ve ree | : ve gördü |
el mucrimûne | : suçlular, günahkârlar |
en nâre | : ateş |
fe | : o zaman, artık, böylece |
zannû | : zannettiler, idrak ettiler |
enne-hum | : kendilerinin olduğunu |
muvâkıû-hâ (vakaa) | : ona düşecek olanlar (düştü) |
ve lem yecidû | : ve bulamazlar, bulamadılar |
an-hâ | : ondan |
masrifen \n(serefa) | : uzaklaşacak yer, kaçış yolu \n: (çevirdi, uzaklaştı) |