inne ellezîne | : muhakkak o kimseler, onlar |
keferû | : inkâr ettiler, kâfir oldular |
ve yasuddûne | : ve alıkoyarlar, men ederler |
an sebîli allâhi | : Allah'ın yolundan |
ve el mescidi el harâmi | : ve Mescid-i Haram, Kâbe |
ellezî | : ki o, ki onu |
cealnâ-hu | : onu kıldık |
li en nâsi | : insanlar için, insanlara |
sevâen | : müsavi, eşit, eşit olarak |
el âkıfu | : devamlı kalanlar, devamlı ikamet edenler |
fî-hi (el âkıfu fîhi) | : orada (yerliler) |
ve el bâdı | : ve çölden gelenler, dışardan gelenler |
ve men yurid | : ve kim ister(se), isteyen kimse(ler) |
fî-hi | : orada |
bi ilhâdin | : (Hakk yolundan) saptırarak |
bi zulmin | : zulüm ile |
nuzık-hu | : ona tattırırız, tattıracağız |
min âzâbin | : azaptan |
elîmin | : elîm, acı |