ve izâ tutlâ | : ve okunduğu zaman |
aleyhim | : onlara |
âyâtu-nâ | : âyetlerimiz |
beyyinâtin | : beyan edilerek, ispat vasıtaları olarak |
kâle | : dedi |
ellezîne | : onlar, olan kimseler |
keferû | : inkâr edenler, kâfir olanlar |
li ellezîne âmenû | : âmenû olanlara |
eyyu | : hangisi |
el ferîkayni | : iki fırka, iki grup |
hayrun | : daha hayırlı |
makâmen | : makam |
ve ahsenu | : ve daha güzel |
nediyyen | : meclis, toplantı yeri |