fî ed dunyâ | : dünya hakkında, dünyada |
ve el âhirati | : ve ahiret |
ve yes'elûne-ke | : ve sana soruyorlar, sorarlar |
an el yetâmâ | : yetimlerden |
kul | : de, söyle, |
ıslâhun | : ıslâh etmek, düzeltmek |
lehum | : onları |
hayrun | : hayır, hayırlı |
ve in tuhâlitû-hum | : ve eğer onlara karışırsanız, katılırsanız |
fe | : artık, o zaman |
ıhvânu-kum | : sizin kardeşleriniz |
ve allâhu | : ve Allah |
ya'lemu | : bilir |
el mufside | : fesat çıkaranlar |
min el muslihi | : ıslâh edenlerden |
ve lev | : ve şâyet, olsa, ise |
şâallâhu (şâe allâhu) | : Allah diledi |
le | : elbette, mutlaka |
a'nete-kum | : sizi sıkıntıya soktu |
inne allâhe | : muhakkak ki Allah |
azîzun | : azîzdir, üstündür |
hakîmun | : hakîmdir, hüküm ve hikmet sahibidir |