kâlû | : dediler |
in yesrık | : eğer çalmışsa |
fe kad | : olmuştu |
sereka | : çaldı |
ehun | : kardeşi |
lehu | : onun |
min kablu | : önceden, daha önce |
fe eserre-hâ | : onu saklı tuttu, gizledi |
yûsufu | : Yusuf |
fî nefsi-hî | : nefsinde, kendi içinde |
ve lem yubdi-hâ | : ve onu açıklamadı |
lehum | : onlara |
kâle | : dedi |
entum | : siz |
şerrun | : şerr, kötü |
mekânen | : konum, yer |
vallâhu (ve allâhu) | : ve Allah |
a'lemu | : daha iyi bilir |
bimâ | : dolayısıyla, o şey sebebiyle |
tesifûne | : anlatıyorsunuz |