ve in | : ve eğer |
kâdû | : neredeyse, az kalsın (oluyordu) |
le yeftinûne-ke | : gerçekten seni fitneye düşürüyorlar |
anillezî (an ellezî) | : ondan |
evhaynâ | : sana vahyettik |
ileyke | : sana |
li tefteriye | : iftira etmen, uydurman için |
aleynâ | : bize |
gayre-hu | : ondan başka |
ve izen | : ve o taktirde, o zaman |
lettehazû-ke (le ittehazû-ke) | : seni mutlaka edinirler |
halîlen | : bir dost |