ve men | : ve kim, kimi |
yehdi allâhu | : Allah (Kendisine) ulaştırır |
fe huve | : artık, o zaman, o taktirde o |
el muhtedi | : hidayete ermiştir |
ve men | : ve kim, kimi |
yudlil | : dalâlette bırakır |
fe len tecide | : o zaman bulamazsın |
lehum | : onlar, onlar için |
evliyâe | : velîler, dostlar |
min dûni-hi | : ondan başka |
ve nahşuru-hum | : ve onları haşrederiz, toplarız |
yevme el kıyâmeti | : kıyâmet günü |
alâ vucûhi-him | : yüzleri üzerinde, yüzükoyun, yüzüstü |
umyen | : kör olarak |
ve bukmen | : ve dilsiz olarak |
ve summen | : ve sağır olarak |
me'vâ-hum | : onların barınağı, kalacağı yeri |
cehennemu | : cehennem |
kullemâ | : her seferinde, her defasında |
habet | : sönmeye yüz tuttu |
zidnâ-hum | : onlara artırırırz |
saîren | : alevli ateş |