fe lemmâ | : böylece olduğu zaman |
fesale | : ayrıldı |
tâlûtu | : Talut |
bi | : ile |
el cunûdi | : askerler, ordu |
kâle | : dedi |
inne | : muhakkak |
allâhe | : Allah |
mubtelî-kum | : sizi imtihan edecek |
bi en neherin | : bir nehir ile |
fe | : artık, bundan sonra , o taktirde |
men | : kim |
şeribe | : içti |
min-hu | : ondan |
fe | : artık, bundan sonra, o taktirde |
leyse | : değil |
min-nî | : benden |
ve men | : ve kim |
lem yat'am-hu | : ona doymaz |
fe | : artık, bundan sonra, o taktirde |
inne-hu | : muhakkak ki o |
min-nî | : benden |
illâ | : ancak, sadece, hariç |
men igterafe | : avuçlayan kimse |
gurfeten | : bir avuç |
bi yedi-hi | : kendi eliyle |
fe | : artık, bundan sonra, o taktirde, fakat |
şeribû | : içtiler |
min-hu | : ondan |
illâ | : ancak, sadece, hariç |
kalîlen | : az, pek az |
min-hum | : onlardan |
fe | : bundan sonra, fakat, nitekim |
lemmâ | : olunca |
câveze-hu | : onu(karşıdan karşıya) geçtiler |
huve | : o |
ve ellezîne | : ve onlar |
âmenû | : âmenû oldular, îmân ettiler (Allah'a ulaşmayı dilediler) |
mea-hu | : onunla beraber |
kâlû | : dediler |
lâ tâkate | : takat, güç yok |
lenâ | : bizim |
el yevme | : bugün |
bi câlûte | : Calut ile, Calut'a karşı |
ve cunûdi-hi | : ve onun askerleri (ordusu ile) |
kâle | : dedi |
ellezîne | : onlar |
yezunnûne | : yakîn hasıl edenler, kesin olarak bilenler |
enne-hum | : onların ..... olduğunu |
mulâkû | : mülâki olanlar, kavuşanlar |
allâhi | : Allah |
kem | : kaç tane, nice |
min fietin | : topluluk(lar)dan |
kalîletin | : az, pek az |
galebet | : gâlip oldu, üstün geldi |
fieten | : topluluk, grup |
kesiraten | : çok |
bi izni | : izni ile |
allâhi | : Allah |
ve allâhu | : ve Allah |
mea | : beraber |
es sâbirîne | : sabredenler |