ve kâlû | : ve dediler |
ittehaze | : edindi |
allâhu | : Allah |
veleden | : çocuk |
subhâne-hu | : o sübhandır, münezzehtir |
bel | : hayır, bilâkis |
lehu | : onun içindir, onundur |
mâ fî es semâvâti | : semalardaki, göklerdeki şeyler |
ve el ardı | : ve arz, yeryüzü, yer |
kullun | : hepsi |
lehu | : ona |
kânitûne | : kanitun olanlar, saygı ile huzurda |