kâlet | : dedi |
inne | : muhakkak ki |
el mulûke | : melikler, sultanlar, hükümdarlar |
izâ | : olduğu zaman |
dehalû | : girdiler |
karyeten | : bir belde, bir ülke |
efsedû-hâ | : onu ifsad ettiler, bozguna uğrattılar |
ve cealû | : ve kıldılar, yaptılar |
eizzete | : izzetli olanlar, izzet sahibi olanlar |
ehlihâ | : onun halkı |
ezilleten | : zillete düşürerek |
ve kezâlike | : ve işte böyle, bunun gibi |
yef'alûne | : yapıyorlar, yaparlar |