ve dehale | : ve girdi |
mea-hu | : onunla beraber |
es sicne | : zindan |
feteyâni | : iki genç erkek |
kâle | : dedi |
ehadu-humâ | : onlardan biri |
in-nî | : muhakkak ki ben |
erâ-nî | : beni, kendimi görüyorum |
a'sıru | : sıkıyorum |
hamren | : üzüm |
ve kâle el âharu | : ve diğeri dedi |
in-nî | : muhakkak ki ben |
erâ-nî | : görüyorum |
ahmilu | : taşıyorum |
fevka | : üstünde |
re'sî | : başım |
hubzen | : ekmek |
te'kulu | : yiyor |
et tayru | : kuş(lar) |
min-hu | : ondan |
nebbi'nâ | : bize haber ver, bize anlat |
bi te'vîli-hi | : onun yorumunu |
in-nâ | : muhakkak biz |
nerâ-ke | : seni görüyoruz |
min el muhsinîne | : muhsinlerden |