ve iz | : ve olduğu zaman, olmuştu |
necceynâ-kum | : sizi biz kurtardık |
min âli fir'avne | : firavun ailesinden |
yesûmûne-kum | : size tattırıyorlar, yapıyorlar |
sûe | : kötü |
el azâbi | : azap |
yuzebbihûne | : boğazlıyorlar, öldürüyorlar |
ebnâe-kum | : sizin oğullarınız |
ve yestahyûne | : ve sağ bırakıyorlar |
nisâe-kum | : sizin kadınlarınız |
ve fî zâlikum | : ve bunda vardır |
belâun | : belâ, imtihan |
min rabbi-kum | : sizin Rabbinizden |
azîmun | : azîm, büyük |