ve iz | : ve olmuştu, olduğu zaman |
kultum | : siz dediniz |
yâ | : ya, ey |
mûsâ | : Musa |
len nu'mine | : biz asla inanmayız |
leke | : sana |
hattâ | : olana kadar, olmadıkça |
nerâ | : biz görürüz |
allâhe | : Allah |
cehreten | : açıkça |
fe | : o zaman, bunun üzerine |
ehazet-kum(u) | : sizi aldı, yakaladı |
es sâikatu | : yıldırım |
ve entum | : ve siz |
tenzurûne | : bakıyorsunuz, görüyorsunuz |