ve izâ | : ve olduğu zaman |
beddelnâ | : biz değiştirdik |
âyeten | : bir âyet |
mekâne | : yer, mekân |
âyetin | : bir âyet |
vallâhu a'lemu | : ve Allah bilir |
a'lemu | : bilir |
bimâ | : şeyi |
yunezzilu | : indirir |
kâlû | : dediler |
innemâ | : sadece, ancak |
ente | : sen |
mufterin | : iftira eden, kendisi uyduran |
bel | : hayır, tam aksi, bilâkis |
ekseru-hum | : onların çoğu |
lâ ya'lemûne | : bilmezler, bilmiyorlar |