ve lekad | : ve andolsun |
sadaka-kumu allâhu | : Allah size sadık kaldı |
va'de-hû | : onun vaadi |
iz tehussûne-hum | : onları perişan edip öldürüyordunuz |
bi izni-hî | : onun izni ile |
hattâ | : hatta, öyle ki, fakat |
izâ feşiltum | : gevşeklik göstermiştiniz |
ve tenâza'tum | : ve nizâya (anlaşmazlığa) düştünüz |
fî el emri | : emir hakkında |
ve asaytum | : ve isyan ettiniz |
min ba'di | : sonradan, ...den sonra |
mâ erâ-kum | : size gösterdiği şey |
mâ tuhıbbûne | : sevdiğiniz şey |
min-kum | : sizden |
men | : kim, kimi |
yurîdu | : diliyor, istiyor |
ed dunyâ | : dünya |
ve min-kum | : ve sizden |
men | : kim, kimi |
yurîdu | : diliyor, istiyor |
el âhirete | : ahireti |
summe | : sonra |
sarafe-kum | : sizi geri çevirdi |
anhum | : onlardan |
li yebteliye-kum | : sizi imtihan etmek için |
ve lekad | : ve andolsun |
afâ ankum | : sizi affetti |
ve allâhu | : ve Allah |
zû fadlin | : fazlın sahibi |
alâ el mu'minîne | : mü'minlere karşı |