zâlike | : işte bu, işte böyle |
ve men | : ve kim |
âkabe | : ikab etti, karşılık verdi, ceza verdi |
bi misli | : misli ile |
mâ | : şey |
ûkıbe | : ikab edildi, cezalandırıldı, haksızlık yapıldı |
bihî | : onunla, ona |
summe | : sonra |
bugıye | : azgınlık yapıldı, haksızlık yapıldı (haklarına tecavüz edildi) |
aleyhi | : ona |
le yansuru enne-hu allâhu | : mutlaka Allah ona yardım eder |
innallâhe (inne allâhe) | : muhakkak Allah |
le | : mutlaka, elbette |
afuvvun | : affeden(dir) |
gafûrun | : mağfiret eden(dir) |