ve uktulû-hum | : ve onları öldürün |
haysu | : yer |
sekıftumû-hum | : onları buldunuz, yakaladınız, |
ve ahricû-hum | : ve onları çıkarın |
min haysu | : yerden |
ahracû-kum | : sizleri çıkardılar |
ve el fitnetu | : ve fitne |
eşeddu | : daha şiddetli, daha kuvvetli, daha fena |
min el katli | : öldürmekten |
ve lâ tukâtilû-hum | : ve onları katletmeyin, onlarla savaşmayın, onları öldürmeyin |
inde | : yanında |
el mescidi el harâmi | : Mescid-i Haram |
hattâ | : oluncaya kadar, olmadıkça |
yukâtilû-kum | : sizinle savaşırlar |
fî-hi | : orada |
fe | : artık, bundan sonra, fakat |
in kâtelû-kum | : eğer sizinle savaşırlarsa, |
fe uktulû-hum | : o zaman, o taktirde, onları öldürün |
kezâlike | : işte böyle |
cezâu | : ceza |
el kâfirîne | : kâfirler |