ellezîne | : o kimseler, onlar |
in | : eğer, ise |
mekkennâ-hum | : onlara imkân verdik |
fî el ardı | : yeryüzünde |
ekâmû es salâte | : namazı ikame ettiler (ederler, kılarlar) |
ve âtevu ez zekâte | : ve zekâtı verdiler (verirler) |
ve emerû | : ve emrettiler (emrederler) |
bi el ma'rûfi | : irfan ile |
ve nehev | : ve nehyettiler (nehyederler, yasaklarlar) |
an el munkeri | : münkerden, inkârdan, kötülükten |
ve li allâhi | : ve Allah'a aittir |
âkıbetu | : sonu |
el umûri | : işler |