fe | : bunun üzerine, böylece |
kullen | : hepsi |
ehaznâ | : biz aldık, yakaladık |
bi | : ile |
zenbi-hi | : onun günahı |
fe | : bunun üzerine, böylece |
min-hum | : onlardan |
men | : kim, kimse |
erselnâ | : biz gönderdik |
aleyhi | : ona, onun üzerine |
hâsıben | : kasırga |
ve | : ve |
min-hum | : onlardan |
men | : kim, kimse |
ehazet-hu | : onu aldı, yakaladı |
es sayhatu | : sayha (şiddetli ses dalgası) |
ve | : ve |
min-hum | : onlardan |
men | : kim, kimse |
hasefnâ | : yere geçirdik, yerin dibine batırdık |
bi-hi | : onu, onunla |
el arda | : arz, yeryüzü |
ve | : ve |
min-hum | : onlardan |
men | : kim, kimse |
agraknâ | : biz boğduk |
ve | : ve |
mâ kânâllâhu | : Allah değildi, olmadı |
li yazlime-hum | : onlara zulmeden |
ve lâkin | : ve lâkin, fakat |
kânû | : oldular |
enfuse-hum | : onların nefsleri, kendi nefsleri |
yazlimûne | : zulmediyorlar |