ve lemmâ | : ve olduğu zaman |
câe-hum | : onlara geldi |
resûlun | : bir resûl |
min indillâhi (indi allahi) | : Allah'ın katından |
musaddikun | : tasdik eden |
limâ | : şeyi |
mea-hum | : onlarla beraber, onların yanında |
nebeze | : attı |
ferîkun | : bir fırka, bir zümre, bir kısım |
min ellezîne | : o kimselerden, onlardan |
ûtû | : verildiler |
el kitâbe | : kitap |
kitâbe allâhi | : Allah'ın |
verâe | : arka |
zuhûri-him | : onların arkaları, arkalarına |
ke | : gibi, sanki |
enne-hum | : onların olduğu |
lâ ya'lemûne | : bilmiyorlar |