allâhi | : Allah |
ellezî | : o ki |
lehu | : onundur |
mâ | : şeyler |
fî es semâvâti | : göklerde, semalarda |
ve mâ | : ve şeyler |
fî el ardı | : yerde |
ve veylun | : ve vay haline, yazıklar olsun |
li el kâfirîne | : inkâr edenler, kâfirler için, kâfirlere |
min azâbin | : (azaplardan bir) azap |
şedîdin | : şiddetli |