ve izâ | : ve olduğu zaman |
kîle lehum | : onlara denildi |
âminû | : âmenû olun, îmân edin |
bi mâ | : şeye |
enzele allâhu | : Allah indirdi |
kâlû | : dediler |
nu'minu | : inanırız |
bi mâ | : şeye |
unzile aleynâ | : bize indirildi |
ve yekfurûne | : ve inkâr ediyorlar |
bi mâ verâe-hu | : onun arkasındaki şeyi |
ve huve el hakku | : ve o hak, gerçek |
musaddikan | : tasdik edici, tasdik eden |
limâ | : şeyi |
mea-hum | : onların yanında |
kul | : söyle, de |
fe lime | : o zaman niçin |
taktulûne | : öldürüyorsunuz |
enbiyâe | : nebîler, peygamberler |
allâhi | : Allah |
min kablu | : önceden, daha önce |
in kuntum mu'minîne | : eğer mü'minler iseniz |