fe câet-hu | : ona geldiği zaman |
ıhdâ-humâ | : (kızların) ikisinden biri |
temşî | : yürüyor |
alestihyâin (alâ istihyâin) | : haya ederek, utanarak |
kâlet | : dedi |
inne | : muhakkak |
ebî | : benim babam |
yed'û-ke | : seni çağırıyor |
li | : için |
yecziye-ke | : seni mükâfatlandıracak |
ecr | : bir ecir, ücret |
mâ | : şey |
sekayte | : sen suladın |
lenâ | : bize, bizi, bizimiçin |
fe lemmâ | : olduğu zaman |
câe-hu | : o geldi |
ve kassa | : ve anlattı |
aleyhi | : ona |
el kasasa | : hikâye |
kâle | : dedi |
lâ tehaf | : korkma |
necevte | : sen kurtuldun |
min el kavmi | : kavimden |
ez zâlimîne | : zalimler |