mâ | : değil |
ta'budûne | : siz tapıyorsunuz |
min dûni-hi | : ondan başka |
illâ | : ancak, yalnız |
esmâen | : isimler |
semmeytumû-hâ | : onu isimlendirdiniz |
entum | : siz |
ve âbâu-kum | : ve atalarınız, babalarınız |
mâ enzele allâhu | : Allah indirmedi |
bi-hâ | : ona |
min sultânin | : (delilden) bir delil |
in el hukmu | : hüküm ise |
illâ | : yalnız, sadece |
lillâhi (li allâhi) | : Allah'ındır, Allah'a aittir |
emere | : emretti |
ellâ (en lâ) ta'budû | : kul olmamanız |
illâ | : dışında, ...den başkasına |
iyyâ-hu | : yalnız o |
zâlike | : işte bu |
ed dînu el kayyimu | : kayyum (Âdem (A.S)'dan kıyâmete kadar devam edecek olan) dîn |
ve lâkinne | : ve lâkin, fakat, ama |
eksere en nâsi | : insanların çoğu |
lâ ya'lemûne | : bilmezler, bilmiyorlar |