ve rabatnâ | : ve bağladık, kuvvetlendirdik, takviye ettik, rabıta kurduk |
alâ | : üzerine, üzerinde |
kulûbi-him | : onların kalpleri |
iz kâmû | : kıyam ettikleri zaman, ayağa kalkınca |
fe | : böylece, o zaman |
kâlû | : dediler |
rabbu-nâ | : Rabbimiz |
rabbu es semâvâti | : semaların Rabbi |
ve el ardı | : ve yeryüzü, arz |
len ned'uve | : asla dua etmeyiz |
min dûni-hi | : ondan başkasına |
ilâhen | : ilâh |
lekad | : andolsun |
kulnâ | : söyledik, dedik |
izen | : öyleyse, öyle olursa, bu taktirde |
şetaten | : haddi aşma, taşkınlık, yanlış |