ve kale el meliku'tû-nî | : ve hükümdar 'bana getirin' dedi |
bi-hi | : onu |
fe lemmâ | : böylece, olduğu zaman |
câe-hu er resûlu | : ona elçi geldi |
kale irci' | : dedi 'dön' |
ilâ rabbi-ke | : efendine |
fe es'el-hu | : böylece, o zaman ona sor |
mâ | : nedir |
bâlu en nisveti | : o kadınların durumu, hali |
ellâtî kattane | : kesenler (kadınlar) |
eydiyehunne | : ellerini |
inne | : muhakkak |
rabbî | : Rabbim |
bi keydihinne | : onların (kadınların) hilelerini |
alîmun | : en iyi bilendir |