kul | : de |
hel | : var mı |
min şurekâi-kum | : sizin şirk (ortak) koştuklarınızdan, ortaklarınızdan |
men yehdî | : hidayete erdiren kimse (ulaştıran kimse) |
ilâ el hakkı, | : hakka |
kul allâhu | : de ki Allah |
yehdî li el hakkı | : hakka ulaştırır, hidayete erdirir |
e fe men | : öyleyse ..... kimse mi |
yehdî ilâ el hakkı | : hakka hidayet eder (ulaştırır) |
ehakku | : daha lâyık, daha çok hak sahibi |
en yuttebe | : tâbî olunmak |
em men | : yoksa kim, kimse, kişi |
lâ yehiddî | : kendisi hidayete eremez (ulaşamaz) (kendisini hidayete erdiremez) |
illâ | : hariç, ancak, olmadıkça |
en yuhdâ | : ulaştırılmak, hidayete erdirilmek |
fe mâ lekum | : artık size ne oluyor |
keyfe | : nasıl |
tahkumûne | : hüküm veriyorsunuz |