leyse | : değil |
aleyke | : senin üzerine |
hudâ-hum | : onların hidayete ermesi |
ve lâkinne | : ve lâkin, fakat |
allâhe | : Allah |
yehdî | : hidayete erdirir |
men | : kimse |
yeşâu | : diledi |
ve mâ tunfikû | : ve infâk ettiğiniz şey, ne infâk |
min hayrin | : hayırdan |
fe | : o zaman, işte o |
li enfusi-kum | : kendi nefsiniz, kendiniz için |
ve mâ tunfikû | : ve infâk ettiğiniz şey, ne infâk |
illebtigâe (illâ ibtigâe) | : sadece istedi, diledi |
vechi allâhi | : Allah'ın |
ve mâ tunfikû | : ve infâk ettiğiniz şey, ne infâk |
min hayrin | : hayırdan |
yuveffe | : vefa edilir, ödenir, karşılığı tam verilir |
ileykum | : size |
ve entum | : ve siz |
lâ tuzlemûne | : zulmedilmezsiniz, size haksızlık yapılmaz |