kâlû ittehaze allâhu | : dediler, Allah edindi |
veleden | : bir çocuk (veled) |
subhâne-hu | : o münezzehtir, ondan münezzehtir |
huve el ganiyyu | : o ganidir (zengindir, ihtiyacı yoktur) |
lehu | : onun |
mâ | : şeyler |
fî es semâvâti | : göklerde var olan |
ve mâ | : ve şeyler |
fî el ardı | : yeryüzünde var olan |
in | : ise, olsa (yok ki) |
inde-kum | : sizde, sizin yanınızda |
min sultânin | : bir delil |
bi hâzâ | : buna ait |
e tekûlûne | : mi söylüyorsunuz (söylüyor musunuz) |
alâllâhi (alâ allâhi) | : Allah'a |
mâ lâ ta'lemûne | : bilmediğiniz şey |