izen | : o taktirde, o zaman |
le ezaknâ-ke | : elbette sana tattırdık (tattırırdık) |
di'fa el hayâti | : hayatın zayıflığı (sıkıntısı) |
ve di'fa el memâti \n(di'fa) | : ve ölümün zayıflığı (sıkıntısı) \n: (kat kat, iki kat), (zayıflık, güçsüzlük, sıkıntı) |
summe | : sonra |
lâ tecidu | : bulamazsın |
leke | : senin için |
aleynâ | : bize karşı |
nasîran | : bir yardımcı |