ve mâ erselnâ | : ve göndermedik |
min kabli-ke | : senden önce |
min resûlin | : resûlden |
ve lâ nebiyyin | : ve bir nebî, bir peygamber yoktur |
illâ | : ancak, olmayan, hariç |
izâ temennâ | : temenni ettiği zaman, dilediği zaman |
elka eş şeytânu | : şeytan ilka eder, ulaştırır |
fî umniyyeti-hî | : onun dileğinin, temennisinin içine |
fe yensehu allâhu | : o zaman Allah kaldırır, iptal eder, nesheder |
mâ | : şey |
yulkı | : ilka eder, ulaştırır |
eş şeytânu | : şeytan |
summe | : sonra |
yuhkimu allâhu | : Allah muhkem kılar, sağlamlaştırır |
âyâti-hî | : onun âyetleri |
vallâhu (ve allahu) | : ve Allah |
alîmun | : (en iyi) bilendir |
hakîmun | : hikmet sahibidir |