ve kâle | : ve dedi |
ellezî işterâ-hu | : onu satın alan kişi |
min mısra | : Mısır'dan, Mısır'da |
li imre'eti-hi | : eşine, hanımına (onun eşine) |
ekrimî | : ikram et, kerim ol, güzel yap, özenle hazırla |
mesvâ-hu | : onun mekânı, onun yerleşme yeri |
asâ | : umulur ki, belki |
en yenfea-nâ | : bize fayda verir, bize faydası olur |
ev nettehize-hu | : veya onu ediniriz |
veleden | : evlât |
ve kezâlike | : ve böylece |
mekken-nâ | : biz yerleştirdik |
li yûsufe | : Yusuf'u |
fî el ardı | : yeryüzünde |
ve li nuallime-hu | : ve ona öğretelim diye (öğretmemiz için) |
min te'vîli el ehâdîsi | : olayların, sözlerin yorumundan (yorumunu) |
ve allâhu | : ve Allah |
gâlibun | : gâlip olandır |
alâ emri-hî | : emri üzerine, emrinde |
ve lâkinne | : ve fakat, lâkin |
eksere en nâsi | : insanların çoğu |
lâ ya'lemûne | : bilmezler |