kâle | : dedi |
innî | : muhakkak ki ben |
urîdu | : ben istiyorum |
en unkiha-ke | : sana nikâhlamak |
ihdebneteyye (ihdâ ibneteyye) | : iki kızımdan biri |
hâteyni | : işte bu ikisi |
alâ | : üzerine, karşılık |
en te'cure-nî | : bana ücretli çalışman, hizmet etmen |
semâniye | : sekiz (8) |
hıcecin | : seneler |
fe | : böylece |
in etmemte | : eğer tamamlarsan |
aşran | : on (10) |
fe | : artık |
min indi-ke | : senin indinden, senden |
ve mâ urîdu | : ve ben istemiyorum |
en eşukka | : zorluk çıkarmak, mecbur etmek |
aleyke | : sana, seni |
setecidu-nî | : beni bulacaksın |
in şâallâhu (şâe allâhu) | : inşaallah, eğer Allah dilerse |
min es sâlihîne | : salihlerden |