ve lekad | : ve andolsun ki |
na'lemu | : biz biliyoruz, biliriz |
enne-hum | : onların olduğunu |
yekûlûne | : diyorlar |
innemâ | : sadece, yalnız, fakat |
yuallimu-hu | : ona öğretiyor |
beşerun | : bir beşer, bir insan |
lisânu | : lisan (konuşma dili) |
ellezî | : ki o |
yulhıdûne \n(elhade) | : yöneliyorlar, isnad ediyorlar, dil uzatıyorlar \n: (yöneldi, dil uzattı) |
ileyhi | : ona |
a'cemiyyun | : yabancı, acemi, Arapça olmayan |
ve hâzâ | : ve bu |
lisânun | : lisan (konuşma dili) |
arabiyyun | : Arapça |
mubînun | : apaçık, açıkça |