kâle | : dedi |
kâilun | : bir sözcü, söyleyen |
min-hum | : onlardan |
lâ taktulû | : öldürmeyin |
yûsufe | : Yusuf'u |
ve elkû-hu | : ve onu atın, bırakın |
fî gayâbeti el cubbi | : kuyunun dibine |
yeltekit-hu | : onu bulur |
ba'du es seyyâreti | : bir kısım yolcular, bir grup yolcu, yolcu kafilesi |
in kuntum | : eğer siz, iseniz |
fâılîne | : yapanlar |