ve yevme | : ve o gün |
neb'asu | : göndeririz, beas ederiz, vazifeli kılarız |
fî | : içinde |
kulli | : bütün, hepsi |
ummetin | : ümmet |
şehîden | : bir şahit |
aleyhim | : onların üzerine |
min enfusi-him | : onların kendilerinden |
ve ci'nâ | : ve getirdik |
bi-ke şehîden | : seni şahit olarak |
alâ | : üzerine |
hâulâi | : işte onlar |
ve nezzel-nâ | : ve biz indirdik |
aleyke | : sana |
el kitâbe | : kitap |
tibyânen | : beyan eden (açıklayan) |
li kulli şey'in | : herşeyi |
ve huden | : ve hidayete erdiren |
ve rahmeten | : ve rahmet olan (rahmet nuru gönderen), rahmet olarak |
ve buşrâ | : ve müjde olarak |
li el muslimîne | : müslümanlara, müslümanlar (teslim olanlar) için |