emme | : fakat, lâkin, amma |
es sefînetu | : gemi |
fe kânet | : o zaman oldu, idi |
li mesâkîne | : fakirlere ait, fakirlerin |
ya'melûne | : çalışıyorlar |
fî el bahri | : denizde |
fe | : böylece, bu sebeple |
eradtu | : ben istedim |
en eîbe-hâ | : onu kusurlu yapmak |
ve kâne | : ve oldu, idi, vardı |
verâe-hum | : onların arkasında |
melikun | : bir kral |
ye'huzu | : alıyor (ele geçiriyor) |
kulle sefînetin | : bütün gemi(ler) |
gasben | : gasbederek, zorla |