ve yevme | : ve gün |
yahşuru-hum | : onları toplar, toplayacak, haşredecek |
keen | : gibi |
lem | : olmadı |
yelbesû | : kalırlar |
illâ | : ...den başka, ancak |
sâaten | : bir saat |
min | : ...den |
en nehâri | : gündüz |
yeteârefûne | : tanışırlar, tanışacaklar |
beyne-hum | : onlar aralarında |
kad | : olmuştu |
hasire | : hüsrana düştüler |
ellezîne kezzebû | : yalanlayan kimseler, yalanlayanlar |
bi likâi allâhi | : Allah'a mülâki olmak (ulaşmak) |
ve mâ kânû | : ve olmadılar |
muhtedîne | : hidayete eren kimseler (ruhlarını Allah'a ölmeden evvel ulaştıranlar) |