua ederek yatmaya çalışırım, Ama dualarımda hep Allah c.c. yalvarırken müslüman kardeşlerimize şifa, müslüman kardeşlerimize iş aş, vefaat etmiş müslüman kardeşlerimize diye dualar ediyorum, Son zamanlarda kafama takıldı sonuçta insanlık Allah c.c. OL dedi ve oldu müslüman diyerek acaba Allah c.c. katında dularımda diğer dindeki kardeşlerimizi dularımıza katmamam dularımda bir eksiklik sayılırmı ? Allah' a emanet olun. Teşekkürler. |