Şahsım adına itiraf etmem gerekirse,
ibadet ve kulluğun ne anlama geldiğini bilen bir müslüman olarak, Rabbimin huzurunda gönül rahatlığı ile okuyamadığım, okurken en fazla zorlandığım, en fazla sıkıldığım ayet i kerime şudur;
Yalnız Sana kulluk eder ve yalnız Sen'den yardım dileriz. (1-Fâtiha 5)
Herşeyi hakkıyle bilen Rabbimin huzurunda durarak bu ayet i kerimeyi okurken, hal ve yaşantımla, hal ve yaşantımızla ilgili bu tekmili verirken, boynumun büküldüğünü, başımın iki omuz arasına gömüldüğünü hissediyorum. Namazlarda Fatiha suresini okuma zorunluluğu olmasa, belki de Rabbimin huzurunda utanılası bir duruma düşmemek için birçok namazda bu sureyi okumayacak, okumak istemeyeceğim!. İşin tuhaf tarafı Fatiha suresindeki bu ayet i kerimeyi takip eden ayet i kerimeler ise en fazla muhtaç olduğum, en çok okumak istediğim ayet i kerimelerdir;
Bizi dosdoğru yola ilet. Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların ve sapıklarınkine değil. (1-Fâtiha 6-7)
Bu ikilem arasında bazen şaşırıyorum, şaşkınca düşüncelere kapılıyorum!. Kendi kendime "Beşinci ayet i kerimeyi atlayarak bu sureyi okuyayım mı?" diye aklımdan geçiriyorum!.
Tabi ki olmazdı, olamazdı!.
Çünkü altı ve yedinci ayet i kerimelerdeki muhteşem duayı yapmaya hak kazanan müslümanlar, beşinci ayet i kerimenin yani "Yalnız Sana kulluk eder ve yalnız Sen'den yardım dileriz" buyruğunun gereğini yaparak bu ayet i kerimeyi kalbi bir mutmainlikle okuyan, okuyabilen müslümanlardır.
Peki sizler,
sizler bu ayet i kerimeleri kalbi bir mutmainlik ile okuyabiliyor musunuz? Huzurunda durduğunuz Allah'tan hiç utanmadan, hiç sıkılmadan, hiçbir kalbi rahatsızlık duymadan "Yalnız Sana kulluk eder ve yalnız Sen'den yardım dileriz.." diyebiliyor musunuz?
Allah'a kulluğu sadece namaz kılmak veya oruç tutmak olarak algılayanlar, elbetteki evet diyeceklerdir. Ne var ki Allah'a kulluk, sadece namaz kılmak, sadece oruç tutmak veya hacca gitmek değildir. Allah'a kulluk demek, bütün bir yaşantıda sadece Allah'a yönelmek, hangi konuda olursa olsun önemle ve öncelikle Allah'ın hükümlerini dikkate almak, bu İlahi hükümlere sımsıkı sarılarak Allah için yaşamak ve Allah için ölmek demektir.
Evet,
var mı böyle yaşayan?
Var mı böyle yaşayarak, böyle kulluk ederek, aşağıdaki ayet i kerimeleri kalbi bir mutmainlikle okuyan, okuyabilen?
Yalnız Sana kulluk eder ve yalnız Sen'den yardım dileriz. Bizi dosdoğru yola ilet. Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların ve sapıklarınkine değil. (1-Fâtiha 5-7)
İstisnalar olabilir,
ancak genel çerçevedeki durum olumsuzdur. Olumsuz olduğunu da nereden biliyorsun, bunu da nereden çıkartıyorsun demeyiniz. Genel düzlemde yaşanan ayrılıklar ve aykırılıklar, bu düzlemdeki olumsuzluğun yeterli bir göstergesi değil midir?
Günümüz müslümanları doğru, dosdoğru bir yolda birleşmemişlerse, bu durumun müsebbibi vahdet vaadinden dönmeyecek olan Rabbimiz midir, yoksa bu vaadin gereğini yapmayan müslümanlar mıdır?
Tabi ki müslümanlardır,
tabi ki günümüz müslümanlarıdır!. Çünkü günümüz müslümanları sadece Allah'a kulluk edip, sadece Allah'tan yardım dileyerek "Ya Rabbi bizi dosdoğru yola ilet. Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların ve sapıklarınkine değil.." duasında bulunsalardı, vaadinden dönmeyecek olan şanı yüce Rabbimiz müslümanların bu duasını elbetteki kabul edecek ve müslümanları elbetteki doğru, dosdoğru yolda birleştirecekti. Tüm müslümanlar tarafından asırlardır okunan bu ayet i kerimelerin, sadece ve sadece son yirmi yıldır gereği yapılsaydı, bugün içinde bulunduğumuz durum hiç kuşkusuz ki başka, çok daha başka olacaktı!.
Ancak olmadı, olamadı!.
Çünkü her namazda defalarca okunan bu ayet i kerimelere, itikadi ve ameli düzlemde defalarca ihanet edildi!.
Kardeşleriyle birlik ve beraberlik duası yapan diller ile, kardeşlerini itip kakalayan eller, aynı vücudun ayrı uzuvları gibiydi!. Kendi nefislerinde birçok ayrılığı ve aykırılığı yaşayan aydınlar(!), edebi cümlelerle ümmetin bölünmüşlüğünden dert yanıyorlardı!.
Mehmed ALAGAŞ
Mehmed Alagaş 29-05-2016 16:20 #1764 | Ve aleykümselam Yunus kardeşim Kısa sorular bölümüne gönderdiğin bu soruyu “Vahdete yedi adım” kitab bölümünde yayınlıyoruz. Çünkü bu önemli meseleyi “Vahdete yedi adım” çalışmamızda değerlendirmiş, Kur’an bütünlüğünde yaptığımız araştırmaların sonuçlarını bu kitabta siz kardeşlerimizle paylaşmıştık. Kitabı dikkatle okuyup-tefekkür ettikten sonra cevabını bulamadığın önemli sorular olursa bize tekrar yazabilirsin. Dua ile.. |
Yunus Karadağ 29-05-2016 15:01 #1762 | Selamunaleyküm Mehmed Abi, Abi, çok şükür şu an tevhidi düşünen birçok Müslim ve birçok grup rehberimiz Kur'an olmalı ve beslendikleri kaynağın Kuran olduğunu söylemektedirler. Fakat ortada bir eksiklik olmalı bir araya geldiğimiz Müslim kardeşlerimizle değil müştereklerde bir araya gelme hiçbir konuda anlaşamıyoruz. Farklı farklı kaynaklardan beslenen göller gibi sularının renkli renkli olduğunu görmekteyiz. Abi biz ne yapabiliriz, bizde mi sıkıntı var? Bu insanlarla nereden başlamalıyız neyi anlatmalıyız nasıl anlatmalıyız? Alla'ın selamı ve rahmeti tüm Muvahhitlerin üzerinde olsun. |