fe | : o zaman, bunun üzerine |
tebesseme | : tebessüm etti |
dâhıken | : gülerek |
min kavli-hâ | : onun sözüne |
ve kâle | : ve dedi |
rabbi | : Rabbim |
evzı'nî | : beni başarılı kıl |
en eşkure | : benim şükretmem |
ni'mete-ke | : senin ni'metin |
elletî | : ki o |
en'amte | : ni'metlendirdin, en'am buyurdun |
aleyye | : bana |
ve alâ | : ve ...a |
vâlideyye | : anne ve babam |
ve en a'mele salihan | : ve benim salih amel yapmam |
terdâ-hu | : sen ondan razı oldun |
ve edhıl-nî | : ve beni dahil et |
bi rahmeti-ke | : senin rahmetinle |
fî | : içine |
ibâdi-ke | : senin kulların |
es sâlihîne | : salihler |