ve yec'alûne | : ve yapıyorlar (ayırıyorlar) |
li mâ | : şeyleri |
lâ ya'lemûne | : bilmiyorlar |
nasîben | : bir nasip, bir pay |
mimmâ (min mâ) | : o şeylerden |
razaknâ-hum | : onları rızıklandırdık |
tallâhi | : Allah'a yemin olsun |
le tus'elunne | : mutlaka sorgulanacaksınız |
ammâ (an-mâ) | : şeylerden |
kuntum | : siz oldunuz |
tefterûne | : iftira ediyorsunuz |