ve ellezîne kesebû | : ve kazanan kimselerin |
es seyyiâti | : seyyiat, derecat kaybettiren ameller, günahlar |
cezâu | : cezası, karşılığı |
seyyietin | : bir kötülüğün, derecat kaybettiren amellerin |
bi misli-hâ | : onun bir misli iledir |
ve terheku-hum | : ve onları kaplar, bürür |
zilletun | : bir zillet, hakirlik, küçük düşme |
mâ lehum | : onlar için (onların) yoktur |
min allâhi | : Allah'tan, Allah'a karşı |
min âsimin | : bir koruyucu |
ke ennemâ | : ancak sanki, gibi |
ugsîyet | : büründü, kaplandı |
vucûhu-hum | : onların yüzleri |
kita'an | : parça(lar) |
min el leyli | : geceden |
muzlimen | : bir karanlık |
ulâike | : işte onlar |
ashâbu en nâri | : ateş halkıdır |
hum | : onlar |
fî-hâ | : orada |
hâlidûne | : devamlı kalanlardır |