lâ cunâhe | : günah yoktur |
aleykum | : sizin üzerinize, size |
in tallaktumu | : eğer boşarsanız |
en nisâe | : kadın(lar) |
mâ lem temessû-hunne | : henüz kendilerine dokunmadınız |
ev | : veya |
tefridû | : takdirettiniz, tayin ettiniz(farz kıldınız) |
lehunne | : onlar için, onlara |
farîdâten | : takdir edilen (farz kılınan) miktar, mehir |
ve mettiû-hunne | : ve onları metelandırın, faydalandırın |
alâ el mûsiı | : eli geniş olan üzerine (zengin olana) |
kaderu-hu | : muktedir olduğu (kendi kudreti) kadar |
ve alâ el muktiri | : ve dar geçimli olan üzerine (fakir olana) |
kaderu-hu | : muktedir olduğu (kendi kudreti) kadar |
metâan | : meta, mal, fayda |
bi el ma'rûfi | : marufla, örf ve adete uygun olarak |
hakkan | : bir hakk olarak |
alâ el muhsinîne | : muhsinlerin üzerine, muhsinlere |