kâle | : dedi |
kezâliki | : işte böyle |
kâle | : dedi |
rabbu-ki | : senin Rabbin |
huve | : o |
aleyye | : benim için, bana |
heyyinun | : kolay |
ve li nec'ale-hû | : ve onu kılmamız için |
âyeten | : bir âyet |
li en nâsi | : insanlara |
ve rahmeten | : ve bir rahmet |
min-nâ | : bizden |
ve kâne | : ve oldu |
emren | : emir |
makdıyyen | : kaza edilmiş, yerine getirilmiş |